Telekom'da taraflar bir araya geliyor, çalışanlar uzlaşmadan yana umutlu

Kaynak : Zaman
Haber Giriş : 20 Kasım 2007 09:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Yener Ünal, bir aydır çalıştığı kurumun kapısının önünde ama içeri girip mesai yapmıyor. Çünkü üyesi olduğu Haber-İş Sendikası ile işvereni Türk Telekom, toplu iş görüşmelerinde anlaşmaya varamadı. Arkadaşlarıyla birlikte, kapısına 'Bu işyerinde grev var' yazısı astıkları İstanbul Gayrettepe'de il müdürlüğünün önündeki barakada kamp kurmuşlar.

Küçük bir soba ile üzerindeki demlik, naylon çadırın vazgeçilmezlerinden. Çay sohbetlerinin en hararetli konusu, yarın yeniden masaya oturacakları Telekom yetkilileri ile görüşmede neler olacağı. Umutları var. Uzlaşma sağlanacağına inanıyorlar. Ya Telekom tekliflerine yine olumsuz karşılık verirse... Moralleri düzeltmek Ünal'a düşüyor. Elindeki mikrofonla etrafındakilere sesleniyor: "Haklıyız. Hakkımızı alacağız." Derken, mikrofondan çıkan sloganlar yerini müziğe bırakıyor. İşçiler büyük bir halay halkası oluşturuyor.

Bu sene işyerlerinde yapılan toplu görüşmeler bir hayli zorlu geçiyor. Bu konudaki ilk çatlak, Türk Hava Yolları'nda yaşandı. Hava-İş ile THY yönetimi anlaşamadı, ihracatçıları bile ayağa kaldıran grev süreci başladı. Araya giren hükümet, uzlaşma için kabineden Murat Başesgioğlu'nu görevlendirdi. Yeniden başlayan görüşmelerde tarafların karşılıklı verdikleri tavizler anlaşmayı sağladı. Aradan kısa bir zaman geçmişti ki, Türk Telekom'da da benzer gelişmeler oldu. 29 Mayıs'ta başlayan görüşmelerde sendika ile şirket yönetimi anlaşamadı ve ikinci büyük grev hareketi başladı. Devreye giren Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın çabaları da sonuç vermedi. Telekom'un Ankara başmüdürlüğü önünde yapılan sembolik bir törenle, 16 Ekim itibarıyla grev ilan edildi. 26 bin 500 işçi iş bıraktı.

Ancak bu kez grevin üzerine 'sabotaj' gölgesi düştü. Şirket sendikayı suçlarken, Haber-İş, sabotajların 'grevi ötelemek' için şirket tarafından yaptırıldığını iddia ediyor. 20 yıllık çalışan Yener Ünal da sendikayı savunuyor: "Fiberoptik kabloların kesilmesi grevi ötelemek için yapılmış bir girişim. Sabotaj girişimleri bizi yıldıramaz." Grev dolayısıyla binlerce Türk Telekom abonesinin mağdur olduğuna işaret eden Ünal, sürenin uzamasının şikâyetleri kat kat artıracağı için şirketin buna fazla dayanamayacağı görüşünde. Sendika üyesi işçi, "Şebekeler çökmek üzere. Örgütlü yapımızı koruyacağız. Moralimiz yüksek. Biz kararlıyız." diyerek, Telekom yönetiminin pes edeceğine olan inancını dile getiriyor. Ancak sendika üyeleri şikayetler arttıkça şirketin uzlaşmaya yanaşacağını düşünse de sektör uzmanları buna katılmıyor. Uzmanlara göre, sendika kendi ayağına kurşun sıkıyor. Şirket, mevcut 10 bin çalışanla arızaları gidermek için çabalıyor, hatta beklenenin üzerinde çaba sarf ederek arızalar en kısa sürede gideriliyor. Durum böyle olunca, '26 bin işçi olmadan da işler yapılabilir mi?' sorusu akıllara geliyor.

Şirket ile sendika yetkilileri yarın bir kez daha masaya oturacak. Türk Telekom, sendikanın getireceği yeni teklifi bekliyor. Usul hakkında fikir birliğine varıldığını kaydeden Telekom yetkilileri, sürecin hızlanacağı görüşünde. Gayrettepe'de naylon barakada çay içen işçiler de, yıllarını verdikleri kurumun zarar görmesini istemediklerini belirtirken, yarınki toplantıdan olumlu bir sonuç çıkacağı yönündeki beklentilerini dile getiriyor.

Türk Telekom ne veriyor?

İlk yıl yüzde 10, ikinci yıl ise yüzde 4+4 olmak üzere yüzde 8 zam.

Sosyal kalemlere ilk yıl yüzde 10, ikinci yıl yüzde 4 oranında artış.

Mevcut 60 gün ikramiyeye ilave olarak 52 günlük ikramiye uygulamasının devam etmesi.

Bu artışlara ilave olarak, kapsam içi çalışanlar ile aynı unvanda ve aynı kıdemde görev yapan kapsam dışı çalışanlar arasındaki ücret farklılığının, kapsam içi çalışanların lehine kademeli olarak düzeltilmesi.

Sendika ne istiyor?

Çalışanlar arasındaki ücret farklılığının giderilmesi için ayrılan bütçenin 25 milyon YTL'den 26,5 milyon YTL'ye çıkması.

Çalışanlar arasındaki ücret farklılığının 2008 Nisan beklenmeden yapılması.

Anlaşılamayan konuların hakem heyeti yerine sendika ile Telekom arasında çözülmesi.

Yeni işe alınacak olanların da sendika kapsamında olması.

Sendika, ayrıca üç kişilik bağımsız bir hakem heyetinin kurulmasını öneriyor.

[HABER İNCELEME-ZELİŞ YILDIRAL]

'Grevin uzamasından herkes zarar görüyor'

Türk Telekom yönetimi ile Haber-İş Sendikası, ikinci ayına giren grevi sonlandırmak için yarın yeniden masaya oturuyor. Görüşmeye, kalabalık heyetler yerine her iki taraftan 5'er kişi katılacak. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım ve Türk-İş'in aracılığıyla bir araya gelecek taraflar, iplerin kopmasına yol açan maddeleri yeniden değerlendirecek. Hem sendika hem de şirket tarafı, bu görüşmesinin grevi bitirmesini bekliyor. Yönetim ile sendika, bir araya gelinmesi konusunda geçen hafta karar aldı. Hafta başında yapılması beklenen görüşme, Binali Yıldırım'ın yurtdışında olması sebebiyle yarına bırakıldı. Görüşmeye, Bakan Yıldırım ile Türk-İş Başkanı Kılıç'ın da katılması bekleniyor. Grevin sonlandırılması gerektiğini her fırsatta dile getiren Haber-İş Sendikası Başkanı Ali Akcan, "Bu iş uzadıkça her iki tarafa da zarar veriyor. Bir an önce bitirilmesi gerekir." ifadeleriyle görüşmeden umutlu olduğunu dile getiriyor. Türk Telekom Yönetim Kurulu Başkanı Paul Doany'ye çağrıda bulunan Akcan, "İkimizin de sorumlu olduğu kesimler, kitleler var. Bu işi bitirmek zorundayız. Telekom bu işten zarar görüyor. Bitmesinin kendilerine faydası olur." diyor. Grevin sendikaya maliyeti 30 milyon YTL'ye yaklaştı. Haber-İş Sendikası, grev sebebiyle maaş alamayan işçilere 1000'er YTL'lik ödemenin yanı sıra yemek ve yol parası gibi harcamalarda bulundu. Haber-İş, ödeme için Türk-İş'ten yardım aldı. Ayrıca grev sebebiyle maaş alamayan işçilerin SSK primleri yatmıyor, grevdeki süreler kıdem tazminatı hesabında dikkate alınmıyor. İsa Yazar, Ankara

Madenci, Zonguldak'tan Ankara'ya yürümüştü

Grev ve toplu iş sözleşmesi 15 Temmuz 1963'te kanuni bir hak olarak tanındı. 7 Kasım 1963'te Toplu Sözleşme, Grev ve Lokavt Kanunu'nun yürürlüğe girmesinden sonra ilk grev Bursa'da otobüs işçileri tarafından başlatıldı. Ardından Türk Demir Döküm, Sungurlar, Derby, Elektrometal, Rabak, Auer, Çelik Endüstri, Otosan, Arçelik, Vita gibi büyük fabrikalarda işçiler greve gitti. Ama bunlar içinde en çok ses getireni Zonguldak'ta yaşandı. Taşkömürü Kurumu ve Maden Tetkik ve Arama'da örgütlü Türk-İş'e bağlı Genel Maden İşçileri ile işveren arasında 48 bin işçi için sürdürülen toplu sözleşme görüşmelerinin uyuşmazlıkla sonuçlanması üzerine, sendika 30 Kasım 1990'da grev kararı aldı. İşçiler, iktidarı protesto için Zonguldak'dan Ankara'ya yürüyüşe geçti. 112 kilometrelik bir yürüyüşür ardından Gerede'de Ankara yolu kavşağına 8 kilometre kala yürüyüşü bıraktı. 6 Şubat 1991'de toplu sözleşme imzalandı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber