MEMUR-SEN’İN 2009 TALEPLERİ
Kamu Görevlilerinin Toplu Sözleşme ve Grev Hakkı Yoksunluğu Sona Erdirilsin;
Sendikal ve demokratik taleplerimizin başında grevli, toplu sözleşmeli sendikal hak talebimiz geliyor. Memur-Sen, Türkiye Kamu Sen ve Kesk grevli toplu sözleşmeli sendika hakkı konusunda ortak hareket etmektedir.
Siyaset yasağı kalksın;
Kamu görevlilerine siyaset kurumu içerisinde çözüm üretme arayışlarının öznesi olabilme ve maaş kaybı hesabı yapmadan genel ve yerel seçimlerde adaylık başvurusu yapabilme imkanı sağlanmalıdır.
4688 Sayılı Kanun evrensel standartlara göre düzenlensin;
4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu’nda sendikal örgütlenme, toplu sözleşme, grev, sendikalara üyelik, sendikaların hak ve faaliyetlerine yönelik sınırlamalar öngören hükümler başta olmak üzere uluslar arası sözleşmelerdeki toplu pazarlık hakkına ilişkin gereklerle çelişen düzenlemelerinin oluşturduğu aksaklıkların giderilmesi amacıyla geniş kapsamlı bir değişiklik yapılmalıdır.
Emeklilere sendika kurma ve sendikalara üye olma hakkı tanınsın;
Emeklilerin sendika kurabilmesinin, mevcut sendikalara üye olabilmesinin önündeki engellerin kaldırılmasını talep ediyoruz.
Kamuda farklı istihdama son verilsin;
Kamu çalışanlarının farklı türde istihdam edilmesi uygulamasından vazgeçilerek temel istihdam şekli kadrolu ve sürekli nitelikte memur statüsü olarak uygulanmalıdır. Halen çeşitli kamu kurum ve kuruluşlarında tam (4-B) veya kısmi zamanlı (4-C) statüde görev yapan sözleşmeli kamu çalışanları kadroya geçirilmelidir. Kadrolu ve sürekli olarak istihdamlarının sağlanmasına ilişkin sürecin tamamlanmasını beklemeksizin 4-B ve 4-C kapsamındaki sözleşmeli personelin memur (4-A) statüsünde görev yapan kamu çalışanlarının yararlandığı mali ve sosyal haklardan yararlanması sağlanmalıdır.
Kamu çalışanlarının ücretleri 2010 yılında yüzde 11 artırılmalıdır;
Enflasyon odaklı ücret artış sisteminde kamu çalışanlarının ücretleri, bir anlamda enflasyon oranı esas alınarak güncellenmekte; diğer bir ifadeyle reel bir artış yapılmamaktadır. Hedef enflasyon baz alınarak gerçekleştirilen maaş artışı ve hedef enflasyonun aşılması halinde enflasyon farkı kadar da artış yapılması seçeneği, enflasyon kaynaklı gelir kaybının telafisini hedeflemektedir. Daha açık bir ifadeyle, memur maaşlarındaki artış mağduriyet oluşmasını engellemek temelli değil oluşan mağduriyetin giderilmesi temelinde gerçekleştirilmektedir. Merkez Bankasının 2010 yılı enflasyon tahmininin 6.9 olduğu dikkate alındığında 2010 yılı için kamu çalışanlarının ücretlerinde bu oranda artış yapılması mevcut maaş miktarının enflasyon karşısında korunmasını sağlayacaktır. Somutlaştırırsak, 1000 TL maaşı olan bir kamu görevlisinin maaşı yıllık enflasyonun %6,9 olması durumunda 1000 TL’lik maaşının alım gücünü koruması için maaşının 1069 TL’ye çıkarılmasıdır. Diğer bir ifadeyle 2010 yılındaki 1069 TL=2009 yılındaki 1000 TL’dir. Reel artış yönüyle bakıldığında bu kişinin maaşına sıfır zam yapılmıştır. Sıfır zam anlamına gelen bu yöntemin 2002 yılından bu yana uygulandığı dikkate alındığında ve 2009 yılı hariç olmak üzere 2002 yılından bu yana ekonomideki büyümeden kamu görevlilerinin yararlanamadığı dikkate alındığında 2010 yılı için talep ettiğimiz %11’lik ücret artışı, kamu görevlilerinin ekonomik büyümeden pay alamamak mağduriyetini de kısmen gidermiş olacaktır. Kamu görevlilerinin ücretlerinde 2010 yılı için %11 artış yapılmalıdır. Söz konusu artış, 1 Ocak 2010’dan geçerli olmak üzere defaten gerçekleştirilmelidir.
Ek ödemede en az 80 TL olmak üzere artış yapılmalıdır;
375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede yapılan düzenlemeyle hayata geçirilen ve düzenlemenin amacı olarak ifade edilen “Eşit işe eşit ücret” ilkesiyle örtüşmeyen sonuçlar üreten ek ödemeye ilişkin yasal düzenleme ve bu düzenlemeye dayalı olarak hayata geçirilen Bakanlar Kurulu Kararı ile Yüksek Planlama Kurulu kararında daha fazla zaman kaybetmeden değişikliğe gidilmelidir.
Bu kapsamda;
375 sayılı KHK’de yapılan değişiklikle hayata geçirilen ek ödeme uygulamasının fiili uygulamasına yön veren Bakanlar Kurulu Kararı ile YPK kararında yer verilen ek ödeme oranlarında en düşüğü 15 puan olmak üzere artış yapılmalı ve 2008 Mutabakat Metni’nin konuyla ilgili hükmünün gerekleri yerine getirilmelidir.
Kurum ayrımı yapmaksızın unvan ve kadro bazında 2012 yılının ilk altı ayı sonu itibarıyla ek ödeme kapsamında kamu görevlilerinin yararlanacağı ek ödeme oranları belirlenmeli ve 2012 yılında bu orana ulaşılması için 2009, 2010 ve 2011 yıllarında ek ödeme oranlarında yapılacak artışlar ve bu artışların hangi tarihte gerçekleştirileceği takvime bağlanmalıdır.
İstihdam türü ve tabi olduğu personel kanunu ve rejimi yönüyle ayırım yapılmaksızın (KİT’ler dahil) bütün kamu görevlilerinin ek ödeme oranları, Bakanlar Kurulu’nca tespit edilmelidir.
KİT’lerde görev yapan 1 ve 2 sayılı cetvele tabi personel dahil ek ödemeden faydalanamayan personelin, emsali unvan ve kadrolar dikkate alınarak ek ödemeden yararlanması sağlanmalıdır.
375 sayılı KHK’nin ek ödemeyle ilgili hükmünün 3.fıkrasında sayılan kurumlarda çalışan personelin ek ödemeye yönelik mahsuplaşma işlemi yıl sonunda yapılmalı ve mahsuplaşma işlemine konu edilen döner sermaye gelirlerinin aya düşen ek ödeme miktarı kadar olan bölümü gelir vergisi matrahına dahil edilmemelidir.
Toplu görüşme primi 28 TL olmalıdır;
Sendika üyesi kamu görevlilerine ödenmekte olan 10 TL tutarındaki Toplu Görüşme Primi’nin 500 gösterge rakamıyla aylıklara uygulanan katsayının çarpımıyla bulunacak tutarda (500*0,05592= 27,96 TL olarak) ödenmelidir.
Gelir vergisi oranları 5 puan indirilmeli veya her ay 100 TL kriz çeki verilmeli;
Kamu çalışanlarının büyük bölümü yılın ikinci altı aylık döneminde %20’lik gelir vergisi oranı grubuna dahil olmaktadır. Bu durum, maaşlarında yapılan artışın reel artış olmaması sonucunu doğurmaktadır. Bu kapsamda, gelir vergisi oranlarının ücretliler için 5 puan indirilmeli veya gelir vergisinin ödenmesine esas gelir dilimlerinde (%15 oranın uygulandığı ve halen 8.700 TL olan gelir diliminin 19.100 TL’ye çıkarılması diğer gelir dilimlerinde de buna paralel olacak şekilde) artış yapılmalıdır.
Vergi indiriminin mümkün olmaması halinde ise, ekonomik krizin kamu görevlileri üzerindeki olumsuz etkilerini gidermek amacıyla altı ayda bir ödenmek üzere kamu görevlilerine 600 TL tutarında kriz çeki ödenmelidir.
Kalkınmada öncelikli bölge tazminatı verilmeli;
Kalkınmada öncelikli bölge kapsamındaki illerin, kamu görevlileri tarafından sürgün bölgesi olarak değerlendirmekten kurtarılması, bu illerde tecrübeli ve donanımlı kamu görevlilerinin görev almalarının sağlanması, bu bölgede görev yapan/yapacak kamu çalışanlarına ilave mali haklar verilmesini içeren bir teşvik sistemiyle gerçekleştirilebilir. Bu itibarla, kalkınmada öncelikli yöre kapsamındaki il veya ilçelerde görev yapan kamu görevlilerine il ve ilçelerin kalkınmışlık düzeylerine ve kalkınmada öncelik derecelerine yönelik olarak Devlet Planlama Teşkilatı tarafından oluşturulan veriler ışığında kalkınmada öncelikli bölge tazminatı verilmeli veya özel hizmet tazminatları ile yan ödemleri bir kattan az olmamak üzere artırımlı olarak ödenmelidir.
Aile yardımı 47 TL artırılsın;
Halen 1500 olarak uygulanmakta olan aile yardımının ödenmesine esas gösterge rakamının 2350’ye yükseltilmelidir. Böylece bugün itibariyle çalışmayan eş için yapılan yaklaşık 83 TL tutarındaki yardımın, günümüz piyasa verileri ve ekonomik tabloları açısından yetersiz olduğu tartışmasızdır. 83 TL tutarındaki miktarın gün olarak karşılığı 2,7 TL gibi oldukça komik bir rakamdır. Bu nedenle aile yardımının 131 TL’ye çıkarılması bu yardımla ulaşılmak istenen amacın gerçekleşmesine daha çok katkı sağlayacaktır.
Çocuk yardımında sınır kaldırılmalıdır;
Çocuk yardımındaki sayı sınırlaması kaldırılmalı ve yardım tutarı sıfır ila 14 yaş(zorunlu ilköğretim çağındaki) arasındaki çocuklar için 500 diğer çocuklar için 250 gösterge rakamı uygulanmalıdır.
Yiyecek ve giyecek yardımı nakden verilmelidir;
Yemek yardımı ödeneğinin belirlenmesinde personelin bütünü dikkate alınmasına karşın yemek yardımından fiilen sadece yemekhane hizmetinin (yemek servisinin) bulunduğu kurum personeli yararlandırılmakta, bu hizmetin sunulmadığı birimlerde görev yapan kamu personeli ise hakkı olduğu ve gerekli ödenek tahsis edildiği halde yemek yardımından yararlanamamaktadır. Fiili durumun oluşturduğu bu eşitsizliği ortadan kaldırmak için, yemekhane hizmetinin (yemek servisinin) bulunması yönüyle ayırım yapılmaksızın yemek yardımı kamu görevlilerine maaşlarıyla birlikte nakden ödenmelidir.
Öte yandan kamu görevlilerinin yararlandığı sosyal yardımlar arasında yer alan giyecek yardımının ayni nitelikte olması, kamu görevlilerini rahatsız etmektedir. Giyecek yardımının nakdi olarak yapılması kamu maliyesine bir yük getirmeyeceği gibi kamu görevlilerini “babası tarafından alınacak bayramlık elbiseyi bekleyen çocuk” benzetmesinden de kurtaracaktır.
EN DÜŞÜK DEVLET MEMURU MAAŞI(BEKAR)
15/7/2009 tarihi itibarıyla eline geçen net maaş, -asgari geçim indirimi hariç- 1032,23 TL olan 13 üncü derecenin birinci kademesindeki bekar bir memurun maaşı, mali haklara ve sosyal yardımlarla ilgili toplu görüşme taleplerimizin kabul edilmesi halinde 01/01/2010 tarihi itibarıyla 1360 TL olacaktır.
EN DÜŞÜK DEVLET MEMURU MAAŞI(Evli, Eşi çalışmayan ve iki Çocuklu)
15/7/2009 tarihi itibarıyla eline geçen net maaşı -asgari geçim indirimi hariç- 1157,30 TL olan 13 üncü derecenin birinci kademesindeki evli,eşi çalışmayan ve iki çocuklu memurun maaşı, mali haklara ve sosyal yardımlarla ilgili toplu görüşme taleplerimizin kabul edilmesi halinde 01/01/2010 tarihi itibarıyla 1544 TL olacaktır.