Öğretmenlik faranjit pilotluk sağır yapıyor

Kaynak : Star Gazetesi
Haber Giriş : 04 Kasım 2007 12:46, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Bazı işkolları çalışanlarını kanserden varise, sağırlıktan faranjite kadar ciddi hastalıklara mahkum ediyor. İşiniz sizi hasta ediyorsa Türkiye'de meslek hastalıkları konusunda uzmanlaşan üç ayrı hastanede tedavi olabilirsiniz.

Çok sayıda iş kolu, kanser gibi amansız hastalıklara yol açabiliyor. Kayıtlara geçen meslek hastası sayısının düşüklüğü ise büyük sorunlara ve hak ihlallerine neden oluyor. Mesleğinizin sizi hasta etmemesi için mutlaka önlem almanız gerekiyor. Çünkü çalışana ıstırap vererek, hareketlerini kısıtlayan, hatta sakat bırakabilen, iş verimini düşürerek iş günü kaybına ve sigorta tazminat ödemelerine yol açan, dolayısıyla ülke ekonomisini tehdit eden çok sayıda hastalıktan aslında kimi zaman basit önlemlerle korunmak mümkün. Hatta pek çoğumuz bilmesek de İstanbul, Ankara ve Zonguldak'ta sadece meslek hastalıkları üzerine uzmanlaşmış üç hastane bulunuyor. Kuruluşları 1978 yılına dayanan bu hastanelerin hizmet amacı, meslek hastalıklarının ciddi bir tazmin ve özel tedavi gerektiren bir süreç olması. İş psikolojisi laboratuvarı, iş hijyeni laboratuvarı, toksikoloji laboratuvarı, gelişkin solunum fonksiyon laboratuvarı, gezici iş sağlığı laboratuvarı da ilk kez bu hastanelerde açıldı.

Meslek hastalıkları hastanelerine sahip ve birçok ülkeye göre çok daha kapsamlı bir mevzuatımız olmasına rağmen Türkiye'deki en büyük sıkıntı, bu hastanelere yapılan başvuruların düşük olması. SSK'nın 2005 verilerine göre Türkiye'de 7 milyon 651 bin sigortalı çalışan var. Meslek hastalığı teşhisi konulmuş kişi sayısı aynı yıl yalnızca 519. Bu da meslek hastalıklarının önemli bir bölümünün rakamsal olarak istatistiklere geçmeden tedavi edildiğini gösteriyor. Ancak bu rakamların gizlenmesi, erken teşhis ve tedavi konusunda büyük engeller çıkarıyor.

Gelişmiş ülkeler, meslek hastalıklarına yakalanan kişileri, hangi mesleklerde hangi hastalıkların ne kadar görüldüğünü ve meslek kazalarını düzenli olarak kayda geçiriyor. Bu şekilde farklı meslek kollarında çalışanların ne tür hastalık riskiyle karşılaşabilecekleri önceden belirleniyor, ona göre tedbir alınıyor. Meslek hastalıkları hastanesine başvuru ferdi olarak yapılabileceği gibi, işyeri hekimi veya başka bir hastaneden sevk yoluyla da yapılabiliyor. Mahkemeler, çalışanların sağlığıyla ilgili çıkabilecek anlaşmazlıklarda yalnızca bu hastaneleri muhatap alıyor ve yine sadece bu hastanelerin verdiği meslek hastalığı raporları geçerli sayılıyor.

BİR YILDA 400 BAŞVURU VAR

Ankara Meslek Hastanesi Başhekimi Uzman Doktor Oktay Ferit, Türkiye'de yılda 6 binin üzerinde maluliyet ve 2 binin üzerinde meslek hastalığından kaynaklanan ölüm yaşandığını söylüyor. Acil önlem alınmaması durumunda tablonun daha da ağırlaşacağı belirtilse de bu alanda uzmanlaşmış hastanelere başvuru hálá oldukça düşük seviyede. Örneğin Ankara'daki hastaneye 2006 yılında meslek hastalığına yakalandığını düşünerek gelenlerin sayısı 400'ü bile bulmuyor. Ferit ?Sanayi henüz çok gelişmediği için ilk zamanlar en sık maden sanayinde çalışanlar gelirken, sanayi geliştikçe ve kimyasal madde kullanımı arttıkça bu sefer başvuruların niteliği değişti. Hastane verilerimizde bize başvuran hastaların yüzde 40'ını maden ve diğer yüzde 40'ını da kimyasal sanayi nedeniyle oluşan hastalıklar oluşturuyor. Pnömokonyoz dediğimiz, solunan ve ortama karışan tozun solunum yoluna girip akciğerlerde hastalığa yol açması; genellikle, madenlerde çalışanlarda, kot kumlamacılarında, diş teknisyenlerinde görülüyor. Çok tehlikeli bir hastalık, çünkü çok hızlı ilerliyor. 15-20 yıl madende çalışan bir işçinin ciğerlerinde gördüğümüz hasar, kot kumlamada çalışanlar 2-3 yıl maruz kaldığında aynı noktaya geliyor' diyor.

Risk oranı en yüksek meslekler

Ankara Meslek Hastalıkları Hastanesi Başhekimi Dr. Oktay Ferit iş kollarının neden olduğu hastalıkların beş grupta toplandığını anlatıyor: ?Göğüs hastalıkları en büyük grup. Diğer önemli bir grup ise kimyasal maddelerle uğraşanlarda oluşan hastalıklar. Örneğin akü üretim tesislerinde çalışanlar bu grupta yer alıyor. Üçüncü grup mesleki cilt hastalıkları, egzama gibi. Mesleki bulaşıcı hastalıklar, örneğin mezbahada çalışan kişilere hayvanlardan geçen hastalıklar ya da hekimlere hastalarından bulaşan hastalıklar dördüncü grubu oluşturuyor. Beşinci grup ise fiziki etkenlere bağlı oluşan mesela gürültüye bağlı işitme kaybı yaratan hastalıklar. Henüz kesin olarak kabul edilmemiş bir grup var ki bu konuda Atom Enerjisi Kurumu ve Sağlık Bakanlığı ile görüşmelerimiz devam ediyor. Bu da radyasyona maruz kalan insanların yakalandığı hastalıklar.' Kanser gibi birçok hastalığa zemin hazırlayabilen en riskli sektörler ise şöyle:

l Akü fabrikaları l Lastik ve boya sanayii l Tersaneler l Plastik sektörü l Dökümhaneler demir-çelik endüstrisi l Maden ocakları l Petrol sanayii l Marangozluk, mobilyacılık vb. ahşap işleri l Tekstil sektörünün bazı kolları l X-ray benzeri ışınlara maruz kalınan meslekler l Aşırı ses ortamında yürütülen işler l Laborantlık l Yapıştırıcı gibi kimyasalların kullanıldığı ayakkabıcılık benzeri işler

Her işin bir hastalığı var

Günümüzde bilgisayarın girmediği sektör neredeyse yok. Bilgisayar kullanan kişiler, kas iskelet sistemi hastalıklarının risk grubunu oluşturuyor. Haftada 15 saat ve üstü bilgisayar kullananların yarısından fazlasında, işe başladıktan sonraki ilk yıl içinde kas iskelet sistemi hastalıklarının ortaya çıktığı belirlenmiş durumda. Ancak bu hastalıklar henüz yasal olarak meslek hastalığı sayılmıyor. Çünkü öyle sayılabilmesi için yasal mevzuata girmiş olması gerekiyor. Benzer biçimde birçok meslek grubunun çalışanları ?meslek hastalığı'na yakalandığını vurguluyor. İşte bu mesleklerden bazıları:

Öğretmenler: Derslerde sürekli konuşmak zorunda olan öğretmenlerin, seslerini doğru kullanmadıkları takdirde öğretmen hastalığı denilen faranjit, laranjit, ses tellerinde polip ve nodül oluşumlarıyla karşı karşıya kalabilecekleri belirtiliyor.

Bankacılar: Yoğun bilgisayar kullanan bankacılar, bilgi işlemciler, araştırmacılar kas ve iskelet hastalıklarına yakalanıyor.

Gazeteciler: Henüz yasal olarak kabul edilmese de gazeteci ve televizyoncuların yoğun biçimde radyasyon aldığı ve bu kurumlarda yılda bir kez radyasyon ölçümü yapılması gerektiği belirtiliyor.

Diş Hekimleri: Diş hekimlerinin büyük bir çoğunluğunda eğilerek çalışmaktan kaynaklanan bel ve sırt rahatsızlıkları görülüyor.

Pilotlar: Pilotlarda da benzer biçimde basınçtan kaynaklanan işitme bozuklukları ortaya çıkıyor.

ESRA CENGİZ

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber