FETÖ'nün MİT operasyonu soruşturması tamamlandı

FETÖ'nün, MİT Başkanı Hakan Fidan ve bazı MİT görevlilerine yönelik, 7 Şubat 2012'deki kumpasıyla ilgili soruşturma tamamlandı.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 14 Şubat 2020 10:30, Son Güncelleme : 14 Şubat 2020 11:21
FETÖ'nün MİT operasyonu soruşturması tamamlandı

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) emniyet ve yargı kurumlarının içine sızan mensuplarının, 7 Şubat 2012'de, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı Hakan Fidan'ın da aralarında bulunduğu MIT gorevlilerini ifadeye cagırması ve haklarında yakalama kararı cıkartmasına ilişkin kumpasa yönelik soruşturma sonucunda, aralarında örgütün elebaşı Fetullah Gülen, sözde yargı, emniyet ve MİT imamları ile eski emniyet müdürleri ve gazetecinin bulunduğu 14'ü tutuklu, 14'ü firari 34 şüpheli hakkında iddianame hazırlandı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosunca, 7 Şubat MİT kumpasına yönelik yürütülen soruşturma tamamlandı.

Soruşturma sonucunda hazırlanan ve Başsavcılıkça onaylanan iddianamede, FETO/PDY'nin amacı doğrultusunda bircok yasa dısı eylemini, kamu kurumlarına ve idarelere sızdırdığı mensupları aracılıgıyla ve "kamu gorevini ifa gorunumu" altına gizleyerek gerceklestirdiği vurgulandı.

İddianamede, emniyet ve yargı teskilatına sızdırılan FETO/PDY üyelerinin, "usulsuz izleme ve dinleme, usulsuz dinlemelerle siyasi ve askeri casusluk yapma, gizli toplantıyı dinleyerek casusluk yapma, MİT'in insani yardım tırlarını aramak suretiyle casusluk, kisisel verileri hukuka aykırı olarak ele gecirme ve yayma, fisleme yapma, orgute arsiv olusturma, santaj icin goruntu ve ses kaydı yayınlama, tehdit, baskı, yıldırma, zorlama, karalama, sahte/hukuka aykırı delillerle sorusturma ve davalar acma" gibi bircok yasa dısı casusluk maksadı da iceren faaliyete imza attığı anlatıldı.

FETO/PDY'nin bu yasa dısı eylemleri gerceklestirirken bazı yontemler kullandıgı belirtilen iddianamede, şunlar aktarıldı:

"Örgut, son yıllarda adeta bir korku imparatorlugu olusturmayı basarmıstır. Bu surecin birinci asamasında, yayımlanan ya da yayımlanacak olan ses kayıtları, kamuoyunda gundem olusturan yazarlar tarafından genis kitlelere 'iddia' seklinde ana hatlarıyla duyurulmakta, ikinci asamada sahıslar tarafından ortaya atılan bu iddialar, ozellikle belirli basın yayın kurulusları aracılıgı ile haberlestirilerek, ulke genelinde 'tartısılır' hale getirilmektedir. Ucuncu asamada ise konuya iliskin bilincaltı algısı olusturulan kitlelere yonelik 'mevcut hukumet aleyhine tepkiselligin arttırılması', 'kitlelerin harekete gecirilmesi', 'devlet kurumlarının ve burokrasinin yıpratılması' gayeleri ile sosyal medya ve basın yayın organları uzerinden algı operasyonları yapılmaktadır."

İddianamede, guvenlik birimleri ya da stratejik kurumlardaki uzantıları vasıtasıyla illegal yontemlerle temin edilen ve uzerinde oynanmıs cesitli dijital verileri kamuoyuna sunarak kisiler ve kurumlar uzerinde yanlıs algıların olusmasını, bu yonde de orgut stratejisi yonunde kararlar alınmasını saglamaya calısan orgutün, devletin tum kurumlarının ele gecirilmesine ve anayasal duzenin ortadan kaldırılarak degistirilmesine yonelik olarak gelen talimatlar uzerine ve belirli bir strateji dogrultusunda her turlu baskı, cebir tarzında hareketleri mesru gordüğü vurgulandı.

Bu kapsamda "Turkiye'yi terore destek veriyor gibi gostermek icin gizli toplantıyı casusluk amaclı dinleyip servis etmek, kriptolu telefonların kriptolarını cozerek hukuka aykırı sekilde elde ettigi dinleme kayıtlarına montaj yapmak suretiyle hukumeti yıkmak uzere servis edip kullanmak, silah bulma umidiyle IHH Vakfının burosunda arama yapmak, Basbakan'ın evine ve kullandıgı ikametgaha bocek koyup dinlemek" gibi faaliyetlerin, orgutun 2014'te gerceklestirdigi casusluk amacıyla islenen faaliyetlerinden bazıları olduğu belirtilen iddianamede, teror orgutunün, 2006-2014 yılları arasında emniyet birimleri ve yargıyı aynı anda kullanarak siyasiler, burokratlar, kamu personeli, sivil toplum kurulusları ve Turk Silahlı Kuvvetlerine yonelik buyuk operasyonlar gerceklestirdiği, kamuoyunu etkileyen, ulkede gundem olusturan siyasi sosyal ve ekonomik duzeni etkileyen sorusturma ve davaları yuruttüğü kaydedildi.

- "7 Şubat" ilk operasyon

İddianamede, 15 Temmuz darbe kalkısmasına kadar gecen surece bakıldıgında, FETO/PDY'nin nihai hedefe ulasmak icin Turkiye Cumhuriyeti Hukumeti ile guc mucadelesine girdigi belirtilerek, şu ifadelere yer verildi:

''(Örgütün) Nihai hedefe ulasmak icin baslatılan eylemlerin ilk asamasının Ergenekon, Balyoz, Poyrazkoy, Izmir Askeri Casusluk, Tahsiye, Selam Tevhid, MIT Tırları ve 17-25 Aralık gibi kurgu ve kumpas sorusturmalarla gecildigi, orgut tarafından gerceklestirilen bu eylemlere 7 Şubat 2012'de MIT Mustesarı Hakan Fidan'ın ifadeye cagrılması ile hız verildigi anlaşılmıştır. MİT sorusturması aslında FETO'nün secilmis Turkiye Cumhuriyeti Hukumeti'ni yıkmaya yonelik ilk tesebbus girisimidir.

Turkiye Cumhuriyeti'nin cozum surecinde yuruttugu politikalardan dolayı MİT'i, PKK/KCK ile iliski icindeymis gibi gostererek MIT gorevlilerinin ifadeye cagrılması, evlerinde arama yapılması ve haklarında yakalama kararı cıkarılması o tarihte Basbakan olan Turkiye Cumhurbaskanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ameliyat olacagı gune denk getirilmiştir. Bu sekilde kurgulanan operasyon, nihai hedefi secilmis mesru hukumeti devirmek olan emniyet, MIT ve yargı organlarına sızarak yerlesmis olan FETO/PDY'nin, Turkiye Cumhuriyeti hukumetine karsı acıktan giristigi ilk operasyondur."

İddianamede, 2005 yılında hukumetin terör örgütü PKK/KCK'nın bitirilmesi amacıyla cozum sureci baslattıgı, MIT'in de bu surecin saglıklı yurumesi ve bilgi akısını saglamak uzere surece dahil oldugu, musteki Mustafa Özer'in de bu surecte irtibat gorevlisi olarak MIT ile birlikte cesitli faaliyetlere katıldıgı, "ENNA" adı altında iki arkadasıyla birlikte haber ajansı kurdugu, bu ajans adı altında PKK yoneticileriyle irtibata gecerek aldığı bilgileri analiz edilmek uzere MIT'e gonderdigi aktarıldı.

FETO/PDY'nin, karşı olduğu cozum surecini engellemeye calıstıgı bildirilen iddianamede, bu dogrultuda, kapatılan Istanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Bassavcılıgında savcı olarak görev yapan, sonraki süreçte FETÖ kapsamında ihraç edilen supheliler Bilal Bayraktar ve Sadrettin Sarıkaya'nın, PKK/KCK sorusturması yuruttukleri hatırlatıldı. İddianamede, Bayraktar ve Sarıkaya'nın, sorusturma kapsamında birden fazla supheli ile beraber donemin MIT Mustesarı olan MIT Baskanı Hakan Fidan, eski MİT Mustesarı Emre Taner, eski MİT Mustesar Yardımcısı Fatma Afet Güneş, eski MİT personeli Huseyin Emre Kuzuoğlu ve Yasar Hakan Yıldırım ile Mustafa Özer hakkında "PKK/KCK'ya bilerek yardım etme ve sorusturmanın gizliligini ihlal" suclarından sorusturma baslattıkları kaydedildi.

İddianamede, 13 Eylül 2011'de kamuoyunda "Oslo gorusmeleri" olarak bilinen ses kayıtlarının basına sızdırıldıgı belirtilerek, 20 Aralık 2011'de musteki Mustafa Ozer'in sorusturma kapsamında MIT adına calıstıgı bilindigi halde evinde arama yapılarak gozaltına alındıgı, supheli Bilal Bayraktar tarafından 23 Aralık 2011'de ifadesi alınan mustekinin aynı gun salıverildigi anlatıldı.

Kapatılan CMK 250. madde ile gorevli Istanbul 13. Agır Ceza Mahkemesi tarafından 27 Aralık 2011'de Mustafa Özer hakkında dosya uzerinde yapılan inceleme sonucunda yurt dısına cıkıs yasagı konuldugu aktarılan iddianamede, sorusturma evresinde musteki Mustafa Ozer'in telefonunun dinlemeye alındıgı, sorusturma dosyasında gizlilik kararı bulundugu halde mustekinin savcılıktaki beyanının basına sızdırıldıgı, hatta Taraf gazetesi web sitesinde mustekinin isim ve soy ismiyle birlikte fotografının yayımlandıgı hatırlatıldı. İddianamede, bu sekilde Mustafa Özer'in, MIT adına calıstıgı desifre edilerek PKK/KCK'ya hedef gosterildigi, can guvenliginin tehlike altına girdigi kaydedildi.

- "Başbakan'ın ameliyata geç girmesi ile kumpas bozuldu"

Soz konusu kumpas sorusturma ile orgut mensuplarının, MIT ile ilgili kamuoyunda "PKK ile organize hareket eden teskilat" algısı olusturdukları, 7 Şubat 2012'de MIT sorusturmasıyla yargıyı kullanarak, bir yandan kendilerinden olmayan MIT yonetimini bertaraf etmek, MIT'i ele gecirmek, bir yandan da aynı sorusturmayla hukumetin teror sorununu cozmek amacıyla baslattıgı çözüm surecini durdurmak icin harekete gectigine dikkat çekilen iddianamede, 7 Şubat 2012'de saat 17.00'de MIT Mustesarı Hakan Fidan'ı ve 4 MIT gorevlisini telefonla arayan savcının, "İfade vermek uzere makamıma bekliyorum." dedigi belirtildi.

MIT yoneticilerinin, hukumetin ve Basbakan'ın teror orgutune yardımla suclanmak istendigi, Hakan Fidan'ın gozaltına alınması maksadıyla gayret gosterildigi, gozaltına alınmasıyla birlikte, "emri Basbakan'dan aldıgı" algısıyla o zaman Basbakan olan Cumhurbaskanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ve hukumetin istifaya zorlanması ve hatta devrilmesinin planlandıgı anlatılan iddianamede, bu kurgu ve kumpas sorusturmasının, istihbarat gorevlileri hakkında sorusturmaların izne baglanması sistemine gecilmesi ve Basbakan'ın ameliyata gec girmesiyle bozuldugu ve onlendigi aktarıldı.

- Ceza istemleri ve mağdur-müştekiler

İddianamede "mağdur" olarak şu isimler yer aldı:

"61. Hükümet Başbakanı olan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 61. Hükümet'in Basbakan Yardımcıları Bülent Arınç, Ali Babacan, Besir Atalay, Bekir Bozdag, Emrullah İsler, Ulastırma, Denizcilik ve Haberlesme Bakanı Binali Yıldırım, Avrupa Birligi Bakanı Egemen Bağış, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Çalısma ve Sosyal Guvenlik Bakanı Faruk Çelik, Cevre ve Sehircilik Bakanı Erdogan Bayraktar, Dısisleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Genclik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker, Gumruk ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, İcisleri Bakanı Muammer Guler, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Kultur ve Turizm Bakanı Ömer Celik, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Milli Egitim Bakanı Nabi Avcı, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Orman ve Su İsleri Bakanı Veysel Eroğlu, Saglık Bakanı Mehmet Muezzinoglu, Ekonomi Bakanı Mehmet Zafer Caglayan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Sahin, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, o dönem MİT Müsteşarı olan MİT Başkanı Hakan Fidan, eski MİT Müsteşarı Emre Taner, eski MİT Müsteşar Yardımcısı Fatma Afet Gunes, eski MİT personelleri Yasar Hakan Yıldırım ve Hüseyin Emre Kuzuoğlu ile müşteki Mustafa Ozer."

- Şüpheliler

İddianamede, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ile olay tarihinde örgütün yargı imamı olan ''Kartal'' kod adlı İlyas Şahin, "Kozanlı Omer" kod adlı Osman Hilmi Ozdil'in yardımcısı konumunda olan ve Gülen ile dogrudan gorusme olanagı bulunan Cetin Özgür, "MIT mahrem hizmetler imamı" Murat Karabulut, "Marmara bolge imamı" olan "Arif" kod adlı Ali Rıza Tekinkaya, avukat Murat Karkın, donemin Istanbul Terorle Mucadele Sube Mudur Yardımcısı Serdar Bayraktutan, "emniyet mahrem imamları" Murat Tokay, Bekir Kalağası, Hüseyin Civan, Muhammet Bekar, Ramazan Yılmaz, MIT mahrem imamlarından Sunay Elmas, "Turkiye polis memurları ulke imamı" olan Kamil Bayram ve eski komiser Hüseyin Özkan firari-yakalamalı şüpheli olarak yer aldı.

Olay tarihinde İstanbul Emniyet Müdürlüğünde görev yapan eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer, Yurt Atayün, Erol Demirhan'ın da aralarında bulunduğu 13 eski polis ile gazeteci Mustafa Gökkılıç'ın tutuklu şüpheli olarak yer aldığı iddianamede, 5 şüpheli de bu dosyadan tutuksuz olarak bulundu.

İddianamede, aralarında FETÖ elebaşı Gülen, orgutun sozde emniyet imamı Çetin Özgür ve sozde yargı imamı Ilyas Şahin, eski emniyet müdürlerinin de aralarında bulunduğu 15 şüpheli hakkında "Turkiye Cumhuriyeti hukumetini ortadan kaldırmaya veya gorevini yapmasını engellemeye tesebbus etme", "silahlı teror örgutu kurma ve yönetme", "devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme", "gizliliğin ihlali" ve "nitelikli resmi belgede sahtecilik" suçlarından birer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 26 yıl ile 53 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırılmaları talep edildi.

İddianamede, diğer 16 sanığın da "Turkiye Cumhuriyeti hukumetini ortadan kaldırmaya veya gorevini yapmasını engellemeye tesebbus etme", "silahlı terör örgütüne üye olma", "devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme", "gizliliğin ihlali" ve "nitelikli resmi belgede sahtecilik" suçlarından birer kez ağırlaştırılmış müebbet 26,5 yıldan 45,5 yıla kadar ayrı ayrı hapis cezalarına çarptırmaları istendi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber