Eğitim Bir Sen'in hükümetten isteği: YÖK'ü feshedin

Eğitim Bir Sen'in hükümetten YÖK isteği

Eğitim Bir Sen Ahmet Gündoğdu, yeni atan YÖK başkanı için 'Gelen gideni aratmasın da' dedi ve hükümetten YÖK için talepte bulundu.

Gündoğdu;hükümetten isteğimiz YÖK Başkanı'nı atamak ile yetinmeyip YÖK'ü fesh ederek,YÖK'ün yerine bilim adamlarından bir koordinasyon kurulu oluşturup yeni bir tertemiz sayfa daha açmalarıdır.

Hilal TV'de Yapımcılığını ve Sunuculuğunu Feridun ve Arzu Erdoğral'ın yaptığı Basında Bugün'e katılan Gündoğdu bakın YÖK'ün yeni Başkanı Prof.Dr.Yusuz Ziya Özcan'dan ve hükümetten neler istedi?

-YÖK'te bir dönemde daha bitti. Özcan dönemi başladı. Bu atamayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Önyargıyla bakmamak lazım. Hayırlı olsun. Gelen gideni aratmasın. Gelen gideni aratırsa Türkiye'nin ilerlemesinin tam tersi bir gelişme olur. Bilim adamlığı öne çıksın.

YÖK'ün Teziç'in ve ondan önce görev yapan Gürüz'ün Türkiye'de yönetim biçimiyle kara bir sayfa oluşturduğunu millet olarak unutmadığımızı hatırlatmak istiyorum. Bu karanlığın öncüsü olmalarına fırsat veren de 12 Eylül anayasasıdır. YÖK 1982 anayasasına 10 ve 131. maddelerin koyulmasıyla girdi. Girişi rahatsız etmişti. Milletin değerleriyle üniversiteler asında sıkıntılar oluşmuştu.

Arkasından bugünkü eğitim komisyonu başkanı eski YÖK Başkanı Mehmet Sağlam'ın yasakçılığı ön çıkmayan, milletle daha barışık üniversite profili karşımıza çıktı. Ancak, Gürüz ve Teziç'e anayasada YÖK ü oluşturan iradenin temsilcileri öyle emirler verdi ki, bu iki zat milletin değerleriyle kavga ettiler, ideolojik kimliklerini öne çıkardılar. Anayasadan anladıkları şey, hukukun üstünlüğüne değil, ödevlere vurgu yapan yaklaşımlar oldu. Tepedeki yönetim biçiminin böyle olduğunu çok iyi gören ve buradan vazife çıkaran, kraldan çok kralcı geçinen rektörlerde bu doğrultuda milletin değerleriyle kavga edip bilim adamlığını rafa kaldırdı.

Bazen ordu göreve pankartı altında, bazen ana muhalefet partisinin kürsüsüne çıkıp millet iradesine hakaret eden bazen de tepe noktadan YÖK başkanının ağzıyla cumhurbaşkanlığı sürecinde 367 dayatmasıyla sözcülüğünü yaparak milletin karşısında oldular. Ben artık karanlık sayfaların aydınlatılmasını istiyorum.

Büyük beklenti yada YÖK başkanından özveri isteği içerisinde değiliz işini yapsın,demokrat olsun,özgürlükçü olsun ve somut olarak ondan istediğimiz beklediğimiz şey üniversiteleri toplumun değeriyle pozitif bilimlerin çatışma alanı kurtarsın üniversitede öğretim üyesinden öğrencisine güven versin kendi işini yapıyorken toplum mühendisliği yapmasın toplum mühendisliği yapılmasına fırsat vermesin bu objektif olarak YÖK başkanından beklentimiz eğer bunu yapamayacaksa o zaman hükümetin yeniden milletin iradesini dikkate alarak bunu yapamayacaksa diyorum çünkü YÖK'ün bu zamana kadar öyle keyfi tutumları oldu ki YÖK hırsızlık yaptığı iddiası olan dekanlara ve rektörlere yönetim kurulu üyelerine bile müsaade etmediğinde dava açılamıyordu, soruşturma açılamıyordu.

Memur alımlarından ihalelerine sanki dokunulmaz olan milletvekilleri değil de YÖK temsilcileriymiş gibi yüzlerce somut örneği var dolayısıyla çalınan çırpılan her olayda bu sefer bunlar göz önünde oluyor da bu adalet nerede bu devlet nerede diyen öğrenciler,veliler,öğretim görevliler güven kaybına da uğradılar özgüvenlerini de kaybettiler tabi ki bizim burada YÖK Başkanı'ndan birinci beklentimiz geriye doğru yaşanan bu görev kaybını önlemek,geleceğe doğru ülkesi ile ülkesinin değerleri ile barışık,bilimsel özgürlükçü adımları atmak,hükümetten de beklentimiz YÖK Başkanı'nın atanması,atanan kişi demokrat olsa da o işi iyi yapıyor olsa da Anayasa da keyfi 130 ve 131.maddeler olduğu sürece YÖK'ü oluşturan askeri anayasa,ferman anayasası,antidemokratik anayasa var olduğu sürece her an birileri keyfilik yapma hakkını kendinde görebilir.

YÖK Başkanı'nı atamak ile yetinmeyip YÖK'ü fesh ederek,YÖK'ün yerine bilim adamlarından bir koordinasyon kurulu oluşturup yeni bir tertemiz sayfa daha açmalarıdır.