Cezaevi infaz koruma memurları 'hariç' tutulmaktan şikayetçi

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 14 Eylül 2011 09:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Üyelerden gelen aşağıdaki haber metni, içeriği uygun bulunarak yayıma alınmıştır.

CEZA İNFAZ KURUMU PERSONELLERİNİN 'HAKLI' FAZLA MESAİ TALEBİ

İnfaz ve koruma memurlarının fazla mesai istekleri sürmektedir. Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif evleri Genel Müdürlüğü bünyesinde görev yapan Ceza infaz kurumu personelleri 2004 yılında çıkarılan 3717 sayılı kanunun 2-A maddesine 5172 sayılı kanunla eklenen hüküm uyarınca tüm Adalet ve Yargı birimlerinde çalışan personele aylık 50 saat fazla çalışma ücretinden ( Ceza infaz kurumları hariç ) ibaresi bulunduğu için bu haktan yararlanamamaktadır. Anlaşıldığı üzere Adalet Bakanlığı bünyesinde görev yapan bütün personel bu haktan yararlanabilirken parantez kullanılarak Ceza infaz kurumları hariç denilerek Cezaevi personeli bu haktan mahrum bırakılmıştır.Hiç kuşkusuz bu anlayış, bütün Ceza İnfaz kurumu çalışanlarını üzmüştür. Bunun bir hak kaybı ve çelişki olduğu açıktır. Çünkü Adalet Bakanlığı bünyesi içerisinde en büyük, en ağır yükü çekenlerin başında İnfaz ve koruma memurları gelmektedir. Hemen hemen bütün kamu kurumlarının kapalı olduğu bayramlarda ve özel günlerde infaz ve koruma memurları fazla mesai yapmaktadır. Bunun yanında açık görüşlerin hafta sonuna denk geldiği zamanlarda yine ayrım yapılmaksızın bütün infaz ve koruma memurları Ceza infaz kurumlarının işleyişini sağlamak, sosyal devlet anlayışının bir gereği olarak hükümlü ve tutukluların aileleri ve yakınlarıyla görüşebilmelerini sağlayabilmek adına fazla mesai yapmaktadırlar. Bütün bu hususiyetler ifade edildikten sonra açıkça anlaşılıyor ki, Ceza infaz kurumları personeli 657 sayılı devlet memurları kanuna tabi birer memur olarak bu memurlar içerisinde çalışma saatlerinin dışına çıkan, fazla mesai hususunu en fazla yaşayan kamu personelidir.

Tüm bunlarla birlikte infaz koruma memurlarına yapılan çifte standart ve maruz kalınan çelişki başka alanlarda da kendini göstermektedir.Aslında bu anlatılacaklar gözden kaçan şeyler değil, tam aksine herkesin dikkatini çeken şeylerdir. Sorunların çözümü noktasında sayıları bile çok fazla olmayan Ceza infaz Kurumu çalışanları için adım atılmaması herkesi üzmektedir. Oysa Ceza İnfaz Kurumu çalışanları arasında en ufak bir ayrım yapmak bile yanlıştır.İnfaz ve koruma memurları yürütülen işlevin kapsamının geniş olması nedeniyle Ceza İnfaz Kurumları ve Tutukevleri Personeli Bölge Eğitim Merkezleri ile Denetimde Serbestlik ve Yardım Merkezi Şube Müdürlükleri'nde geçici görevle görevlendirilebilmektedir. Burada çalışan infaz koruma memurları ve infaz koruma baş memurları Bakanlığın belirtmiş olduğu fazla mesai ücretlerinden yararlanabilmektedir.Böyle bir uygulama büyük tepki görmekte, gerçekten fazla mesai kavramını hak eden kişiler kapsam dışı bırakılmaktadır.Burada bir noktanın altını çizmekte fayda var. Tepki çeken şey Eğitim Merkezi Müdürlükleri ve Denetimli Serbestlik Şubelerinde çalışan Cezaevi personelin mesai alması değildir. Tam tersine aynı unvana ve aynı statüye sahip kişilerin ?Cezaevleri içerisinde görev almalarından' dolayı fazla mesaiden mahrum bırakılmalarıdır. Bir başka deyişle unvanı ve statüsü aynı olan, aynı çatının altında bulunan kişiler farklı uygulamalar ile karşılaşmaktadır. Oysa asıl mesai yapan, gerçek anlamda bunun uygulayıcısı ise Ceza infaz kurumları ve burada görev yapan farklı unvanlara ama aynı kadere sahip kişilerdir. Bu aynı zamanda büyük bir çelişki ifade etmektedir. Sorunun kaynağını ise (Ceza İnfaz Kurumu hariç maddesi oluşturmaktadır. Ceza İnfaz Kurumlarında 7 gün 24 saat, bayramlarda ve özel günlerde bile çalıştırılan infaz ve koruma memurları bir küçücük madde yüzünden sırf cezaevlerinde görev aldıkları için fazla mesai hakkından mahrum kalmaktadırlar. Böyle bir maddenin oluşturduğu hak kaybı, kendi içerisinde bile bu şekilde çelişkileri de beraberinde getirmiştir. Evrensel hukuk kurallarının geçerli olduğu, kişiler arası hak ve özgürlüklerin her geçen gün değişip geliştiği ülkemizde böyle uygulamalar şaşırtıcı gözükmektedir.

Sonuç olarak, artan hükümlü tutuklu sayısı, gelişen ve değişen cezaevleri, hükümlü ve tutukluların topluma kazandırılmalarına yönelik faaliyetlerin hızlı bir şekilde artması gibi birçok sebepten dolayı ceza infaz kurumlarında görev alan bütün personel çetin bir yolun yolcusu olmaya devam etmektedir. Bunun yanında bu zor şartlar altında kendilerine tanınan hakların yetersizliği, Bakanlık bünyesinde çalışan ve en üst kademesinden en alt kademesine kadar herkesin yararlandığı ama Cezaevi personellerinin hariç tutulduğu uygulamalar burada çalışan insanları daha da zor durumda bırakmaktadır.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber