Batık belediye şirketinden yapılan fazla huzur hakkı Sayıştay raporunda!

Sayıştay Ankara Büyük Şehir Belediyesine ait "METROPOL İmar İnşaat Taahhüt Proje Danışmanlık Tanıtım Müzik Spor Organizasyon Madencilik Turizm Sanayi ve Ticaret A.Ş."de çok sayıda usulsüzlük tespit etti.

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 14 Ağustos 2021 10:30, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:01
Batık belediye şirketinden yapılan fazla huzur hakkı Sayıştay raporunda!

Şirketin borç batağında olması huzur hakkı ödemelerini etkilememiş

Sayıştay Başkanlığının mahalli idarelere ilişkin 2019 yılı raporları yayımlandı. Bu sayede mahalli idarelerde ve şirketlerinde yaşanan usulsüzlükleri kamuoyu öğrenmeye başladı. Raporda, hem "Şirket Sermayesinin Kaybolması ve Şirket Borca Batık Durumda Olmasına Rağmen Gerekli İşlemlerin Yerine Getirilmemesi" başlığı var hem de üstüne üstlük yönetim kurulu üyelerine ödenen huzur hakkının fazla ödendiği belirtiliyor. Anaşıldığı kadarıyla şirketin zarar etmesinin veya borç batağında olmasının huzur hakkının ödenemesinde hiçbir etkisi olmamış.

Yönetim Kurulu Huzur Hakları hatalı ödenmiş

Şirket tarafından yapılan ücret ödemelerinin incelenmesi neticesinde; Yönetim Kurulu üyelerine yapılan huzur hakkı ödemelerinin -ilgili Genel Kurul kararlarında bu yönde bir düzenleme olmamasına rağmen- "Net" tutar üzerinden yapıldığı, bir başka deyişle kurul üyeleri tarafından katlanılması gereken Gelir Vergisinin Şirket bütçesinden karşılandığı görülmüştür.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 1'nci maddesinde gelir tanımlanmış olup, gerçek kişilerin gelirlerinin Gelir Vergisine tabi olduğu, gelirin ise bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarı olduğu belirtilmiştir.Aynı Kanun'un 2'nci maddesinde geliri oluşturan bu kazanç ve iratlar sayılmış, "Ücret" gelirinin de bu kazanç ve iratlar arasında olduğu açıkça belirtilmiştir.Kanun'un 61'nci maddesinde ücretin, işverene tabi belirli bir iş yerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatler olduğu belirtilmiş, ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunmasının onun mahiyetini değiştirmeyeceği hüküm altına alınmıştır.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 8'nci maddesinde mükellefin, vergi kanunlarına göre kendisine vergi borcu terettüp eden gerçek veya tüzel kişiler olduğu; vergi sorumlusunun ise, verginin ödenmesi bakımından alacaklı vergi dairesine karşı muhatap olan kişi olduğu belirtilmiştir.213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 11'nci maddesine göre yaptıkları veya yapacakları ödemelerden vergi kesmeye mecbur olanlar yani işverenler, verginin tam olarak kesilip ödenmesinden ve bununla ilgili diğer ödevleri yerine getirmekten sorumludurlar.Gerçek usulde işçi ücreti vergilendirilirken ücretin safi tutarı, kaynakta kesintiye tabi tutulacak olup, kesintiyi de işveren yapacaktır. Bu husus Gelir Vergisi Kanunu'nun 94'ncü maddesinde açıkça belirtilmiştir.

Yukarıda yer alan mevzuat hükümlerinden de anlaşılacağı üzere vergi sorumlusu olan şirket, vergi mükellefi olan yönetim kurulu üyelerinin istihkaklarına terettüp eden Gelir Vergisini, vergi güvenliği açısından kaynakta kesme yöntemiyle ödeme sırasında tevkif etmekte ve vergi dairesine beyan ederek ödemektedir.Ücret, huzur hakkı gibi ödeme tutarlarının tespit edildiği iş sözleşmesi ve genel kurul kararlarında aksine bir hüküm yoksa yani "ücretli çalışan kişinin katlanması gereken Gelir Vergisinin de işveren tarafından katlanılacağı" veya yapılacak ödemelerin "net tutar" üzerinden gerçekleştirileceği belirtilmemişse ücret mukabili çalışanlara yapılacak ödemelerden söz konusu tutarlar düşüldükten sonra ilgililere ödeme yapılmalıdır. Zira söz konusu tutarlar normal şartlarda işverenin değil ücret mukabili çalışan kişilerin katlanması gereken tutarlardır.Yapılan incelemelerde 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nda yer alan hükümlere uygun olarak yönetim Kurulu üyelerine ödenecek huzur haklarının genel kurul tarafından tespit edildiği, bu kapsamda; 21.02.2018 tarihinde yapılan Olağan Genel Kurul toplantısında aynen; "...Yönetim kurulu üyelerinin kişi başı huzur haklarının 21.02.2018 tarihinden geçerli olmak üzere yönetim kurulu başkanına 6.000,00 TL (Altıbin Türk Lirası) yönetim kurulu üyelerinin 5.000 TL (Beşbin Türk Lirası) olması hazirunun oy birliği ile kabul edildi", 03.05.2019 tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında ise aynen; "...Yönetim kurulu üyelerinin kişi başı huzur haklarının 03.05.2019 tarihinden geçerli olmak üzere yönetim kurulu başkanına 7.000,00 TL (Yedibin Türk Lirası) yönetim kurulu üyelerinin 6.000 TL (AltıbinTürkLirası) olması hazirunun onayına sunulmuş ... nın olumsuz oyuna karşılık .... nın olumlu oyu ile kabul edilmiştir." kararları alındığı görülmüştür.Her iki kararda da ödenecek huzur hakkının "net tutar" olacağı veya yönetim kurulu üyeleri tarafından alınan istihkaka terettüp eden Gelir Vergisinin Şirket tarafından ayrıca üstlenileceğine ilişkin bir düzenleme yapılmamıştır.
Her ne kadar 21.02.2020 tarihinde alınan Genel Kurul Kararında huzur hakları "Net" olarak belirlenmişse de denetime esas olan 2019 yılında ödenen huzur hakları hakkında alınan ve yukarıya dercedilen 2019 ve 2018 yılı Genel Kurul Kararlarında "Net" ifadesine yer verilmediğinden belirtilen tutarların "Brüt" olarak alınması gerektiği açıktır.

109 bin TL fazla ödeme yapılmış

Yapılan incelemelerde, yönetim kurulu üyelerine Genel Kurul kararlarında belirtilen tutarların net olarak ödenebilmesi için brüt tutarlar yükseltilerek Şirketin zarara uğramasına sebebiyet verildiği görülmüştür. 2019 yılında yönetim kurulu üyelerine huzur hakları için toplam 419.266,67 TL ödeme yapılması gerekirken ilgili kişilerin vergilerinin de Şirket tarafından yüklenilmesi sonucunda toplamda 528.470,57 TL ödeme yapılmış, 109.203,90 TL fazla ödemeye neden olunmuştur.Buna göre; ilgili kişilere bordro düzenlenirken şayet Genel Kurul kararlarında "Net" ifadesine yer verilmemişse belirtilen tutarlar üzerinden ilgili mevzuat uyarınca yapılacak kesintiler gerçekleştirilmeli ve kalan tutarlar ödenmelidir. Aksi bir uygulama Şirket tarafından katlanılmaması gereken tutarların ödenmesi ve yersiz bir şekilde Şirketin zarar etmesine sebebiyet vermektedir.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber