Rehber Öğretmenler hükümlüye rehberlik etmek ve çocukların ifadesinin alınması işlerinde resen görevlendirilemez

Rehber öğretmenlerin, Adalet Bakanlığına bağlı kurumlarda hükümlülere rehberlik etme ve çocukların ifadelerinin alınması işlemlerinde görevlendirilemeyeceklerini Milli Eğitim Bakanlığının görüş yazısı, İzmir Bölge İdare Mahkemesi kararı ve mevzuat hükümleri ışığında detaylıca açıklıyoruz.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 26 Temmuz 2020 11:00, Son Güncelleme : 20 Temmuz 2020 13:49
Rehber Öğretmenler hükümlüye rehberlik etmek ve çocukların ifadesinin alınması işlerinde resen görevlendirilemez

Rehber öğretmenlerimiz bazı Cumhuriyet Savcılıkları, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlükleri, il veya ilçe milli eğitim müdürlükleri tarafından yaz tatillerinde, hafta sonu tatillerinde ve mesai saatleri dışında Adalet Bakanlığına bağlı kurumlarda hükümlülere rehberlik etme veya çocukların ifadelerinin alınması işlemlerinde resen sosyal çalışmacı olarak görevlendirilmek istense de bu görevlendirme işlemi yasal ve hukuki değildir.

Peki, rehber öğretmenlerin Adalet Bakanlığına bağlı kurumlarda hükümlülere rehberlik etme veya çocukların ifadelerinin alınması işlemlerinde resen sosyal çalışmacı olarak görevlendirilme işlemlerine hangi mevzuat gerekçe gösterilmektedir?

Şöyle ki;

5237 sayılı Türk Ceza Kanunun "Hapis cezasının ertelenmesi" başlıklı 51. maddesinin 5. fıkrasındaki; "(5) Mahkeme, denetim süresi içinde hükümlüye rehberlik edecek bir uzman kişiyi görevlendirebilir. Bu kişi, kötü alışkanlıklardan kurtulmasını ve sorumluluk bilinciyle iyi bir hayat sürmesini temin hususunda hükümlüye öğütte bulunur; eğitim gördüğü kurum yetkilileri veya nezdinde çalıştığı kişilerle görüşerek, istişarelerde bulunur; hükümlünün davranışları, sosyal uyumu ve sorumluluk bilincindeki gelişme hakkında üçer aylık sürelerle rapor düzenleyerek hakime verir." hükümleri,

5275 sayılı Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun "Koşullu salıverilme" başlıklı 107. maddesinin 9. fıkrasındaki; "(9) Hakim, denetim süresinde hükümlüye rehberlik edecek bir uzman kişiyi görevlendirebilir. Bu kişi, kötü alışkanlıklar edinebileceği çevrelerden uzak kalması ve sorumluluk bilinciyle iyi bir hayat sürmesini temin hususunda hükümlüye öğütte bulunur; eğitim gördüğü kurum yetkilileri veya yanında çalıştığı kişilerle görüşerek, istişarelerde bulunur; hükümlünün davranışları, sosyal uyumu ve sorumluluk bilincindeki gelişme hakkında üçer aylık sürelerle rapor düzenleyerek hakime verir." hükümleri,

5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanununun "Soruşturma" başlıklı 2. maddesindeki; "(2) Çocuğun ifadesinin alınması veya çocuk hakkındaki diğer işlemler sırasında, çocuğun yanında sosyal çalışma görevlisi bulundurulabilir." hükümlerine göre ifadesi alınan çocukların yanında "Sosyal çalışma görevlisi" bulundurulmalıdır.

"Sosyal çalışma görevlisi" ise Psikolojik danışmanlık ve rehberlik, psikoloji, sosyoloji, çocuk gelişimi, öğretmenlik, aile ve tüketici bilimleri ve sosyal hizmet alanlarında eğitim veren kurumlardan mezun meslek mensuplarından birisidir.

Yukarıdaki kanunlarda belirtilen görevleri yerine getirmek üzere Milli Eğitim Bakanlığına bağlı il ve ilçe milli eğitim müdürlükleri tarafından Rehber Öğretmenler görevlendirilmektedir.

5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanununun "Sosyal Çalışma Görevlileri" başlıklı 33. maddesindeki; "(1) Adalet Bakanlığınca mahkemelere, en az lisans öğrenimi görmüş olanlar arasından yeterli sayıda sosyal çalışma görevlisi atanır. Atamada; çocuk ve aile sorunları ile çocuk hukuku ve çocuk suçluluğunun önlenmesi alanlarında lisansüstü eğitim yapmış olanlar tercih edilir.

(2) Mahkemelere atanan ve bu Kanun kapsamındaki tedbirleri uygulayan Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumunda görevli sosyal çalışma görevlilerine almakta oldukları aylıklarının brüt tutarının yüzde ellisi oranında ödenek verilir.

(3) Bu görevlilerin bulunmaması, görevin bunlar tarafından yapılmasında fiili veya hukuki bir engel bulunması ya da başka bir uzmanlık dalına ihtiyaç duyulması gibi durumlarda, diğer kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlar ile serbest meslek icra eden birinci fıkrada öngörülen nitelikleri haiz kimseler de sosyal çalışma görevlisi olarak görevlendirilebilirler." hükümlerindeki 3. fıkra gerekçe gösterilerek rehber öğretmenler görevlendirilmektedir.

Görevlendirmeye gerekçe olarak gösterilen ilgili kanun maddesini incelediğimizde, Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde Rehberlik kadrosunda çalışmakta olan öğretmenlerin resen ya da zorunlu görev verilebileceğine dair herhangi bir ibare bulunmamaktadır.

Sosyal çalışma görevlisi olarak çalışmanın Rehberlik öğretmenlerinin asli görevi olduğuna ilişkin bir bölüm de yer almamaktadır.

İLGİLİ MEVZUATTA REHBER ÖĞRETMENLERİN SOSYAL ÇALIŞMA GÖREVLİSİ OLDUĞUNA DAİR BİR HÜKÜM YOKTUR

Ayrıca Milli Eğitim Bakanlığı'nın görevleri ilgili 1 Nolu Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin "Milli Eğitim Bakanlığı" başlıklı 10. bölümü "Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü" başlıklı 3008 maddesindeki; "(1) Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğünün görev ve yetkileri şunlardır:

a) İlgili bakanlıklarla işbirliği içinde, özel eğitim sınıfları, özel eğitim okulları, rehberlik ve araştırma merkezleri, iş okulları ve iş eğitim merkezleri ile aynı seviye ve türdeki benzeri okul ve kurumların yönetimine ve öğrencilerin eğitim ve öğretimine yönelik çalışmalar yapmak ve belirlenen politikaları uygulamak,

b) İlgili bakanlıklarla işbirliği içinde, özel eğitim okul ve kurumlarının eğitim ve öğretim programlarını, ders kitaplarını, eğitim araç-gereçlerini hazırlamak veya hazırlatmak ve Talim ve Terbiye Kuruluna sunmak,

c) Bakan tarafından verilen diğer görevleri yapmak." hükümlerinde rehberlik hizmetlerinde verilecek görevlerde sosyal çalışma görevlisi olarak görev yapma zorunluluğuna dair herhangi bir ibare bulunmamaktadır.

Ayrıca, rehber öğretmenlerin görev alanlarını belirleyen Milli Eğitim Bakanlığı Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetleri Yönetmeliğinin "Tanımlar" başlıklı 3. maddesi (m) bendinde; "(1) Bu Yönetmelikte geçen; m) Rehberlik öğretmeni: Eğitim kurumlarındaki rehberlik servisleri ile rehberlik ve araştırma merkezlerinde rehberlik hizmetlerini yürüten personeli, ifade eder." hükümlerine göre; rehber öğretmenlerin bilirkişilik, sosyal çalışma görevlisi, icapçı nöbet gibi görevlere ilişkin herhangi bir madde ya da ibare bulunmamaktadır.

Rehberlik Hizmetleri Yönetmeliğinin "Danışmanlık tedbiri uygulamaları" başlıklı 13. maddesindeki; " (1) 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu kapsamında hakkında koruyucu ve destekleyici danışmanlık tedbiri kararı verilen çocuklara yönelik gerçekleştirilecek olan uygulamalar aşağıdaki şekilde yürütülür:

a) Adli makamlarca danışmanlık tedbiri kararı verildiği durumlarda, danışmanlık tedbiri uygulamaları rehberlik servisi tarafından yerine getirilir. Eğitim kurumlarında rehberlik öğretmeni bulunmadığı veya çocuğun herhangi bir eğitim kurumu ile ilişiği bulunmadığı durumlarda ise danışmanlık tedbiri uygulamaları rehberlik ve araştırma merkezleri veya il veya ilçe milli eğitim müdürlüklerinin görevlendireceği çocuğun ikamet adresine en yakın okulun rehberlik öğretmeni tarafından yerine getirilir.

b) Hakkında danışmanlık tedbiri kararı verilmiş çocuğa ve bu çocuğun bakımından sorumlu olan kimselere yönelik alınan kararın gerekçesinin içeriğine ve bireylerin ihtiyaçlarına göre müdahale programları uygulanır ve

gerçekleştirilen faaliyetlere ilişkin uygulama raporu mahkemeye sunulur.

c) Danışmanlık tedbiri kararı uygulamalarında ilgili kolluk birimleri ve diğer kamu kurum kuruluşlarıyla iş birliği yapılır." hükümlerine göre Rehber Öğretmenlerin sadece Danışmanlık Tedbirlerinin yerine getirilmesiyle ilgili görevleri bulunmaktadır. Sosyal çalışma görevlisi ile ilgili herhangi bir görev tanımı yoktur.

Dolayısıyla Adalet Bakanlığı hükümlüye rehberlik etmek ve çocukların ifadesinin alınması işlerini yerine getirmek için personel istihdam etmek zorundadır. Bu görevleri yerine getirmek üzere Rehber Öğretmenlerin özellikle mesai saatleri dışında Adalet Bakanlığına bağlı kurumlarda resen görevlendirilmeleri yasal ve hukuki değildir.

MEB'DE "ÖĞRETMENLERİN İCAPÇI (NÖBETÇİ) UYGULAMASI BULUNMAMAKTADIR" DEDİ

Bir sendika tarafından, hakkında koruyucu ve destekleyici danışmanlık tedbiri kararı verilen çocuklara yönelik gerçekleştirilen uygulamalarda il ve ilçelerdeki rehber öğretmenler icapçı (nöbetçi) yapılarak mesai saatinde, gece, sabaha karşı gibi saatlerde görevlendirildiğinden bahisle bu tür görevlerin öğretmenlere verilip verilemeyeceğiyle ilgili görüş talebine, Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü 02.01.2018 tarih ve 5417 sayılı yazısıyla; "Söz konusu başvurunuzda belirtilen, hakkında koruyucu ve destekleyici danışmanlık tedbiri verilen çocuklara yönelik gerçekleştirilen uygulamalarda İl ve İlçelerdeki rehberlik öğretmenlerine icapçı (nöbetçi) uygulaması ile ilgili mevzuatımızda bir hüküm bulunmamaktadır." şeklinde cevap vermiştir.

YARGI'DA "ÖĞRETMENLERİN MESAİ SAATLERİ DIŞINDA İCAPÇI (NÖBETÇİ) UYGULAMASI BULUNMAMAKTADIR" DEDİ

Davacı Türk Psikolojik Danışma Ve Rehberlik Derneği Manisa Şubesi tarafından, Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı kurumlarda rehberlik öğretmeni kadrosunda görev yapan üyelerinin yaz tatillerinde zorunlu olarak sosyal çalışmacı olarak görevlendirilmelerine ilişkin Turgutlu Kaymakamlıgı'nın 21/03/2017 tarihli işlemine karsı yapılan 15/06/2017 tarihli itiraz başvurusunun zımnen reddine ilişkin işleminin iptali istemiyle açılan davada; "...dosyada bulunan bilgi ve belgeler ile yukarıdaki mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden davalı idarece gerçekleştirilen görevlendirmelerin kamu yararı ve hizmet gerekleri gereği ihtiyaca binaen gerçekleştirildiği, idarenin kamu yararı ve hizmet gerekleri dışında subjektif (öznel) nedenlerle hareket ettiğine dair herhangi bir bilgi belge de bulunmadığı anlaşılmakta olup, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır...." gerekçesiyle davanın reddine, karar veren Manisa 1. İdare Mahkemesinin 25/12/2018 gün ve E:2018/887, K:2018/1419 sayılı kararının; davalı kurumun kanunlarda belirtilen çalışma koşullarına aykırı bir görevlendirme yaptığı, işlemin hiç bir hukuki dayanağının bulunmadığı, dava konusu görevlendirmede ilgililerin muvafakatinin de alınmadığı ileri sürülerek istinaf yoluyla kaldırılması talebiyle bölge idare mahkemesine itirazda bulunulmuştur.

İzmir Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesi Başkanlığının 28.05.2019 gün ve E: 2019/250, K: 2019/647 sayılı kararındaki; "Uyuşmazlık konusu olayla ilgili olarak her ne kadar, Manisa 1. İdare Mahkemesi tarafından, davalı idarece gerçekleştirilen görevlendirmelerin kamu yararı ve hizmet gerekleri gereği ihtiyaca binaen gerçekleştirildiği, idarenin kamu yararı ve hizmet gerekleri dışında sübjektif (öznel) nedenlerle hareket ettiğine dair herhangi bir bilgi belge de bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmakta ise de, dosyada mevcut bilgi ve belgelerden Turgutlu Kaymakamlığı Sosyal Hizmet Merkezi Müdürlüğünüm 05.06.2017 tarih ve 640 sayılı yazısı uyarınca hazırlanan Sosyal Çalışma Görevli Listesinin 05.06.2017-17.08.2017 tarihleri arası dönemi kapsadığı, bu dönemin aynı zamanda öğretmenlerin yasal olarak izinli oldukları yaz tatiline rastladığı, yukarıda alıntısı yapılan mevzuat hükümleri gereğince öğretmenlerin yıllık izinlerini sadece yaz tatillerinde ve dinlenme tatillerinde kullanma haklarının bulunduğu, bu süreler haricinde yıllık izin kullanma imkanlarının yasal olarak mümkün olmadığı, bu dönemlerde yapılacak görevlendirmelerin sadece ilgilinin muvafakati alınarak yapılması mümkün olduğundan, öğretmenlerin yıllık izin kullanım haklarını engelleyecek şekilde sonuç doğuran dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır." gerekçesiyle Manisa 1. İdare Mahkemesinin 25/12/2018 gün ve E:2018/887, K:2018/1419 sayılı kararı bozulmuştur.

ÖĞRETMENLERİN MESAİ SAATLERİ SADECE DERS SAATLERİ İLE SINIRLIDIR

Halbuki "Danıştay ve Danıştay İDDK, öğretmen mesaisinin tanımında son noktayı koydu" başlıklı araştırma dosyamızda öğretmenlerin mesai saatleri net bir biçimde ortaya konulmuş ve Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun kararıyla da kesinlik kazanmıştır.

Araştırma dosyamızda yer verdiğimiz Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 2016/4160 Esas No, 2018/3201 Karar No ve 1.06.2018 tarihli kararıyla, öğretmen mesai saatleri tartışmasına son noktayı koyarak, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararının esastan Danıştay tarafından onanması üzerine, yönetici ve öğretmenlerin mesai sürelerinin; Ders Ve Ek Ders Saatlerine İlişkin Bakanlar kurulu kararında yer alan aylık ve zorunlu ek ders karşılığı girmek zorunda oldukları ders saati sayıları ve ilgi yönetmeliğine göre belirlenen bir ders saati süresi ve aralardaki teneffüs sürelerinden oluştuğu kesinlik kazanmıştır.

KURUMLAR ARASI GEÇİCİ SÜRELİ GÖREVLENDİRME DE MEMURUN MUVAFAKİYETİ ALINMAK ZORUNDADIR

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun "Kurumlar Arası Geçici Süreli Görevlendirme" başlıklı ek 8 maddesi 1. fıkrası (f) bendindeki ; " Memurlar, geçici görevlendirme yapmak isteyen kurumun talebi ve çalıştıkları kurumun izni ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarında aşağıda belirtilen şartlarla geçici süreli olarak görevlendirilebilir: f) Geçici süreli görevlendirmede memurun muvafakati aranır." hükümlerine göre rehber öğretmenlerin isteğe bağlı görevlendirilmeleri gerekmektedir.

Ayrıca 24 saat esasına dayalı bir görevlendirme söz konusudur ki, çalışma saatleriyle ilgili kanun maddelerinde bununla ilgili yapılmış bir düzenleme olmadığından yapılmak istenen görevlendirme Kanuna aykırılık teşkil etmektedir.

SOSYAL ÇALIŞMA GÖREVLİLERİNE ÜCRET ÖDENMEKTEDİR

5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanununun "Sosyal Çalışma Görevlileri" başlıklı 33. maddesi 2. fıkrasındaki; " (2) Mahkemelere atanan ve bu Kanun kapsamındaki tedbirleri uygulayan Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumunda görevli sosyal çalışma görevlilerine almakta oldukları aylıklarının brüt tutarının yüzde ellisi oranında ödenek verilir. " hükümleri,

Yine aynı Kanunun "Sosyal çalışma görevlilerinin görevleri" başlıklı 34. maddesi 3. fıkrasındaki; " (3) Sosyal çalışma görevlilerinin, görevleri sırasında yaptıkları ve hakim tarafından takdir edilen masrafları Cumhuriyet başsavcılığının suçüstü ödeneğinden ödenir." hükümlerine göre de isteğe bağlı olarak Sosyal Çalışma Görevlisi olarak görevlendirilen Rehber Öğretmenlere ücret ödenmesi gerekmektedir.

ANAYASAMIZDA ANGARYA YASAKTIR

Yukarıdaki mevzuat hükümlerine göre; Rehber Öğretmenlerin özellikle mesai saatleri dışında Adalet Bakanlığına bağlı kurumlarda hükümlüye rehberlik etmek ve çocukların ifadesinin alınması işlerinde resen görevlendirilmeleri yasal ve hukuki değildir. Ayrıca Anayasa'mızın 18. maddesinde yer alan "Hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır." hükümlerine de aykırılık teşkil edecektir.

ULUSLARARASI SÖZLEŞMELERDE ANGARYA YASAKTIR

İLO diğer adıyla Uluslararası Çalışma Örgütü Türkiye'nin imza koyduğu İLO sözleşmeleri veya diğer uluslararası sözleşmeler 1982 Anayasası'nın "Milletlerarası Antlaşmaları Uygun Bulma" başlıklı 90. maddesinde yer almaktadır.

Bilindiği üzere Anayasa'da önemli değişiklikler yapılarak kamu görevlilerine sendika hakkı açıkça tanınmış, daha sonra yapılan bir değişiklik ile de Anayasa'nın 90. maddesinin son fıkrasına, 22.05.2004 tarih ve 5170 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5170 sayılı yasanın 7. maddesi ile eklenen son cümle uyarınca; "Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır." hükümleri ile Uluslararası Sözleşmeler iç hukukumuzun bir parçası haline getirilmiştir.

Anayasa'nın 90. maddesi uyarınca iç hukukumuzun bir parçası haline gelen ve bir uyuşmazlık olması halinde yasalardan önce uygulanacak olan temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası sözleşmelerin örgütlenme özgürlüğü ve sendikal haklara ilişkin hükümler içerdiği bilinmektedir.

ÖĞRETMENLER CEBRİ VEYA MECBURİ ÇALIŞTIRMAYA TABİ TUTULAMAZLAR

Buna göre; 13.01.2004 tarih ve 25345sayılı Resmi Gazetede yayımlanan İş Sağlığı ve Güvenliği Ve Çalışma Ortamına İlişkin 155 Sayılı Sözleşmesinin 3. maddesi (b) bendindeki; "Bu sözleşmenin amacı bakımından; "b "İşçiler" terimi, kamu çalışanları dahil olmak üzere istihdam edilen bütün kişileri kapsar." hükümlerince sözleşme metni memurları da kapsamaktadır.

23.06.1998 tarih ve 23381 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Cebri veya Mecburi Çalıştırmaya İlişkin Sözleşmenin 11. maddesi (b) bendindeki; "Sadece 18'den yukarı ve 45'den aşağı yaşlarda bulunan sağlam yetişkin erkekler cebri veya mecburi çalıştırmaya tabi olabilirler. Bu sözleşmenin 10 uncu maddesinde öngörülen iş türleri hariç, aşağıdaki tedbirler ve şartlar dikkate alınmalıdır.

b-Öğretmenler öğrenciler ve genel olarak idari personelin muaf tutulması;" hükümleri ile memurların cebri ve mecburi çalışmadan muaf tutulacağı kayıt altına alınmıştır.

Bu bilgiler ışığında, rehber öğretmenlerin, Adalet Bakanlığına bağlı kurumlarda hükümlülere rehberlik etme ve çocukların ifadelerinin alınması işlemlerinde; istekleri dışında resen Sosyal Çalışma Görevlisi olarak görevlendirilmemesi, görevlendirmelerin isteğe bağlı olarak yapılması, görevli listesi ve takviminin hazırlanması sırasında görevlendirilecek öğretmenlerin görüş ve ihtiyaçlarının (doğum ve süt izni durumu, sağlık durumu, özel durumlar vb.) dikkate alınması, Sosyal çalışma görevlisi olma şartlarını taşıyan tüm kamu/özel çalışanların ilçe içinde belirlenmesi, görevli havuzu oluşturulması, isteğe bağlı olarak görevlendirilmek isteyenlere ise, görevlendirildiği hükümlünün veya çocuğun adresine giderek eğitim ve danışma tedbiri uygulayabilmesi için araç temin edilmesi, araç temin edilemiyorsa yol masraflarının ödenmesi, ayrıca 5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanununun "Sosyal çalışma görevlilerinin görevleri" başlıklı 34. maddesi 3. fıkrası ile "Sosyal çalışma görevlilerinin görevleri" başlıklı 34. maddesi (3) fıkrası uyarınca gerekli ücretin ödenmesi gerekmektedir.

Ahmet KANDEMİR

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber