Rektörlerden laiklik çıkışı
Ankara, Trakya, Muğla, Cumhuriyet, Kars Kafkas, Haliç üniversitelerinin rektörleri yeni akademik yılın açılışında yaptıkları konuşmalarda laiklik vurgusu yaptı. Altı rektörden türban ve yeni anayasa konusunda da uyarı geldi
HABER MERKEZİ
2007-2008 akademik yılının açılışı nedeniyle dün bazı üniversitelerde düzenlenen törenlere rektörlerin laiklik çıkışı damgasını vurdu. Rektörler, konuşmalarının büyük çoğunluğunu anayasa ve türban tartışmalarına ayırdı.
Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nusret Aras: Üniversitelerde türbanlı eğitim alan öğrenciler, türbansızlara baskı yapabileceği gibi türbanlı olmayan, hizmet veren öğretim elemanları ve çalışanlarının da türbanlı olmalarını isteyebilirler. 17-18 yaşında lisede bulunan kız öğrenci, mezuniyetinden birkaç ay sonra üniversitede olabilmektedir.
Bu takdirde, kolayca sonraki aşamada, 'liselerde bulunan kızlar da isterlerse başlarını örtebilir' talepleri gelebilir.
Denize giren kadına taş
Diğer bir şekilde, 'eğitimin anne babanın inançlarına uygun şekilde yapılması hakkı' da ilk ve ortaöğretim kurumlarında türbanlı öğrencilerin bulunmasını ortaya çıkarabilir. Yeni anayasayla da üniversitelerde türbana serbestlik getirilmesi şeriat tehlikesi yaratır. Denize giren kadınlara da artık taş atılıyor.
Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Enver Duran: Tam bağımsızlığımızı sonsuza kadar korumak için, sınırsız bir vatan sevgisine, ulusal birlik bilincine sahip olmalısınız. Çanakkale ve Kurtuluş Savaşı'nda dünyayı şaşırtan cesaret ve kahramanlıklarıyla tarihe geçen kahraman Türk askerleri, birkaç dakika içinde öleceklerini bile bile tereddüt etmeden canlarını feda etmekten çekinmemişlerdir. Peki bu aziz şehitler, vatanı bölelim, AB yolunda anadilimizi kaybedelim, demokrasi ve laik cumhuriyetten vazgeçelim diye mi canlarını ortaya koydular.
Muğla Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şener Oktik: Cumhuriyetimizin 115 üniversitesinde görev yapan 90 bin öğretim elemanının çoğunluğunun birinci önceliği, gençleri Atatürk'ün mirası olan 'bilim ve akla' sıkı sıkıya sarılarak onları dogmalardan, boş inançlardan arınmış olarak yetiştirmektir.
Yürüttüğümüz eğitimle kazandırdığımız bilinç, gençlerimizin Atatürk ilke ve devrimleri ışığında şekillenen 'Atatürkçü Düşünce Sistemi' üzerinde kurulup güçlenen demokratik ve laik cumhuriyetimizin kazanımlarının ve tekil devlet yapımızın korunması güvencesi olacaktır.
Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Bakır: Demokrasiyle yönetilen ülkelerde çoğunluğun yönetimi söz konusudur. Ancak çoğunluğun yönettiği rejimde toplumun kendi gibi düşünmeyenlerin de hak ve özgürlüklerini koruması gereklidir. Bu nedenle özgürlükçü ve katılımcı olmak durumundadır.
Laiklik yoksa demokrasi de yok
Önemle vurgulanması gereken bir başka husus, demokrasiyle yönetilen ülkelerde laiklik ilkesinin çok önemli olduğu gerçeğidir. Çünkü laiklik olmadan demokrasiden söz edilemez. Laik toplumsal düzende tüm bireyler inançlarını özgürce yaşayabilmektedir. Devletimiz de vatandaşlarıyla ilişkilerinde inançlara göre ayrım yapmama felsefesini benimsemiştir. Vatandaşlar arasında ayrım yapmamak, laik devletin temel görevidir.
Kars Kafkas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Abamüslüm Güven: Yüce dinimiz kullanılarak din ve dincilik adına bir yarış başlatılmak istenmektedir. Dinimiz tarikatlaştırılmaya, toplum ümmet gösterilmeye çalışılarak cumhuriyetimizin kazanımları yok edilmeye çalışılmaktadır.
Bugün daha çok laik-antilaik ayrışması üzerinde çalışan bu gruplar, faaliyetlerini üniversitelere sokma çabasındadır. Ancak, Atatürk'ün önderliğinde bir ulusun yeniden doğuşunu içine sindiremeyen bu güçler unutmamalıdır ki, çekilen bütün sıkıntılara rağmen Türk halkının sağduyusu her zaman galip gelmiştir.
Haliç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Çakır: Bizim kendi işimize bakmamız öğütlense de işimiz toplumu, insanlığı, mahallemizi, kentimizi, ülkemizi kalkındırmak olduğu için laikliği, anayasayı vesaireyi ilgilendiren konulara kafa yoruyoruz. 'Size ne bu konulardan' demekle bu konularla ilişkimizi kesmiyoruz, kesmeyeceğiz"