Sağlık Bakanlığında sadece memur eşlere nakil hakkı tanınması davalık oldu

Haber Giriş : 14 Eylül 2004 00:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Sayın memurlar.net Yöneticilerine,

Daha önce sitenizde yer verdiğiniz ve Türkiye'nin dört bir yanından gönderilen mesajlarla protesto edilen, basınımızda uzun uzun tartışılan; Sağlık Bakanlığı personelinin eş tayini talebinde bulunabilmesi için eşinin memur olması şartını taşıyan ve 08.06.2004 tarih ve 25486 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren  Sağlık Bakanlığı Atama ve Nakil Yönetmeliğinin; ?Eş Durumu Nedeniyle Atama? başlığını taşıyan 20. maddesinin 2.paragrafının iptal edilmesi talebi ile DANIŞTAY'da Sağlık Bakanlığı ve Başbakanlık aleyhine 13.09.2004 tarihi itibariyle iptal davası açılmış bulunmaktadır. Dava dilekçemizde üzerinde önemle durulan hususlar hakkında aşağıda gerekli bilgiler verilmiştir. Yönetmeliğin ilgili maddesinin iptal edilmesi halinde bu konuda yaşanan aile dramları da sona erecek, ailenin bütünlüğü ilkesine önem ve öncelik verilecektir. Çıkarılan Yönetmeliğin, Uluslar arası normlar, önceki Danıştay içtihatları ve Anayasal ilkeler açısından hukuka aykırılığı konusunda aşağıda ayrıntılı açıklamalara yer verilmiştir.

Dava ile ilgili aşağıdaki açıklamamızın tüm sağlık çalışanlarına ve memurlarımıza duyurulmasının sağlanması hususunda yardımlarınızı rica eder, çalışmalarınızda başarılar dileriz.

SAĞLIK BAKANLIĞI ATAMA VE NAKİL YÖNETMELİĞİNDEKİ ?EŞ DURUMU NEDENİYLE ATAMA? KONUSUNU DÜZENLEYEN MADDE İLE İLGİLİ OLARAK DANIŞTAY BAŞKANLIĞINDA AÇILAN İPTAL DAVASI HAKKINDA AÇIKLAMA

08.06.2004 tarih ve 25486 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren  ve 16.11.1996 tarih ve 22819 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yönetmeliğini yürürlükten kaldıran  Sağlık Bakanlığı Atama ve Nakil Yönetmeliğinin; ?Eş Durumu Nedeniyle Atama? başlığını taşıyan 20. maddesinin 2.paragrafına göre; ?Eş durumu nedeniyle personelin nakil talebinde bulunabilmesi için; eşinin 217 sayılı Devlet Personel Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname kapsamına giren bir kurum veya kuruluşta memur kadrosunda çalıştığı ve ilk defa veya naklen atandığı hizmet bölgesinde eşinin kurumunun veya durumuna uygun bir kadronun bulunmadığının belgelenmesi gerekmektedir?.

Buna göre;  artık sadece eşin memur olarak çalışması halinde eş durumundan nakil istenebilmekte, eşi herhangi bir kamu kurumunda sözleşmeli veya sürekli işçi olarak çalışması halinde ise  artık eş durumundan nakil istenememektedir. Buna göre Sağlık Bakanlığında çalışan bir personel sadece "eşinin 217 sayılı KHK kapsamındaki kamu kurumlarında memur statüsünde çalıştığını" belgelemesi durumunda eş durumundan nakil isteyebilecektir. Sözkonusu düzenleme, DANIŞTAY 5. DAİRESİNİN DAHA ÖNCEKİ YERLEŞİK İÇTİHATLARINA, TEMEL İNSAN HAKLARI NORMLARINA, ANAYASAYA VE KANUNLARA açıkça aykırılık teşkil etmektedir.  Bu düzenleme ile; her yönden aynı yetki ve sorumluluk altında bulunan kamu görevlileri arasında açıkça bir ayrımcılık yapılmakta ve anayasal eşitlik ilkesi ihlal edilmektedir. Yönetmelikle, salt sosyal güvenlik kurumları açısından bir değerlendirmede bulunularak, eşlerin kamu görevlisi olup olmadıklarına bakılmaksızın bir ayrım yapılmaktadır. Yönetmeliği hazırlayanlar; kamu görevlilerini sadece emekli sandığına tabi memurlardan müteşekkil zannetmektedirler.  Danıştay, önceki vermiş olduğu kararlarda eş durumundan nakillerle ilgili olarak ?kamu görevlilerini? geniş anlamda algılamış ve sadece memurlarla sınırlı tutmamıştır. Kamu görevlisi olan kişinin, serbest meslek mensubu olan eşinin isteğine dayanılarak eş durumundan nakil yapılamaması, kamu hizmetlerinin yürütülmesinin serbest çalışan eşin iradesine terk edilememesi  açısından son derece mantıklı ve adil bir çözüm şeklidir. Ancak her iki eş de kamu görevlisi olduğu ve kamu otoritesine tabi olarak aynı  üstün otorite tarafından yönetildiği halde, salt eşlerden biri emekli sandığına tabi memur-diğeri sosyal sigortalara tabi sözleşmeli personel diye, eş durumundan nakil prosedürüne tabi tutmamak her türlü hukuki-vicdani ve mantıki temelden uzak bir uygulamadır. Şu anda, kamu görevlisi olarak devletin üstün otoritesinin emir ve talimatları doğrultusunda çalışan örneğin kamu iktisadi teşebbüsleri-iktisadi devlet teşekkülleri- bunlara bağlı müesseseler-iştirakler-bağlı ortaklıklar vb. kurumlarda işçi-sözleşmeli personel statüsündeki binlerce kişinin, devlet eli ile tayini çıkartıldığında veya zorunlu hizmete tabi olarak bir başka ile gönderildiğinde, bu kişilerin sağlık bakanlığına bağlı çalışan memur statüsündeki eşinin tayinini aynı yere yaptırması mümkün değildir.

Yönetmeliği hazırlayanlar, ?kamu görevlisi? kavramından hareket etmek yerine, kamu görevlileri içerisinde bir grup olan ?memur? kavramını esas alarak tayin ve nakil prosedürünü uygulamaya çalışmaktadırlar. Yönetmeliğin uygulanması, tamamen ailelerin parçalanması, eşler-çocuklar arasında telafi edilemeyecek zararların ortaya çıkmasını sonucunu doğuracaktır. Bunu, hukukla-eşitlikle-adaletle ve herşeyden öte mantıkla açıklamak mümkün değildir. Yönetmeliği hazırlayanlar, kimlerin kamu otoritesi altında çalıştığının farkında değillerdir. Yönetmelikle, Anayasa ve uluslar arası normlarda yer alan Kanun önünde eşitlik (m. 10) ve ayrımcılık yasağı ilkeleri ihlal edilmektedir. Örneğin, Makine Kimya Endüstrisi kurumunda çalışan bir sözleşmeli personel veya işçi kamu görevlisinin öğretmen veya başka bir kamu görevlisi olan eşi, 657 sayılı yasa kapsamında eş durumu nedeniyle nakil hükümlerine tabi iken, aynı yerde çalışan personelin, Sağlık Bakanlığında doktor olarak çalışan eşi çıkarılan Yönetmelik hükümlerine göre eş durumu nedeniyle nakil hükümlerine tabi tutulmamaktadır. Kırıkkale Makine Kimya Sanayiinde Mühendis olan bir kişi, tayini Ankara'ya çıktığında, Kırıkkale Devlet Hastahanesinde çalışan doktor veya hemşire eşinin tayinini Ankara'ya yaptıramamaktadır. Oysa aynı durumda bir mühendis, eşi öğretmen veya başka bir kamu görevlisi olması halinde eş durumu nedeniyle tayin işlemine tabi tutulmaktadır.

1-     Bu Yönetmelikle eşler, aileleri parçalanarak belli yerlerde zorla çalıştırılmaya  tabi tutulmaktadır. Kamu görevlisi olduğu halde, memur statüsünde olmayan vatandaşlar, bir taraftan devletin üstün otoritesi ile belli bir yere tayin edilmekte veya ataması yapılmakta, ancak bu kişinin sağlık bakanlığında çalışan eşi aynı yere gidememektedir. Eşlerden biri, tayin ve nakil prosedürü kapsamından çıkartılarak Anayasanın 18. maddesinde yasaklanan; zorla çalıştırma yasağına tabi tutulmaktadır. Adeta vatandaşlar; ?Ya bulunduğunuz yerde eşinizden ayrı olarak çalışırsınız ya da istifa eder yanına gidersiniz? mantığına kurban edilmektedirler. Kimlerin hangi şartlarda zorla çalışmaya tabi tutulacağı, Anayasanın 18. maddesine göre ancak kanunla düzenlenebilecekken, çıkartılan bir Yönetmelikle insanlar belli bir yerde zorla çalışmaya tabi tutulmak istenmekte veya önlerine istifa tercihi konulmaktadır.

2-     657 sayılı yasanın 4. maddesinde, kimlerin kamu görevlisi olduğu belirtilmiş ayrıca bu kişiler (kamu işçisi-sözleşmeli personel) hakkında da 657 sayılı yasa hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Bir yandan, memur statüsünde olmayan kamu görevlilerini 657 sayılı yasaya tabi tutup diğer yandan aynı personelin, 657 sayılı yasanın 72. maddesinden yararlanamayacağı yönünde Yönetmelik hazırlamak çifte standarttır ve devletin istikrarlılığı ilkesi ile bağdaşmamaktadır.

C- KONU İLİ İLGİLİ İÇ HUKUK NORMLARI

1-     Kamu hizmetleri, memurlar ve diğer kamu görevlileri eli ile yürütülmektedir. Kamu görevlisi kavramı geniş bir kavram olup genel olarak kamu hizmetlerini yerine getiren görevliler olarak tanımlanır. Anayasanın 128. maddesine göre; Devletin, kamu iktisadi teşebbüslerinin ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekte oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görülür.

Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun ?İSTİHDAM ŞEKİLLERİ? başlıklı değişik 4. maddesine göre; Kamu hizmetleri; memurlar, sözleşmeli personel, geçici personel ve işçiler eliyle gördürülür. Bu hükümlere göre; genel idare esasları çerçevesindeki kamu hizmetlerini yerine getiren memurlar, sözleşmeli personel, geçici personel ve işçiler, kamu görevlileridir.

2-          Anayasanın 41. maddesinde; ?Aile Türk toplumunun temelidir. Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananı ve çocukların korunması ...............için gerekli tedbirleri alır? denilmek suretiyle toplumun en temel birimi olan ailenin korunmasına verilen önem gözler önüne serilmiştir. Oysa Sağlık Bakanlığınca çıkartılan mevcut yönetmelik, aynı otoritenin emri altında çalışan aile bireylerini, otoritenin tayin ve nakil prosedürü kapsamına almamaktadır. Danıştay'ın önceden vermiş olduğu içtihatlarda özellikle eş durumu nedeniyle tayinlerde, kamu görevlileri kavramına atıf  yapılmakta ve kamu hizmeti yürüten eşlerin aile bütünlüklerinin korunması üzerinde durulmaktadır. Serbest meslek mensupları ile kamu görevlileri arasında bir ayrıma gidilerek, kamu hizmetlerinin yürütülmesinin, serbest meslek mensubu eşin iradesine bağlı tutulamayacağı vurgulanmaktadır.  Yönetmelik hükümleri ile, kamu görevlisi kavramının daha da daraltılarak sadece memurlarla sınırlı tutulması yasal mevzuata ve yerleşik içtihatlara aykırılık teşkil etmektedir.

Danıştay'ın önceden vermiş olduğu içtihatlarda özellikle eş durumu nedeniyle tayinlerde, kamu görevlileri kavramına atıf  yapılmakta ve kamu hizmeti yürüten eşlerin aile bütünlüklerinin korunması üzerinde durulmaktadır. Serbest meslek mensupları ile kamu görevlileri arasında bir ayrıma gidilerek, kamu hizmetlerinin yürütülmesinin, serbest meslek mensubu eşin iradesine bağlı tutulamayacağı vurgulanmaktadır.  Yönetmelik hükümleri ile, kamu görevlisi kavramının daha da daraltılarak sadece memurlarla sınırlı tutulması yasal mevzuata ve yerleşik içtihatlara aykırılık teşkil etmektedir. 657 sayılı yasanın 4. maddesinde, kimlerin kamu görevlisi olduğu belirtilmiş ayrıca bu kişiler (kamu işçisi-sözleşmeli personel) hakkında da 657 sayılı yasa hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Bir yandan, memur statüsünde olmayan kamu görevlilerini 657 sayılı yasaya tabi tutup diğer yandan aynı personelin, 657 sayılı yasanın 72. maddesinden yararlanamayacağı yönünde Yönetmelik hazırlamak çifte standarttır ve devletin istikrarlılığı ilkesi ile bağdaşmamaktadır.

E- KONU İLE İLGİLİ ULUSLAR ARASI NORMLAR

Avrupa Birliğine uyum süreci içerisinde  Anayasanın 90. maddesinde yapılan değişiklikle; iç hukuk normlarının, Türkiye'nin kabul ettiği  ve imzaladığı uluslar arası normlara aykırılık teşkil etmesi halinde, uluslar arası normların uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Çıkartılan bu yönetmelik, ülkemizin kabul ettiği uluslar arası sözleşmelerdeki, özellikle ailenin korunması, çalışma ve meslek ayrımcılığının önlenmesi, ayrımcılık yasağı ve eşitlik ilkelerine tamamen aykırılık teşkil etmektedir.

1-     Uluslar arası Çalışma Örgütü Genel Konferansının 1981 yılında kabul ettiği; ve Örgütün, kamu hizmeti görenler açısından da geçerli kabul ettiği; ?Aile Sorumlulukları Olan İşçilere Fırsat ve Davranış Eşitliği Sağlanmasına İlişkin 156. nolu Sözleşmenin 3. maddesine göre; ?Erkek ve kadın işçiler için etkin fırsat ve davranış eşitliği sağlamak amacıyla her üye ülke, çalışan ya da çalışmaya istekli olan ve aile sorumlulukları bulunan kimselere, ayrımcılık konusu olmaksızın ve olabildiğince işleriyle aile sorumlulukları arasında çatışmaya düşmeksizin bu hakları kullanma olanağı tanımayı, ulusal politikasının hedefi sayar?

2-     Aynı Sözleşmenin 4. maddesine göre; ?Erkek ve kadın işçiler için etkin fırsat ve davranış eşitliği sağlamak amacıyla ulusal koşullar ve olanaklarla bağdaşmak üzere;

a)                Aile sorumlulukları olan işçilere işini özgürce seçme hakkını kullanma olanağı tanımak,

b)                Çalışma hüküm ve koşulları ve toplumsal güvenlik bakımından bu işçilerin gereksinimlerini göz önüne almak amacıyla tüm önlemler alınır.

3-      İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 16/3. maddesine göre; ?Aile, toplumun doğal ve temel birimidir ve toplum ve devlet tarafından korunur?.

4-     Ekonomik Toplumsal ve Kültürel Haklar Uluslar arası Sözleşmesinin 10/1. maddesine göre; ?Bu sözleşmeye taraf devletler, toplumun doğal ve temel birimi olan aileyi özellikle kuruluşunda ve çocukların bakım ve eğitiminden sorumlu olduğu durumda en geniş olanaklı koruma ve yardım sağlamayı...........kabul eder.

5-     Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslar arası Sözleşmesinin 17. maddesine göre; ? Hiç kimsenin özel yaşamı, ailesi ve konutu ya da haberleşmesine keyfi ya da yasadışı olarak dokunulamaz?.

6-     Yine Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslar arası Sözleşmesinin 23/1. maddesine göre; ? Aile, toplumun doğal ve temel birimidir. Ailenin, toplum ve devlet tarafından korunma hakkı vardır?.

7-      Çalışma ve Meslek Bakımından ayrımcılığa ilişkin 111 nolu sözleşmenin 1. maddesine göre; ? Bu sözleşme bakımından Ayrımcılık terimi; .................................ulusal ya da toplumsal köken üzerinde yapılan ve çalışma ve meslek bakımından fırsat ve davranış eşitliğini ortadan kaldıran ya da zedeleyen herhangi bir ayırım, dışlama ya da yeğlemeyi içerir?.

SAĞLIK ÇALIŞANLARI SENDİKASI HUKUK MÜŞAVİRLİĞİ ADINA

Av. Mehmet Kasap

Av. Bahar Özyeşil

Tel: 0312 232 62 95

Fax: 0312 232 62 96

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber