Şikayeti müdür yapınca incele, öğretmen yapınca kapat

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 18 Kasım 2014 09:30, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Şikayeti müdür yapınca incele, öğretmen yapınca kapat

Anayasamız der ki;

Madde 10.- Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.

Oysa ki aşağıda vereceğimiz örnekler tüm bunları bertaraf eder nitelikte. Yer İstanbul...

Daha önce aynı soruşturmada bayan öğretmenlerle erkek öğretmenlere farklı cezalar verildiğini yazmıştık. http://www.memurlar.net/haber/165786/

Şimdi de farklı bir hikaye anlatalım:

Bir okulun müdür yardımcısı müdürü tarafından sürekli baskıya maruz kalınca Müdür yardımcısı haklı olarak şikayette bulunur. Ertesi gün de okul müdüresi aksi şikayette bulunur.

Müdür yardımcısı hasta olduğu bir günde sabah (08.00'da) okula gelir ve yapılması gereken maaş işlerini yaparak müdüre hanımı bekler. Müdüre hanım saat 10.00 olduğu halde ortalıkta yoktur. Çarpıntısı olan müdür yardımcısı eşiyle doktora gidecektir. Ve doktor randevusuna da geç kalmamak için müdüre hanımı 08.30'dan itibaren defalarca aramıştır. Telefonunu açmamıştır. İlçe Milli Eğitime dahi bilgi veren müdür yardımcısı eşiyle beraber okuldan çıkacağı sırada müdüre hanım arar ve "ben geliyorum evrakları acil hazırla ilçeye gideceğim" talimatını verdiğinde müdür yardımcısı "evraklar hazır masada duruyor hastayım doktor randevum var şimdi kapıdan çıktım" dediğinde okul müdürü "sen kaç yıllık müdür yardımcısısın müdür gelmeden çıkılmayacağını bilmiyor musun beni bekle" şeklinde bağırır. Müdür yardımcısı sinir boşalmasından ağlamaya başlayınca eşi "asıl siz bir şey bilmiyorsunuz hastayım diyor anlamıyor musunuz? Okula gelmeden dahi gidebilirdik doktora" diye telefona uzanarak bağırmıştır.

Başkaca ayrıntıları anlatmadan yani uzatmadan devam edelim:

Müdür yardımcısı ve eşi doktora giderler.

Okul müdüresi de eş hakkında hakaret davası için şikayetçi olur.

Müdür yardımcısı psikolojisi iyice bozulmaya başladığından ve son dönemde ilaç almak zorunda kaldığından müdür yardımcılığından istifa etmiştir. Öğretmenliğe devam etmektedir.

Bu olaydan hemen önce yapılan şikayetin üzerinden bugün itibariyle 16 ay geçmiştir. Yani zaman aşımı için birkaç ay kalmıştır.

Bu arada müdür yardımcısının eşi kayıt döneminde para toplamaktan tutun da, yanlış yapılan ödemeler, eşinin ek ders ücretinin ödenmemesi... gibi birçok konuda ayrıca şikayetçi olmuştur.

Hakaret davası:

Müdürenin şahidi aynı arabada olan eşi, müdür yardımcısının eşinin şahidi de yanında olan eşi olduğu halde "Terbiyesiz Kadın" kelimesi kullanıldığı iddiasıyla yargılanmış ve yargı tarafından hakaretten ceza almıştır.

Müdür yardımcısının ve eşinin şikayetleri:

Uzun zaman haber çıkmayınca bu konu ne oldu diye sorduğunda cevap biz İl Milli Eğitime yazdık müfettiş istedik olmuştur. Oraya sorulunca ilk cevap "böyle bir evrak yok" şeklinde olmuştur.

Tekrar sorulduğunda yine sonuç alınamamış ve ısrarlar sonucunda gelen cevap "iddialar sübuta ermemiştir." Şeklinde olmuştur.

Evet bir konuda şikayetçisiniz mobbinge uğradığınızı söylüyorsunuz, kayıt döneminde para toplandı ... diyorsunuz... gelen cevap "İddialar Sübuta ermemiştir."

Bu cevap neden şaşırtıcı biliyor musunuz? Bu karar şikayetçilerin en küçük ifadesi alınmadan verilmiş bir karar. İnsan en azından bu dilekçe sana mı ait diye sorar. Soruşturma tekniklerinde ilk ifade şikayetçiden alınır fakat şikayetçiden hiç ifade alınmaksızın karar verilmiş.

Bu nedenle adamına göre soruşturma dedik ya başlığa.

Bitmedi devamı var:

Yazmadık yer bırakılmadı. Bu nasıl olur denildi cevap yok. En sonunda BİMER'e de yazıldı. O zaman iki çantalıdan biri eşi telefonla aradı bir BİMER başvurunuz varmış ifadenize başvurmamız lazım dediler. İstedikleri yere gitti ifade verdi ve anladı ki kendi şikayeti değil karşı tarafın şikayeti varmış. O şikayet konusu da şu: "Mahkemede hakaret ettiği ispatlandı disiplin yönünden de ceza verin."

İfade verildi ve müdür yardımcısı diye bahsettiğimiz tek şahit olan eşinin dahi ifadesi alınmaksızın kısa sürede karar verilmişti. Evet sen hakaret ettin ve ceza vereceğiz savunmanı yap yazısı geldi.

Savunma yapıldı ve "idari soruşturma ile ceza soruşturmaları birbirinden bağımsızdır. Ceza davasının kararı elbet ki belge olabilir fakat tek başına belge olamaz. Muhakkik disiplin soruşturmasında kusuru ispatlamak zorundadır." Savunmasına rağmen disiplin amiri cezayı verdi.

Müdür yardımcısının eşi başka bir soruşturmada da 2 ay gibi kısa bir sürede soruşturma açıldı, karar verildi cezası kesildi...

Kendileri hakkındaki soruşturmalar anında bitiyor. Kendileri şikayetçi olunca ise ya evrak bulunamıyor, ya da ifade dahi alınmaksızın sübuta ermeyebiliyor.

Şimdi adalet nerede ve nasıl aranacak diye soruyor? Milli Eğitimlerde Müfettişlerden öteye soruşturma birimi yok. Hadi eskiden İl Eğitim Denetmenleri (ya da müfettişleri) vardı bakanlıkta da bakanlık müfettişleri başkanlığı ildeki kararları bakanlığa taşımak mümkün olabilirdi. Şimdi ise tıkanıp kalıyorsunuz. Bir de kimi kime şikayet edeceksiniz? Her şey bu kadar açık ve net iken.

"Hangi müfettiş ya da uzman söyleyebilir ki bana mobbing yapıldı, psikolojim bozuldu, çok sevdiğim ve sınavla atandığım yöneticilikten dahi istifa etmek zorunda kaldım ama nafile... "

Diyen bir insanın şikayetini ifade dahi almaksızın kapatabilen zihniyetten mi hak aranacak?

Evet kapatabilir diyen bir müfettiş, bürokrat varsa eminim ki kendini müneccim atfetmiştir.

İşte adamına göre soruşturma ve anayasanın "Madde 10.- Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir."

Hükmüne aykırı yaklaşım buna denir.

Şimdi şikayetçi müdür yardımcısı ve eşi diyor ki: Biz bu konuyu kapattık ve kusuru olanları Allaha havale ettik ve hak yiyene hakkımızı helal etmiyoruz. Bu hesabın er ya da geç görüleceğine de inancımız tam... Bundan sonra bu konu ile ilgili biri kapımızı çalarsa artık ifade bile vermeyeceğiz...

Bu yazıyı ibret olsun, tekrarı olmasın diye yazdık, paylaştık. Eğer aynı durumla ve haksızlıklarla karşı karşıya kalanlar varsa yalnız ve tek olmadıklarını bilsinler istedik.

"Devamında yapılacak bir şey yok mu? Tabii ki var şikayetçi olursunuz savcılığa ve ispatlarsınız iddiaları. Eğer delikanlı gibi çıkıp şahit olacak birkaç kişi varsa arkanızda ispat kolay da ya mahkemeye gitmeye bile üşenen insanlara rastlarsak. Ya davayı kaybeder ve hem mahkeme hem de avukat masrafları biner bir de üstüne haksız şikayetten, iftiradan davaya maruz kalınırsa, ağır giden adalet ya tecelli etmezse, ya hakime anlatamazsak meramımızı diye düşünmüyor değil insan..."

Maksut BALMUK
Öğretmen

NOT: Belki birileri yok böyle bir şey der diye gelen bir belgenin örneğinden alıntıları paylaşmak istedik.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber