Kara Havacılık Komutanlığındaki darbe girişimi davası

FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Kara Havacılık Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin 152'si asker, 3'ü sivil 155 sanığın yargılanmasına devam edildi

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 05 Ocak 2018 16:41, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Kara Havacılık Komutanlığındaki darbe girişimi davası

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında Kara Havacılık Komutanlığındaki eylemlere ilişkin 152'si asker, 3'ü sivil 155 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Ankara 17'nci Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları'ndaki salonda görülen duruşmaya, sanıklar, müştekiler ve taraf avukatları katıldı.

Duruşmada savunma yapan eski tuğgeneral Ünsal Coşkun, olay tarihinde Kara Havacılık Okul Komutanı olarak görev yaptığını belirtti. Coşkun, olay sabahı komutanlıktaki brifinge katıldığını, ardından aracını satmak için notere gittiğini, akabinde ise 14 Temmuz günü filoya katılan CH-47 helikopterinin sunumuyla ilgili toplantıya katılmak için Kara Kuvvetleri Komutanlığına gittiğini anlattı.

Kara Kuvvetleri Komutanlığı Genel Plan Prensipler Başkanı Tümgeneral Atilla Şirin'in odasında CH-47 tipi bir helikopterin kabul töreniyle alakalı toplantıya katıldığını iddia eden Coşkun, "Toplantıda törenin organizasyonu ile ilgili hususlar görüşüldü. Daha sonra komutana arz edilmesi ile ilgili işleri takip ettik. Kara Kuvvetleri Komutanını beklemeye başladık." dedi.

Birkaç saat bekledikten sonra Kara Kuvvetleri Komutanının, teslim alınacak CH-47 tipi helikopteri görmek için Güvercinlik'e hareket ettiğini öğrendiğini, bunun üzerine emir astsubayıyla Kara Havacılık Komutanlığına döndüğünü ifade eden Coşkun, Kara Kuvvetleri Komutanı ve Kara Havacılık Komutanının toplantıda olduğunu öğrendikten sonra karargahta beklediğini söyledi.

Kara Kuvvetleri Komutanı, kurmay başkanı ve merkez komutanıyla CH-47 helikopterinin bulunduğu uçuş hattına geçtiklerini aktaran Coşkun, emir üzerine gece uçuşları için harekat planlarını gösterdiğini beyan etti.

Kuvvet komutanı ve generallerin kışlayı terk etmesinden kısa bir süre sonra o tarihte Taarruz Helikopter Tabur Komutanı olan eski kurmay yarbay Özcan Karacan'ın kendisine, Genelkurmay Başkanlığına terör saldırısı olduğunu söylediğini öne sürdü.

Coşkun, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Saat 22.00 sıralarında Özcan yanıma geldi. Genelkurmaya terör saldırısı olduğunu içeride yaralılar olduğunu ve bir an önce tahliye edilmesi gerektiğini söyledi. Genelkurmay Başkanın Akıncı Üssü'ne tahliye edildiğini bildirdi. Bana da Kara Havacılık Komutanı olduğuma dair emir olduğunu söyledi. O saatten sonra ben de terör saldırısına yönelik tedbir aldım."

Coşkun, Ankara'da uçuş faaliyetleri için İdris Fevzi Okan'ı aradığını fakat ulaşamadığını, akabinde yardımcısı Halil Gül'e faaliyeti yönetmesi için talimat verdiğini iddia etti.

Gecenin ilerleyen saatlerinde şahsi tabancısını alıp kışlanın çeşitli yerlerini kontrol amaçlı gezdiğini dile getiren Coşkun, saat 04.00 civarında Cumhurbaşkanının açıklamasını gördükten sonra emrindeki helikopter pilotlarına yaralı taşıma dışında görev yapılmamasını emrettiğini savundu.

Coşkun, sabah saatlerinde kışlanın batısından silahlı kişilerin geldiğini öğrendiğini, helikoptere keşif uçuşu yapmasını emrettiğini, jandarma tarafından helikoptere ateş açılmasının ardından Akıncı Üssü'ne gittiklerini iddia etti.

Darbeye yönelik planlama ve hazırlık toplantılarına katıldığına ilişkin iddiaları kabul etmediğini söyleyen Coşkun, Genelkurmay Başkanı ve diğer komutanların Akıncı'ya taşınması yönündeki emirleri de kendisinin vermediğini öne sürdü.

Coşkun, sözde Yurtta Sulh Konseyi üyesi olduğuna dair iddiaları ve MİT yerleşkesi, Ankara Emniyet Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı ve Genelkurmay Başkanlığına ateş açan helikoptere emir verdiği yönündeki iddiaları da reddetti.

Duruşmaya, Coşkun'un çapraz sorgusuyla devam ediliyor.

- İddianameden

İddianamede sanık eski tuğgeneral Ünsal Coşkun'un, sözde Yurtta Sulh Konseyi atama listesinde Kara Havacılık Komutanlığına atandığı belirtiliyor. Coşkun'un, darbe girişiminin en etkili unsurlarından olan Kara Havacılık Komutanlığının içinde Cumhurbaşkanına suikast girişimini de kapsayan darbe planı dahilindeki organizasyonu planladığı kaydediliyor.

Ayrıca iddianamede, "Abdullah" kod adlı gizli tanığın ifadesinde, "1990 devrem Ünsal Coşkun cemaattendir. Şu an tuğgeneraldir. 1997 senesinde Erzincan'dan Samsun merkeze tayini çıkan 'Rıdvan' kod isimli bir cemaat abisi bizimle ilgileniyordu. Ünsal Coşkun'u bana 'cemaat badisi' olarak belirlediler. Ünsal, maaşının üçte birini cemaate himmet veren aşırı bağlı bir adamdı." şeklinde beyanı da yer alıyor.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber