İşte Teziç'in kredisinin tükenmesine neden olan tavırlarından bazıları
Abbas Güçlü'nün yazısı
YÖK Başkanı Teziç, dün görevine veda etti. Bugün de görev süresi resmen sona eriyor.
Yeni başkanın da normal koşullarda pazartesi günü göreve başlaması gerekiyor. Çünkü, Teziç'in görev süresinin bugün sona ereceği aylar, hatta yıllar öncesinden belliydi.
TBMM'den gelen yasaları jet hızıyla onaylayan Çankaya, bakalım bu konuda nasıl bir performans sergileyecek? Umarız yeni başkan en kısa sürede koltuğuna oturur ve yine umarız YÖK'ü, tartışmaların odağı haline getirmekten çok, üniversitelerimizi dünya sıralamasında çok daha üst sıralara çıkarır.
Yeni YÖK başkanının eşi?
Başbakan Erdoğan ve arkadaşları, YÖK'ü ve üniversiteleri, hep işlerini iyi yapamamakla ve dünyanın en iyi 500 üniversitesi arasına bir üniversite sokamamakla suçlamıyor muydu! İşte ellerine fırsat geçti.
Çalışkan bir YÖK başkanı atayarak üniversiteleri zıplatıp, değil ilk 500'e ilk 100'e de sokabilirler...
Yeni YÖK başkanının eşi de türbanlı olacak mı diye merak edenlere Ankara kulislerinde hayır olmayacak garantisi verenler var.
"Yeni başkanın eşi kesinlikle türbanlı olmayacak. Çünkü yeni başkan kadın olacak" diyorlar.
Peki kadın başkan türbanlı olabilir mi? "O da bugün için mümkün değil" değerlendirmesi yapılıyor. Şunun şurasında bir kaç gün kaldı. Belki bugün bile açıklanabilir. Galibe en iyisi oturup beklemek...
YÖK'de yapılamayanlar
GS Rektörü Teziç'in YÖK Başkanlığı açıklandığında, olumsuz düşünen tek kişi olmamıştı. Akademik çevreler gibi kamuoyu da bu atamayı sevinçle karşıladı. Ama giderken arkasından gözyaşı döken yok gibi. Özellikle de üniversitelerde. Hatta Galatasaray camiasında bile.
Peki neden bu noktaya geldi?
İşte kredisinin tükenmesine neden olan tavırlarından bazıları:
. Yakın çevresinin dışında ne üniversitelerle ne de YÖK üyeleri ile sıcak bir ilişki kuramadı.
. Üniversitelerarası Kurul'un hazırladığı YÖK yasa taslağını, Başbakana sunacağım diye alıp çöpe atması ve yerine kendi taslağını hazırlaması rektörlerle arasındaki ilk sürtüşme konusu oldu.
. O koltuğa oturan diğer başkanlar gibi o da dediğim dedikçi çıktı. Dar çevreyle çalıştı. Herkesi kucaklayamadı. Üniversitelerarası Kurul'a kendi adaylarının üye seçilmesi için dayattı, seçilmeyince de baskı yaptı. Bunu yaparken de bazen hukuki tartışmaları beraberinde getirdi.
. Rektörlerle sık sık sorun yaşadı. İstanbul Üniversitesi Rektörü'nü görevden aldırdı. Ankara Üniversitesi rektörü ve dekanlarıyla defalarca mahkemelik oldu. Maltepe Üniversite Rektörü için YÖK Genel Kurulu'nda ya o, ya ben dedi. Yargı da kaybeden taraf hep o oldu.
. Vakıf üniversitelerinin yasal ve anayasal kuralları çiğnemelerine seyirci kaldı.
. Katsayı konusunda mevcut krizi çözme yerine, çözümsüzlüğü esas aldı. ÜAK'ın meslek liseleri kendi alanlarında puan kaybına uğramasın yönündeki teklifini görmezden geldi.
. Yasal bir kurum olan YÖK Yürütme Kurulu'nu işlevsiz hale getirerek, çalışmasını engelledi.
. Rektörlük seçimlerinde en çok oy alan isimler, hiçbir gerekçe gösterilmeden liste dışı bırakıldı.
. Bütün kurumların ve Türkiye'nin tanıdığı TÜBİTAK Başkan Vekili'ni tanımadı. Üniversitelerin TÜBİTAK'la diyalog kurmalarını yasakladı. Görüşen rektörlere de yasak getirdi.
. Hükümetle ilişkilerini dondurdu. Bu yüzden YÖK'ün asli görevlerinden biri olan, iktidarla üniversiteler arasındaki diyalog hiç sağlanamadı.
. Üniversitelerde Atatürkçü ve laik kimliğine aykırı davranışlar olduğunda seyirci kaldı.
Özetin özeti: YÖK ve Başkanı, öylesine yasal yetkilerle donatılmış ki, koltuğa oturan kendisini kral sanıyor. Bugüne kadar bu hep böyle oldu. Bakalım yeni başkan da aynı çizgiyi izleyecek mi? Teziç'e yeni yaşamında sağlık ve huzur diliyor, üniversitelere katkıları için teşekkür ediyoruz. Yapamadıklarını da yeni başkandan bekliyoruz...