Bir süredir tartışılan kamu yönetimi reformu taslağına tepkiler sürüyor. Özellikle, sivil toplum örgütleri ve denetimciler taslağa karşı çıkıyor.

Haber Giriş : 13 Kasım 2003 06:21, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Bir süredir tartışılan kamu yönetimi reformu taslağına tepkiler sürüyor. Özellikle, sivil toplum örgütleri ve denetimciler taslağa karşı çıkıyor.

Bir süredir tartışılan kamu yönetimi reformu taslağına tepkiler sürüyor. Özellikle, sivil toplum örgütleri ve denetimciler taslağa karşı çıkıyor. Tepkiler üzerine hükümet de tasarının Meclis'e sevkini geciktiriyor. Adalet Bakanı Cemil Çiçek, tasarıda bazı rötuşlar yapıldığını belirterek, Meclis'e sevk edilmesinin Ramazan Bayramı sonrasına kalabileceğini söyledi.

Tarım raporu
Tasarının tarımda getireceği düzenlemeler Ziraat Odaları Genel Başkanı Gökhan Günaydın' ın hazırladığı bir raporla eleştirildi. Raporda, Tarım Bakanlığı' nın taşra teşkilatlarının belediyeler, meslek kuruluşları ve üniversitelere pay edildiği belirtilerek, bu durumun meslek örgütlerine yarayacağı ve TOBB'un aslan payını alacağı savunuldu.
Raporda, tasarının kabulüyle Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın 'kol ve bacaklarından yoksun, içi boş bir gövdeye dönüşeceği' iddia edildi. Tarım hizmetlerinin merkezi planlamaya dayalı, özel uzmanlık bilgisi gerektiren hizmetler olduğu belirtilen raporda, "Tarım hizmetlerinin etkinlik ve verimliliği büyük ölçüde geriye gidecek" denildi.

Köy hizmetleri
Raporda, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün kapatılarak, il özel idarelerine devredilmesinin çıkaracağı sorunlar da ele alındı. Genel müdürlüğün kapatılmasıyla ortaya çıkacak beş temel sorun şöyle sıralandı:
1- Yerel siyasi baskılar daha da artacak, kaynaklar plansızca ve savurganca kullanılacak.
2- Bölgesel eşitsizlik ve dengesizlik sorunu büyüyecek.
3- Toprak ve su kaynaklarının belirlenmesi, korunması ve yönetimi için, ülke bütününde planlamalar ve havza bazında uygulamalar yapılamayacak.
4- Tarımsal desteklerin kaldırıldığı süreçte, devletin Türk çiftçisine dolaylı olarak verdiği son destek arazi toplulaştırma hizmetleri istenilen düzeyde ve nitelikte verilemeyecek.
5- Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün personeli ve donanımıyla kırsal kesime hizmet götürürken, görev alanına giren ve ihaleli sisteme göre çok daha ucuza mal ettiği hizmetlerin parasallaştırılması sağlanarak, kırsal altyapı hizmetlerinin tümüyle ihaleli olarak gerçekleştirilmesiyle doğacak pazarı yerli ve yabancı özel sektör dolduracak.
Raporda, bakanlığın taşra teşkilatlarının il özel idarelerine devredilmesiyle birlikte 100 bine yakın tarım kamu çalışanının mağdur olacağı, çalışanların statü ve kazanılmış haklarını kaybedecekleri de ileri sürüldü.

Çalışana tasfiye
Tarım çalışanlarının bürokrasinin objektifliği ölçüsünde performans denetimine tabi tutulacağı ve sık sık süresi belli olmayan geçici görevlendirme kararlarına muhatap olacakları belirtilen raporda şöyle denildi:
"Hükümler, üstü örtülü bir şekilde, kamu çalışanı sayısının azaltılacağını belirtmekte. 'Türkiye'de devlet büyüktür' saptırmacasını bir tarafa bırakarak salt dolu-boş kadro karşılaştırması yapmak bile, tarım alanında görevli kamu çalışanı sayısındaki geriye gidişi açıkça gözler önüne sermektedir" denildi.

'Anayasa'ya aykırı'
Anayasa'nın 'tarımsal konuların kamusal uğraş alanı' olduğu belirtilen 45. maddesine atıfta bulunulan raporda, tasarının Anayasa'ya aykırı olduğu iddia edildi. Raporun sonuç bölümünde, reformla 'kamu hizmetinin' piyasa, 'yurttaşın' ise müşteri haline geleceği kaydedildi.
Tarımsal kamu yönetiminin 1984 reorganizasyonun sonucu olduğu belirtilen raporda, kalan kısmının da tasfiye edilerek, tarım sektörünün tümüyle piyasaya teslim edileceği savunuldu. Tarımsal kamu yönetiminde çalışan memur, sözleşmeli ve işçi istihdamı şu an 98 bin 357.

'IMF'nin dayatması, ulusal değil'
Eğitim-Sen: Düzenlemelerin temelinde, kamunun ve kamu hizmetlerinin özelleştirilmesi, kamusal alanın bütünüyle 'piyasa ilişkileri'ne terk edilmesi var. Kamuya ait işletmelerin özelleştirilmesiyle başlayan süreç, bugün eğitim, sağlık gibi temel kamu hizmetlerinin 'piyasa'ya açılması, dolayısıyla özelleştirilmesi sürecini gündeme getirmiştir.
Tüketici Dernekleri Federasyonu: Tasarı, tüketici haklarını ortadan kaldıracak sonuçlar doğuracak.
Türkiye Kamu-Sen, DİSK, KESK ve Memur-Sen: Reform IMF'nin dayatması ve emriyle hazırlandı, ulusal değil.
Türk-İş: Merkezi otoritenin yetkilerinin yerel yönetimlere bırakılması konusunda endişelerimiz var. Müfettişlik ve denetim sisteminin ortadan kaldırılması kamunun işleyişinde sağlıklı sonuçlar vermeyecek.
Denetim Elemanları Derneği: Denetim artık hükümetlerle gelip giden müsteşarlar, genel müdürler eliyle yürütülecek ya da bunların görevlendireceği iç denetçilerle yapılacak.
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Müfettişleri Derneği: Her kurumun denetiminin, yöneticisinin kendisi veya görevlendireceği personel tarafından yapılacağı öngörülmüştür. Oysa yöneticilerin kendi işlemlerinin yine kendileri tarafından denetlenmesiyle, hataların, usulsüzlüklerin ve yolsuzlukların ortaya çıkarılabilmesi mümkün değildir.

radikal

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber