Reyting candan kıymetli

10 yılda 2 bin 337 kadının öldürüldüğü ülkemizde, şiddetin en çok yer aldığı yer televizyon dizileri. Uzmanlar, reyting uğruna kadınların istismar edildiğini söylüyor. Hatta izlenmek için senaryoda şiddet körükleniyor. Ödüllü Yönetmen Derviş Zaim, "İnsanlar, 30 yıldan bu yana şiddetin kutsandığı dizilerde gördükleri başka şeyleri seçmeye eğilim gösterebilirler" dedi.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 27 Ağustos 2019 06:10, Son Güncelleme : 27 Ağustos 2019 07:10
Reyting candan kıymetli

Kadına yönelik şiddet vakalarının boyutu her geçen gün artarken, televizyon dizileri adeta reyting uğruna kadınları kurban ediyor. Son 10 yılda 2 bin 337 kadına mezar olan ülkemizde, şiddetin en yoğun yaşandığı yer ise televizyon ekranları. Dizilerdeki sahnelerin şiddeti yüreklendirdiğine dikkat çeken Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Dijital İletişim Araştırmacısı Doç. Dr. Ali Murat Kırık, "Türkiye'deki diziler popüler kültüre hizmet ediyor. İnsanların topluma rol model olması amacı taşımaktan öte, reyting kaygısı taşıyorlar. Bu uğurda kadına şiddetin, cinsel istismarın, erotizmin körüklendiğini görüyoruz" dedi.

NE KADAR ŞİDDET, O KADAR İZLENİLİRLİK

Kırık sözlerini şöyle sürdürdü: "Popüler bir dizide baştan sonuna evde kocasından, işyerinde patronundan şiddet gören bir kadının hayatını anlatıyorlar. 1 dakikalık fragman oluşturmuşlar neredeyse tamamında şiddet var. Aynı televizyon kanalı bir yandan kadına şiddeti önlemek için uzmanları çağırarak program yapıyor, bir yandan da bu diziyi aktarıp reyting uğruna izlenebilirliğini arttırmak için senaryoyu değiştirip kadına yönelik şiddet arttırıyor. Çocuklara, gençlere topluma kötü örnek olunuyor. Bugün artık internet ve Youtube üzerinden tüm dizileri seyredebilmek mümkün. Çocukların, gençlerin zihinsel ve fiziksel gelişimini etkileyen içeriklere dikkat edilmeli. Ama ne yazık ki televizyonların ortaklaşa kurmuş oldukları o reyting savaşı o kadar ön planda ki, ben ne kadar şiddet gösterirsem o kadar izlenirim düşüncesi hakim."

BU İŞE DENGE BULMAK ŞART

Ödüllü Yönetmen Derviş Zaim ise, "Şiddetin kutsandığı bir kültür televizyondan, sinemadan, edebiyattan çıkıyor, o şiddetin kutsandığı kültürün de hayattaki şiddet eğilimlerini gıdıklama ihtimali yüksek olabilir. Ama bu söylediğim saptamanın bizi savuracağı bir tehlike var. Medyadaki bazı eğilimlerden şikayet ediyor olabiliriz ama medyadaki çeşitli fenomenlerin temsiline yönelik bir sansür, başka bir açıdan tehlikelidir. İşte bu iki tehlikenin arasında bir denge bulmak gerekiyor. Kendi adıma konuşabilirim ama yaptığım filmlerde bir insanın insanlık onurunu ayaklar altına alırcasına şiddet eylemine maruz kalır gibi göstermemeye gayret ediyorum. 30 seneden beri şiddetin kutsandığı diziler sürüyorsa televizyonda, insanlar rol model olarak dizilerde görükleri başka şeyleri seçmeye eğilim gösterebilirler" ifadelerini kullandı.

DİZİLER KADINI METALAŞTIRIYOR

Emine Bulut cinayetinin işlendiği Kırıkkale'nin Yahşihan ilçesinde akademik çalışmalar yürüten Doç. Dr. Levent Eraslan, "Şiddet kültürel bir durum. Babanın şiddet uyguladığını gören erkek şiddet uyguluyor. Anneler ev içinde şiddet olayına vakıf olur, kadına saygılı erkekler yetiştirirse, ilerleyen süreçte herşey çok farklı olabilir" dedi. Bazı TV dizilerinde cinsel istismar ve şiddet sahnelerinin oldukça sık görüldüğünü ve bu dizilerin reytingleri alt üst ettiğini hatırlatan Eraslan, "İkinci evlilik, kadının metalaştırılması bu diziler üzerinden meşrulaşıyor. Kadın bu diziler aracılığıyla meta haline geliyor. Bu da kadına zarar veriyor" diye konuştu.

  • Kültürümüzden hiç eser yok
  • Cennet anaların ayağı altındadır anlayışına sahip bir toplumun evrildiği noktanın korkunç olduğunu hatırlatan Levent Eraslan, "Önümüzde Hz. Hatice ve Hz Ayşe gibi topluma yön veren kadın örnekleri var. Ama biz bunları görmezden gelir haldeyiz. Şu an kadından belediye başkanı olsa arkasından gitmeyin şeklinde algı oluşturuluyor. Erkek egemen kültür, kendini yenileyebiliyor bunu da diziler ve sosyal medya üzerinden yapıyor" şeklinde konuştu. Anadolu Üniversitesi Sosyal Medya ve Dijital Güvenlik Eğitim, Uygulama ve Araştırma Merkezi (SODİGEM) Müdürü de olan Eraslan, kadına yönelik şiddet eylemlerinin haritasını da çıkardı. Sosyal medya üzerinden en çok kadınların lince maruz kaldığını aktarak Eraslan, "Kadınlar erkek egemen toplumun bir tezahürü olarak 'kılık kıyafet, hakaret ve tehdit' mahiyetinde hedef alınıyor. Cezai yaptırımların artmalı" dedi.

Aybike Eroğlu

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber