Gezi Parkı Olaylarında Kimler Kaybetti?

Gezi Parkı'ndaki eylemleri destekleyen ünlülerin birçoğunun derdinin olayların üzerinden kısa bir süre geçince ağaç ve park olmadığı ortaya çıktı. Hükümetin istifasını isteyen ve 2023 projelerinin durdurulmasını isteyen ünlüler, sık sık yalan ve yanlış bilgileri Twitter aracılığıyla takipçileriyle paylaştı.

Bu isimlerin arasında Mehmet Ali Alabora ve Hüseyin Aygün gibi politik duruşu zaten belli olanların yanında, siyasi görüşünü ilk defa belirten ünlüler de vardı.

Hükümetin düşmesini isteyen, müdahalenin katliam olduğunu iddia eden ve yanlış bilgileri takipçileriyle paylaşan bu isimler adeta bir 'kaybedenler klübü' oluşturdu.

Gezi Parkı eylemlerine destek veren birçok ünlü isim, eylemlerin son bulmasıyla hayal kırıklığına uğradı. Bu isimler sosyal medya ve televizyonlar aracılığıyla eylemleri desteklese de sonuç istendiği gibi olmadı.

Yıllardır aşk romanları ve tarihi belgesellerle toplumda sevilen bir gazeteci olan Can Dündar, önceki gün Gezi Parkı'nı boşaltmak için başlatılan hazırlığı 'Katliam hazırlığı' olarak nitelendirdi.

Dündar canlı yayında 'Katliam hazırlığı bu... Annelerin kucağından çocuklarını alıyorlar. Çocukların çığlıklarına tanık oluyorum. Gerçekten çok kötü şeyler olacak. Ben kaç yıldır gazetecilik yapıyorum bu kadar pervasızca yapılmış müdahale görmedim. Biraz önce Vali ile görüştüm 'çaresizliğini' söyledi' ifadelerini kullanan Dündar'ın asıl amacının ise kendi çocuğu olduğu anlaşıldı. Vali Hüseyin Avni Mutlu'dan çocuğunu koruması için yardım isteyen Can Dündar'ın 'Kişisel olarak çocuğunuz için bir şey yapamam. Herkesin güvenliği için uğraşıyoruz' cevabını alması üzerine bu açıklamayı yapması kimilerince provokasyon olarak nitelendirildi.

'Mesele'yi herkes anladı - Gezi Pakrı eylemlerin en ön saflarında yer alan ve yer yer açıklamalar yapan oyuncu Mehmet Ali Alabora, muhalif düşüncesini yıllardır dile getiren bir kişiyken attığı 'Mesele sadece Gezi Parkı değil arkadaş, sen hala anlamadın mı? Hadi gel. #direngeziparkı' tweetiyle bir anda eylemlerin simge ismi haline geldi. Alabora'nın bu tweeti birçok tartışmayı da beraberinde getirdi.

DERDİ AĞAÇ OLMAYANLAR - Tepki çeken bu tweetini ağaçları ve İstanbul'un kültürünü korumak ifade özgürlüğünü savunmak şeklinde açıkladı. Ancak oyuncu Alabora'nın bu tweeti, derdi ağaç ve park olmayanlar tarafından hükümet karşıtlığı için destek olarak algılandı.

İlk günden beri direnişe destek veren Okan Bayülgen de gene Twitter üzerinden yaptığı açıklamada medyanın sessizliğine şu sözlerle dikkat çekti: İstanbul’un her yerinde arkama en az on kamera, onlarca foto muhabiri takılır. Gezi’den habercisi de, magazincisi de namevcut!

Asılsız ölüm haberlerini duyuranlar arasında maalesef Erol Köse ve Nihat Doğan gibi isimler de var.

Sık sık duyurulan yalan ölüm haberlerine inanan ve bunu doğrulatmadan duyuran ünlülerin bir kısmının siyasi duruşu da bu dönemde ortaya çıktı.

Eylemlerin ilk gününde derdi park ve ağaç olanlardan biriyken yanlış bilgiler içeren tweetler atarak takipçilerine yanlış şekilde bilgilendiren gazetecilerden biri de Ceyda Karan'dı. Bazı internet sitelerinin haberlerine göre 16 tane asılsız tweet attığı ve bu tweetleri silmek zorunda kaldığı belirtilen Ceyda Karan, son olarak üzerinde foto montajla oynanmış bir otoyol uyarı tabelasının takipçileriyle paylaştı.

Yurtdışında çekildiği tahmin edilen bu fotoğrafın montajlı halinde 'Kazlıçeşme istikametine giden araçların geçiş üstünlüğü vardır' yazıyor. Fotoğrafın farklı bir versiyonunda ise 'Sola gidersen Suluova - Sağa gidersen Merzifon' yazıyor. Foto montaj gerçeğinin ortaya çıkması üzerine Karan, tweetini sildi ve takipçilerinden özür diledi.

CHP'li milletvekili Hüseyin Aygün de süreç boyunca attığı tweetlerle dikkatleri üzerine çekti. Aygün, eylemler sırasında şehit olan polis Mustafa Sarı'nın ölümü ardından ölen Abdullah Cömert için 'Abdullah rahat uyu kardeşim. Bugün intikamın alındı' tweetini attı. Aygün, daha sonra 'Faşist Diktatörün polisinin plastik mermileri göstericiyi bu hale getirdi' yazısıyla bir fotoğraf paylaştı. Ancak fotoğrafın Mısır'da çekildiği anlaşıldı.

Direnişin sakıncası yoktur - Antikapitalist Müslümanlar isimli grubun lideri olarak bir dönem sempatik bile bulunan İhsan Eliaçık da Gezi Parkı eylemlerine destek verenlerden. Gezi Parkı'nda namaz kılan, Gezi Parkı eylemi ve benzeri eylemlerin dinen sakıncası olmadığını ifade eden Eliaçık bu süreçte attığı tweetlerle tepki çekti. Eliaçık'ın hareketleri 'prim yapmak' olarak nitelendirenler oldu. İhsan Eliaçık süreç içinde, eski tarihlerde çekilen fotoğrafları, yeniymiş gibi paylaştı.

vcılıktan çapulculuğa - 'Çevreciyim' diyerek Taksim Gezi Parkı'nda 'Ne sağcıyım, ne solcuyum ben de çapulcuyum' yazılı pankartla eylemcilere destek pozu veren Cem Boyner'in av meraklısı olduğu da ortaya çıktı. Boyner, bir yıl önce verdiği bir röportajda doğada hayvanları nasıl öldürdüğünü övünerek anlatıyordu. 17 yaşından bu yana avcı olduğunu dile getiren Cem Boyner, bir av anısını da şöyle anlatıyor; 'Afrika'nın Miombo ormanında 40 metre yakınımızdaki bufaloya ateş ettim. Kurşun omuzundan kalbine girdi. Üzerimize yöneldi. Tekrar tekrar kalbine ateş ettim.'

Kültür ve Turizm eski Bakanı Ertuğrul Günay da Taksim'deki projeye tepki gösterip eylemleri destekleyenlerden oldu. Bakanlığı döneminde de projeye karşı çıktığını belirten Günay'ın önerisi ise Gezi Parkı'nı park olarak bırakıp Kapalıçarşı ve Mısır Çarşısı'nı ihya etmek.

Twitter'ı son aylarda yoğun olarak kullanmaya başlayan gazeteci Cengiz Çandar da attığı bir tweetle takipçilerini şaşırttı. 'İstanbul'un merkezine hükmedemeyen, Ankara merkezine giremeyen Başbakan, havaalanı ile şehrin girişi arasında her yerde miting yapıyor' twitini atan Çandar, takipçileri tarafından popülistlik yapmakla eleştirildi.

Gazeteci, akademisyen İhsan Dağı da AK Parti iktidarının AVM projesinin altında kaldığını ifade etti.

Devrim bekledi Gazeteci yazar Ece Temelkuran da olaylar süresince attığı tweetlerle bir kesime hitap etti. Temelkuran bu dönemde, özellikle yaptığı yayınların taraflılığı ve amacıyla tepki çeken İngiliz devlet televizyonu BBC'nin internet sitesinde yazdığı 'Türkiye'de devrim mi oluyor?' yazısı ile dikkatleri üzerine çekti. Temelkuran da retweet ettiği yanlış bilgileri de takipçilerine duyurdu. Retweetleri arasında devrim beklentisi yüksek olan tweetler de vardı.

Muhteşem Yüzyıl dizisinde Kanuni Sultan Süleyman rolünü oynayan Halit Ergenç ve eşi Bergüzar Korel, Gezi Parkı eylemlerinde en önde olanlar arasındaydı. Ergenç, daha sonra Başbakan Erdoğan'la yapılan görüşmede de yer aldı.

Eylemlere katılan ve Twitter’da olaylarla ilgili aktif paylaşımlarda bulunan Levent Üzümcü, Gezi Parkı eylemlerinde hükümete çok sert eleştirilerde bulunmuştu.

Ulusal Kanal, olayların yaşandığı ilk günden bugüne yaptığı tahrik edici yayınlar, şiddeti körükleyen televizyon kanalı olarak hafızalara kazındı.

Aynı konuda Ulusal Kanal'ı yalnız bırakmayan Halk TV ise tıpkı CNN gibi sanki Türkiye'nin genelinde savaş varmış gibi yayınlar yaptı.

Gerilimin olduğu günlerde siyasetçiler üsluplarına biraz daha dikkat etmeli. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP tabanına ve kamuoyuna hep gerilimi artıracak açıklamalarda bulundu.

31 Mayıs'ta Ankara’da genç bir kızın polis panzeri altında kalarak yaşamını yitirdiği iddiaları ortaya atıldı. Genç kızın isminin Aylin olduğu öne sürüldü.. İddialara göre Aylin, Ankara’da düzenlenen Gezi Parkı protestosuna katılmıştı. Adnan Keskin, Beyaz TV’deki canlı yayına katılarak, bu iddianın kaynağının internet siteleri ve twitter mesajları olduğunu söyledi. İddianın asılsız olduğu sonradan anlaşıldı.

CHP Ankara Milletvekili Levent Gök, polise ağza alınmayacak küfürler sarf etti. Ankara'daki eylemler sırasında polise ettiği küfür tepki çekerken, CHP'liler ise Gök'ün, ağır tahrik ve saldırı altında istenmeyen sözler ettiğini savundu.

Ergun Babahan da olaylar esnasında aktif olan kullanıcılardan biriydi. Babahan'ın 'Ferman padişahınsa Taksim bizimdir' ve "Bu tabloya gore meydanda tek marjinal grup var, o da polis!" tweetleri hala hafızalardaki yerini koruyor!

Ulusal Kanal ve Halk TV gibi Hürriyet gazetesi ve internet sitesi okuyucularını tahrik etmek için elinden geleni yaptı.

Olaylar karşısında ilk önce ne yapacağını bilemeyen Milliyet Gazetesi ve internet sitesi, gelen tepkilerden sonra safını belli etti. O da tıpkı Hürriyet, Sözcü, Radikal, Birgün ve Cumhuriyet gazeteleri gibi gerçekleri zaman zaman çarpıtarak verdi.