Hamza Tzortzis'ten açıklama

Beş yıl önce Boğaziçi Üniversitesindeki bir konferansta söylediği sözlerden dolayı eleştiri konusu olan Hamza Andreas Tzortzis, sosyal medya hesabından bir açıklama yaptı. Tzortis, "Ben 5 sene önceki Hamza değilim", "İnsanları İslam'a davet ederken bir çok hata yaptım" dedi. İşte Tzortis'in açıklamaları..

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 03 Mayıs 2019 15:43, Son Güncelleme : 03 Mayıs 2019 15:47
Hamza Tzortzis'ten açıklama

Beş yıl önce Boğaziçi Üniversitesindeki bir konferansta söylediği sözlerden dolayı eleştiri konusu olan Hamza Andreas Tzortzis, sosyal medya hesabından bir açıklama yaptı. Tzortis, "Ben 5 sene önceki Hamza değilim" "İnsanları İslam'a davet ederken bir çok hata yaptım" dedi. İşte Tzortis'in açıklamaları..

TÜRKİYELİ KARDEŞLERİME

Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun. Her birinize sıhhat, afiyet ve esenlikler diliyorum.

Açıklama yapmadan önce ortamın sakinleşmesi, durulması için birkaç gün bekledim. Fakat sanırım artık son günlerde ortaya çıkan bu nefret ve hiddet ortamı üzerine bir açıklama yapmam için münasip bir vakitteyiz.

Kitabımın Türkçeye çevrildiği ve Timas Yayınları'ndan basılacağı ilan edildikten sonra maalesef, yaklaşık 5 sene önce kayda alınmış bir videodaki tarihi bazı mevzularla alakalı ifadelerimden ötürü sosyal medyadaki hesaplarıma çok sayıda yorum yapıldı ve mesajlar atıldı. Bunların birçoğunda çirkin bir dil kullanılarak ölüm tehditlerinde bulunuldu, inancım sorgulandı, ırkçı söylemlerde bulunuldu. Bunlardan bahsetmeden önce, benim içinde bulunduğum durumu ve bağlamı anlatmam çok önemli.

İngiltere'de Yunan bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldim, 22 yaşıma geldiğimde İslam'ı seçtim ve Müslüman oldum. Annem, Türkiye'nin Kıbrıs harekatının ardından iltica eden bir mülteci. Fakat buna rağmen ailem beni bir ırka veya kültüre karşı nefret duygusu ile büyütmemiştir. Bu yüzdendir ki Londra'da geçen çocukluk ve gençlik yıllarım boyunca Türk kültürünü, dilini ve geleneklerini severek ve benimseyerek büyüdüğümü söylemekten hep gurur duyarım. Müslüman olduğum andan itibaren, ben sizlerin kardeşi oldum, sizler de benim kardeşim oldunuz. Aramızdaki bu kardeşlik bağı, sizlerin de bildiği gibi bütün bağları aşan bir bağdır. Biliyorsunuz ki Allah'ın huzuruna bir İngiliz, bir Türk, bir Yunan olarak değil, O'na gönül rızasıyla ve severek teslim olan, O'na iyi bir kul olabilmek için ibadet eden bir kişi olarak çıkacağız.

Müslüman olduğum günden beri bir yolculuk, bir serüven içerisindeyim. Her birimiz bu hayat yolculuğunda hatalar yapar, tecrübe edinir ve yeni şeyler öğreniriz. Ben de birçok hata yaptım, dersler çıkardım, görüşlerim değişti ve görüşlerimi ifade ediş biçimim de değişti. Beş sene önceki Hamza değilim. Babam daima değişime açık olmam gerektiğini öğütlemiştir bana. Geçmiş, hiçbir zaman gelecekle bir olmuyor. Daima bir değişim içerisindeyiz ve hayat, kimi zaman kibrimizi ve gururumuzu kırarak bizi alçakgönüllü olmaya itiyor, bize ne kadar aciz olduğumuzu hatırlatıyor.

Müslüman olduktan sonraki hayatım boyunca birçok ülkeyi ziyaret ettim, üniversitelerde ve muhtelif kurumlarda dersler ve konferanslar verdim. Ana hedefim, İslam'ın evrensel bir hakikat olduğunu, engin entelektüel ve manevi geleneğimiz üzerinden anlatmak idi. Bu seyahatlerim ve ziyaretlerim, maalesef, bana gösterdi ki genç kardeşlerimizin zihinlerinde ve kalplerinde aşılması gereken bir kriz var. Üniversitelere iman sahibi insanlar olarak giriyor, fakat Allah'tan ve O'nun Resulü Hz. Mu-hammed'den (s.a.v) şüphe duyarak mezun oluyorlardı. İşte bunlar, beni "Hakikatin İzinde: Din, Bilim ve Ateizm" başlığıyla Türkçeye çevrilen kitabımı yazmaya iten sebeplerdi. İnsanları İslam'a davet ederken birçok hata yaptım. Bu kitap, yaptığım hatalardan çıkardığım derslerin, İslam üzerine aldığım eğitimlerin ve yaptığım çalışmaların, felsefe üzerine tamamladığım lisansüstü eğitimimin bir neticesi, bir ürünüdür. Kitabın yazılış gayesi gençlerin kalplerini yumuşatmak, onlara ilham verici entelektüel ve manevi bakış açıları kazandırarak fikri ve manevi gelişimlerine katkıda bulunmaktı.

Kitabımın Timaş Yayınları tarafından Türkçe olarak basılma imkanının sağlanacağını duyduğumda çok mutlu olmuştum. Türkiye'deki genç kardeşlerimle de İslam'ın hak oluğunu, entelektüel temeller ve engin manevi geleneğimiz üzerinden paylaşmak istiyordum. Her birimizin, bu dünyada ve ahirette Allah'ın rahmetine, merhametine layık insanlar olması diliyor, iman nimetini tatmasını istiyordum.

Dünyanın en güzel şehirlerinden biri olan İstanbul'u her ziyaretimde hoş hatıralar biriktirmişimdir. Yaklaşık 5 sene önce Boğaziçi Üniversitesi'ni ziyaret ettiğim dönemde İslam'ın mantıki temelleri, ilham verici Türk-Osmanlı tarihi üzerine bazı konulardan bahsederek Türkiye'deki kardeşlerimin de öncü şahsiyetler olmaları yönünde katkı sağlamak istedim. Kendilerini dindar olarak tanımlayanların, seküler/laik görüşlerde olanlar ile aralarına bariyerler örmemeleri gerektiğini de ısrarla ifade ettim. Ayrım yapmamamız gerektiğini, birbirimizin kardeşi olduğumuzu ifade ettim. Bu konferans içerisinde tarihi meselelerle alakalı bazı ifadelerde bulundum. Belki de bunları ifade ediş biçimim ve üslubum en doğru üslup değildi. Fakat Türk entelektüel geleneğinin de güzel yanlarından biri, karşılıklı görüş alışverişine ve diyaloğa imkan tanıması, bunu teşvik etmesidir. Fikirler ancak diyalog yoluyla değişebilir. Benim Müslüman olma sebebim, bana İslam'ın akıl ve mantık üzere, merhamet ve muhabbet ile anlatıl-masıydı. İşte bu yol, tartışma konusu olan her meselede izlenmesi gereken yoldur.

Uzun bir konferans kaydının kısa bir bölümündeki ifadelerimle, Türkçeye tercüme edilen kitabımın içeriğinin farklı olduğunu ve bunların ayrı tutulması gerektiğini belirtmek istiyorum. Kitap, her birimizin kabul ettiği mevzulardan bahsetmekte. Allah'ın varlığı ve birliği, O'nun ibadete layık tek varlık olduğu, Hz. Mu-hammed'in (s.a.v) son peygamber olduğu ve Kuran'ın Allah'ın kelamı olduğundan bahsediyor. Aynı zamanda İslam dininin ve ilim geleneğinin barışçıl, adil ve muhabbet/merhamet üzerine olduğundan bahsediyor. Kitabı yazarken herhangi bir ayrımcı, partizan bir söylem üzerinden iletişim kurmamak için herhangi bir ideolojiye bağlı kalmadan yazmaya özellikle dikkat ettim.

Gençliğimiz entelektüel ve manevi bir kriz içinde. Kitap da bu krizi ele alıyor, çözümler ortaya koymaya çalışıyor.

Rabbimiz sizleri sonsuz merhameti ve muhabbetiyle kuşatsın. Türkiye'ye, Türklere ve bütün ümmete en iyi ve en hayırlı olanı nasip etsin. Peygamberimizin (sallallahu aleyhi ve sellem) "Mümin, müminin aynasıdır" şeklindeki ifadelerini unutmayalım. Bir hata, bir yanlışlık yaptığımızda birbirimizin bir aynası olduğumuzu hatırlayalım. Gelin sorunları birlikte çözüp birbirimizden öğrenelim, ve birbirimizin içindeki güzellikleri keşfedelim. Mevlana'nın da söylediği gibi:

"Benim içimde gördüğün güzellik senin güzelliğinin bir yansımasıdır."

Kardeşiniz,
Hamza Andreas Tzortzis

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber