Türkiye'nin artan nüfuzu Fransa'nın canını yakıyor

Türkiye'nin Afrika'daki imajı, yürütülen başarılı diplomasi sayesinde giderek güçleniyor. Bölgedeki büyükelçilik sayısını 42'ye yükselten Ankara, "yükselen kıta" Afrika ile ilişkilerine özellikle 2018'de hız verdi. Fransız basınından Le Monde gazetesi, Türkiye'nin kıtada artan etkinliğinin "endişeye yol açtığını" aktardı. Uluslararası Kriz Grubu'ndan (ICG) Hannah Armstrong'un "Türkiye'nin Sahra Altı Afrika'da ne gibi emelleri var?" sorusu ile başlayan analizde "Bu soru, Fransa'nın ve Sahra'nın güneyindeki stratejik bölgede bulunan yerleşik yabancı güçlerin canını gün geçtikçe daha fazla yakıyor. Türkiye'nin Afrika'daki açılımı sadece ticari olarak değerlendiriliyor. Ancak yaşanan gelişme ve imzalanan anlaşmalar bölge için 'oyun değiştirici' olacak" denildi.

REKABET AFRİKA'YA TAŞINDI

Analizde şunlar kaydedildi: Fransa'nın 2014 yılından bu yana Sahel ülkelerinde (Eritre, Senegal, Moritanya, Mali, Burkina Faso, Nijer, Nijerya, Çad, Sudan) yürüttüğü Barkhane Operasyonu'nu durdurup askeri birliklerin en az yüzde 40'ını geri çekme kararıyla boşluk oluşacak. Temmuz 2020'de Nijer ile Türkiye arasında ikili savunma anlaşmasıyla askeri alanda kritik bir anlaşma yapıldı. Paris ve Ankara arasındaki çekişmeler daha çok Akdeniz'de yaşanıyordu. Ancak rekabet, Sahra Altı Afrika'da keskin hale gelme durumu dışlanamaz.

Anlaşmanın ayrıntılarından bahsedilen analizde "Detayları gizli tutulan iş birliği, terör örgütü Boko Haram'a karşı mücadelede Nijer güçlerini eğitmek ve desteklemek için Türk askerlerinin bu ülkeye göndermeyi de kapsıyor" ifadesi kullanıldı. Türkiye'nin politik nüfuzunun, Nijer'in komşusu Mali'de de etkisini gösterdiği aktarıldı.

TÜRKİYE İÇİN FIRSATLAR

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un 10 Haziran'da yaptığı açıklamada Afrika'daki Fransız askeri varlığının yüzde 40 azaltılacağından bahsettiği bilgisine yer verilerek şöyle denildi: Stratejide yaşanan bu değişiklik, Türkiye gibi oyuncular için boşluk bırakıyor ve fırsatlar sunuyor. Türkiye, kıta halkı nazarında Avrupa, Rusya ve Çin'den daha fazla kabul görüyor.