'Oğlun Başbakanlık'ta müstahdem olacak' deseler annem çok sevinirdi

Kaynak : Zaman
Haber Giriş : 13 Mayıs 2007 10:20, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Yusuf Günay. Büyüklüğü 100 milyar doları bulan elektrik, petrol, doğalgaz ve LPG sektörünün otoritesi konumundaki Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nun (EPDK) başkanlığı görevini yürütüyor. Altı yıllık görev süresi Kasım 2007'de sona eriyor. Yeniden atanıp atanmayacağı belli değil, ancak kendisi, "Süre bitince Başbakanlık'taki kadroma geri döneceğim." diyor. Günay, basında çok yer aldı; en çok da petrol şirketlerine kestiği 1 milyar doları aşan (1,6 milyar YTL) idari para cezasıyla konuşuldu. Günay'a, rutinin dışına çıkarak merak edilen konuları sorduk.

EPDK BAŞKANI YUSUF GÜNAY

Görev süreniz doluyor? Plan yaptınız mı?

Evet, görev sürem 19 Kasım'da doluyor. Görevim bitince, Başbakanlık'taki görevime geri döneceğim. İkinci kez seçilme konusunda ise yasal bir engel yok, ama bu tamamen benim dışımda bir konu.

Sizin de genel seçimlerde aday olabileceğiniz konuşulmuştu. Siyasete bakışınız?

Ben bürokratım, bu görevim bitince de Başbakanlık'a geri gideceğim. Büyük ihtimal, uzmanlık olur. Siyaset konusunda ise teklifler oldu. Fakat, kurum başkanı olarak daha fazla hizmet yapıyorum. Siyasette bu kadar hizmet edecek ortam bulamayabilirim. Bu sebeple siyaseten bana yapılan teklifler için teşekkür ettim. Bürokrat olarak daha fazla hizmet edebileceğimi düşündüğümden tekliflere 'hayır' cevabı verdim.

Kaçak akaryakıtla mücadele çerçevesinde marker uygulaması başladı. Aslında, marker daha önce vardı, sizin farkınız ne?

Öncelikle şu iyi bilinmeli. Yasa, bize kaçak akaryakıtı önleme görevini verdi. Biz bu görevi yerine getirmede kararlıyız. Diğer önemli nokta, şirketlerin daha önce ilave ettiği marker (işaretr), bir nevi boyaydı. Ama, bizim uyguladığımız yüksek teknoloji ürünü, DNA'sı olan tamamen farklı ve çok hassas özellikleri bulunan bir ürün. Yani bizim marker, hangi şirketin, hangi bayiye, hangi ürünü teslim ettiği bilgilerini bize veriyor. Biz bu işi yaparken dünyanın değişik ülkeleriyle görüştük ve ulusal marker'ı ortaya çıkardık. Eskiden yollarda ucuz mazot tabelası vardı, şimdi var mı? Göremezsiniz. Marker, kaçağı önemli oranda bitirecek bir uygulama ve bu işi bitireceğiz biz. İlk sonuçları da; kayıtlı satışlar artmaya başladı, devletin vergi geliri artıyor, bunu şirketler de teyit ediyor.

Sektörde tedirginlik var? Bir de sizin önceden yapılan depo denetim sonuçları da henüz açıklanmadı? 'Ağır cezalar yolda' yorumları yapılıyor...

Doğru; Emniyet, Jandarma, Sahil Güvenlik, Sanayi İl Müdürlükleri ekipleri ile rafineri ve büyük ana dağıtım şirketi depolarına denetim yapmıştık. Aldığımız numuneler TÜBİTAK laboratuvarlarında inceleniyor. Kesin sonuçlar bize bildirilecek. Geldiğinde nerede, ne kural ihlali varsa ortaya konacak. Aynı şekilde marker denetimleri de oldu. Bunların da sonuçları gelecek. Zaten sektördeki faaliyetleri sürekli izliyorduk, buna marker denetimleri eklendi. Sonuçlar geldiğinde mevzuat neyi emrediyorsa onu yapacağız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Şuna da bakacağız tabii, kasıt mı var, kasten mi marker eksik tutuluyor. Buna göre değerlendireceğiz, kararımızı vereceğiz. Kanundaki yaptırımları uygulamada hiçbir tereddüdümüz olamaz, kanun ne görev verdiyse o görev ve yetkileri kullanacağız. Markerde, para ve hapis cezası olduğundan, çok dikkatli davranıyoruz.

'Elektrik fiyatları serbest piyasada belirlenmeli' dediniz, DUY sistemini kurdunuz. Fakat, devlet 10 kat pahalı elektrik almak zorunda kaldı. Bu mu serbest piyasa?

Hayır, bu değil veya serbest piyasa, kamuya pahalı elektrik satmak değil. Ama, bizim serbest piyasayı da oluşturmamız gerekiyor. Bakın, bunu yapmazsak kamu daha da pahalı elektrik alma durumunda kalabilir. Ama bunun sebebi Denge Uzlaştırma Yönetmenliği (DUY) değil? Elektrik fiyatı piyasa mantığı içerisinde oluşmalı. Bunun için yasal altyapı oluşturuldu. Fakat bu süreçte kamuda elektrik üretim ve dağıtım özelleştirmelerinde yaşanan gecikme, yani kamunun kanuna göre geride kalması, bazı sorunları beraberinde getirdi ve ilk olarak da DUY'un sağlıklı işlemesini engelledi. Oysa serbest piyasa için kamunun elektrik dağıtım ve üretiminden çıkması lazımdı. Elektrik Piyasası Stratejisi çerçevesinde kanunun uygulaması 2011'e uzatılmış. Buna karşın yine ilgili kanun gereği daha önce sanal uygulanan DUY sistemi, 1 Ağustos 2006 itibarıyla gerçek ortama taşındı. Bunu uygulamak zorundayız. Buna karşın kamunun geç kalması benzer veya daha yukarı fiyat oluşturacaktır. Bunun yaşanmaması için de çözüm, hızlı bir dağıtım ve üretim özelleştirmesidir.

100 milyar dolarlarla ifade edilen elektrik, petrol, doğalgaz ve LPG piyasasını yöneten bir kurumun başındasınız. Çok önemli bir görev. Ama konuşulur, 'Anadolu insanını yüksek görevlere getirmezler.' diye. Nasıl bu göreve geldiniz?

Ben, Sinop'un Türkeli ilçesi Gaziler köyünde çiftçi bir ailenin çocuğuyum. Annem ve babam beni okutmak için uğraştı, durdu. Anneme, babama deselerdi, 20 sene sonra oğlunuz Başbakanlık'ta müstahdem olacak, 'Başımıza devlet kuşu kondu.' derlerdi ve sevinirlerdi. Çünkü devlete millete hizmeti kutsal sayarlar. Bu ülkede pek çok olumsuzluk var, ama şunu göz ardı edemeyiz: Çalışan, işini iyi yapan, başarılı oluyor, bir yerlere gelebiliyor. Türkiye'nin en büyük avantajı bu, bazı aksaklıklar oluyor; ama işini en iyi yapan insanın önü açık oluyor. Hemen her parti döneminde görev yaptım ve sürekli yükseldim (ANAP, DYP, DSP, MHP hükümet dönemleri). Hangisine tarafım? Sonuçta buraya çalışarak geldim. Bu imkân, çalışan herkes için de vardır.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber