Çocukken kaybettiği bacağı, onu doktorluğa taşıdı
Batman'ın bir köyünde doğdu, 12 yaşında trafik kazasında sol bacağını kaybetti. 8 kardeşle yokluk içinde büyüyen Gökhan Daş (26), onu tedavi eden doktoruna duyduğu hayranlıkla doktor olmaya karar verdi. Ortaokulu birincilikle bitirdi ve köyünde Fen Lisesi'ni kazanan ilk öğrenci olmayı başardı. Önce mühendisliğe girdi, 2 yıl sonra bıraktı, sınavlara yeniden hazırlandı ve 2017 yılında hayal ettiği tıp fakültesini kazandı. Gökhan bununla da yetinmedi, protez bacağına rağmen bisikletle Sason'un en yüksek dağlarından birine tırmandı, 4 şehir dolaşıp 200 kilometre yol kat etti. Kayak ve rafting de yapan stajyer Dr. Gökhan Daş, "Bacağımı kaybetmem hayatımı komple değiştirdi. Şimdi en büyük hedefim ABD'de ihtisas yapıp beni tedavi eden doktorum gibi ortopedi uzmanı olmak" dedi.
Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi 4. Sınıf öğrencisi Gökhan Daş'ın "engel tanımayan" hikayesi, Batman'ın Sason ilçesinde başladı. 8 çocuklu bir ailenin ortanca çocuğu olarak dünyaya gelen Gökhan, maddi imkansızlıklar içinde büyüdü. Ortaokula giderken 2006 yılında trafik kazası geçirdi ve Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne kaldırıldı. Sol bacağı aracın altında ezildiği için kesilmek zorunda kalındığında henüz 12 yaşındaydı.
Ameliyattan uyandığında bacağının olmadığını görünce büyük bir travma yaşadığını anlatan Dr. Daş, "İlk bir hafta rüyalarımda ayağımın olduğunu görüyordum hep. Sonra rüyalarımda artık ayağımın olmadığını görmeye başladım ve bu durumu kendi içimde kabullendim. Hayatımı artık bu şekilde devam ettirmem gerekiyordu. Kazadan sonra beni ameliyat eden doktor bana o kadar şefkatli yaklaşmıştı ki, düşünün 12 yaşında bir çocuksunuz sonuçta ve ciddi bir travma yaşıyorsunuz. O doktorun bana o yaklaşımı, bu mesleği seçmemin ve tüm engelleri aşmamın en büyük nedeni oldu" dedi.
AYLARCA OKULDAN UZAK KALSA DA ÇOK ÇALIŞTI VE FEN LİSESİ'Nİ KAZANDI
Ameliyattan sonra 6 ay okuldan uzak kaldığını ve açığı kapatmak için çok çaba sarf ettiğini anlatan Daş, "Okula tekrar başladığımda, diğerlerinden bayağı gerisindeydim. Ama pes etmedim. Yeri geldi ders içinde ders çalıştım. Mesela matematiğim zayıftı, Türkçe dersinde matematik testi çözüyordum. Tunceli Fen Lisesi'ni kazandım. Benim okuduğum okul 1986'da kurulmuş, birincilikle mezun olduğum okuldan Fen Lisesi'ni kazanan ilk öğrenci ben oldum. Oradan Batman Anadolu Lisesi'ne geçtim.
Üniversite tercihlerimde öğretmenlerimin yönlendirmesiyle İstanbul Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği'ni kazandım. İyi bir okuldu iyi bir şehre gelmiştim ama idealimdeki meslekte değildim. 2 sene okudum, vicdan azabım 2 sene götürebilirdi beni. Çünkü benim hayallerim çok farklıydı. Benim sorularıma cevap veren bir bölüm değildi. Kendimi ait hissedemedim. O yüzden bıraktım ve memlekete dönüp dershaneye başladım. 2017 yılında tıp fakültesini kazandım. Şimdi 4. Sınıftayım, stajyer doktor oldum; artık ait olduğum yerdeyim" diye konuştu.
"ORTOPEDİ HASTASIYDIM, ŞİMDİ HEFEDİMDE ORTOPEDİ DOKTORU OLMAK VAR"
Tıp fakültesini de Türk Böbrek Vakfı'nın bursuyla okuyan Dr. Gökhan Daş, "Bacak kaslarımı geliştirmek için bisiklet sürmeye başlamıştım. Köyümde ve ailemde ilk doktor, ilk bisiklet süren kişi oldum. Bir protezle nasıl yaşanır bunu ancak 6 yılda öğrenebildim. Protezli bacağımı üşütmemem gerekiyormuş mesela, bunu yaşayınca öğrendim. Ya da bir kanepede otururken ayağınızı minderin üstüne koymanız gerekiyormuş, yıllar sonra öğrendim. Bunları öğrenmeden önce gerçekten yürürken ciddi anlamda sıkıntılar yaşadım. Kendim gibi hastalarla daha fazla empati kurabileceğimi düşünüyorum ve bu nedenle de uzmanlıkta ortopedi tercih edeceğim. Ortopedi hastalarını kendime daha yakın hissediyorum. Hem bir ortopedi hastasıyım hem de ortopedi doktoru olacağım. O hastaların aradığı pek çok cevabın bende olduğunu düşünüyorum" dedi.
PROTEZ BACAĞINA RAĞMEN BİSİKLETİYLE EN YÜKSEK DAĞIN ZİRVESİNE TIRMANDI
Maddi imkansızlıklar, çocuk yaşta bacağını kaybetmiş olmak, bugüne kadar pekçok engeli aştığını ve artık kendini "eksik" hissetmediğini vurgulayan Gökhan Daş, bisiklet macerasına abisi ve yeğenini de dahil ederek onları da bu spora alıştırdığını söyledi ve ekledi: "Ben engelli bir kişi olarak bir sürü aktivite yapıyorum. Hayatıma olabildiğince değer katmaya çalışıyorum. Engelli olmak aslında tamamlamam gereken bir şeylerin varlığına inanmamı sağladı. Açıkçası engelli olmadan önceki hayatımda ne bir mesleki hedefim vardı ne de sporla ilgiliydim. 'Bacağımdaki gelişim geriliğini önleyebilmek için bu açığı nasıl tamamlayabilirim' diye düşünürken bisiklet almak aklıma geldi. Bizim oralar dağlıktır, bisiklet kimsenin kullandığı bir alet değildir. Bisikletimle Sason'un en yüksek dağlarından biri olan yerel adı Xılovit (Ğılovit-Tatlıca) Dağı'nın zirvesine tırmandım. Bu benim için inanılmaz bir şeydi. Çünkü insanlar oraya yürüyerek çıkamıyor. Ben bisikleti süremediğim yerlerde dağın başına kadar sırtladım. Normalde ampute olan bir kişinin kayak yapması zordur ama ben onu da başardım. Rafting yapıyorum, yüzüyorum."
"ABİM VE YEĞENİMLE DÖRT ŞEHRİ GEZDİK, 18 SAATTE 200 KM YOL YAPTIK"
Geçtiğimiz yaz abisi ve yeğeniyle 200 kilometrelik bisiklet turuna da çıktıklarını anlatan Gökhan Daş, sözlerini şöyle noktaladı: "Abimler benden sonra başladılar bisiklet sürmeye. O, ben ve yeğenim dört şehri dolaştık; Muş, Bitlis, Diyarbakır'dan Batman'a geçtik. 18 saat bisiklet üstünde kaldık. İnsan bir otobüste bile kocaman koltuğa yapışıyor 18 saatlik bir yolculukta. Protez bacakla bu kadar mesafe gitmek çok da kolay olan bir şey değil açıkçası. Ama isteyince oluyor. Hatta biz yola çıkarken yeğenimin ayağında biraz yara vardı. Yengem 'Ayağında yara var, bu bisikletle nasıl gideceksin bu kadar mesafeyi?' diye istemedi önce. Abim de 'Sen ayağında yara var diyorsun hanım, bunun direkt ayağı yok; ona ne diyeceksin?' dedi. Güldük hep beraber. Doğruydu gerçekten. Fiziksel engel, tam tersine insana güç veren, enerji veren bir şey de olabiliyor."