DANIŞTAY
16. DAİRE
E. 2015/9334
K. 2015/500
T. 3.3.2015
• İZİNSİZ VE MAZERETSİZ GÖREVE GELEMEME NEDENİYLE MUSTAFİ SAYILMA ( Davacının
Göreve Gelmediği Günlerde Bir Takım Tedaviler İçin Hastanede Bulunduğu Sabit Olduğundan
Göreve Gelmemenin İzinsiz ve Mazeretsiz Olmadığının Kabulü Gereği - Görevin Terk
Edilmesi ve Bu Terkin Kesintisiz 10 Gün Göreve Gelmeme Süresinde Hafta Sonu Tatillerinin
de Dikkate Alınması Gereği )
• ÇEKİLME ( İzinsiz veya Kabul Edilebilir Mazereti Olmaksızın Görevin Terk Edilmesi
ve Bu Terkin Kesintisiz 10 Gün Sürmesi Halinde Yazılı Müracaat Şarti Aranmaksızın
Çekilme İsteğide Bulunmulmuş Sayılacağı - Hafta Sonu Tatillerinin Hesaba Katılmaması
Halinde Kesintisiz 10 Gün Göreve Gelmeme Durumunun Fiilen Mümkün Olamayacağı Bu
Nedenle Sürenin Hesabında Hafta Sonu Tatillerinin de Dikkate Alınması Gereği )
• HAFTA SONU TATİLLERİNİN GÖREVE GELMEME SÜRESİNDEN SAYILMASI ( Hafta Sonu Tatilinin
Sayılmaması Halinde Göreve 10 Gün Süreyle Kesintisiz Gelmeme Halinin Gerçekleşmeyeceği
- Memuriyet Görevinden Çekilme Hali Olan İzinsiz ve Mazeretsiz Göreve Gelmeme
Süresinde Hafta Sonu Tatilinin de Sayılması Gereği )
657/m. 94
ÖZET : Davacının göreve gitmediği sabit olmakla birlikte, görevine gitmediği bu
günlerden cumartesi ve pazar günlerine isabet eden tarihlerin haftasonu tatillerine
rastladığı ve bu tarihlerde davacının nöbetçi olmadığı ve mesaisinin bulunmadığı
anlaşıldığından, davacının terk ettiği günlerin sayısının istese de görevinin
başında olamayacağı haftasonu tatiline isabet eden 2 günlük kısmı düşüldüğünde,
müstafi sayılması için Kanunla aranan 10 günlük süreye ulaşmadığı ileri sürülmekte
ise de, yukarda sözü edilen yasa hükmünde yer verilen "görevin terk edilmesi
ve bu terkin kesintisiz 10 gün devam etmesi halinde" ifadesinden anlaşılacağı
üzere, sürenin hesabında hafta sonu tatillerinin dikkate alınmaması halinde kesintisiz
olarak 10 gün göreve gelmeme durumunun fiilen mümkün olamayacağı, bu sebeple sürenin
hesabında hafta sonu tatillerinin de dikkate alınacağı açıktır.
İstemin Özeti : İzmir 1. İdare Mahkemesi'nin 30.4.2014 günlü, E:2013/1760, K:2014/683
Sayılı kararının, dilekçede yazılı sebeplerle 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü
Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi Düşüncesi: Olayda, davacının 10 gün süreyle görev yerine
gitmediği, belirtilen süre içerisinde üç farklı günde kısa süreli muayene için
hastaneye gitmiş olmasının, gün boyunca görev yerine uğramayan davacı için haklı
bir mazeret kabul edilemeyeceği, kaldı ki hastane kayıtlarından birinin mesai
saatleri dışında yer aldığı, bu durumda, görevini terk etmesini haklı kılacak
nitelikte kurumlarınca kabul edilebilir bir mazereti olmayan davacının 10 gün
süreyle görevini terk ettiğinden bahisle müstafi sayılmasına dair davaya konu
işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, öte yandan davaya konu işlemin iptali yolundaki
idare mahkemesi gerekçesinde de hukuka uyarlık görülmediğinden, kararın bozulması
gerektiği düşünülmüştür.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onaltıncı Dairesi'nce dosyanın tekemmül ettiği görülerek
yürütmenin durdurulması istemi hakkında bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:
KARAR : Dava; İzmir 4 numaralı T Tipi Kapalı Ceza ve İnfaz Kurumu'nda infaz ve
koruma memuru olarak görev yapmakta olan davacının, 10.7.2013-19.7.2013 tarihleri
arasında izinsiz ve mazeretsiz olarak göreve gelmediğinden bahisle müstafi sayılmasına
dair İzmir Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu Başkanlığı'nın 9.10.2013
tarih ve 2013/2497 Sayılı kararının iptali istemiyle açılmıştır.
İzmir 1. İdare Mahkemesi'nin 30.4.2014 günlü, E:2013/1760, K:2014/683 Sayılı kararıyla,
davacının 10.7.2013-19.7.2013 tarihleri arasında göreve gitmediği sabit olmakla
birlikte, görevine gitmediği bu günlerden cumartesi ve pazar günlerine isabet
eden 13.7.2013 ve 14.7.2013 tarihlerinin haftasonu tatiline rastladığı ve bu tarihlerde
davacının nöbetçi olmadığı ve mesaisinin bulunmadığı anlaşıldığından, davacının
görevinin başında olması gerekirken görevine gelmediği ve terk ettiği günlerin
sayısının istese de görevinin başında olamayacağı haftasonu tatiline isabet eden
2 günlük kısmı düşüldüğünde müstafi sayılması için Kanunla aranan 10 günlük süreye
ulaşmadığı, diğer yandan, davalı tarafından davacının göreve gelmediği sürelerin
ortasında kalan 13.7.2013 ve 14.7.2014 günlerinin müstafi sayılma süresi olan
10 günlük süreye dahil edilmesi gerektiği, aksi halde var olan hukuki görüşlerden
hareketle Kanunun aradığı kesintisiz olarak 10 gün göreve gelmemenin fiilen mümkün
olamayacağı ileri sürülmekte ise de, örneğin ülkemizde sıkça yaşanan 9 günlük
resmi bayram tatili öncesi bir gün ve sonrası bir gün olmak üzere toplamda 2 günlük
mesai gününde görevine gelmeyen bir Devlet memurunun görevinden çekilmiş sayılmasına
karar verilebileceği, bu durumun ise Kanunun amacına ters düşen bir durum olacağının
izahtan vareste olduğu, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun 94. maddesinde müstafi
sayılmak için öngörülen "bu terkin kesintisiz 10 gün devam etmesi halinin"
memurun mesaiye gelmekle mükellef olduğu halde gelmediği çalışma günlerinde aralıksız
olarak devam etmesi halinin anlaşılması gerektiği, bu sebeple davacının görevinin
başında olması gerekirken görevini terk ettiği gün sayısının, Kanunda aranan 10
günlük süreye ulaşmadığının anlaşılması sebebiyle müstafi sayılmasına dair davaya
konu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle davaya konu işlemin iptaline
karar verilmiştir.
Davalı idareler, davaya konu işlemin hukuka uygun olduğunu öne sürmekte ve İdare
Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasını istemektedir.
657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun 94. maddesinde; "Devlet memuru bağlı
olduğu kuruma yazılı olarak müracaat etmek suretiyle memurluktan çekilme isteğinde
bulunabilir. Mezuniyetsiz veya kurumlarınca kabul edilen mazereti olmaksızın görevin
terk edilmesi ve bu terkin kesintisiz 10 gün devam etmesi halinde, yazılı müracaat
şartı aranmaksızın, çekilme isteğinde bulunulmuş sayılır. Çekilmek isteyen memur
yerine atanan kimsenin gelmesine veya çekilme isteğinin kabulüne kadar görevine
devam eder. Yerine atanan kimse bir aya kadar gelmediği veya yerine bir vekil
atanmadığı takdirde, üstüne haber vererek görevini bırakabilir. Olağanüstü mazeretle
çekilenler, üstüne haber vermek şartiyle bir ay kaydına tabi değildirler."
hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; infaz ve koruma memuru olan davacının, görev yaptığı
İzmir 4 numaralı T Tipi Kapalı Ceza ve İnfaz Kurumu Müdürlüğü'nce, 10.7.2013-19.7.2013
tarihleri arasında görevine gelmediğinin tespiti ve her gün için tutanak tutulması
üzerine gereğinin yapılması için 4.10.2013 tarihli yazıyla tutanakların İzmir
Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu Başkanlığı'na gönderildiği, Komisyon
Başkanlığı'nın 9.10.2013 tarih ve 2013/2497 Sayılı kararıyla davacının, 10.7.2013-19.7.2013
tarihleri arasında izinsiz ve mazeretsiz olarak göreve gelmediğinden bahisle müstafi
sayılmasına karar verildiği, anılan kararın 7.11.2013 tarihli Bakanlık Olur'u
ile onaylanması üzerine anılan işlemin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın
açıldığı anlaşılmaktadır.
Olayda, davacı tarafından 4.10.2013 tarihli dilekçe ekinde İzmir Adli Yargı İlk
Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu Başkanlığı'na sunulan üç adet muayene formunda,
13.7.2013 tarihinde Menemen İlçe Devlet Hastanesi Acil Polikliniği'nde "üriner
sistemin diğer tanımlanmış bozuklukları" tanısıyla tedavi gördüğü, 17.7.2013
tarihinde Menemen Yaşam Tıp Merkezi'nde Baş Dönmesi-Vertigo tanısıyla enjeksiyon
tedavisi uygulandığı, 18.7.2013 tarihinde Menemen Yaşam Tıp Merkezi'nde "renal
kolik" tanısıyla enjeksiyon tedavisi uygulandığı hususları gözetildiğinde,
davacının mesaiye devamsızlığının özürsüz bir şekilde olduğu veya haklı bir nedene
dayanmadığının ileri sürülemeyeceği, dolayısıyla davacının, mezuniyetsiz veya
kurumlarınca kabul edilen mazereti olmaksızın 10 gün süreyle görevini terk ettiğinden
bahisle müstafi sayılarak görevine son verilmesine dair davaya konu işlemde hukuka
uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Öte yandan, İdare Mahkemesince, davacının 10.7.2013-19.7.2013 tarihleri arasında
göreve gitmediği sabit olmakla birlikte, görevine gitmediği bu günlerden cumartesi
ve pazar günlerine isabet eden 13.7.2013 ve 14.7.2013 tarihlerinin haftasonu tatillerine
rastladığı ve bu tarihlerde davacının nöbetçi olmadığı ve mesaisinin bulunmadığı
anlaşıldığından, davacının terk ettiği günlerin sayısının istese de görevinin
başında olamayacağı haftasonu tatiline isabet eden 2 günlük kısmı düşüldüğünde,
müstafi sayılması için Kanunla aranan 10 günlük süreye ulaşmadığı ileri sürülmekte
ise de, yukarda sözü edilen yasa hükmünde yer verilen "görevin terk edilmesi
ve bu terkin kesintisiz 10 gün devam etmesi halinde" ifadesinden anlaşılacağı
üzere, sürenin hesabında hafta sonu tatillerinin dikkate alınmaması halinde kesintisiz
olarak 10 gün göreve gelmeme durumunun fiilen mümkün olamayacağı, bu sebeple sürenin
hesabında hafta sonu tatillerinin de dikkate alınacağı açıktır.
Bu durumda, davacının görevini terk ettiği gün sayısının, Kanunda aranan 10 günlük
süreye ulaşmadığı yönündeki mahkeme kararı gerekçesinde hukuki isabet görülmemekte
ise de davaya konu işlemin iptali yolundaki idare mahkemesi kararı sonucu itibariyle
hukuka uygun bulunmaktadır.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, davalı idarelerin temyiz isteminin reddiyle İzmir
1. İdare Mahkemesi'nce verilen ve hüküm fıkrası itibariyle hukuka uygun bulunan
30.4.2014 günlü, E:2013/1760, K:2014/683 Sayılı kararın yukarda belirtilen gerekçeyle
ONANMASINA, temyiz giderlerinin istemde bulunan davalı idareler üzerinde bırakılmasına,
3.3.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.