GATA Kanunu'nu değişiyor

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 21 Kasım 2007 17:39, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Genelkurmay Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada Elazığ ve Van merkezinde 2 teröristin yakalandığı belirtildi.

Tasarının görüşmelerinde ''intihal'' tartışması yaşandı. Tasarının 1. maddesi üzerinde konuşan CHP Amasya Milletvekili Hüseyin Ünsal, dün akşam yapılan görüşmelerde Bağımsız Tunceli Milletvekili Kamer Genç'in intihal suçuyla ilgili dile getirdiği iddialara, AK Parti İstanbul Milletvekili Ömer Dinçer'in sataşma olduğu gerekçesiyle yanıt verdiğini anımsattı.

''Halkımız tatmin oldu mu?'' diye soran Ünsal, kendisinin tatmin olmadığını, Dinçer'in hiç böyle bir şey olmamış gibi konuyu anlattığını söyledi.

Dinçer hakkında YÖK'ün aldığı karara ilişkin süreci anlatan Ünsal, ''İntihal suçu işleyen dünyada başka bir başbakanlık müsteşarı var mı?'' diye sordu. Ömer Dinçer'in konuşma ve yazılarından alıntılar da yapan Ünsal, ''İntihal büyük bir suçtur. İntihal suçu işleyenler de gerekli cezayı almalıdırlar. Bu GATA'da olsa da almalıdırlar, herhangi bir üniversitede olsa da almalıdırlar. Yalnız bu cezayı alanlar, siyaseten bir noktaya geldikten sonra dokunulmazlık zırhının arkasına girerek, bu anlayışlarını devam ettiremezler'' diye konuştu.

-DİNÇER, İDDİALARI YANITLADI-

Sataşma olduğu gerekçesiyle söz alan AK Parti İstanbul Milletvekili Ömer Dinçer, ''Benden önceki konuşmacı hakikaten YÖK'ün nasıl el çabukluğuyla beni cezalandırdığına ilişkin bilgileri size sundu'' diyerek, şöyle devam etti:

''Söylediği şeylerin hepsi oldu... Bu ülkede bir takım meçhul ihbarcılar, bazı raporları hazırladılar, allem edip kallem edip, başkalarının ayıpları apaçık ortada dururken ve onlar için hiçbir işlem yapmayan YÖK, benim için 2.5 aylık süre içinde ihbarcının raporunu aynen Cumhuriyet Üniversitesi'ne onaylattı. Ertesi gün benim müdafaamı doğru dürüst gözönünde bulundurmaksızın, Denetleme Kuruluna raporunu hazırlattı ve toplantıdan 1 gün öncede benimle ilgili ceza kararını kamuoyuna duyurdu.''

-''BİLGİ VE BELGE GÖSTERSİNLER, İDDİALARI KABUL EDECEĞİM''-

Dinçer, meseleye böyle bakıldığında, intihalle suçlanmanın hiç basit bir şey olmadığının kabullenilmesi gerektiğini ifade ederek, ''Ama bunu yapanların ahlaki sorunlarını burada tartışmaya hiç gerek yok. Benim kitabımda kaynağı gösterilmemiş, dip notu verilmemiş, bilgi ve belge göstersinler, bütün iddiaları kabul edeceğim. Onların hepsine cevabım var. Benim cevabım dikkate alınmamıştır ve mahkeme süreci devam etmektedir'' diye konuştu.

Bir tarafıyla ortaya konulan meselelerin, aslında kendisinin intihalden değil, siyaseten mahkum olduğunu gösterdiğini anlatan Dinçer, ''Bu tezgahların nasıl kurulduğunu, orada oturanlar ve gelip burada konuşanlar, benden daha iyi biliyorlar'' dedi.

''Sizin bilmeniz gereken şey şu'' diyen Dinçer, ''Karşınızda konuşan adam, sizi mahcup edecek, sizin yüzünüzü kızartacak, kendisine güvenen insanların boynunu bükecek hiçbir şey yapmadı. O kitapları yayınlamaya devam edecek'' dedi.

-YÜKSEK YARGIYA ELEŞTİRİ-

''Dokunulmazlık zırhına sığınacağım hiçbir davam yok'' diyen Dinçer, süren davaların, kendisinin açtığı tazminat davaları ile YÖK'ün aldığı karara karşı açtığı dava olduğunu söyledi. Dinçer, sözlerini ''Bana hakaret eden insanlara tazminat davası açtığımda, o yüksek yargının nasıl karar verdiğini hep beraber gördük. Mahkeme 'hakaret vardır veya yoktur' demesi gerekirken, 'Anayasaya aykırı düşünmektedir, dolayısıyla bu hakaretlere tahammül etmelidir' demiştir. Bu ülkede düşünce özgürlüğü var mı, yok mu? Savunacak mıyız, savunmayacak mıyız?'' diyerek tamamladı.

-''O KONUŞMAYI KABUL EDİYORUM''-

CHP Tekirdağ Milletvekili Enis Tütüncü, Dinçer'in Sivas'ta yaptığı konuşmada kastettiği değişimin ne olduğunu sorarak, buna açıklık getirmesini istedi.

Bunun üzerine Dinçer, Sivas'taki 1995 yılında yaptığı ve ''21. yüzyıla girerken Dünyada ve Türkiye'de İslam'' konulu bir konuşma yaptığını anlattı. Kendisinin bir bilim adamı olduğunu hatırlatan Dinçer, ''Bilim adamları, bu ülke için doğru olan şeyleri söylemelidir. Ben ülkemi seviyorum. Ülkem adına o gün doğru bildiğimi söyledim ve daha sonra yüzüme vurulduğunda bunu inkar etmedim. Ben o konuşmayı her zaman kabul ettim ve ediyorum. Bunu herkes böyle bilmelidir'' dedi.

O konuşmasında Cumhuriyet, laiklik, devletçilik ve halkçılıkla ilgili değerlendirme yaptığı gibi o günkü siyasi hareketleri içerisinde RP ile ilgili de değerlendirmelerde bulunduğunu anlatan Dinçer, şöyle konuştu:

''Hepimiz kabul ediyor ve biliyoruz ki bu ülkede bürokrasi, değişimin bir aracı olarak kullanılmıştır. O günlerde RP de iktidara gelme umudu taşıyordu. Ben onlara, 'siz bürokrasiyi değişimin bir aracı olarak kullanacak mısınız?' diye sorarak, bunun karşısındaki riskleri dile getirdim. Bunun üzerinde durmuyorum. Benim üzerinde durduğum, konuşmamın kamuoyuna nasıl sunulduğuna dair ahlaki problemdir. Onları ben zaten söylüyorum. Ama konuşmamın belli yerlerini alıp arka arkaya koyup bir metin üreterek değil. Daha derinleşmiş bir demokrasiye sahip, katılımcı bir Cumhuriyet öngördüm. Bunun neresi mahsurlu olabilir? Mahsurlu bile olsa, bunun bilim adamının kendi düşüncesini ortaya koymasına, bu ülkede düşünce özgürlüğü adına hep beraber sahip çıkmak zorunda değil miyiz? Bir bilim adamına sahip çıkamayacaksak, bir vatandaşın ortaya koyduğu düşünceye kiminle sahip çıkacağız?''

-''DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ VAR DİYE ÜLKEYİ PARÇALAYAMAZSINIZ''-

Bağımsız Tunceli Milletvekili Kamer Genç, milletvekillerinin Anayasaya sadakat yemini ettiğini belirterek, düşünce özgürlüğü denilerek temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılamayacağını söyledi.

Genç, ''Siz laik Türkiye Cumhuriyeti devletini ortadan kaldırmaya yönelik bir düşünce taşıyamazsınız. 'Düşünce özgürlüğü var' diye Türkiye'yi parçalayamazsınız. O zaman PKK'ya niye karşı çıkıyorsunuz? Onların da düşünce özgürlüğü var. Sen çıkacaksın 'Laik Türkiye Cumhuriyeti'nin artık sonu gelmiştir, laikliği kaldırıp İslam kurallarına göre yönetmek lazım' dersen, bu düşünce özgürlüğünü aşan bir şey olur. Siz eğer o günkü konuşmanızın arkasında duruyorsanız burada görev yapamazsınız'' dedi.

Dili sürçerek, ''intihal'' yerine ''infial, intihar'' kelimelerini de kullanan Genç, ''Bence intihal yapan bir kimsenin ondan sonra intihar etmesi gerekir'' demesi gülüşmelere yol açtı.

-YASA NE GETİRİYOR?-

Tartışmaların ardından tasarı kabul edildi.

Gülhane Askeri Tıp Akademisi Kanununda Değişiklik Öngören Yasaya göre, ''Bilimsel eser hırsızlığı yapılması'' durumunda, GATA'daki öğretim elemanlarının meslekten çıkarılma esasları, üniversitelerdeki öğretim elemanlarıyla uyumlu hale getiriyor.

GATA'da, bir başkasının bilimsel eserinin veya çalışmasının tümünü veya bir kısmını kaynak belirtmeden kendi eseri gibi göstermek fiilini işlediği akademik kurulca tespit edilen öğretim elemanlarının görevlerine son verilecek.

Öğretim elemanlığı görevine son verilenler, GATA'da başka bir göreve ya da GATA dışındaki karargah veya kurumlara atanacak.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber