Danıştay: Başbakan'a hakaret için memurluktan çıkarılma cezası verilmesi ağır bir ceza
Danıştay 12. Dairesi, Başbakan'a hakaret etmenin disiplin cezası gerektirdiğini ancak memuriyetten çıkarma cezasının ağır olduğunu belirtti
Danıştay, Başbakan'ın konvoyu geçerken yumurta atan ve küfürlü sözler söyleyen Devlet memurunun, memuriyetten çıkarılmasının ağır bir ceza olduğuna karar verdi.
T.C
DANIŞTAY
12. DAİRE BAŞKANLIĞI
ESAS NO:2016/8859
KARAR NO:2017/321
Dosyanın incelenmesinden; beden eğitimi öğretmeni olarak görev yapan davacının, Başbakan'a yumurta atarak, küfür içeren sözlerle hakaret ettiğinden bahisle başlatılan soruşturma sonucunda Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılması üzerine görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Anayasa'nın 2. maddesinde belirtilen Hukuk Devleti, eylem ve işlemleri hukuka
uygun, insan haklarına saygılı, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren,
her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa'ya
aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, Anayasa ve hukukun üstünlüğü kurallarıyla
kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık olan Devlettir.
Kanun koyucu hukuk devletinde kamu hizmetlerinin uyum ve düzen içinde yürütülmesini
sağlamak amacıyla hizmeti sunan kamu görevlileri için disiplin düzenlemeleri
içeren kurallar öngörebilir ve bu kurallara uyulmasını temin etmek amacıyla
çeşitli disiplin yaptırımları benimseyebilir. Ancak disipline konu eylemler
ile yaptırımlar arasında adil bir dengenin gözetilmesi de hukuk devleti ilkesinin
bir gereğidir. Eylem ile yaptırım arasında bulunması gereken adil denge, "ölçülülük
ilkesi" olarak da adlandırılmakta ve bu ilkenin alt ilkelerini de elverişlilik,
zorunluluk ve orantılılık ilkeleri oluşturmaktadır.
"Elverişlilik ilkesi", öngörülen yaptırımın ulaşılmak istenen amaç için elverişli olmasını, "zorunluluk ilkesi" öngörülen yaptırımın ulaşılmak istenen amaç bakımından zorunlu olmasını ve "orantılılık ilkesi" ise öngörülen yaptırım ile ulaşılmak istenen amaç arasında olması gereken orantıyı ifade etmektedir.
Soruşturma kapsamında yer alan tüm bilgi ve belgelerin incelenmesinden, davacının Başbakan'ın konvoyu geçerken "............. şeklinde bağırdığı hususunun sübuta erdiği anlaşılmakla birlikte, davacının eyleminin memurluk sıfatıyla bağdaşmayacak nitelik ve derecede yüz kızartıcı ve utanç verici hareket olarak nitelendirilmesi suretiyle 657 sayılı Kanun'un 125. maddesinin (E) bendinin (g) alt bendinde yer alan fiil kapsamında görülerek meslekten çıkarılmasının ölçülülük ilkesine aykırılık oluşturacağı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Bu duruma göre, davacının meslekten çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolundaki idare mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın İdare Mahkemesine gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 15.02.2017 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.