İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı

'FETÖ HIV gibi hareket ediyor'

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca FETÖ'nün Şükrü Balcı Polis Meslek Yüksekokulu yapılanmasına ilişkin hazırlanan iddianamede, terör örgütü, AIDS'e yol açan HIV virüsüne benzetildi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 21 Kasım 2017 14:26, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'FETÖ HIV gibi hareket ediyor'

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Evliya Çalışkan tarafından FETÖ/PDY'nin Şükrü Balcı Polis Meslek Yüksekokulu'ndaki yapılanmasına ilişkin hazırlanan iddianamede, aralarında sivillerin de bulunduğu 28'i tutuklu 31 sanık yer aldı.

İddianamede, sanıklardan 11'inin "silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek" suçundan 22 yıl altışar aya, 20'sinin ise "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7 yıl 6 aydan 15'er yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi.

İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen ve FETÖ'nün amacı, stratejisi ve yapılanması anlatılan iddianamede, FETÖ'nün polis koleji ve polis akademisinde kadro oluşturma süreci ve eğitici/yönetici kadrolarını ele geçirmesi detaylı olarak aktarıldı.

FETÖ/PDY'nin gizliliğe verdiği öneme dikkati çekilen iddianamede, örgütün, zamana yaydığı devleti ele geçirme hedefini, gizliliğe dayalı sonuna kadar tespit edilmeden götürülemeyeceğini bilerek "tespit mekanizmaları"na öncelikli olarak sızma stratejisi izlediği kaydedildi. İddianamede, bu kapsamda örgüt elebaşı Fetullah Gülen'e bağlı mahrem hizmetler içerisinde yer alan Emniyet Genel Müdürlüğü'nün merkez ve taşra teşkilatlanmasına erken dönemlerden itibaren sızma faaliyeti yürütüldüğü vurgulandı.

Emniyet teşkilatının FETÖ için önemi

Vücut sistemine ait bir hücreye virüs girmesi neticesinde yani "düşman" tarafından ele geçirilmesi durumunda, bunu tespit edebilecek donanıma sahip ve bu fonksiyonu yerine getirmekle görevli tek yapının "NK, T ve B" denilen özel savunma hücreleri olduğu belirtilen iddianamede, şu tespitlere yer verildi:

"Bu hücreler, aralarında iş birliği yaparak vücuda ait olup olmamasına bakmaksızın enfekte olmuş bölgelerde virüs tarafından ele geçirilmiş 'bize ait olan' hücreleri, hayatımızın varlığını devam ettirebilmesi amacıyla yok etmektedir. Her virüsün hedef aldığı, kendine özgü bir merkezin olduğu insan vücudunda AIDS'e yol açan HIV virüsünün hedef organı, özel savunma hücrelerimizdir. Virüslü vücut hücrelerini tespit etme donanımına sahip tek yapı olan bu hücrelerin, HIV tarafından ele geçirilmesi durumunda, geri kalan tüm savunma mekanizmalarımızın böyle bir yeteneğe sahip olmaması nedeniyle bağışıklık sistemimiz çökmektedir. İşte FETÖ/PDY, AIDS'e yol açan HIV virüsü gibi hareket ederek, kendisini tespit edebilecek kapasiteye sahip olan 'NK, T ve B' hücrelerine eşdeğer tespit mekanizmalarının başında gelen Emniyet Genel Müdürlüğü'nü kendisi açısından hayati derecede önemli görmektedir."

İddianamede, FETÖ'nün, Emniyet Genel Müdürlüğü'nün merkez ve taşra teşkilatına sızmasının, bir yandan şehirlere yayılan ve örgüte can veren hayati organların faaliyetlerini kolayca yapmasına yol açarken, diğer yandan örgütün tespit edilmesini ve yasa dışı faaliyetlerle mücadelenin engellenmesini sağladığı anlatıldı.

Emniyet teşkilatının tüm birimlerine sızılması ve ele geçirilmeye çalışılmasının, örgütün gizli emellerine ulaşmasını sağlayacak anahtar rol olduğu belirtilen iddianamede, "Trafik, narkotik, asayiş, güvenlik, pasaport, istihbarat ve kaçakçılık gibi pek çok alanda hizmet veren emniyet teşkilatının, toplumun tüm kesimlerine temas etmesi, bireyler hakkında detaylı bilgi toplanmasına olanak sağlamakta, böylece elde edilen değerli bilgilerle örgüt, toplumu alt gruplarıyla birlikte dizayn etme olanaklarına kavuşmaktadır." denildi.

İddianamede, örgütün, emniyet teşkilatı birimlerini; "yasa dışı dinleme, sahte belge ve delillerle suç uydurularak kumpas kurma, devlet kadrolarından örgüt mensubu olmayanları çeşitli suçlar isnat ederek tasfiye etme ve bu kadrolara kendi örgüt elemanlarını yerleştirme, muhalif görülen veya örgüte zarar verebilecek kimseleri itibarsızlaştırma, örgüte himmet vermeyen iş adamı ya da esnafa yönelik operasyonlar yapma yani savunma pozisyonundan çıkarak saldırı pozisyonu alma ve ele geçirilmesi hedeflenen mevzilere karşı kamu gücünü örgütsel çıkarlar doğrultusunda bir silah olarak kullanma" için kullandığına dikkati çekildi.

"Örgüt, emniyet teşkilatını koçbaşı gibi kullanmıştır"

Emniyet teşkilatının kontrol edilmesinin örgüte "hukuki görünümlü ve etkili bir saldırı aracı" sağladığı belirtilen iddianamede, şu değerlendirmelerde bulunuldu:

"Bu kolluk gücü ile örgüt, yasama, yürütme ve yargı erklerini ele geçirene kadar sürecek geçiş döneminde, tüm kamu birimlerinin fethedilmesinde koçbaşı gibi kullanılan emniyet teşkilatı ile devlet içerisindeki paralel yapılanmasına yeni mevziler kazandırmıştır.

Sonuç olarak, olmayan bir örgütle mücadele edilemeyeceği için gizlilik/takiye/tedbir ile günümüz dünyasının önemli kavramlarından biri olan şeffaflıktan son derece uzak bir şekilde hareket eden, algı yönetimini profesyonelce yapan, böyle bir örgütlenmenin olmadığına herkesi inandırmaya çalışarak ve bunda başarılı olduğu ölçüde büyüyüp güçlenerek bugünlere gelmiş olan FETÖ/PDY, hukuki görünümlü hukuksuzluğu temel yöntemi haline getirerek, elde ettiği kamu gücünü topluma hizmetten ziyade kendi örgütsel çıkarları doğrultusunda kullanmış, gizlendiği mevzilerden farklı maskeler ile konjonktüre göre kendisine müttefik olarak seçtikleriyle birlikte hareket ederek, müttefiklerini ve rakiplerini teker teker ortadan kaldırmayı ve böylece tüm anayasal kurumlarıyla devleti, siyaseti ve toplumu ele geçirmeyi amaçlamış, bu amaçları gerçekleştirmede kullandığı araçlardan biri de emniyet teşkilatı olmuştur."

Sanıkların eylemleri

Sanıkların eylemlerine de yer verilen iddianamede, eski İstanbul Emniyet Müdürlüğü Şükrü Balcı Polis Meslek Yüksekokulu Müdürü İsmail Boşnak'ın, öğrenci alım komisyonuna da başkanlık yaptığı belirtildi.

Boşnak'ın, diğer sanıklar Veli Yıldız, Tuncay Felek, Ali Barlas'la olduğu gibi FETÖ iltisaklı kişilerle ayrı bir yapı oluşturarak diğer görevlilerin uyarı ve itirazlarını dikkate almaksızın, Polis Meslek Yüksekokulu'nda FETÖ/PDY mensuplarının etkinliğini artırıcı faaliyetlerde bulunduğu anlatılan iddianamede, sanığın, okuldaki tüm kritik nokta ve birimlere örgüt mensuplarının yerleşmesini sağlayarak Bank Asya'da hesap açılması konusunda öğrencilere ve çalışanlara baskı ve yönlendirmeler yaptığı kaydedildi.

İddianamede, söz konusu okulda öğrenci alımında sağlık muayenesi yapmakla da görevlendirilen sanık doktor Mehmet Kadir Göktürk'ün, FETÖ'nün etkinliğini artıracak şekilde sınav komisyonunda yer alan diğer sanıklarla örgüt mensuplarına ayrıcalık yapmak suretiyle katkı ve destek sağladığı ifade edildi.

Sanıklardan Ömer Gurulkan'ın, emniyet teşkilatının değişik birimlerinde üst düzey görev yapan, özellikle Diş İlişkiler Daire Başkanlığı'nda çalıştığı dönemde FETÖ'nün amacı doğrultusunda hareket ettiği anlatılan iddianamede, örgüt mensuplarına ayrımcılık yapan, onların yoğun şekilde yurt dışı göreve çıkmalarını, yurt dışı eğitim imkanlarından faydalanmalarını ve bu şekilde gelecekte emniyet teşkilatının üst yönetim kadrolarına hakim olmalarını temin etmeye yönelik faaliyette bulunduğuna vurgu yapıldı.

İddianamede, sanıkların bazılarının terör örgütünün şifreli haberleşme programı ByLock kullandıkları da belirtildi.

Hüseyin Kulaoğlu

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber