Hukukçulara göre CHP'nin 'kadük' iddiası yeni bir 367 arayışı

Kaynak : Zaman
Haber Giriş : 15 Temmuz 2007 15:48, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Köşk seçimini Anayasa Mahkemesi'ne taşıyarak Meclis'i kilitleyen CHP, cumhurbaşkanını halkın seçmesine ilişkin Anayasa değişikliğini de yargıya götürdü; ancak ret cevabı aldı. Yüksek Mahkeme'den istediği sonucu alamayan anamuhalefet partisi, bu kez paketin hukuki geçerliliğini tartışmaya açtı.

Bazı CHP'li vekiller, 21 Ekim 2007'de referanduma sunulması beklenen Anayasa değişikliğinin Meclis'in yenileneceği 22 Temmuz seçiminden sonra kadük (geçersiz) olacağını iddia ediyor. CHP'nin bu tavrı hukukçuların sert tepkisine yol açtı. Anayasa hukukçusu Prof. Dr. Ergun Özbudun, iddianın hiçbir hukuki dayanağının olmadığını söyledi. Özbudun, " Halk iradesine sunulmuş bir Anayasa değişikliği teklifinin kadük olacağını ileri sürmek en basit ifadeyle halk iradesine saygısızlıktır." dedi. Meclis'in yasal prosedüre harfiyen uyduğunu belirten eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, paketin kadük olma durumunun kesinlikle söz konusu olmadığını kaydetti. Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu ise tartışmaları yeni bir 367 arayışı olarak değerlendirdi: " 367'den bir şey tutturduk, bundan da tutturur muyuz beklentisindeler. 367'nin de temeli yoktu. Anayasa'da bir cümleyi yanlış yorumlayarak bir tutanak buldular diyelim; ama önümüzdeki meselenin hiçbir tutar tarafı yok."

Bir hafta sonra yenilenecek Meclis'in en önemli gündem maddesi 11. cumhurbaşkanını seçmek. TBMM'nin bu seçimi yapamaması halinde yeniden seçime gidilecek. Bu durumda Köşk düğümünü 21 Ekim'deki referandum çözecek. Ancak anamuhalefet partisi, şimdiden referandumu da çözüm olmaktan çıkarma arayışına girdi. Yeni tez şu: " Meclis'in yenilenmesiyle Anayasa değişikliği paketi kadük olacak." CHP'nin yeni tezine hukukçular karşı çıktı. Prof. Dr. Ergun Özbudun, kadük olma durumunun sadece bir yasama dönemi içinde Meclis'te sonuçlandırılamamış tasarı ve teklifleri bakımından söz konusu olduğunu söyledi. Özbudun, şöyle devam etti: " Burada Meclis tarafından sonuçlandırılamamış bir işlem değil, aksine Meclis tarafından sonuçlandırılmış bir işlem söz konusudur. Meclis, bu konudaki iradesini açıklamış ve Cumhurbaşkanı da halkoylamasına sunarken aynı anda metni Resmî Gazete'de yayımlatmıştır. Dolayısıyla burada Meclis" in yapacağı bir ek işlem yoktur. Bundan sonra karar halka intikal etmiştir. Ve halkoylaması süreci işlemektedir. Bunun geçerliliği de Anayasa Mahkemesi kararı ile tescil edilmiştir."

Eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk de, Meclis'in görev yetkisi içinde olan her şeyi yaptığına işaret etti. Bu yüzden kadük olma durumunun kesinlikle söz konusu olmadığını belirten Türk, 21 Ekim'deki referandumun önünde bir engelin bulunmadığını kaydetti. Türk, bu konunun Anayasa Mahkemesi'nin yetki alanına girmediğini ifade ederken bu iddiayı dile getiren CHP'li milletvekillerinin referandumu durduracak bir dava açamayacaklarını vurguladı. YSK'ya başvurunun gündeme gelebileceğine dikkat çeken Türk, ancak buradan da referandum yapılmasını engelleyecek bir karar çıkma ihtimalinin bulunmadığının altını çizdi.

Tartışmaları yeni bir 367 arayışı olarak gören Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu ise süreci sadece yeni Meclis'in kesebileceğini söyledi. Kuzu, şu görüşü dile getirdi: " Yeni Meclis oturur anlaşır ya da sayısal olarak çoğunluğu elinde bulunduran grup maddeleri değiştirip süreci kesebilir."

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber