Memurum işini bilir

Kaynak : Radikal
Haber Giriş : 13 Ocak 2008 11:30, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Özcan: 25 yıl normal memurluk yapan biri, emekliliği gelince torpille genel müdür, müsteşar ya da daire başkanı oluyor, ömür boyu yüksek maaş alıyor

Anayasa Mahkemesi'nce bazı maddeleri iptal edildiği için yenisi hazırlanan sosyal güvenlik yasa tasarısıyla ilgili çalışmalar devam ederken, TBMM'deki çalışmalara başkanlık eden Alt Komisyon Başkanı Zekai Özcan, tasarının memurlarla ilgili hükümlerinin içine sinmediğini söyledi.

Mevcut sistemde en büyük adaletsizliğin, devredilen Emekli Sandığı'nda olduğunu, 25 yıl normal memur olarak çalışan bir kişinin emekliliğine bir ay kala torpille genel müdürlük, müsteşarlık, daire başkanlığı gibi görevlere atanarak, bu görevdeki maaşını ömür boyu emekli aylığı olarak almaya hak kazandığını vurgulayan Özcan, "Bu şekilde emekli olan bir kişinin bile devlete maliyeti 700 bin YTL'yi buluyor" dedi.

5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Alt Komisyonu'ndaki çalışmaları yaklaşık iki haftadır devam ediyor. Başkanlığını, eski SSK Genel Müdürü AKP'li Zekai Özcan'ın yürüttüğü alt komisyonun gelecek hafta çalışmalarını tamamlayıp tasarıyı üst komisyona havale etmesi bekleniyor.

Alt Komisyon Başkanı Zekai Özcan, geçen hafta yapılan Ekonomik Sosyal Konsey'de (ESK) sosyal tarafların talepleriyle ilgili olarak Başbakan Tayyip Erdoğan ile görüşeceğini belirtirken, tasarının ocak ayı sonuna kadar TBMM'de yasalaştırılabileceğini söyledi.

Bir kişi 750 bin YTL

Anayasa Mahkemesi'nce bazı maddeleri iptal edildiği için yürürlüğe giremeyen 5510 sayılı kanunun 2006'da TBMM'deki görüşmeleri sırasında da alt komisyon başkanlığı yapan Özcan, iptal edilen yasada tüm çalışanlar aynı hak ve yükümlülüklere sahip olduğu halde yeni tasarıda eski-yeni memur ayrımı yapılmak durumunda kalınması nedeniyle tasarının içine sinip sinmediği sorusuna, "İçime sinmedi, ama bu, Anayasa Mahkemesi öyle istediği için oldu" dedi.

Anayasa Mahkemesi'nin, iptal kararıyla memurları reform kapsamının dışına ittiğini, bu nedenle sistemdeki adaletsizliklerin devam ettiğini kaydeden Özcan, "Adaletsizliği ancak yasa yürürlüğe girdikten sonra ilk defa işe başlayacak kamu görevlileri için giderebileceğiz. Ancak mevcut memurların sistemdeki adaletsizlikleri devam edecek, belki kamu personel reformu ile giderilebilir" diye konuştu.

Sosyal güvenlik sisteminde en büyük adaletsizliklerin devredilen Emekli Sandığı'nda, yani memurlarda olduğunu kaydeden Özcan, şunları söyledi:

"SSK ve Bağ-Kur'lular ne kadar prim yatırmışlarsa, ona bağlı olarak belli bir emekli aylığı alıyorlar. Oysa memurlarda ölçü yok, emekli aylıkları, aldıkları son maaşla ilişkilendiriliyor. Siyasilerin de desteğiyle işini ayarlayabilenler, emekliliklerine yakın bir dönemde genel müdürlük, müsteşarlık, daire başkanlığı gibi makamlara atanmalarını sağlayarak, bu görevde bir ay çalışmış olsalar dahi, sanki hayatları boyunca genel müdürlük, müsteşarlık yapmış gibi emekli aylığına hak kazanıyorlar. Bir anlamda, bir ay çalıştığı müsteşarlıktaki maaşını, emekliliği boyunca almaya devam ediyor. Kimi durumlarda sadece bir gün bu görevlerde çalışanlar dahi, bu hakkı elde edebiliyor. Adam 10 yıl, 15 yıl müsteşarlık yapmışsa tabii ki, yüksek emekli aylığı alsın, ama bir gün çalışan adama da bu hakkı vermek kabul edilemez. Hesap ettim, bu şekilde emekli olan bir kişinin bile devlete yükü 700 bin YTL."

3 bin YTL de alan var

Zekai Özcan, bu uygulamanın yarattığı adaletsizliği anlatırken şu örneği verdi: "Diyelim iki avukat arkadaş aynı tarihte devlet memuru olarak çalışmaya başladı ve 25 sene boyunca aynı görevlerde çalıştı. Bunlardan biri emekliliğinden çok kısa süre önce genel müdür olarak atanmayı başarırsa, arkadaşı 900 YTL emekli aylığı alırken, o kişi yaşamının geri kalan bölümünde emekli aylığı olarak 3 bin YTL alacak."

'Ballı emeklilik'

Kimi kamu kurumlarında belli kadrolar sadece, kamuoyunda 'ballı emeklilik' olarak adlandırılan bu uygulama için kullanılıyor. Anayol koalisyonu döneminde ANAP'lı bir bakan, kendisine yakın çok sayıda kişiyi kısa sürelerle bu tür genel müdürlüklere getirip yüksek aylıkla emekli olmalarını sağlamasıyla günlerce kamuoyunda tartışılmıştı.

Bu uygulama bürokratların yanı sıra milletvekilleri ve belediye başkanları için de geçerli. Örneğin, çalışma yaşamı boyunca asgari ücretten prim ödemiş olan bir kişi iki yıl milletvekilliği ya da belediye başkanlığı yaptıktan sonra, ömür boyu bu görevlerde çalışmış gibi yüksek miktarlı emekli aylığına hak kazanıyor. Bu şekilde prim karşılığı olmadan yapılan emekli aylığı ödemeleri için Maliye Bakanlığı her ay Merkezi Yönetim Bütçesi'nden Sosyal Güvenlik Kurumu'na kaynak aktarıyor.

Yeni memurlarda kalkıyor

Anayasa Mahkemesi'nin 5510 sayılı kanunun memurlarla ilgili hükümlerini tümüyle iptal etmesi nedeniyle, haksız sonuçlara yol açan bu uygulama mevcut memurlar için aynen devam edecek. Ancak, yeni yasa yürürlüğe girdikten sonra ilk defa kamuda çalışmaya başlayacak kamu görevlileri ballı emeklilik hakkından yararlanamayacaklar. Yeni memurlar, halen işçilerde olduğu gibi, çalışma yaşamları süresince yatırdıkları prim ne kadarsa, o prim üzerinden emekli aylığına hak kazanacaklar.

Tasarının alt komisyondaki görüşmeleri hakkında da bilgi veren Özcan, prim gün sayısı, güncelleme katsayısı, aylık bağlama oranı, prim oranları gibi üzerinde çok çalışılan ana parametrelerde değişiklik yapmayacaklarını söyledi. Yeni yasanın sosyal güvenlik açıklarını ne zamandan itibaren sürdürülebilir bir seviyeye getireceğine ilişkin soru üzerine Özcan, şu bilgiyi verdi:

Sağlıkta harcama artacak

"Yeni yasayla 'emeklilik sisteminde' açıklar azalırken, genel sağlık sigortası (GSS) sisteminde açıklar artacak. Çünkü sağlık hizmetlerine erişimi kolaylaştırıyoruz. Bu nedenle 2020 yılına kadar GSS açıkları artarak devam edecek. Şu an sağlık sistemi açığının gayri- safi milli hasılaya oranı (GSMH) yüzde 1.7 seviyesinde, 2020'lerde bu oran yüzde 3.5-4 civarında olacak. Biz herkese sağlık hizmetini adil ulaştırmaya çalışıyoruz. Müsteşarla hizmetli de aynı hizmeti alacak, fabrikatörle onun yanındaki işçi de aynı hizmeti alacak. Bunun için de sağlık harcamalarında azalma hedeflemiyoruz."

Gurbetçilere kötünün iyisi

Türkiye ile sosyal güvenlik anlaşması bulunmayan Kazakistan, Libya, Irak gibi ülkelere Türk firmalarınca işçi olarak götürülen gurbetçiler için şu an Türkiye'de sosyal güvenlik primi ödenmiyor. Bu nedenle geçen yıl Irak'taki havaalanında yaşanan patlamada yaralanan ya da yaşamını yitiren Türk işçiler ve aileleri hiçbir sosyal güvenceden yararlanamadı.

Özcan, bu durumdaki şirketlerin hem gittikleri ülkede, hem de Türkiye'de prim ödeyince Türk işçisi çalıştıramaz hale geldiklerini, bu nedenle anlaşma bulunmayan ülkelere götürülen işçiler için sadece sağlık sigortası yapılmasını zorunlu hale getirdiklerini söyledi. Özcan, bu sigortanın, iş kazası, ölüm aylığı, malul aylığı ve tedavi giderlerini kapsayacağını, Türkiye'deki ailelerinin de sağlık hizmetlerinden yararlanabileceğini kaydetti.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber