Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Kamu Reformu Yasa Taslağı'nda çalışmaların son aşamaya geldiğini belirtti.

Haber Giriş : 28 Mayıs 2003 10:09, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Kamu Reformu Yasa Taslağı'nda çalışmaların son aşamaya geldiğini belirtti.

Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Yeni Şafak'ta "Politik kahvaltı"ya konuk oldu. Kamu Reformu Yasa Taslağı'nda çalışmaların son aşamaya geldiğini belirten Şahin, Avrupa Birliği konusunun, hükümet politikası olmaktan çıkıp, bir devlet politikası haline dönüştüğünü belirtti. Şahin, Yeni Şafak'ın Kamu Reformu Yasa Taslağı, kamu vakıfları ve MGK tartışmalarına ilişkin sorularını cevapladı.

Avrupa 'uygulama' istiyor
"Avrupa'nın, 'evet yasaları çıkarıyorsunuz, parlamentonuz da çalışıyor, ama uygulamada bu yasaları çıkış amacına uygun tatbikatta o kadar başarılı olamıyorsunuz' şeklinde eleştiriler var. Bu konuda bazı eksiklerimiz var, ama bizim iktidarımız döneminde bunun asgariye indiğini ifade edebilirim. Bir yasa hangi amaçla çıkmışsa bizim iktidarımız da o amaca uygun uygulanacaktır. Bu konuda aksayan yönler olursa işte o zaman bizi eleştirin, yerden göğe kadar haklısınız."

Kamu reformu kaçınılmaz
"Kamu reformu, kendi içinde birçok parçalardan oluşan bir reform çalışması. Önce kamu yönetimi temel kanunu tasarısı hazırlığı içinde olduk. Kamu yönetiminde genel ilkeleri, genel prensipleri düzenleyen bir çalışma. Bu bitti. Daha çok 3030 sayılı büyükşehir belediye kanunu 1580 sayılı belediyeler kanunu ve il özel idaresi kanunu üzerinde ciddi çalışmalar yaptık, aksayan yönlerini tespit ettik. Bu, son saydığım üç yasa yeniden gözden geçirilip taslak metinleri belki bir tartışmaya da açacağız. Ondan sonra hükümet tasarısı olarak Meclis'e bunları peş peşe eş zamanlı olarak sevketmeyi düşünüyoruz."

Eyalet kurmuyoruz ki...
"Merkezin taşradaki temsilcisi valilerdir. Taşradaki ekibin başı validir. Bu bakımdan birtakım endişelere hiç mahal yoktur. Kaldı ki bu bizim bulduğumuz bir şey de değildir. Yani ilk defa Türkiye'de uygulanması düşünülen bir model de değildir. Bu, ileri Batı ülkelerinde bizim düşündüğümüzden çok daha ileri noktada şu anda uygulanıyor ve uygulamadan da çok başarılı sonuçlar alınmıştır. 'Eyaletler mi kurmak istiyorsunuz?' diyorlar. Eyalet yasasını kendi yapar, vergisini kendi koyar. Halbuki bu yetkileri yerel yönetimlere vermiyoruz ki... Sadece merkezin yaptığı birtakım hizmetleri yerel yönetimlere veriyoruz. Önemli olan istikametinizi tayin etmektir, arabanın rotasını o yöne sevketmektir. İlerde başka yapısal değişikliklerle, Batı'daki gibi, hizmetlerin büyük ölçüde yerel yönetimler tarafından yapıldığı bir noktaya gidecek Türkiye."

Vakıfların cirosu bilinmiyor
"Esasen vakıf mevzuatımızda 'kamu vakıfları' diye bir bölüm yok. Ancak özellikle son yıllarda kamu bünyesinde kamu çalışanlarının biraraya gelerek kurmuş oldukları vakıflar var. Bu vakıflar çoğu kez kamu imkanlarını kullanarak palazlanmışlar. Kamu hizmeti alan vatandaşlardan, vergi alır gibi zorunlu bağış almışlar. Kamu içersinde bir ayrı KİT oluşmuş. Bazı kamu vakıfları var ki çok ciddi mal varlıkları elde etmişler. Çok ciddi mal varlıkları. Sanıyorum 620 miydi, 625 tane kamu vakfı var bu şekilde. Ciroları konusunda kimse birşey bilmiyor. İki ayrı milletvekili bana yazılı soru önergesi verdiler. Ben de Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne sordum, kaç tane kamu vakfı var, onların mal varlığı nedir diye. 'Bizde bu kamu vakıflarının mal varlığıyla ilgili herhangi bir bilgi yoktur' diye bir cevap geldi. Sonra oraya yeni genel müdür atadık. Ona da tembih ettim; 'Eğer sizde bilgi yoksa, o vakıflara gidip o bilgileri alacaksınız' dedim. Bunların bir kısmı geldi."

Zorunlu bağışı kaldıracağız
"Kamu imkanlarının 'kamu vakfı' adı verilen bu vakıflar tarafından kullanılmasını kabul edemeyiz. Bakanlar Kurulu toplantısının ikinci gündem maddesi yine kamu vakıflarıdır. Bunu önlemek için bir kanun taslağı hazırladık, tartışacağız. Bu vakıfları kapatmıyoruz. Kamu kurumlarının isimlerini kullanmasınlar istiyoruz. Kamu kurumu mensuplarının orada yönetici olmalarını da istemiyoruz. Kamu imkanlarını kullanarak gelir elde etmelerini istemiyoruz. Yani şimdi siz gittiniz emniyet teşkilatına ve ehliyet almak istiyorsunuz, başvurdunuz. Bir de makbuz getireceksiniz falan vakfa bağış yaptığınıza dair. Ondan sonra dosyanızı işleme alacağım diyorsa bunu kabul etmeyiz. İşte bunu ortadan kaldıracağız."

Vakıflara yeni formül: Restore et-işlet-devret
"Vakıflar kanununda vakıf eserlerine daha ciddi şekilde sahip çıkılabilmesi için bazı değişiklik çalışmaları yapılıyor. Ancak Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün şu anda elinde bulunan sahip çıkması gereken vakıf eseri sayısı 15 bin civarındadır. Bunların önemli bir bölümü bakıma, restoreye muhtaç. Restore et, işlet, devret modeli öteden beri gündeme gelmiş, ama şu ana kadar sağlıklı çalışamamış. Bu yıl 81 ilimizde 81 asgari vakıf eserini bu yolla restore edecek, eksiğini tamamlayacak, yeniden eski haline getirecek olan bir proje başlatıyoruz."

Vakıf arazileri işgal altında
"Bir de şu husus var: Bana verilen bilgiye göre 220 milyon metrekare civarındaki bir vakıf arazisi işgal altında. Üstüne mahalleler kurulmuş, şehirler kurulmuş. Vakıf arazisi olduğu için satamıyorsunuz hiçbirisini. O halde şöyle dedik: Biz bu vakıf arazileriyle hazine arazilerini takas edelim Maliye Bakanlığı'yla karşılıklı. Yani Maliye bize aynı ebatta, aynı değerde hazine arazisi versin Dolayısıyla Maliye Bakanlığı orasını satma hakkını elde etsin. Mesela İstanbul Okmeydanı'nın, Beyoğlu'nun önemli bir bölümü vakıf arazisidir. Alibeyköyü'nün önemli bir bölümü vakıf arazisidir.
Yenişafak

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber