Metin öğretmenin ölümüne ilişkin görevsizlik kararı
Artvin'in Hopa ilçesinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde 2011 yılındaki mitingi öncesi çıkan olaylarda polisin sıktığı biber gazı ile fenalaştığı öne sürülen, hastanede yaşamını yitiren emekli öğretmen Metin Lokumcu (55) ile ilgili Trabzon 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yürütülen davada görevsizlik kararı verilerek, dosya Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde, 31 Mayıs 2011 tarihindeki Hopa mitingi öncesi ve sonrası çıkan olaylarda kalp krizi geçiren emekli öğretmen Metin Lokumcu, kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. Olayla ilgili Hopa Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen soruşturma kapsamında, aralarında dönemin İl Emniyet Müdürü Muhsin Armağan'ın da bulunduğu 13 polis hakkında 'taksirle ölüme neden olma' suçundan 6 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlandı. İddianame, Hopa Asliye Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. Emekli öğretmen Metin Lokumcu'nun ölümüyle ilgili 10 yıl sonra açılan ve geçtiğimiz nisan ayında Trabzon'da görülmeye başlanan davanın ikinci duruşması Trabzon Adliyesi'nde gerçekleşti.
'ŞÜPHELİ 13 POLİS DAVAYA KATILMADI'
Davayı takip etmek için çok sayıda siyasetçi, STK temsilcisi ve vatandaş adliyeye geldi. Polis ekipleri, adliye çevresinde geniş güvenlik önlemleri aldı. Trabzon 2. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, Metin Lokumcu'nun eşi ve yakınları ile birlikte sanık ve müşteki avukatları katıldı. Tutuksuz yargılanan 13 şüpheli ise duruşma salonunda yer almadı.
'DAVA AĞIR CEZA MAHKEMESİ'NE GÖNDERİLDİ'
Metin Lokumcu'nun Avukatı Meriç Eyüpoğlu, sanık olarak yargılanan şüphelilerin mahkeme salonuna getirilerek dinlenmesini talep etti, dosyanın Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesini istedi. Cumhuriyet Savcısı'nın mütalasının ardından mahkeme heyeti mevcut delil durumu göz önünde bulundurularak dosyayla ilgili görevsizlik kararı verdi, dosyanın Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderilmesine hükmetti.
AVUKAT EYÜBOĞLU; BU KARAR BURUK BİR SEVİNÇ
Avukat Meriç Eyüpoğlu davada zaman aşımına uğramaktan endişe ettiklerini belirterek, "10 yıldır adalet arayışımızı sürdürüyoruz. Aslında bu dava buraya hiç gelmemeliydi. Bu davanın görülmesi gereken yer Hopa idi. Biz günle yarışıyoruz. 10 yıldır peşinden koşuyoruz. Zaman aşımına uğramamak için zamanla yarışıyoruz. Şimdi ağır cezaya gitti. Bilmem kaç ay sonra bir duruşma günü gelecek. Ağır Ceza, bu kararı yerinde bulmazsa bizi uzun belirsiz bir süreç bekleyebilir. Buruk bir sevinç. Dosya bundan sonra Ağır Ceza Mahkemesi'nin yargı alanına girecek. Biz burada işlenen cinayetin, Metin Lokumcu'nun öldürülmesinin olası kastla işlendiğini baştan beri söylüyoruz. Oysa çıkan karar başka bir tartışma yapıyor. 'Kasten yaralama sonucunda ölüm varsa şayet' diyor. Ne olursa olsun bu karar buruk bir sevinç kaybımız çok büyük onu hiçbir şey geri getiremez. Ama en azından zaman aşımı ile sonuçlanmayacak bir yargılama süreci olsun, adil yargılanma olsun istiyoruz" diye konuştu.
'MÜCADELE DAHA YENİ BAŞLIYOR'
Metin Lokumcu'nun oğlu Ulaş Lokumcu ise, "10 yıldır biz mücadele veriyoruz. Biber gazının ölüme sebebiyet verebileceğini, bir canı alabildiğini gördük. Bugün bir başarı gibi gözükebilir verilen karar. Ama yarın bizi ne bekliyor bilemeyiz. Mücadele daha yeni başlıyor" şeklinde konuştu.