Bir süredir tartışılan kamu yönetimi reformu taslağına tepkiler sürüyor. Özellikle, sivil toplum örgütleri ve denetimciler taslağa karşı çıkıyor.
Bir süredir tartışılan kamu yönetimi reformu taslağına tepkiler sürüyor. Özellikle, sivil toplum örgütleri ve denetimciler taslağa karşı çıkıyor. Tepkiler üzerine hükümet de tasarının Meclis'e sevkini geciktiriyor. Adalet Bakanı Cemil Çiçek, tasarıda bazı rötuşlar yapıldığını belirterek, Meclis'e sevk edilmesinin Ramazan Bayramı sonrasına kalabileceğini söyledi.
Tarım raporu
Tasarının tarımda getireceği düzenlemeler Ziraat Odaları Genel Başkanı Gökhan
Günaydın' ın hazırladığı bir raporla eleştirildi. Raporda, Tarım Bakanlığı'
nın taşra teşkilatlarının belediyeler, meslek kuruluşları ve üniversitelere
pay edildiği belirtilerek, bu durumun meslek örgütlerine yarayacağı ve TOBB'un
aslan payını alacağı savunuldu.
Raporda, tasarının kabulüyle Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'nın 'kol ve bacaklarından
yoksun, içi boş bir gövdeye dönüşeceği' iddia edildi. Tarım hizmetlerinin merkezi
planlamaya dayalı, özel uzmanlık bilgisi gerektiren hizmetler olduğu belirtilen
raporda, "Tarım hizmetlerinin etkinlik ve verimliliği büyük ölçüde geriye
gidecek" denildi.
Köy hizmetleri
Raporda, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün kapatılarak, il özel idarelerine
devredilmesinin çıkaracağı sorunlar da ele alındı. Genel müdürlüğün kapatılmasıyla
ortaya çıkacak beş temel sorun şöyle sıralandı:
1- Yerel siyasi baskılar daha da artacak, kaynaklar plansızca ve savurganca
kullanılacak.
2- Bölgesel eşitsizlik ve dengesizlik sorunu büyüyecek.
3- Toprak ve su kaynaklarının belirlenmesi, korunması ve yönetimi için, ülke
bütününde planlamalar ve havza bazında uygulamalar yapılamayacak.
4- Tarımsal desteklerin kaldırıldığı süreçte, devletin Türk çiftçisine dolaylı
olarak verdiği son destek arazi toplulaştırma hizmetleri istenilen düzeyde ve
nitelikte verilemeyecek.
5- Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün personeli ve donanımıyla kırsal kesime
hizmet götürürken, görev alanına giren ve ihaleli sisteme göre çok daha ucuza
mal ettiği hizmetlerin parasallaştırılması sağlanarak, kırsal altyapı hizmetlerinin
tümüyle ihaleli olarak gerçekleştirilmesiyle doğacak pazarı yerli ve yabancı
özel sektör dolduracak.
Raporda, bakanlığın taşra teşkilatlarının il özel idarelerine devredilmesiyle
birlikte 100 bine yakın tarım kamu çalışanının mağdur olacağı, çalışanların
statü ve kazanılmış haklarını kaybedecekleri de ileri sürüldü.
Çalışana tasfiye
Tarım çalışanlarının bürokrasinin objektifliği ölçüsünde performans denetimine
tabi tutulacağı ve sık sık süresi belli olmayan geçici görevlendirme kararlarına
muhatap olacakları belirtilen raporda şöyle denildi:
"Hükümler, üstü örtülü bir şekilde, kamu çalışanı sayısının azaltılacağını
belirtmekte. 'Türkiye'de devlet büyüktür' saptırmacasını bir tarafa bırakarak
salt dolu-boş kadro karşılaştırması yapmak bile, tarım alanında görevli kamu
çalışanı sayısındaki geriye gidişi açıkça gözler önüne sermektedir" denildi.
'Anayasa'ya aykırı'
Anayasa'nın 'tarımsal konuların kamusal uğraş alanı' olduğu belirtilen 45. maddesine
atıfta bulunulan raporda, tasarının Anayasa'ya aykırı olduğu iddia edildi. Raporun
sonuç bölümünde, reformla 'kamu hizmetinin' piyasa, 'yurttaşın' ise müşteri
haline geleceği kaydedildi.
Tarımsal kamu yönetiminin 1984 reorganizasyonun sonucu olduğu belirtilen raporda,
kalan kısmının da tasfiye edilerek, tarım sektörünün tümüyle piyasaya teslim
edileceği savunuldu. Tarımsal kamu yönetiminde çalışan memur, sözleşmeli ve
işçi istihdamı şu an 98 bin 357.
'IMF'nin dayatması, ulusal değil'
Eğitim-Sen: Düzenlemelerin temelinde, kamunun ve kamu hizmetlerinin özelleştirilmesi,
kamusal alanın bütünüyle 'piyasa ilişkileri'ne terk edilmesi var. Kamuya ait
işletmelerin özelleştirilmesiyle başlayan süreç, bugün eğitim, sağlık gibi temel
kamu hizmetlerinin 'piyasa'ya açılması, dolayısıyla özelleştirilmesi sürecini
gündeme getirmiştir.
Tüketici Dernekleri Federasyonu: Tasarı, tüketici haklarını ortadan kaldıracak
sonuçlar doğuracak.
Türkiye Kamu-Sen, DİSK, KESK ve Memur-Sen: Reform IMF'nin dayatması ve emriyle
hazırlandı, ulusal değil.
Türk-İş: Merkezi otoritenin yetkilerinin yerel yönetimlere bırakılması konusunda
endişelerimiz var. Müfettişlik ve denetim sisteminin ortadan kaldırılması kamunun
işleyişinde sağlıklı sonuçlar vermeyecek.
Denetim Elemanları Derneği: Denetim artık hükümetlerle gelip giden müsteşarlar,
genel müdürler eliyle yürütülecek ya da bunların görevlendireceği iç denetçilerle
yapılacak.
Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Müfettişleri Derneği: Her kurumun denetiminin, yöneticisinin
kendisi veya görevlendireceği personel tarafından yapılacağı öngörülmüştür.
Oysa yöneticilerin kendi işlemlerinin yine kendileri tarafından denetlenmesiyle,
hataların, usulsüzlüklerin ve yolsuzlukların ortaya çıkarılabilmesi mümkün değildir.
radikal