Aile hekimliği özel dosyası

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 18 Ocak 2008 20:24, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Aile hekimi kimdir? 

Kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri ile birinci basamak teşhis, tedavi ve rehabilite edici sağlık hizmetlerini, yaş, cinsiyet ve hastalık ayrımı yapmaksızın, her kişiye kapsamlı ve devamlı olarak belli bir mekânda vermekle yükümlü, gerektiği ölçüde gezici sağlık hizmeti veren ve tam gün esasına göre çalışan aile hekimliği uzmanı veya Bakanlığın öngördüğü eğitimleri alan uzman tabip veya tabiplerdir. 

Aile hekimliği Görevi hangi hallerde sona erer?  

1. Doktorun kendi isteği ile aile doktorluğunu bırakması

2. Kayıtlı kişi sayısının 1 yıl süre ile 1000 kişi altında olması 

Yapılacak Tıbbi İşlemlerin Çerçevesi nedir? 

Aile sağlığı merkezinde hekimin eğitim seviyesi paralelinde yetkilendirilmiş olduğu birinci basamak sağlık hizmeti kavramı içinde olan tanı ve tedavi işlemleri yapılabilir. Bu konudaki sınırlama ve yetkilendirmeler çıkarılacak bir yönetmelik ile belirlenir. 

Aile hekiminin Rutin Takip ve Muayeneleri nasıl olacaktır? 

Aile hekimi ilan edilen tarihte hizmet vermeye başladıktan sonra, hekime kayıt olan kişilere hekim ve diğer sağlık personeli tarafından birlikte ev ziyaretleri yapılır, böylece hekimin ev ziyaretleri toplumda güveni arttıran bir yaklaşım olarak aile hekimliğinin benimsenmesine katkıda bulunur. Ayrıca Aile hekimi de kişinin / ailenin yaşam koşullarını ve evlerini görerek tespit etmiş olur, gerekli notları ve kayıtları düzenler. Hekim, kayıtlı kişilere bir yıl içinde bitecek şekilde ev ziyaretleri yapar. Sonraki dönemde sadece yeni kaydolanlara ve eski kayıtlardan gerekli görülen kişilere ev ziyareti yapılır. 

Bunun yanı sıra, belli bir süre hastaların hekime gelmesi beklenebilir ancak bu uygulama kayıt açısından sorun çıkarabilir. Aile doktoru kendisine kayıtlı her ferde tek tek dosya açarak rutin muayenelerini yapar. Böylece her birey bir kez sağlık kontrolünden geçmiş olur. Bu muayenelerin tamamlanması için aile doktorunun 1 yıl süresi vardır. Fakat hekim isterse ev ziyaretleri sırasında da bu muayeneleri gerçekleştirebilir. 

Genel Sağlık Sigortası kapsamında olmayan kişiler aile hekimliği uygulamasından nasıl faydalanacaktır.  

Aile hekimlerine muayene olmak için cepten ödeme veya sigorta kurumlarına yansıtılacak bir bedel olmayacak, temel laboratuvar ve görüntüleme tetkikleri ücretsiz olarak yapılabilecektir.

Bu uygulamada tek sıkıntı, ilaç temini aşamasında, herhangi bir sağlık güvencesi olmayan kişilerin durumudur. Genel Sağlık Sigortasının devreye girmesi ile bu sıkıntı da ortadan kalkacaktır. 

Aile Hekimliği uygulamasında herhangi bir ücret ya da katkı payı ödenmeyecek. Aile Hekimleri kendisine başvuran bireylerin sosyal güvencelerine bakmadan ücretsiz hizmet verecekler. 

Çalışma Saatleri Ve İzinler Nasıl Olacaktır?  

Aile hekimleri ve aile sağlığı elemanları tam gün esasına göre çalışırlar.

Mesai saatleri ve günleri, çalışma yerinin koşulları da dikkate alınmak suretiyle çalıştığı bölgedeki kişilerin ihtiyaçlarına uygun olarak aile hekimi tarafından belirlenir ve yerel sağlık idaresince onaylanır. Yapılacak ev ziyaretleri ve gezici sağlık hizmetleri çalışma süresine dahil edilir. Çalışılan günler ve saatler aile sağlığı merkezinin görünür bir yerine asılarak kişilerin bilgilenmesi sağlanır.

Çalışma saatleri dışında ve resmi tatillerde, bölgedeki aile hekimleri sayısı dikkate alınarak icapçı veya aktif nöbet uygulamaları çerçevesinde hizmetin devamlılığı sağlanır.

Aile hekimi ve aile sağlığı elemanları, yangın, deprem, sel felaketi gibi olağanüstü durum ve hallerde çalışma saatleri ile bağlı olmaksızın çalıştırılabilirler.

Hizmetlerin devamlılığının sağlanabilmesi için gerekli durumlarda Bakanlık personeli görevlendirme suretiyle çalıştırılır. 

Aile Hekimliği Pilot Uygulaması Kapsamında Sağlık Bakanlığınca Çalıştırılan Personele Yapılacak Ödemeler ve Sözleşme Şartları Hakkında Yönetmeliğin ?Çalışma Saatleri? başlıklı 10. maddesinde : ?Aile hekimleri ve aile sağlığı elemanlarının haftalık çalışma süresi kırk saattir. Görev tanımlarında belirlenen nöbet, acil yardım hizmetleri, olağanüstü durumlarda yapacakları hizmetler, toplum sağlığı ve benzeri hizmetlerde aile hekimleri ve aile sağlığı elemanları, çalışma saatleri dışında veya hafta tatili ve resmi tatillerde de çalıştırılabilirler.? denmektedir. Bu yönetmeliğe göre haftada kırk saati aşan çalışmalar için herhangi bir ücret ödenmeyecektir. Oysa 40 saati aşan çalışma için fazla çalışma ücreti ödenmesi gerekmektedir.

Ayrıca yine aynı yönetmeliğin ?İzinler? başlıklı 9. maddesinin 4. fıkrasında, aile hekiminin izinli olduğu sürelerde kendisinin yerine hizmeti yürütecek bir aile hekimi ile anlaşamaması halinde yerel sağlık idaresinin diğer aile hekimlerinden birini veya Bakanlık personelini geçici aile hekimi olarak görevlendireceği, bu durumda aile hekimine yapılan net ödemenin % 50'sinin geçici aile hekimine ödeneceği düzenlenmektedir. Böyle bir kesinti yıllık izinlerin ücretli olması ilkesine aykırılık taşır. İzinlerle ilgili düzenleme yapılırken kadın personelin doğumdan sonra çalışmaya başlaması halinde süt izninin düzenlenmemesi de mevcut sözleşmelere aykırıdır. 

Yönetmeliğin yine aynı maddesinde izin vermeye ve hastalık raporlarını izne çevirmeye yerel sağlık idaresinin teklifi ile, bulunulan yerin mülki idare amirinin yetkili olduğu düzenlenmiştir. Bu durumda sözleşmeli aile hekimi istediği zamanda izne ayrılamayabilecek ve o yılın iznini bir sonraki yıla aktaramayabilecektir. 

Aile hekiminin kim olduğu nasıl öğrenilecektir? 

Vatandaşların yapması gereken aile hekimliğine geçmiş illerin il sağlık müdürlüğü internet sitelerine girerek kimlik numaralarıyla kendilerinin aile hekimlerini öğreneceklerdir. 

İş yeri ve kurum hekimlerinin aile hekimleri ile ilişkisi nasıl olacaktır? 

İşyeri hekimi, işyerindeki çalışana sevk, reçete veya rapor gerektiğinde kişiyi bilgilendirir ve bilgilendirme notu ile aile hekimine gönderir. Kişiler aile hekimlerince takip edilmek durumundadır. İşyerinde oluşacak acil durumlarda hastaya gerekli müdahale işyeri hekimi tarafından yapılır ve gerekirse hastane acil servisine sevk edilerek en kısa süre içerisinde aile hekimi bilgilendirilir.

Kurum hekimliğinden sağlık hizmetleri alan kişiler, aile hekimine kayıt yaptırarak sağlık hizmetini alırlar. 

İzlem nedir? Kimlere yapılır?  

İzlem; loğusa, Bebek, Çocuk, Gebe ve 15?49 yaş grubunda olan kadınların sağlığının düzenli aralıklarla izlenmesidir. Bir izlem sonrasında ayrıca muayene de yapılabilir. 

Protokol numarası verilmeden aşı veya izlem kaydı yapılabilir mi? 

Başka bir aile hekimine kayıtlı bir hasta farklı bir aile hekimine veya bir ağlık kurumunda aşı veya izlem yaptırdıysa, bu durumda sorumlu aile hekiminiz bu hizmeti kayıt altına almalıdır; ancak protokol numarası ile bu işlemi yapması doğru olmayacaktır.

Aile hekiminizin haberi olmadan izlemi başka bir yerde yaptırmışsanız, hangi işlemleri yapacaksınız? 

Bu durumu belgeleriyle birlikte aile hakimize bildireceksiniz ve aile hekiminiz. Bu bilgileri bakanlığa bildirecektir. Çünkü Aile hekiminin vazifesi, kendisine kayıtlı olan hastaların tüm işlemlerini bizzat yerine getirmek değil; hasta bu hizmetleri (özellikle aşı ve izlem için) başka bir yerden alsa dahi, aile hekiminin hastasını takip etmesi ve bu bilgileri Bakanlığa iletmesidir.

Acil hallerde aile hekiminin bilgilendirilmesi nasıl olacaktır. 

Hastaneye başvuruyu gerektiren ve aile hekiminin müdahil olamadığı acil durumlarda, hasta veya başvurulan acil servisin yetkilisi mümkün olan en kısa süre içerisinde aile hekimine/aile sağlığı merkezine gerekçesini belirterek yazılı olarak bilgi verir. 

Bağışıklama hizmetleri nedir? 

Genişletilmiş bağışıklama programı ve gebe aşıları aile hekimi tarafından yürütülür. Aile hekimlerine ihtiyaçları olan aşılar ilçe sağlık grup başkanlıkları tarafından ulaştırılır. 

Muayene nedir?  

Muayene, hastanın hikâye ve şikâyet bilgilerinin alındıktan sonra tanı, reçete, tetkik, sevk, rapor, müdahale... vb gibi işlemleri yapabildiği hizmet türüdür.

Başka bir aile hekimine kayıtlı hasta farklı bir aile hekimine muayene olabilir mi? 

Hasta takip programından hasta kayıt işlemi, ?misafir?, ?kesin kayıtlı? ve ?yabancı uyruklu? seçenekleriyle yapılmaktadır. Başka bir aile hekimine kayıtlı hasta ?misafir? hasta olarak kaydedilir. Ardından muayenesi yapılır. 

?Kesin kayıtlı? olarak kaydedilirse, Hasta takip programı bu hastayı kaydetmek üzere Bakanlığa talepte bulunacaktır; ancak hasta başka doktora kayıtlı olduğu için bu talep olumsuz cevap verilecek, işlem başarılı olmayacaktır.

Hasta Kayıt işlemi için sırasında neden T.C.Kimlik numarası esas alınmaktadır?  

Hasta takip programı ile kayıt altına alınan bilgiler, Bakanlık Merkez Elektronik Sağlık Kaydı (ESK) veritabanında her hasta için ayrı bir hasta dosyasında saklanmaktadır. Bu nedenle, her hastanın tek ve eşsiz bir numara ile temsil edilmesi gerekmektedir. T.C. kimlik numarası da, bu vasfı taşıyan ve Türkiye vatandaşlarını tanımlayan tek numara olma özelliğine sahiptir.

Henüz T.C.Kimlik numarası almamış bir bebek nasıl tedavi edilir? 

T.C. kimlik numarası olmayan bebekler, Hasta takip programı tarafından üretilen tarsgele bir numara ile eşleştirilerek veritabanına kaydedilebilirler. Bu kayıt işleminden sonra, bebeğe verilen sağlık hizmetleri (aşılamalar, izlemler..vb) kaydedilir. Ancak, bebeğin T.C. kimlik numarası öğrenilip sisteme kaydedilinceye kadar bebeğin kayıt ve sağlık bilgileri Bakanlığa iletilemeyecektir (gönderilse bile Bakanlık tarafından kabul edilemeyecektir).

T.C.Kimlik numarası olmayan bir hastamı nasıl muayene edilir?  

T.C. kimlik numarası olmayan bir hastanın kayıt işlemi, T.C. kimlik numarası olmayan bebekler gibi yapılır. Hasta takip programı bu hasta için rastgele bir numara üretir ve kişiyi bu numara ile eşleştirir. Kişiye verilecek sağlık hizmeti bu numara ile kayıt edilebilir. Ancak, kişinin T.C. kimlik numarası öğrenilip, kayıt bilgileri düzeltilmedikçe, hastanın kayıt ve sağlık bilgileri Bakanlığa iletilemeyecektir (gönderilse bile Bakanlık tarafından kabul edilemeyecektir).

Aile Hekimine muayene işlemelerinde hasta takip programı için internet bağlantısı şart mıdır? 

Hasta takip programı on-line (internete bağlı) ve off-line (internet bağlantısı olmadan) çalışabilecek şekilde tasarlanmış bir uygulamadır. İnternet bağlantısı olmadan da Aile Hekimi hastalarına bakmaya ve verilerini girmeye devam edebilir.

Sevk evrakı ve reçete düzenlenmesi nasıl olacaktır? 

Aile hekimi sağlık hizmetlerinin bütünüyle kullanımından sorumlu hekimdir. Aile hekimi, hastasının ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmeti veren bir kuruluşa başvurmasına gerek olup olmadığına karar verir. Hastayı gerekiyorsa sevk eder ve verilen hizmetleri geri bildirim vasıtası ile izler ve hizmet birimleri arasında gerekli koordinasyonu sağlar. 

Hastanede doğum yapılması halinde, taburcu işlemleri yapılırken annenin ve bebeğin sağlık durumlarını bildiren ve hastanede yapılan tıbbi işlemleri açıklayan epikrizleri ilgili tabipler tarafından ayrı ayrı doldurulur ve imzalanarak aile hekimine teslim edilmek üzere hastaya verilir. 

Aile hekiminin ikinci ve üçüncü basamak sağlık kurum ve kuruluşlarına sevk ettiği, veya aile hekimine bağlı olup da bahsedilen sağlık kurum ve kuruluşlarına sevksiz giden kişilere usulüne uygun epikriz düzenlenmesi zorunludur. Epikrizin verilmemesi halinde işlem yapılması için aile hekimi durumu ilçe sağlık grup başkanlığına bildirir. Bu epikrizi doldurup aile hekimine teslim edilmek üzere hasta veya hasta yakına vermeyen hekimler hakkında 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun ilgili hükümleri uyarınca işlem tesis edilir. 

Birinci basamaktan ikinci ve üçüncü basamağa sevk sadece aile hekimi tarafından yapılır. Kayıtların tek elde toplanıp denetlenmesi için birinci basamakta resmi reçete yazılması ve hastalık raporu tanziminde aile hekimi yetkilidir. Olağanüstü haller ile toplum sağlığını tehdit eden ve kemoproflaksi gerektiren bulaşıcı ve salgın hastalık hallerinde, ilçe sağlık grup başkanlığındaki hekim tarafından, reçete düzenlenmesini gerektiren özel durum belirtilmek suretiyle resmi reçete düzenlenebilir. Bu durumda ilgili aile hekimi en kısa sürede bilgilendirilir. 

Ölü muayenesi ve defin ruhsatı verilen kişilerin kayıtları aile hekimine bildirilir.

İkinci ve üçüncü basamak sağlık hizmeti sunan kuruluşlar ve muayenehanelerinde serbest çalışan uzman hekimlerce düzenlenen ayaktan takip ve tedavi protokollerinin aile hekimince kayıt ve takibi gereklidir. İlgili uzmanlık dalında hastanın tetkik ve tedavisi tamamlandıktan sonra aile hekimine geri bildirim aynı sevk formu üzerinden veya forma ekli epikriz vasıtasıyla yapılır. 

Aile hekimi, hastasını bir üst basamağa sevk etmesi halinde uygun sevk formuna sevk gerekçelerini, yapılan tetkik sonuçlarını ve hastanın temel sağlık bilgilerini yazmak zorundadır. 

Hasta sevk evrakı, reçete, rapor, bildirimi zorunlu hastalıklarla ilgili formlar ve diğer kullanılacak belge örnekleri Bakanlıkça belirlenir. 

Sosyal güvenlik kurumuna bağlı olarak sağlık güvencesine haiz olan kişilerin reçeteleri ilgili kurumun sağlık karnelerine yazılır. Kişinin herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşu ile ilişkisinin bulunmaması halinde ise, Bakanlıkça belirlenen formata uygun şekilde bir nüsha halinde reçete tanzim edilir ve hastaya verilir. Bu durumda ilaç bilgileri dozajları ile birlikte kişi dosyasına işlenir. 

Birinci basamak doktoru aynı zamanda ?sağlık hizmetlerinin kullanımından sorumlu doktor?dur. Yani aile doktoru, hastanın belirli dalda uzman olan bir hekime başvurmasına gerek olup olmadığına karar verir, hastaya verilen hizmetleri izler ve hizmetler arasında koordinasyon sağlar. Bu sayede hastaların uzman hekim kaynağını kullanmalarına rehberlik eder. Bu da birinci, ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetleri arasında bir bağ ve denge oluşturur. İsrafı ve gereksiz kullanımı önler. 

Aile doktoru kendi hastalarının kayıt dosyasını tutmakla sorumludur. Hastasını bir üst basamağa sevk etmesi halinde uygun sevk formuna sevk kriterlerini ve hastanın temel sağlık bilgilerini yazmak zorundadır. İlgili uzmanlık dalında hastanın tetkik ve tedavisi tamamlandıktan sonra aile doktoruna geri bildirim aynı form üzerinden veya forma ekli epikriz vasıtasıyla yapılır. Aile doktorluğu kontrollü yerel uygulaması aynı zamanda web tabanlı bir yazılım denemesi de içerdiği için bu işlemler dijital ortamda gerçekleştirilebilecektir. İkinci ve üçüncü basamak hizmet faturalarının tahsili aile doktoruna geri bildirim şartına bağlanır. Ancak en olumsuz şartlarda dahi bu sevk ve kayıt sisteminin işlerliğini koruması açısından formların iyi tanımlanması gerekecektir.

İkinci basamağa sevk edilmesi gereken hastalar aile doktoru tarafından sevk edilir. Sevk formu, 3 bölüm içerir ve fotokopili 4 nüshalıdır. Birinci bölüm sevk ile ilgili bilgileri, ikinci bölüm muayene, tetkik, teşhis, tedavi, tavsiye ve yatış bilgilerini içerir. Üçüncü bölüm ise aile doktorunun geri bildirim yapıldığında onaylayacağı bölümdür. Bu hastalar daha sonra yine aile doktoru tarafından takip edilir. Geri bildirim, her türlü hastalık ve müdahalenin bilinmesi ile hastaya daha iyi sağlık hizmeti verilmesine imkân tanırken diğer taraftan geri bildirim olmaksızın ödeme yapılmayacağından ikinci basamak hizmetlerini de kontrol altına alır.

Geri bildirimin tam sağlanması için, hastane hazırladığı faturayı Sağlık Sigorta Kuruluşuna, hastanın geri bildirim notunun da (3 nüsha olup, en alt bölümünde onay kısmı mevcut) 2 nüshasını aile doktoruna yollar. Sağlık Sigorta Kuruluşu ödemeyi yapabilmek için gelen faturaya, aile doktorundan gelen ?Geri bildirim yapılmıştır? onayını eklemek zorundadır. Aile doktoru da, ödeme yapılması için ?Geri bildirim yapılmıştır? onayını kendi faturalarına ve belgelerine eklemek zorundadır. Dijital ortam sağlanınca bu işlemler internet ağı üzerinden gerçekleştirilir. 

Sevk zincirine girmek istemeyen hastalar zorlanamaz. Ancak sevk zincirine uymaksızın hastaneye başvurmayı tercih eden hasta, tahakkuk eden ücretin bir kısmını (örneğin % 30'unu) kendisi öder. Tamamlayıcı sağlık sigorta fonları oluşturulduğunda kişinin ödemesi gereken % 30'luk kısım bu sigortalar tarafından karşılanabilir (Danimarka örneğinde olduğu gibi). Hastanenin geriye kalan % 70 ücreti alabilmesi için, yukarıda belirtildiği gibi aile doktoruna geri bildirim notunu onaylanmak üzere göndermesi gereklidir. Böylece doğrudan hastaneye başvuran hastanın da % 100'e yakın geri bildirimi sağlanmış, ikinci ve üçüncü basamakta yığılma engellenmiş olur. Ayrıca özellikle hastaneler tarafından doğrudan ikinci basamağa hastanın başvurmasının özendirilmesi engellenerek, kötüye kullanım engellenir. 

Ayrıca sağlık kuruluşları arasında basamaklandırılmış sağlık hizmetini ve birinci basamağa başvuruyu teşvik için:

a) Birinci basamaktan sevkli gelen hastalara hastanede öncelik tanınır. Bunun takibi aile doktoru tarafından yapılır. Eğer buna uyulmadığını tespit ederse hastalarını başka bir hastaneye yönlendirmek gibi önlemlerle bu önceliğin uygulanmasını sağlayabilir.

b) Muayeneler mutlaka uzman hekim tarafından gerçekleştirilir (Hastane poliklinik başvurularının büyük çoğunluğu birinci basamakta çözülecek hastalıkları içerdiğine göre aile doktoru tarafından sevk edilen bireyler en kısa zamanda uzman hekime muayene olmak ve büyük olasılıkla hastaneye yatarak tedavi olmak durumundadırlar). Bu uygulamanın sağlanabilmesi için ikinci ve üçüncü basamaktaki uzman hekimlerin performans değerlendirmelerinde aile doktorundan sevkli gelen hastalara yapılan işlemlere daha fazla puan verilir.

c) Birinci basamaktan sevkle gelmeyen hasta tahakkuk eden ücrete katılım payı öder. Bu miktar maaşından kesilir; maaş almıyorsa peşin tahsil edilir.

1978 Alma Ata bildirgesine göre sağlık sorununun % 85-90'ı birinci basamakta çözülebilmektedir. Prensip olarak aile doktorunun diğer sağlık kurumlarına sevk oranları % 20'nin üzerine çıkmamalıdır. Sağlık Bakanlığı tarafından, yöresel özellikler, epidemiyolojik veriler ve Türkiye genelinde aile doktorlarının yaptığı geri bildirimler değerlendirilerek bu oran dinamik olarak belirlenebilir. Belirlenen oranın üzerinde sürekli sevk yapan aile doktorları uyarılır, eğitime alınır ve kişi katsayısı sonraki yıl için geçerli olmak üzere azaltılır. 
 

Başka bir aile hekimine kayıtlı hasta farklı bir aile hekimi tarafından hastaneye sevk edilebilir mi? 

Hastayı ?misafir? hasta olarak kabul edildikten sonra, hastaya muayene kaydı açıp sevk verilir. 

Başka bir şehirde oturan hasta farklı bir şehirdeki aile hekimine muayene olabilir mi? 

Hasta takip programından hasta ?misafir? hasta olarak kaydedilir. Ardından muayenesi yapılır. 

Aile hekiminizi nasıl seçeceksiniz? 

Birey, aile doktorunu ideal olarak bölgesinde çalışan hekimlerden seçer ve en erken 6 ayda bir değiştirebilir. 

Uygulamanın ilk altı ayında hekim değişikliği olmayacak ancak altı ay sonunda isteyen vatandaş istediği hekimi Aile Hekimi olarak seçebilecek.

Diğer taraftan hastanın başka doktor alternatifinin bulunması halinde ve belirli bazı koşullar altında hekim de hastasını kabul etmeyebilir. Bunlar:

a) Tıbbî etiğe uygunsuz davranışların (kişi-hekim arasında çıkar ilişkisi kurulmaya çalışılması vb.) olması,

b) Hasta ile hekim ilişkisinin tanı, tedavi ve takibi zorlaştıracak, aile doktorunun verimini azaltacak şekilde bozulması,

c) Hasta ile hekim arasında adlî bir sorunun olması,

d) Taciz, tehdit ve bunun gibi iletişim sorunu oluşturacak durumların olmasıdır. 

Aile hekimliği uygulamasına geçilen yerlerde, kişilerin birinci basamak sağlık hizmetlerinden faydalanabilmesi için aile hekimlerine kaydolması şarttır. Kişilerin aile hekimlerine ilk kaydı, aile hekimliği uygulamalarına yeni geçilen illerde il sağlık müdürlüğü tarafından ikamet ettikleri bölge göz önünde bulundurularak yapılır. Daha sonra kişiler, bulundukları yerin coğrafi şartlarına göre yakın konumdaki aile hekimini zaman ve bölge sınırlaması olmaksızın serbestçe seçebilir. Kendi seçimini yapan kişinin aile hekimini değiştirmesi için en az altı ay beklemesi zorunludur. Aile hekimliği uygulamalarının olduğu bir il'e ikamet amacıyla yeni gelen kişiler bölgelerinde bulunan aile hekimlerinden istedikleri bir aile hekimine kayıt yaptırırlar. Kayıt yaptırmamışlarsa ilk ev halkı tespitinde tespit edilirler ve il sağlık müdürlüğü tarafından kendine kayıtlı kişi sayısı en az olan yakın konumdaki aile hekiminden başlanarak kayıtları yapılır. 

Herhangi bir nedenle bölgedeki aile hekimleri tarafından kayıt edilemeyen kişi, il sağlık müdürlüğü tarafından listesinde yakın konumdaki en az kişi kaydı olan aile hekiminin listesine eklenir.

İllerde, merkez ilçe tek bölgedir. 10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Kanununa tabi illerde ise, büyükşehir belediyesine bağlı her ilçe ayrı bir bölgedir. Büyükşehir sınırlarındaki ilçelerde, kişi isterse bulunduğu ilçe dışından aile hekimini seçebilir. Diğer ilçelerin her biri bir bölgedir.

Gezici sağlık hizmeti verilen yerlerde oturan kişiler, gezici sağlık hizmet almak üzere başka bir aile hekimine kayıt olamazlar. Ancak, başka bir aile hekimine kayıt olmak isterler ise, kayıt oldukları aile hekiminin aile sağlığı biriminden hizmet alırlar. Bu durumda, kayıt olunan yeni aile hekimi, o kişi veya kişiler için gezici sağlık hizmeti vermek ile yükümlü tutulamaz. 

Sürekli ikamet ettiği ilden uzakta kalacak kişi veya geçici süre ile Türkiye'de ikamet edecek olan kişi, zorunlu durumlarda kendisine yakın konumdaki bir aile hekiminden kayıt yaptırmaksızın sağlık hizmeti alır veya hastaneye sevk edilir. Bu durumdaki sevk, aile hekiminin sevk sayısına işlenmez. Aile hekimi bu konumdaki kişiler için herhangi bir ücret talep edemez. 

Aile Hekimliği'nde laboratuvar ve röntgen hizmetleri nasıl verilecek? 

Yapılan çalışmalara göre, tetkik imkânı arttıkça, hastanın birinci basamakta tutulma oranı % 96'ya kadar çıkmaktadır. Bu nedenle laboratuar imkânları mümkün olduğunca geniş tutulur.

Aile doktoru, gerekli durumlarda kan şekeri, kolesterol, idrar tetkiki, gaitada parazit ve parazit yumurtası, gaitada eritrosit ve lökosit, hematokrit, kan grubu tayini, gebelik testi ve EKG tetkiklerini yapabilir. Bu tetkiklerin hepsini veya bunun dışında gerekli gördüğü diğer tetkikleri en yakın birinci basamak sağlık kuruluşunda yaptırabilir. Bu tetkiklerin yapılması koruyucu sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi açısından da etkilidir. Bu tetkiklerin sınırlanmasında Bütçe Uygulama Talimatı esas alınır. 

Bu tür tetkikler Toplum Sağlığı Merkezleri ve Sağlık Müdürlüğünün onayını almış özel merkezlerce yapılabilecektir. Bu tetkikler Bütçe Uygulama Talimatı çerçevesinde hekimlere fatura edilecektir. Hekimlere bu tetkikleri yaptırmaları için bütçe sağlanmaktadır. 

Aile hekimi, tanı ve takip için gerekli görülen basit görüntüleme ve laboratuvar tetkiklerini mümkünse kendi çalıştığı birimde yapar. Diğer laboratuvar hizmetleri ilçe sağlık grup başkanlığı bünyesinde sürdürülür veya il sağlık müdürlüğünün uygun gördüğü sağlık kuruluşunun laboratuvarında yaptırılır. 

Hizmetin Sürekliliği nasıl sağlanacaktır?  

Aile doktorlarının bölgelere gönüllü olarak gitmelerini sağlamak hizmetin sürekliliğinde ilk adımdır. Aile doktorluğunda başarının sırrı, hizmetin bütüncül ve sürekli olmasıdır. Belli bir hekime alışan hastaların hekim değiştirmesi sistemin ana mantığına terstir ve sonuçta istenen hedeflere ulaşılamaz. Sistemin başarı ile uygulandığı ülkelerde aynı aile doktoruna ortalama kayıt süresinin 8?13 yıl olması bunun iyi bir göstergesidir. 

Aile doktorları 24 saat ulaşılabilir olmak zorunda olduğundan, eğer o bölgede tek başına çalışıyorsa, çalıştığı bölgede ikamet etmesi zorunludur. Aynı bölgede farklı mekânlarda birden fazla aile doktoru çalışıyorsa veya 2-5 aile doktorunun bir arada çalıştığı müşterek muayenehanede hizmet veriliyorsa, mesai saatleri dışındaki hizmetleri kendi aralarında koordine ederek sırayla icapçı ya da nöbetçi tarzında düzenleme ile sürdürebilirler. Ertesi gün icapçı aile doktoru diğer hekimlere hastaları ile ilgili bilgi verir. Meydana gelecek aksamalardan nöbet tutan hekim sorumludur. Bu nedenle bir sonraki ayın icap veya nöbet listesi İlçe Sağlık İdaresine gönderilir.

Vatandaşların doktorlara ulaşabilmesi için, bölgedeki doktorların isimleri, adresleri ve telefon numaraları belli aralıklarla güncelleştirilerek İlçe Sağlık İdaresi veya muhtarlıkta ilan edilir.

Maliyetleri düşürmesi ve hekim çalışma sürelerinde esnekliğe imkân vermesi bakımından grup olarak çalışılan birimler (2?5 hekimden oluşan) oluşturulabilir. Ulaşım zorluğuna neden olabileceğinden bir müşterek muayenehanede çalışan aile doktoru sayısı 5'den fazla olamaz.

Bir bölgede aile doktoru sayısında eksiklik söz konusu ise, hizmetin devamlılığı için, doktorsuz kalan nüfus, yeni aile doktoru başlayıncaya kadar, bölgedeki diğer aile doktorları tarafından takip edilir. 

İş veya tatil nedeni ile sürekli ikamet ettiği yerden en az iki ay süreyle uzak kalacak kişi, kayıtlı olduğu aile doktorundan ?Geçici bakım belgesi? alır. Bu belgeyi geçici olarak gittiği yerde seçtiği aile doktoruna verir. Kendi aile doktoru geçici belge verdiği kişiye ait bildirim yaparak ücret tahsil edemez. Kişi geri dönerken geçici aile doktorundan ayrıldığını gösteren ve yapılan işlemleri gösteren bir belgeyi kendi aile doktoruna götürerek kaydını yeniletir. Geçici belge ile hizmet veren aile doktoru bu geçici belgenin ibrazı sayesinde hastayı kendi listesine ekleyerek ücretini alır. 

Aile hekimliğinde eşlerden biri bir aile hekimini, diğeri başka bir aile hekimini seçebilecek mi?

Kişilerin istediği hekimi seçmesi esastır. Mevcut sistemde olduğu gibi kişiler istedikleri hekimi tercih etmektedirler. Çocuklar ise yine ebeveynlerinin tercih ettiği hekime kaydettirilebilecektir. Bu tarz tercih hakkının yaratabileceği sıkıntı bazı hastalıkların bir yerde odaklanmasına rağmen fark edilememesi olacaktır. Ancak kullanılan bilgisayar programına kayıtlar doğru girildiği takdirde Toplum Sağlığı Merkezinde çalışan takip sisteminde bu durum ikaz mekanizmasını tetikleyecek ve hekimlere durum bildirilecektir.

Aile hekimi ile anlaşamayan sorunlar yaşayan bir kişi, mevcut aile hekimini reddettiğinde sağlık hizmeti kim tarafından verilecektir? 

Kişi 6 aydan kısa sürede olmamak şartı ile hekimini değiştirebilir. Ancak bulunduğu yerdeki hekimi tercih etmeyen kişiler kendilerinden uzakta olan bir başka hekimi de tercih edebilecektir. 

Aile hekiminizin haberi olmadan, kaydınızı sildirebilir misiniz?  

Kişi İl Sağlık Müdürlüğüne dilekçe vererek kesin kayıtlı olduğu doktorundan ilişiğinin kesilmesini isteyebilir. İl Sağlık Müdürlükleri ya da yetki verdiği birimler ilişik kesme işlemi yapabilirler. Ancak bu işlem sonucunda ilgili Aile Hekimlerine bilgi gönderilmektedir.

Aile hekiminizden kaydınızı sildirebilir misiniz? 

Aile hekiminize başvurarak kaydınızı sildirmek istediğinizi beyan ediyorsunuz, bu durumda Aile hekiminiz Hasta takip programından ?Hasta İşlemleri?nden ?İlişik Kes? seçeneği ile ilişik kesme işlemi yapılır. İlişik Kesme nedeni olarak ?kendi isteği ile? seçeneği seçilir. 

İkametgâh adresi değişikliğinde hangi işlemler yapılır? 

Hasta takip programından kayıtlı ikametgâh adresi değiştirilir. Hasta istemediği sürece Aile hekimi değişikliği yapılmaz muayene ve diğer işlemler devam eder. Ancak hasta, Aile Hekiminden uzaklaştı ve hizmet almakta zorlanıyor ise doktorunu değiştirmek isteyebilir. Bu durumda Hasta takip programından ?Hasta İşlemleri?nden ?İlişik Kes? seçeneği ile hastanın ilişik kesme işlemi yapılır. Bu işlem sırasında ?Göç? seçeneği seçilmelidir.

Henüz yeni doğmuş ve T.C.Kimlik numarası almamış bir bebek vefat ettiğinde ne yapılmalıdır?

Bu durumda, bebeğin kimlik numarası da olmadığı için Bakanlıkta hasta dosyası oluşturulması mümkün olamayacaktır. Bu nedenle, ölüm bildirimi, Toplum Sağlığı Merkezi tarafından bakanlığa bildirilmelidir.

Aile hekimine kayıtlı bir hastanın vefatı halinde hangi işlem yapılır? 

Aile hekimine kayıtlı bir hasta vefat ettiğinde hasta takip programından ?Hasta İşlemleri?nden ?Ölüm Bildirimi? seçeneği ile hastanın ölüm bildirimi yapılmalıdır. Bu işlem sırasında, AHBS tarafından verilen ölüm nedenlerinden birinin hastanın ölüm sebebi olarak girilmesi zorunludur.

Aile hekimine kayıtlı bir hastanın vefatı ölüm zamanından çok sonra Aile hekimi tarafında öğrenilirse hangi işlem yapılır? 

Hasta takip programından ?Hasta İşlemleri?nden ?Ölüm Bildirimi? seçeneği ile hastanın ölüm bildirimi yapılmalı, Ölüm tarihi, gerçek ölüm tarihi olarak girilmelidir. Bu işlem sırasında, belirtilen ölüm nedenlerinden birinin hastanın ölüm sebebi olarak girilmesi zorunludur.

Aile hekiminin görevleri nelerdir? 

Aile hekimi, aile sağlığı merkezini yönetmek, birlikte çalıştığı ekibi denetlemek, hizmet içi eğitimlerini sağlamak ve Bakanlıkça yürütülen özel sağlık programlarının gerektirdiği kişiye yönelik sağlık hizmetlerini yürütmekle yükümlüdür. 

Aile hekimi, kendisine kayıtlı kişileri bir bütün olarak ele alıp, kişiye yönelik koruyucu, tedavi ve rehabilite edici sağlık hizmetlerini bir ekip anlayışı içinde sunar. 

Bakanlıkça belirlenen ve uygulamaya konulan kişiye yönelik özel sağlık programlarını yürütmek, 

Bakanlıkça belirlenen ve kullanmak zorunda olduğu teknik, tıbbi cihaz, bilgisayar donanımları ile kırsal alanda görev yapan aile hekimleri için gerekli olan motorlu aracı temin etmek, 

Bakanlıkça belirlenen birinci, ikinci aşama ve aile hekimliğine yönelik yıllık hizmet içi eğitimlerin en az % 80'ine katılarak hizmet kalite standartlarının yükseltilmesini sağlamak, 

Çalıştığı bölgenin sağlık hizmeti planlamasının yapılmasında yerel sağlık idaresi ile işbirliği yapmak, 

Çalışma saatleri dışında ve resmi tatillerde, icapçı veya aktif nöbet uygulamaları çerçevesinde hizmetin devamlılığını sağlamak, 

Çalıştığı mekanda ve gerektiğinde (aile hekiminin ev ziyareti esnasında tespit ettiği evde takibi zorunlu özürlü, yaşlı, yatalak ve benzeri durumdaki kişilere) güvenliği sağlayıcı tedbirlerin alınması kaydı ile evde veya gezici sağlık hizmetlerinin yürütülmesi sırasında kişiye yönelik birinci basamak koruyucu sağlık, tanı, tedavi, rehabilitasyon ve danışmanlık hizmetlerini vermek, 

Gerektiğinde kişiyi kısa süreli gözlem altına alarak tetkik ve tedavisini yapmak, 

Gerektiğinde aldığı uzmanlık eğitimi ve bu eğitim sırasında yaptığı rotasyonlar çerçevesinde hastayı yatırarak tetkik ve tedavisini yapmak, 

Gezici sağlık hizmetlerini yürütmek, 

Genişletilmiş bağışıklama programı ve gebe aşılarını yapmak, 

Hekimlik uygulaması sırasında karşılaştığı toplum ve çevre sağlığını ilgilendiren durumları yerel sağlık idaresine bildirmek, 

Kayıtlı kişi sayısını, yapılan hizmetlerin listesini, muayene edilen ve sevk edilen hasta sayısını, konulan teşhisleri (kodları ile birlikte), aşılama, gebe ve loğusa izlemi sayılarını, bebek ve çocuk izlemi sayılarını, aile plânlaması ve bulaşıcı hastalıklar ile ilgili verileri ve Bakanlık tarafından belirlenen benzeri verileri belirli aralıklarla düzenli olarak Bakanlığa bildirmek. 

Kişiye yönelik rehberlik, sağlığı geliştirici ve koruyucu hizmetler ile ana-çocuk sağlığı ve aile planlaması hizmetlerini vermek, önemli/sık görülen toplum sağlığı konularında kişilerin periyodik muayenelerini (meme kanseri, rahim kanseri taraması ve benzeri), ruh sağlığı ve yaşlı sağlığı hizmetlerini yerine getirmek, 

İlk kayıtta ev ziyareti ile kendisine bağlı kişilerin sağlık durumlarının tespitini yapmak, 

İlk yardım ve acil müdahale hizmetlerini vermek veya verilmesini sağlamak, 

Sağlık kayıtlarını tutmak, dosyalamak, istatistik tutmak, resmi kurum ve sigorta kurumlarına yapılacak bildirimleri hazırlamak, 

Sürekli ikamet ettiği ilden uzakta kalacak kişileri veya geçici süre ile Türkiye'de ikamet edecek olan kişileri, zorunlu durumlarda herhangi bir ücret talep etmeksizin muayene ve sevk etmek, 

Temel laboratuvar hizmetlerini vermek veya verilmesini sağlamak, 

Tanı ve tedavisi yapılamayan hastaları sevk etmek, sevk edilen hastaların geri bildirilen muayene, tetkik, tanı, tedavi ve yatış bilgilerini değerlendirmek, ikinci ve üçüncü basamak tedavi ve rehabilitasyon hizmetleri ile evde bakım hizmetlerinin koordinasyonunu yapmak, 

Verdiği hizmetler ile ilgili sağlık kayıtlarını tutmak ve gerekli bildirimleri yapmak, 

Kronik hastalığı olan kişilerin gerekli sıklıkta takibini yapmak, 

Özürlü kişilere yönelik sağlık hizmetlerini yürütmek, 

Doğum öncesi, doğum sonrası loğusa ve bebeğe beraber izlem yapmak, 

Aile Hekimliği Hizmet Sözleşmesinin 9. maddesi, Aile hekiminin yukarıda sayılan görevleri gerektiği gibi yerine getirmemesi veya hiç yapmaması ya da yanlış  uygulaması sebebiyle kuruma veya üçüncü şahıslara verdiği zararlardan dolayı sorumlu tutulacağını ve kurumca yapılmak zorunda kalınan ödemelerin Aile Hekimine rücu edileceğini düzenlemiştir. Buna göre Aile hekiminin poliklinik hizmetinin yoğunluğu v.b. sebeplerle örneğin periyodik tarama programlarının uygulanmasını aksatması ya da özürlü kişilere yönelik sağlık hizmetlerini gerektiği gibi yerine getirememesi sonucunda bir zarar oluşursa bu zarardan sorumlu olacaktır. 

Üniversite öğrencilerinin durumu aile hekimliğinde ne olacak?

Üniversite öğrencileri yılın büyük bir kısmını okudukları yerde öğrenci olarak geçirdikleri için burada bir hekime kayıt olmaları daha doğru olacaktır. 

Gezici sağlık hizmetlerinin yürütülmesi nasıl sağlanacaktır? 

Aile hekimliğine geçilen illerde gezici sağlık hizmeti bölgeleri, uygulama başlamadan önceki iki ay içinde, aile hekimliği uygulamalarına geçildikten sonra yapılmak istenen değişiklikler ise her yıl Ocak ve Temmuz aylarında il sağlık müdürlüğünün teklifi ve Bakanlığın uygun görüşüyle tesbit edilir.

Gezici sağlık hizmeti vermekle yükümlü aile hekimleri atama sırasında belirlenir. Gezici sağlık hizmeti veren aile hekimlerinin, bölgelerindeki dağınık yerleşim birimlerine belirli bir plan dâhilinde periyodik olarak ulaşmaları ve bu şekilde hizmet vermeleri esastır. Bunu sağlamak için aile hekimi, coğrafi durum, iklim koşulları, ulaşım şartları ve kendisine bağlı olan yerleşim birimlerinin sayısını dikkate alarak hizmeti aksatmayacak şekilde ziyaret yapar ve programını köy/mahalle muhtarlar vasıtasıyla en geç bir önceki haftanın son iş günü saat 12.00'ye kadar duyurulmasını sağlar. Bu ziyaretlerin aile sağlığı elemanının görev yetki ve sorumlulukları çerçevesinde, aile hekimince uygun görülen kısmı aile sağlığı elemanınca da yapılabilir.

Kayıtlı olunan yer dışında hastalanan kişi nasıl muayene ve tedavi olacak? 

Bu durumda kişinin hastalığı acil bir hastalık olarak kabul edilecek ve acil servislerde müdahale edilecektir. Acil olmayan durumlarda da toplum sağlığı merkezleri muayene hizmeti verecektir. 

Hastane Tedavisi Gerektiren Acil durumlarda hangi işlemler yapılır? 

Hastane tedavisi gerektiren acil durumlarda hasta veya başvurulan acil servis mümkün olan en kısa süre içinde aile doktoruna bilgi verir. Acil servise başvuru yapan hastanın başvuru formuna aile doktoru tarafından en kısa sürede ?acil vaka? şerhi düşülür. Aksi halde hasta, tahakkuk eden acil servis ücretinin bir kısmını kendisi ödemek zorundadır.

Hastanın acil olmadığı düşünülürse ya aile hekimine başvurması istenecektir

Bu uygulama aile doktorunun bilgisi ve kontrolü dışında sağlık hizmeti alınmasını engellemeye ve sevk zincirini aşmaya çalışan kişileri caydırmaya yöneliktir. 

Acilden hastaneye başvuran hastalar aile hekiminin sevk oranına yansıtılacak mı? 

Acil durumlarda vatandaşlar doğrudan hastaneye başvurabilecektir. Acil durum veya sevksiz başvuru aile hekiminin sevk oranını etkilemeyecektir. 
 

Hastane Tedavisi Gerektirmeyen Acil durumlarda hangi işlemler yapılır? 

Danışmanlık ve birinci basamak sağlık hizmeti veren aile doktorunun günlük aktif çalışma saatleri iş kanununda belirlenen sürelere uygun olabilir. Ancak bu doktorların aslında fiilî görevleri 24 saat olmak durumundadır. Bireylerin her an aile doktorunu arama ihtimali vardır. Hastaları daha çok mesai saatlerine kaydırmak, hekimin günlük çalışma düzenini korumak açısından mesai dışı acil olmayan başvurularda hastadan ek ücret talep edilerek gereksiz talebi önleyici bir tedbir oluşturulabilir. Ancak acil durumlar açısından aile doktorunun en azından icapçı olarak ulaşılabilir olması gerekir. Belli sayıda doktorun bir arada çalışmaları halinde nöbet sistemi uygulamaları kolaylık oluşturacaktır. Yine belli bölgedeki aile doktorları da aralarında nöbet sistemi uygulayabilirler. İlçe Sağlık İdareleri bu nöbetleri takip eder. 

Sağlık Grup Başkanlıklarının Ve Toplum Sağlığı Merkezlerinin Hiyerarşik Statüsü Nasıl Olacaktır?  

Aile Hekimliğinin Pilot Uygulandığı İllerde Toplum Sağlığı Merkezleri Kurulması ve Çalıştırılmasına Dair Yönergeye göre ? İl merkezi? olarak adlandırılan bölgenin merkez ilçe sınırları içinde ve bunun dışındaki büyük ilçelerde örneğin İzmir için Buca, Bornova ve Karşıyaka gibi ilçelerde her 100.000 nüfus için bir toplum sağlığı merkezi kurulacaktır. Ancak kurulacak Toplum Sağlığı Merkezlerinden hangisinin Sağlık Grup Başkanlığı görevini yürüteceği düzenlenmemiş olup bunlardan birinin Sağlık Grup Başkanlığı olarak kabul edilmesi halinde hiyerarşik açıdan yeni bir ara kurum oluşacaktır. Bu durumda disiplin ve sicil amirliklerinin yeniden düzenlenmesi gerekecektir. (Sözleşmeli aile hekiminin sicil belgesinin düzenlenip düzenlenmeyeceği hakkında da mevzuatta herhangi bir hüküm bulunmamaktadır.)

Yine adı geçen yönergede her 100.000 nüfus için açılacak Toplum Sağlığı Merkezleri'nde 1'i sorumlu hekim olmak üzere (ilgili yönergenin 7. maddesine göre Toplum sağlığı merkezlerine Halk Sağlığı, Adli Tıp, Aile Hekimliği ve Epidemioloji gibi dal uzmanları öncelikle görevlendirilir) toplam 5 hekim kadrosu öngörülmüş ancak metropollerdeki okul ve işyeri sayısının çokluğu çevre sağlığı ve bulaşıcı hastalıklar yönünden dikkate alınmamış, yürütülecek hizmetlerin yoğunluğu açısından bu kadroların yetersiz kalacağı öngörülmemiştir. Ayrıca turizm bölgeleri ve organize sanayi bölgelerinin durumu da özel bir nitelik arz ettiği halde bu durum mevzuatta göz önünde bulundurulmamıştır. 

Aile hekimliğinde sevk zinciri zorunluluğu getirildiği söylenmekle birlikte, sözleşmeli ve sözleşmesiz hastanelere sevksiz gideceği ifadesi bir çelişki değil midir? 

Bu ifade çelişki içermemektedir çünkü bu ifade aile hekimliğinin uygulanmaya başladığı yerlerde geçersiz olacaktır. Kişilerin doğrudan hastaneye başvuru devam edecektir ancak acil durumlar dışında aile hekiminden sevk edilmemişler ise muayene, tanı ve tedavi giderlerine katılım talep edilecektir. 

Aile hekimlerinin ikinci basamak merkezlerine sevk oranları neyi etkileyecek? 

Aile hekimlerinin yapacakları sevk oranları kendilerinin performansını etkileyecek, yani aşırı sevk durumunda ücretinde kesintiye yol açacak bir durumdur. Her hekimin sevk oranı, sevk ettikleri branşlar sürekli takip edilecektir. Belli bir branş üzerinde yoğunlaşma tespit edilirse bu hekimler ilgili branşta eğitime alınacaktır. 

Sevk Zincirinin Maliye Bakanlığının  Tebliği İle Ortadan Kaldırılması Sistemi Nasıl Etkileyecektir?  

Aile Hekimliği Pilot Uygulaması Hakkında Kanun'un 5. maddesinin 2. fıkrasında : ?... Aile hekimliği uygulamasına geçilen yerlerde acil haller ve mücbir sebepler dışında, kişi hangi sosyal güvenlik kuruluşuna tâbi olursa olsun, aile hekiminin sevki olmaksızın sağlık kurum ve kuruluşlarına müracaat edenlerden katkı payı alınır. ...? denmektedir. 

Bununla birlikte Aile Hekimliği Pilot Uygulaması Kapsamında Sağlık Bakanlığınca Çalıştırılan Personele Yapılacak Ödemeler ve Sözleşme Şartları Hakkında Yönetmeliğin 18. maddesinde de aile hekiminden yapılacak kesintiler gösterilirken sevk kesintisinden bahsedilmiştir. Sağlık Bakanlığı yetkilileri de farklı zamanlarda basına verdikleri demeçlerde ve yapılan toplantılarda sürekli olarak sevk zincirinin zorunluluğunun aile hekimliği sisteminin ana unsurlarından olduğunu, bu şekilde hastanelerdeki kuyrukların ortadan kalkacağının vurgulamışlardır. Ancak Maliye Bakanlığı'nın 17 Ocak 2007 tarihinde yayınladığı bir tebliğ ile hastaların hastaneye gidebilmeleri için aile hekimine başvurma zorunluluğunu ortadan kaldırmıştır ki bu durum yukarıda sunulan yasal mevzuat ile büyük bir çelişki içermektedir. 

Aile hekimleri her ilacı yazamadığına göre kronik hastaların tedavisi nasıl düzenlenecek? 

Bu uygulama geri ödeme kurumlarının kararı ile yapılmaktadır. Geri ödeme kurumlarına bu kararın esasen maliyeti arttırıcı bir karar olduğu bu uygulama sonucunda gösterilebilirse bu kararda çeşitli düzenlemeler yapılabilmesi sağlanacaktır. 
 

Sözleşmeli Aile Hekiminin Cezai, Hukuki Ve Mesleki Sorumluluğu Ve Denetlenmesi Nasıl Olacaktır?  

Aile Hekimliği Pilot Uygulaması Hakkında Kanun'un ? Denetim Sorumluluk ve Mal Bildirimi? başlıklı 6. maddesinde : ?...Aile hekimleri ve aile sağlığı elemanları, mevzuat ve sözleşme hükümlerine uygunluk ile diğer konularda Bakanlık, ilgili mülkî idare ve sağlık idaresinin denetimine tâbidir. Aile hekimi ve aile sağlığı elemanları, görevleriyle ilgili ya da görevleri başında işledikleri veya kendilerine karşı işlenen suçlarda Devlet memurları gibi kabul edilir. Aile hekimi ve aile sağlığı elemanları, 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu gereğince mal bildiriminde bulunmakla yükümlüdür.? denmektedir.


Sağlık Bakanlığı Aile Hekimliği Hizmet Sözleşmesi'nin 8. maddesinde de ? İlgili hakkında 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu ve 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkındaki Kanun hükümleri uygulanır.? 

Maddesinde ? İlgili tarafından Kuruma verilen zararlar tazmin ettirilir ve görevi esnasında veya görevi ile ilgili olarak 3. şahıslara verilen zararlar neticesi bu kişilere Kurumca yapılmak zorunda kalan genel hükümler çerçevesinde ilgiliye rücu edilir? denmektedir. 

Halen Anayasanın 125. maddesindeki ? İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır.... İdare kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.? şeklindeki kusursuz sorumluluğa dayanan düzenlemesi gereğince, uygulamada devlet memurlarına karşı görevleri esnasında ve görevleri sebebiyle 3. kişilere vermiş oldukları zararlardan dolayı dava açılamayıp, öncelikle idareye karşı dava açılmakta, daha sonra idare, kişinin kusuru derecesine ilgiliye rücu etmektedir. Ceza yargılamasında ise önce memur hakkında isnat edilen suçlama ile ilgili olarak 4483 sayılı Kanun gereğince yapılan ön inceleme neticesinde soruşturma izni verilirse ceza davası açılabilmekte, soruşturma izni verilmediği takdirde ceza davası açılamamaktadır. Bu düzenlemeler memurun görevini ifa ederken asılsız suçlamalarla karşılaşarak sürekli olarak soruşturma ve ceza yargılaması tehdidi altında kalmasını ve kendisine doğrudan dava açılmasını engellemek amacıyla yapılmıştır. 

Aile Hekiminin ?Devlet memuru? gibi kabul edileceğine ilişkin düzenleme kanaatimizce hükümsüz kalmaktadır. Çünkü genel sağlık sigortasının uygulanmaya başlanacağı tarihten itibaren aile hekimi artık daha önce organik bağ içerisinde olduğu Sağlık Bakanlığı ile değil de Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı ile sözleşme imzalayacağından hukuki statüsü serbest çalışan bir hekimle aynı olacaktır.

Bu durumda devlet memurunu korumak amacıyla yapılan düzenlemelerden yararlanma olanağı ortadan kalkacak, aile hekimine karşı doğrudan hukuk davası açılabilecek, görevi ile ilgili olsa dahi isnat edilen suçlarla ilgili olarak Cumhuriyet Başsavcılıklarınca da 4483 sayılı yasa uygulanmadan serbest çalışan bir hekim gibi doğrudan dava açılabilecektir. 

Yeni Türk Ceza Kanununun 280. maddesine göre görevini yaptığı sırada bir suçun işlendiği yönünde bir belirti ile karşılaşmasına rağmen, durumu yetkili makamlara bildirmeyen veya bu hususta gecikme gösteren sağlık mesleği mensubu, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacaktır. Bu kanuni düzenleme karşısında sözleşmeli aile hekiminin ihbarda bulunması zorunludur. Bununla birlikte ceza kanununda tanımı yapılan suçların şüphelisi veya mağduru olan kişiyi, kişinin rızası dışında yetkili mercilere bildirmek zorunda kalan aile hekimi, bu kişi veya yakınları tarafından herhangi bir tehdit, şantaj veya fiili bir saldırıya maruz kalırsa kişisel ve ailevi güvenliği nasıl sağlanacaktır? Bu veya benzeri sebeplerle tehdit altında bulunan bir aile hekiminin bölgesinin en kısa zamanda nasıl değiştirileceği, değiştirilmesi mümkünse o anda boş olan bir pozisyona hukuken nasıl yerleştirileceği konusunda hiçbir düzenleme bulunmamaktadır. 

Bunlardan başka Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu (GSS) Tasarısının 71, 78, 102 ve 103. maddeleri ile de aile hekimine yeni yükümlülükler ve cezalar getirilmekte, sözleşmenin feshi ile ilgili ilave şartlar düzenlenmektedir. Bu düzenlemelerden en önemlisi olan ilgili kanun tasarısının 71. maddesine göre  aile hekimi muayene ettiği kişinin kimlik bilgilerini kontrol etmek ve belgelerini eksiksiz olarak kuruma göndermek zorundadır. Bu yükümlülüğü yerine getirmediği takdirde idari para cezası ile cezalandırılır. Genel Sağlık Sigortalısı yerine bir başkasının hizmet almasına ve bu kişinin Kurumdan haksız menfaat sağlamasına sebep olmuşsa Kurumun uğradığı zararın iki katını kanuni faizi ile birlikte ödeyecek ayrıca hakkında Türk Ceza Kanunu gereğince yasal işlem yapılacaktır. 78. maddeye göre, Sosyal Güvenlik Kurumu, bu kanunda belirtilen görevleri ile ilgili olarak sağlık hizmeti sunucularının yürüttüğü hizmet ve işlemleri kontrol yetkisine sahiptir. Kurum, bu yetkisini görevlendirdiği personel vasıtasıyla veya kamu kurumları ve özel kurumlardan hizmet satın almak suretiyle kullanabilir. Ancak aile hekiminin, hangi aralıklarla, kim tarafından, hangi kriterlere göre denetleneceği ve denetleyenin niteliklerinin neler olacağı konusunda hiçbir düzenleme bulunmamaktadır.  

Hazırlayan: Ahmet Kandemir

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber