Recep Akdağ: FETÖ, Erdoğan gitse zil takıp oynar
Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ: "Millet İttifakı, üç benzemezlerin, aslında çekindikleri için içlerine sokamadıkları HDP ve Selahattin Demirtaş'ı dahil etmek lazım dört benzemezlerin ittifakıdır ve tek amacı ülkeyi yönetmek değil, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gitmesidir. PKK, İsrail hükümeti ve FETÖ, Erdoğan gitse zil takıp oynar"
Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, Millet İttifakı'nı eleştirerek, "Millet İttifakı, üç benzemezlerin, aslında çekindikleri için içlerine sokamadıkları HDP ve Selahattin Demirtaş'ı dahil etmek lazım, dört benzemezlerin ittifakıdır ve tek amacı ülkeyi yönetmek değil, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gitmesidir. PKK, İsrail hükümeti ve FETÖ, Erdoğan gitse zil takıp oynar." dedi.
Akdağ, Erzurum'da yerel ve uydu yayını yapan bazı televizyonların ortak yayınında yaptığı konuşmada, İsrail hükümeti başta olmak üzere Millet İttifakı, PKK ve FETÖ'nün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın iktidardan gitmesini istediklerini söyledi.
Erdoğan'ın iktidardan gitmesinin Türkiye ve Müslüman ülkelere yararı olmadığını anlatan Akdağ, "Bu kadar güçlü, dengeli ve istikrarı sağlamış liderin gitmesinin ne yararı olabilir. Millet İttifakı içindekilerin hepsinin niyeti böyledir demek istemiyorum ama ne, neyle yan yana durmuş oluyorlar bunu söylüyorum. Türkiye'de o eski vesayeti geriye getirmek isteyenler, bazı sermaye sahipleri, geçmişteki iktidarları yönetmek isteyen bazı medya unsurları, bunlar Erdoğan'ın gitmesini istiyor. " diye konuştu.
Akdağ, Mustafa Kemal Atatürk'ün Erzurum Kongresi'nde "manda ve himaye kabul edilemez" dediği günün üzerinden yaklaşık 100 yıl geçtiğini anlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugün Cumhurbaşkanımız Erdoğan ve Cumhur İttifakı'nın söylediği aslında bu. Biz, birtakım emperyalist güçlerin ne kadar güçlü olursa olsun özgürlüğümüzü baltalamasına müsaade edemeyiz. Türkiye'de senelerdir karşılaştığımız terör aslında bunun sonucudur. Terör örgütlerine parayla destek veriliyor ve bunların elebaşıları birtakım ülkelerde muhafaza ediliyor. Bunu, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'i Pensilvanya'da tutup Türkiye'ye vermeyen ABD'den, yine sınırlarımızın hemen ötesinde terör örgütü oluşturulmasından biliyoruz."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ülke ve mazlum milletler için emperyalizme kafa tutan gerçek lider olduğunu vurgulayan Akdağ, Suriye ve FETÖ meselesinde de yüreklice çıkıp milletiyle bütün bu meselelere ve Kudüs'e sahip çıkan lidere sahip olduklarını söyledi.
- "Geleneği sol olan cumhurbaşkanı adayının ABD'nin sesi gibi konuşması çok tuhafıma gitti"
Akdağ, CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin, Gülen'in iadesiyle ilgili dosyalardan bahsettiğini ifade ederek, şunları kaydetti:
"İnce'nin neyi, ne şekilde bahsettiğinden çok, ortaya koyduğu delil enteresandı. İnce 'ABD'den biri bana telefon açtı bilgi verdi' diyor. Peki kim bilgi verdi? bunu lütfen söyleyin. Cumhurbaşkanı adayısınız, şeffaflıktan ve herkesi kucaklamaktan bahsediyorsunuz. Şimdi bir sol parti yani geleneği sol olan cumhurbaşkanı adayının ABD'nin sesi gibi konuşması çok tuhafıma gitti."
Cumhur İttifakı'ndan da bahseden Akdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Cumhur İttifakı yani AK Parti ile MHP'nin, tarihi manası, prensipleri ve ortak zemini var. O zemin Erzurum'da 15 Temmuz'da gençlerin bir eliyle bozkurt, bir eliyle de rabia işareti yapmalarıdır. Millet İttifakı, üç benzemezlerin, aslında çekindikleri için içlerine sokamadıkları HDP ve Selahattin Demirtaş'ı dahil etmek lazım, dört benzemezlerin ittifakıdır ve tek amacı ülkeyi yönetmek değil, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın gitmesidir. PKK, İsrail hükümeti ve FETÖ, Erdoğan gitse zil takıp oynar."
- "Saadet Partililerin oylarını milletvekili uğruna CHP'nin cebine koymaya hakları yok"
Saadet Partisine oy verenlere saygı gösterdiklerini de dile getiren Akdağ, "Ama Saadet Partisi yöneticileri böylesine önemli tarihi dönemeçte partilerine oy veren vatandaşlarımızın oylarını iki mi, üç mü olduğu belli olmayan milletvekili uğruna CHP'nin cebine koyamazlar, buna hakları yok." diye konuştu.
Merhum Necmettin Erbakan'ın eskiden CHP ile yaptığı koalisyonun bugünkü durumla kıyaslanamayacağını söyleyen Akdağ, şunları dile getirdi:
"O zaman Türkiye'nin şartlarında ortaya ilk defa milli, yerli ve biraz da İslami motifleri barındıran ve hükümet olmak imkanı şartları doğan parti ve karşı taraftan istediklerini büyük ölçüde alacak hükümet tablosu vardı ama Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nun ya da arkadaşlarının cemaziyel evveli çok iyi bilinir. Bunların bir partiye gidip kendilerine bel bağlayan bir mirasa sahip duyan insanların oylarını ciro etmeye çalışmaları yakışık kalmaz. Bunu Saadet Partisi'ne oy vermiş ve verecek seçmenin büyük ölçüde anlayacağına inanıyorum."
Akdağ, nerede durulmasının bilinmesi gerektiğini kaydederek, "Temel Karamolaoğlu ve arkadaşları neden Muharrem İnce ve Meral Akşener ile ya da Selahattin Demirtaş ile yan yana durduklarını anlatmalıdır, maksatları ne, ne yapmak istiyorlar? Maksatlar şer odaklarının yapmak istedikleriyse Erdoğan gitsin de gerisi tufan olsun. Yanlış yapıyorlar onun için lafı çevirmeden neden orada durduklarını anlatmalıdırlar."
Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, "CHP, yöneticileri itibarıyla 1940'lı yıllardan itibaren militarist ve faşist bir partidir. CHP bir sol parti falan değil. Sol partiler özgürlüklerin yanında durur." dedi.
Akdağ, Erzurum'daki Tarihi Çifte Minareli Medrese'de, ülke genelinde ve yerel yayın yapan bazı televizyonların ortak yayınında, ülkenin son birkaç yılda terörle mücadele konusunda önemli çalışmalar yaptığını belirtti.
Terörle mücadele konusunda kararlılık vurgusu yapan Akdağ, "PKK'nın başını ezdik, FETÖ'ye milletçe karşı durduk ama hepimiz biliyoruz ki PKK sınırlarımızın ötesinde mücadele edilmesi gereken bir örgüt olarak duruyor. FETÖ, Pensilvanya'da siperde duruyor, adamları tüm dünyada, Avrupa'da ellerini kollarını sallıyor. Ellerinde finans güçleri var. Türkiye'nin içinde hala belki de bilmediğimiz hücreleri fırsat kolluyor." diye konuştu.
Akdağ, HDP'nin, PKK konusunda samimi tavır ortaya koymadığını aktararak, şöyle devam etti:
"HDP için söylüyorum, aslında resmen PKK'nın siyası ayağıdır, bundan benim hiçbir kuşkum yok. HDP'lilerin bir defa kalkıp da bunlara karşı kötü bir söz konuştuğunu biz görmedik. Erzurum'da 35 yıldır Kürt kardeşlerimle iç içeyim, onların sıkıntılarını biliyorum. PKK denen lanet örgüt en çok onlara çektirdi. HDP'liler öyle ortadan konuşuyor, bunu bütün vatandaşlarımızın görmesi lazım."
- "27 Nisan muhtırasında CHP'liler neredeydi?"
Genelkurmay Başkanlığının 27 Nisan 2007 gecesi internet sitesi aracılığıyla 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, Meclis tarafından cumhurbaşkanı seçilmesi sürecine ilişkin yayımladığı bildiriye değinen Akdağ, "Biz o gece o paçavrayı internetten yayınlayan paşaların suratına çarptığımız zaman bunlar neredeydi. Avrupa'daki bazı ülkeler ve politikacıları kastediyorum. CHP'liler neredeydi." şeklinde konuştu.
Akdağ, vatandaşlardan CHP'li bazı yönetici ve milletvekillerinin, 27 Nisan muhtırasının verildiği gece telefonla televizyonlara bağlanıp o gün ve ertesi gün neler söylediklerine bakmalarını isteyerek, şu değerlendirmede bulundu:
"Bir zil takıp oynamadıkları kalmıştı. Bakın bunlar militarist. Oy veren bütün vatandaşlarımızı tenzih ederim. CHP, yöneticileri itibarıyla 1940'lı yıllardan itibaren militarist ve faşist bir partidir. CHP bir sol parti falan değil. Sol partiler özgürlüklerin yanında durur. Muharrem İnce'ye güzellemeler yapıyorlar ama biz sanki yaşamadık o 28 Şubat dönemlerini, vesaireyi. Bunlar, insanlara zulüm edilirken onların yanında durdu. Meclis kürsüsüne çıkardıkları İstanbul Üniversitesi'ndeki akademisyen Nur Serter bizim kız çocuklarımızı ikna odalarına soktu. Onun için CHP yöneticileri samimi değiller."
- "OHAL, PKK ve FETÖ'nün bastırılması için kullandığımız bir araç"
Olağanüstü Hal'in (OHAL) kendisine göre demokratik bir seçim açısından bu dönem ve geride kalan son 2-3 yılda çok zaruri olduğunu anlatan Akdağ, şu ifadeleri kullandı:
"Erzurum'un güneyindeki ilçelerde PKK'nın çok uzun zamanlar baskıları oldu. Bu ilçeler, son zamanlardaki mücadeleyle adeta yoğun bakım odasından çıkmış ilçeler gibi. Bakıyoruz, insanların yüzleri gülüyor. Yanımıza gizli saklı gelip 'Bakanım biz sizi çok seviyoruz, oy vermek istiyoruz ama yapamayız' diyorlardı. OHAL, Türkiye'de terör örgütleri PKK ve FETÖ'nün bastırılması için kullandığımız bir araç. Şu anda Türkiye'de kim baskı hissediyor, hiç kimse. Herkes gidip oyunu rahatça kullanır. Çünkü PKK baskısı Doğu ve Güneydoğu'da insanların üzerinden kalktı. Vatandaş gidecek rahatça oyunu kullanacak. Bu açıdan OHAL demokratik seçimlerin, insanların özgür iradelerini kullanmalarının en iyi araçlarından biri. Artık Türkiye'de PKK etkisini büyük ölçüde yitirdi, hiç kimseyi dağa çıkaramıyorlar."
Recep Akdağ, 'Millet İttifakı' adı altında birleşen siyasi partilerin AK Parti'nin Mecliste çoğunluk elde edememesi için çaba harcadığını da sözlerine ekledi.