Sosyal medya aldatma oranlarını arttırdı
Türkiye'de boşanma oranları artıyor. Boşanma sebeplerinin en başında da aldatma geliyor. Aile ilişkilerini zedeleyen bu durumların artışında nelerin etkili olduğunu açıklayan uzmanlar, aldatma ve boşanma rakamlarının artışında sosyal medyanın büyük bir payı olduğunun altını çiziyor.
Türkiye'de boşanma oranları artıyor. Boşanma sebeplerinin en başında da aldatma geliyor. Aile ilişkilerini zedeleyen bu durumların artışında nelerin etkili olduğunu açıklayan uzmanlar, aldatma ve boşanma rakamlarının artışında sosyal medyanın büyük bir payı olduğunun altını çiziyor.
Özel Hayat Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Nilay Gürtaş gelişen teknolojiyle birlikte her kesimden insanın hayatında önemli rol oynayan sosyal medyanın, aile ilişkilerinde boşanmaya kadar sonuçlar doğurmasına dair açıklamalarda bulundu.
"Aldatma önce akılda başlar"
Sosyal medyanın bir tıkla, yüzlerce ya da binlerce insanı ulaşabilir kıldığını, böylece yeni kişilerle tanışmanın daha kolay bir hale geldiğini ifade eden Psk. Gürtaş "Sosyal medya kullanırken, konuşma konusunda cesaretimizi daha kolay toplayıp, daha cesur davranabiliyoruz. Bu durumdaki aldatmaların bir kısmı sadece sanal hayatla sınırlı kalırken, bir kısmı ise yüz yüzde buluşmaya kadar gidebiliyor. Fakat ister sanal ister gerçek bir buluşma olsun, bu, çiftlerin birbirlerini aldattıkları gerçeğini değiştirmiyor. İnsanlarımızda 'sadece fiziksel temas gerçekleştiğinde aldatma olur' diye, gerçek dışı bir inanış var. Ama aldatma önce akılda başlıyor. Kişilerin evlilik birliğini bozucu, sadakati yok edici her olumsuz davranış bir aldatma olarak sayılmakta" dedi.
"İnsanlar ailesine ayıracağı vakti sosyal medyada geçiriyor"
Teknolojinin gelişmesiyle birlikte, sosyal medyanın da hayatımızın bir parçası olduğunu, ancak bazı insanların sosyal medyayı hayatlarının tamamı yapma yolunda ilerlediklerini vurgulayan Psk. Nilay Gürtaş "Her şeyin azı karar, çoğu zarar diye bir atasözümüz var. Bu atasözü sosyal medya kullanımı için de geçerli. Gün içinde kesintisiz olmak zorunda değil, parça parça olarak bile saatlerimizi sosyal medyada geçirmeye başladıysak, tehlike çanları çalıyor demektir. Bu durum kişileri hem sosyal hayatından koparmakta, hem de çiftlerin birbirleriyle olan iletişimlerinin azalmasına ve uzaklaşmalarına neden olmakta" diye konuştu.
"İnsanlar ailesine ayıracağı vakti sosyal medyada geçiriyor, oradaki yaşamlara ve ilişkilere özeniyor" diyen Uzman Klinik Psikolog Nilay Gürtaş sözlerini şöyle noktaladı; "İnsanlar sosyal medyada özendikleri hayatın ya da kişilerin ne kadar gerçek olduğunu sorgulamıyor, yapay bir gerçekliğe inanabiliyorlar. Böylelikle sosyal medya nedeniyle birbirlerinden kopan çiftler daha az aktivite yapıyor, daha az dışarıya çıkıyorlar. Ev yaşantısında daha az konuşuyorlar ve bu durum tartışmalara veya kıskançlığa sebep oluyor. Böylece kişiler kendilerini ruhsal olarak daha yalnız hissediyorlar. Sosyal medya çiftler arasında birbirlerine karşı şüphe kaynağı da oluyor. Böylelikle başka hayatlar ve kişiler daha ilgi çekici hale geliyor. Sonunda yaşadıkları duygusal boşluğu sosyal medya ile kapatmaya çalışıyorlar. Fakat aslında bu durum insanlara hem fiziksel, hem davranışsal, hem de psikolojik olarak zarar vermiş oluyor."