İmsak
Güneş
Öğle
İkindi
Akşam
Yatsı

Karın şişkinliği şikayetiyle gitti! Tümör çıktı

İstanbul'da yaşayan 76 yaşındaki Nizamettin Ergün, yaklaşık 3 ay önce karın şişkinliği yaşamaya başladı. Koronavirüs salgını nedeniyle sokağa çıkamayan yaşlı adam, sorunun hareketsizlik ve gaz şişkinliğinden kaynaklandığını düşündü. Şikayetleri giderek artan Ergün, normalleşme süreci sonrası soluğu hastanede aldı. Yapılan tetkikler ve çekilen MR sonuçları doktorları bile şaşırttı. Yaşlı adamın karnında tespit edilen yaklaşık 3 bebek büyüklüğünde, 10 kilogramlık kitle 8 saatlik zorlu bir ameliyatla çıkarıldı. Böyle bir durumu tahmin dahi etmediğini anlatan Ergün, "Çok şaşırdım, hatta şaşırmak az bir kelime. Bir insan karnında bu kadar büyük bir kitleyi nasıl taşır. Ameliyat sonrası o kadar rahatladım ki, önceki halimle kendimi hiç karşılaştıramıyorum" dedi.

Kaynak : DHA
Haber Giriş : 04 Temmuz 2020 18:43, Son Güncelleme : 04 Temmuz 2020 18:45
Karın şişkinliği şikayetiyle gitti! Tümör çıktı

İstanbul'da yaşayan 8 çocuk, 18 torun sahibi 76 yaşındaki Nizamettin Ergün'ün karnından çıkan kitle herkesi şaşkına çevirdi. Koronavirüs salgını nedeniyle bir süredir evden dışarı çıkamayan Ergün, karnındaki şişkinliğin nedeninin hareketsizlik olduğunu düşündü. Kabızlık problemi yaşayan, karnı şişen Nizamettin Ergün, normalleşme süreciyle birlikte gaz şikayetiyle İstinye Üniversite Hastanesi Liv Hospital Bahçeşehir'e getirildi. Burada yapılan bilgisayarlı tomografi ve MR sonucunda Ergün'ün karnında 10 kilogramlık bir kitle tespit edildi. Karnın içindeki böbrek, bağırsak gibi organlara zarar verdiği belirlenen kitleden önce parça alınarak biyopsi yapıldı. Cerrahi işlem gerektiren kitle için hasta ameliyata alındı. Hayati riski bulunan Ergün, 8 saatlik operasyonla sağlığına kavuştu. Hastanın karnının içerisinden ayrı ayrı 15, 30 ve 50 santimlik, neredeyse 3 çocuk büyüklüğünde 10 kilo ağırlığında bir kitle çıkartıldı.

ÇOCUKLARI KİLO ALDIĞINI DÜŞÜNDÜ

Kitle nedeniyle yürürken, otururken hatta yatarken dahi zorlandığını anlatan Nizamettin Ergün, "Hep karnımda gaz şişkinliği var diye düşündüm. Sonrasında da bu sıcak havada üşümeye başladım. Karnım şişiyordu, uyurken yatakta yalnızca sağ tarafıma yatabiliyordum, sol tarafa yatamıyordum. Soğuk bir şey içmem mümkün değildi. Bu sıcakta evde ceket ile oturuyordum. Evden dışarı çıkamadığımdan çocuklarım; 'baba biraz kilo aldın' diyorlardı. 65 yaş üstü olduğumdan dışarı çıkmak da istemedim. O dönem evde kaldıkça tümör hızla büyümüş demek ki. Normalleşme dönemine geçer geçmez çocuklarım beni hastaneye getirdi. Kitleyi görmedim ama çocuklarım büyüklüğünden bahsedince çok şaşırdım, hatta şaşırmak az bir kelime. Bir insan karnında bu kadar büyük bir kitleyi nasıl taşır. Ameliyat sonrası o kadar rahatladım ki, önceki halimle kendimi hiç karşılaştıramıyorum. Artık çok iyiyim" diye konuştu.

OĞLU ERGÜN: BİLİMKURGU FİLMLERİNDE GÖRDÜĞÜMÜZ TÜRDEN BİR KİTLEYDİ

Yaşlı adamın karnındaki şişkinliğin son aylarda hızla ilerlediğini ifade eden oğlu Zülfikar Ergün, "Babamın çok ciddi şikayetleri olmadı. Koronavirüs nedeniyle 3 ay boyunca evden çıkamamıştı. Ama karnı belirgin bir şekilde şişmeye başladı. Bu şişkinlik son aylarda fazlaca görüldü. Babam da karnındaki şişkinliğin gaz olduğunu ve geçeceğini düşündü. Normalleşme süreci başladığında hemen hastaneye geldik. Yapılan tetkikler sonrası karnından kimsenin beklemediği bir kitle çıktı. Bilimkurgu filmlerinde gördüğümüz türden bir kitleydi. Kitleyi gördüğümde şaşırmanın ötesine geçtim" dedi.

"KİTLE BÖBREK VE BAĞIRSAĞIN YERİNİ DEĞİŞTİRMİŞ"

Yapılan tetkikler sonrası Nizamettin Ergün'ün ameliyatını gerçekleştiren İstinye Üniversite Hastanesi Liv Hospital Bahçeşehir'den Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Turgut İpek, tümör hakkında şu bilgileri verdi:

"Kitle o kadar büyüktü ki, böbreği ön tarafa itmiş, bütün bağırsakları almış sol tarafa götürmüştü. Dolayısıyla karın içinde bağırsakların hareket edebileceği bir yer kalmamıştı. Böbreğe öyle bir basmıştı ki, hasta idrar çıkartamayacak duruma gelmişti. Hastanın bunlarla ilgili birtakım sıkıntıları vardı. Bu sıkıntılarla dahiliye hekimi arkadaşımıza geldiğinde bunun büyük bir kitle olduğu görüldü. Ameliyattan önce ne olduğunu anlamak için biyopsi yaptık. Ardından da hasta cerrahiye sevk edildi. Hasta cerrahiye sevk edildikten sonra bizi ilgilendiren kısım sarkom (yumuşak doku kanseri) tanısı konulan tümörün başka organa sıçrayıp sıçramadığıydı. Tetkikler sonucu diğer organlara sıçrama olmadığını gördük. Dolayısıyla bunun net tedavisi için öncelikle cerrahi düşünüldü. Cerrahi yapabilmek için de o bölgeyi geride tümör bırakmadan temizlemeniz gerekiyor. Hasta yaşlı olduğu ve daha önce kalp operasyonu geçirdiği için anestezi başta olmak üzere değişik branşlar gördükten ve gerekli kan teminini sağladıktan sonra ameliyata aldık. Kitlenin bulunduğu alan özellikle toplardamara çok yakın olduğundan ameliyat sırasında büyük kanamalara hatta hastanın hayatına mal olma riski olan bir ameliyattı. Bu riskler kendisine anlatıldıktan sonra kendisinin de onayıyla ameliyata karar verildi. Radyoterapi ve kemoterapi ise gelecek olan patalojideki ayrıntılı bilgilerle yol alacağımız bir durum. Hastamızın karnının içerisinden 30, 50, 15 santim büyüklüğünde neredeyse 3 çocuk büyüklüğünde ve 10 kilo ağırlığında bir kitle çıkardık."

"AMELİYAT HAYATİ RİSKLER BARINDIRIYORDU"

Ameliyatın hastanın yaşı ve tümörün büyüklüğü sebebiyle birtakım riskler barındırdığını anlatan Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Turgut İpek, "Ameliyat riskli miydi? Evet, 8 saat süren bir ameliyattan bahsediyoruz. Birinci önceliğimiz geride hiç tümör bırakmadan kitleyi çıkarmaktı. Santim santim ilerlediğimiz bir ameliyat oldu. Eğer bu büyüklükte bir tümör başka organları koparsaydı, ani kanamalara neden olarak hastayı kaybedebilirdik. Bunun dışında sağ böbrek, kalın bağırsak, ince bağırsak gibi organların hepsi o bölgedeki tümör tarafından itilmişti. Böbreği korumak için üretere katater koydurduk. Böylece herhangi bir yaralanma olmasının önüne geçtik. Dolayısıyla çok emniyetli ama uzun süren hem anestezi aşamasını hem de cerrahiyi sıkıntıya sokabilecek zorlukta bir tümörü başarıyla aldık. Hastamız birinci gün kendine geldi. İkinci, üçüncü gün büyük abdestini yaptı. 4'üncü gün de gıdaya başladı. 5'inci gün hastayı taburcu edip pataloji sonucuna göre ek tedaviye karar vereceğiz" değerlendirmesinde bulundu.

"5 YILLIK YAŞAM ŞANSI YÜZDE 60'LARA ÇIKIYOR"

Bu tür tümörlerde 5 yıllık yaşam şansının yüzde 60'lara kadar çıktığını ifade eden Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Turgut İpek, "Bu tür hastalar başarılı bir cerrahi sonrası patolojiye göre radyoterapi ve kemoterapi gördüğü zaman 5 yıllık yaşam şansı yüzde 50 ila 60 gibi yüksek seviyelere ulaşıyor. Dolayısıyla bu bölgeden çıkan tümörler genellikle 10 santimin üzerinde olur ama bizim hastamızda 50 santime varan yani 3 bebek büyüklüğünde bir tümördü. Hastamızın bütün organları yer değiştirmişti. Bu tömürü çıkartmadığınız durumda ya başka organlara metastaz yaparak ya da pıhtı atması gibi lezyonlarla hasta hayatını kaybedebilir. O nedenle bu ameliyat hasta için gerekliydi" dedi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber