Erdoğan: Devletteki derin yapı tamamen temizlendi diye bir iddianın içerisinde olamam/ Video

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 22 Aralık 2012 10:00, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Tunceli-Hozat'taki ''fişleme'' ve bazı gazetecilerin dinlendiği iddialarına ilişkin, ''Devletin bazı kurumları ve birimleri arasında ciddi yanlış alışkanlıklar var. Bu yanlış alışkanlıkları siz tamamıyla törpüleyip, kazıyıp atamıyorsunuz. Bu dinleme de buna dahil. Kim derse ki bunu tamamen kazıyıp attık, hayır. Ben de dahil bu dinleme bitmemiştir'' dedi.

Başbakan Erdoğan, canlı yayınlanan NTV-Star ortak yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Erdoğan, ''Darbe komisyonu çalışmalarını tamamladı. Öncelikle Nimet Baş'ın bir açıklaması vardı. 'Cinayetler kozmik odalarda planlandı' dedi. Sizce hangi cinayetlerden bahsediyor- Bu cümle ne anlama geliyor ve devletteki derin yapı sizce tamamen tasfiye edildi mi-'' sorusuna, ''Devletteki derin yapı tamamen temizlendi diye bir iddianın içerisinde olamam. Çünkü her geçen gün çok çok değişik şeyler olabilir. Bu kadar büyük bir iddianın içinde değilim. Herhalde dünyada otokratik rejimler de dahil olmak üzere derin yapının sıfırlandığı bir ülkeyi konuşmak kolay kolay mümkün değil'' şeklinde karşılık verdi.

Bu konuya Amerika ve Rusya'nın da dahil olduğunu belirten Erdoğan, her ülkede kendi çapına göre bu tür yapılanmaların olduğunu aktardı. Bu yapılanmaların kalıcı olduğunu ifade eden Erdoğan, bu durumun insan vücudundaki faydalı-zararlı virüsler gibi olduğunu kaydetti. Erdoğan, ''bu yapılanmaların nasıl bir yaralama yaptığının, ciddi bir darbe getirip getirmediğinin'' önem arz ettiğini aktardı.

Bu tür yapılanmaların geçmişte Türkiye'de çok büyük yaralar meydana getirdiğini ifade eden Erdoğan, ''Biz o derin devletteki yapıya nüfuz etmek suretiyle bu zararı aza indirgedik, bunu başarabildik. Şu anda bu konuda mafya, çete ile olan mücadeledeki başarımız toplumu rahatlatmıştır. Türkiye'de artık siyaseti bu yapı idare edemiyor veya etmiyor. Böyle bir gücü artık kalmadı'' dedi.

Bürokraside belli yerlere atamaları geçmişte bu yapı yaparken, artık bu atamalara söz konusu yapının nüfuz edemediğini kaydeden Erdoğan, konunun üçlü kararnamede kendisinden geçemeyeceğini, bunun başarılamayacağını aktardı. Erdoğan, bu yapının başarılı olması halinde yolsuzlukla mücadelede kendilerinin başarı sağlayamayacağını, ancak başarıyı yakaladıklarını dile getirdi.

Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

''Eğer bugün yolsuzlukla mücadelede başarılı olabilmişsek, grafiğimiz olumlu istikamette seyrediyorsa, bunun tek sebebi bizim çetelerle, mafyalarla mücadeledeki başarımızdır. Bu çok önemli fakat az önce de söylendiği gibi Nimet Hanım'ın açıklamasıyla ilgili olarak bu tür infazları tabi hep duyduk. Komisyonda açıklanan şeylerde öyle tipler oraya geldi ki, oradaki mesela bazı milletvekili arkadaşlarımıza edep dışı ifadeler kullandılar. Kendi karşısında onu görünce şok oldu. Çünkü o insana işkence yapmıştı. Açık söylüyorum, bu işkenceyi ben de gördüm. Belediye başkanlığı dönemimde hapse gittiğimde birçok arkadaşımız bizim arkamızdan maalesef işkenceye uğradılar. O işkenceye uğrayanlardan şimdi milletvekili olan arkadaşlarımız var.''

''Gazete sahipleri var, Albayrak'lar... Çoluk çocuk'' sözü üzerine Başbakan Erdoğan, ''Onların hepsi ailece gece baskınlarıyla alındılar ve bunlara çok ciddi işkenceler yapıldı'' dedi.

''Sizin kastınız hangi dönemdi, 'Ben de gördüm' derken'' sorusuna karşılık Başbakan Erdoğan, ''1998-1999, o aralar. 2000... Öyle devam etti o'' ifadesini kullandı.

-Turgut Özal'ın zehirlendiği iddiası-

''Turgut Özal konusunda içinizde en ufak bir kuşku var mı- Çok tartışılıyor. Zehirlendi mi- Siz de o raporları gördünüz'' sorusu üzerine Erdoğan, o konunun kendisini ciddi manada üzdüğünü, konuyu Semra ve Ahmet Özal'la da görüştüğünü ifade etti. Erdoğan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün kafalardaki bazı bulanıklıkları gidermek için DDK'yı devreye soktuğunu, bunun neticesinde bir şeyler çıktığını, şu anda Adli Tıp'ın bile hala nihai kararını açıklayamadığını kaydetti.

''Çok zor değil mi başbakan olunduğu zaman kuşkular arasında yaşamak. Pek çok konuda kuşku var-'' sorusuna karşılık da ''Şunu hep biliyoruz ki, dünyada liderlerin çoğu bunları hep yaşadılar. Bundan sonra da yaşayacaklar'' ifadesini kullanan Erdoğan, ''Size yönelik böyle bir teşebbüs oldu mu- Zehirleme teşebbüsü'' sorusuna cevaben ise bazılarının 'oldu', bazılarının 'olmadı' dediğini, kendisinin bunların farkına varamadığını aktardı.

-''Eşim zehirlenecekse ben zehirleneyim''-

Başbakan Erdoğan, ''Sizin yemek yönteminiz nedir- Bir tadımcınız var mı-'' sorusu üzerine de Osmanlı dönemindeki çeşnici başını hatırlatarak, kendisinin yemekhanesiyle ilgilenenlere çeşnici başı denildiğini ancak bir alakası olmadığını söyledi.

''Eski bir Genelkurmay Başkanı, zehirleneceği ihbarını alması üzerine yemeğini aylarca evinden getirmiş. Size ya da Sayın Abdullah Gül'e buna yönelik bir şey var mı-'' sorusuna karşılık Erdoğan, Cumhurbaşkanı Gül'ün de bu konuda hassasiyetleri olduğunu anlattı.

Erdoğan, ''Eşi mi kontrol eder acaba yemekleri- Sizde kim kontrol eder- Önce kime tattırıyorsunuz, Emine Hanım'a mı-'' sorusuna cevaben de ''O kadar da değil. Eşim zehirlenecekse ben zehirleneyim. Olur mu öyle şey- Benim Rabb'imden temennim, eşim benden önce ölmesin. Ben eşimden önce öleyim. Çünkü eşim benden önce ölürse bana kim bakacak-'' dedi.

Başbakan Erdoğan, tedbire önem verdiklerini, evlerine zaten güvendikleri elemanları aldıklarını kaydederek, dünyada organik-inorganik meselelerinden sonra bütün insanların tehdit altında olduğunu ifade etti.

İstisnalar haricinde hiç kimsenin organik gıdalarla beslenmediğini aktaran Erdoğan, eşinin bu konularda çok dikkatli olduğunu ancak ne kadar dikkat ederlerse etsinler, aldıkları bütün yeşil bitkilerde farklı şeyler çıkabildiğini, süt, yoğurt ve ette de aynı şeylerin yaşandığını anlattı.

Erdoğan, vatandaşların da organik şey yeme imkanı bulamadığını, böyle bir ortamda sağlıklı bir değerlendirme yapıldığında kanser hastalıklarının arttığını, bu tür hastalıkların yanlış beslenmeden ortaya çıktığını dile getirdi.

-''Bazı kurum ve birimler arasında ciddi yanlış alışkanlıklar var''-

''Siz de fişlendiğinizi söylediniz- Çok fazla ayrıntı vermediniz belki daha başka şeyler var mıydı- Bu konuyu gerçekten haberci hatta vatandaş olarak merak ettik ama bu adet tamamen kalkmadı diye bir şüphe oluştu Tunceli-Hozat'taki vakayla. Zaten İçişleri Bakanlığı müfettişleri de bunun yasaya aykırı olduğunu belirttiler. Bazı gazetecilerin de dinlenildiği çıktı ortaya. Ne dersiniz-'' sorusuna karşılık da Erdoğan, Hozat konusunda İçişleri Bakanlığı'nın konunun üzerine gittiğini ve şu anda olayın takibinin sürdüğünü ancak an itibarıyla neticelenmediğini söyledi.

Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

''Devletin bazı kurumları ve birimleri arasında ciddi yanlış alışkanlıklar var. Bu yanlış alışkanlıkları siz tamamıyla törpüleyip, kazıyıp atamıyorsunuz. Bu dinleme de buna dahil. Kim derse ki bunu tamamen kazıyıp attık, hayır. Ben de dahil bu dinleme bitmemiştir. Ben bunu burada söyledim. Yarın bazı yazılı görsel medya grupları, 'Bunu durduramadıysan neden oradasın-'' başlığını atacak. Öyle bir yanlış anlayışlar kumkuması içerisindesiniz ki, doğruyu söylersiniz 'Eğer engelleyemediysen neden oradasın-'... Tamam da bunun tarihine baktığın zaman, sizin geçmişiniz, dedeleriniz, babalarınız veya en yakınlarınız bu ülkenin iktidarında oldukları zaman bu işi engellediler mi, sıfırladılar mı- Bir defa tohumlama yanlış yapıldı. Yanlış bir tohumlama üzerinde bu sistem kuruldu. Onun için bu sistemi siz nereden düzeltmeye kalkarsanız kalkın bir yamalı bohça oluyor. Şu anda da böyle bir durumun içerisindesiniz ve yani makama burada kalkıp da bir böcek koydular, koymadılar vesairesinde, bunu sen bilemezsin ki. Zaten bu tür şeyleri yapanlar en yakınınızda yapıyorlar. Biz ne yaptık, arama-tarama esnasında ilgili birimlerimiz bunu buldu, çıkardı. Epey oldu. Bunu bulup çıkartmak yetmiyor ki. Bunu buraya kim koydu, bunu da çıkartacağız.''

''Makam odanızda mı, aracınızda mı-'' sorusu üzerine Erdoğan, ''Evimin altındaki ofisimde olan şey. Bu tür şeyler ne yazık ki oluyor. Bütün tedbirlere rağmen oluyor. Sayın Baykal ve diğer milletvekilleriyle ilgili olan olay. Derin devlet dediğiniz olay var ya boş durmuyor onlar da çalışıyor. Bunlar devletin içine sızmış vaziyette, bunlar var'' dedi.

-Baykal ile ilgili kaset-

Başbakan Erdoğan, ''Peki size bağlı olan istihbarat örgütleri veya derin devletin istihbaratı Baykal'ın kasetini kimlerin yaptığını bulabildi mi-'' sorusuna da şu yanıtı verdi:

''Hayır. Dünyada teknolojinin getirdiği birçok sıkıntılar da var. Teknoloji bize çok büyük imkanlar sağlıyor ama getirdiği felaket var, onun da bir kıyameti var, onun bedelini de insanlık çok ağır ödüyor. İşte nedir- Bu. Bir şeyi yakalayamıyorsunuz. Ben o gece Meclis'te olmamış olsam devam edip gidecekti. Ama maalesef sayın Baykal, benim bu hassasiyetimi açıklamama rağmen anlayamadı. Biz o zaman, o olayı, Meclis'te kulisteyim, olayı duyduğum anda Binali Bey'e talimat veriyorum, anında orada hemen müdahale ediliyor. Bu müdahale ile giriliyor ve bu işi orada kestirebildi, müdahale şansı oldu. Aksi takdirde çok ciddi skandal olarak şeye girecekti. Ondan sonraki olayda da arkadaşların müdahaleleriyle bunlar oldu.''

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber