Memurların Hasta Sevk İşlemlerinde Yaşanan Sorunlar 2
Devlet memurları ile herhangi bir şekilde sağlık yardımından yararlanmayan eşlerinin veya bakmakla yükümlü bulundukları ana baba ve ikiden fazla dahi olsa aile yardımı ödeneğine müstahak çocuklarının hastalanmaları halinde, evlerinde veya resmî veya özel sağlık kurum ve kuruluşlarında ayakta veya yatarak tedavilerinin kurumlarınca nasıl sağlanacağı hususunda izlenmesi gereken prosedür Devlet Memurlarının Tedavi Yardımı ve Cenaze Giderleri Yönetmeliğinde belirlenmiştir. Ancak, 1973 yılında yürürlüğe konulmuş olan bu yönetmelik, özellikle sevk esasları bakımından sürekli olarak gelişen ve büyüyen 2004 Türkiye'sine dar gelmektedir. Yönetmelikte yapılacak değişiklikler ile fiili durumların artık hukukileştirmesi gerekmektedir. Bu konuda en büyük sorumlulukta tabiki siyasi iradeye düşmektedir. Bu çerçevede, hasta sevk işlemlerinde karşılaşılan problemleri örnekleriyle ele almaya ve problemleri çözümleri ile bareber ele almaya çalışacağız. Dosyamızı görmek için tıklayın.
Devlet memurları ile herhangi bir şekilde sağlık yardımından yararlanmayan eşlerinin veya bakmakla yükümlü bulundukları ana baba ve ikiden fazla dahi olsa aile yardımı ödeneğine müstahak çocuklarının hastalanmaları halinde, evlerinde veya resmî veya özel sağlık kurum ve kuruluşlarında ayakta veya yatarak tedavilerinin kurumlarınca nasıl sağlanacağı hususunda izlenmesi gereken prosedür Devlet Memurlarının Tedavi Yardımı ve Cenaze Giderleri Yönetmeliğinde belirlenmiştir. Ancak, 1973 yılında yürürlüğe konulmuş olan bu yönetmelik, özellikle sevk esasları bakımından sürekli olarak gelişen ve büyüyen 2004 Türkiye'sine dar gelmektedir. Yönetmelikte yapılacak değişiklikler ile fiili durumların artık hukukileştirmesi gerekmektedir. Bu konuda en büyük sorumlulukta tabiki siyasi iradeye düşmektedir. Bu çerçevede, hasta sevk işlemlerinde karşılaşılan problemleri örnekleriyle ele almaya ve problemleri çözümleri ile bareber ele almaya çalışacağız. Dosyamızı görmek için tıklayın.
"Memurun yurt içinde ve görevinin bulunduğu yerde hastalanması hali"
Yönetmeliğin 8'inci maddesinde, "Memurun, Yurt İçinde, Görevinin Bulunduğu
Yer Dışında Hastalanması Hali" Yönetmeliğin 9'uncu maddesinde, "Hastanın
Gönderildiği Resmi Sağlık Kurumunda Tedavinin Sağlanamaması Hali" 10'uncu
maddesinde, "Yurtdışında Bulunanların Hastalanması Hali" 12'nci maddesinde,
"Memurun Eşi ve Bakmakla Yükümlü Olduğu Ana, Baba ve Aile Yardımı Ödeneğine
Müstehak Çocuklarının Hastalanması Hali" 13'üncü maddesinde açık bir şekilde
belirtilmiştir.
Bu Yönetmelikte özel sağlık kurum ve kuruluşlarına sevk işlemleri de şuan rahatlıkla
yapılabilmektedir. Kamu yönetiminde verimlilik, etkinlik ve tutumluluk ilkelerinin
ön plana çıkarılmaya çalışıldığı günümüzde özellikle sağlık alanında bürokratik
işlemlerin neden çözülmeye çalışılmadığını rasyonel aklın anlaması mümkün
değildir.
Somut bir örnekle ne anlatmaya çalıştığımızı açıklayalım. Örneğin bir memurun çalışmayan eşinin ( ev hanımı) hastalanan çocuğunu evinin yanındaki Devlet hastanesine veya özel sağlık kurumuna götürebilmesi için öncelikle memurun çalıştığı kurumdan hasta sevk işlemi yaptıracaktır. Bu sevk işlemini yaptırmadan hastane veya özel sağlık kurumu hastayı muayene etmeyecektir. Çünkü, Yönetmelikte hastalık halinde nasıl bir prosedür izleneceği açıklanmıştır. Ev hanımı olan eş öncelikle telefonla memur olan eşini arayarak çocuğun rahatsızlandığını söyleyecek ve hasta sevk kağıdı getirmesini isteyecektir. Memur olan eş hasta sevk kağıdını düzenleyerek kurum doktoruna giderek doktora sevk kağıdını imzalatacak ve çocuğu hastaneye götürmek için kurumundan ayrılacaktır. Sevk kağıdını alan memur evine gelecek ve çocuğunu alarak evinin yanındaki hastaneye veya özel sağlık kurumuna götürecektir.
O zaman şu soruları soralım. Fiili durum hukukileştirilmiş olsaydı yani hastayı görmeden sevk kağıdını doktora imzalatma yerine memur olmayan eş çocuğu sağlık karnesiyle evinin yanındaki hastaneye veya özel sağlık kurumuna götürmüş olsaydı
1- Kim hangi zararı görecekti?
2- Zaman ve kaynak tasarrufu sağlanmış olacak mıydı?
Soruları uzatmak mümkündür ancak buna gerek görmüyoruz. Esasında bu alandaki sorunları görmemek için insanın kendini oldukça zorlaması gerekmektedir.
Yine bu sorunun vahametini anlatmak için çarpıcı bir örnek daha vermek gerekmektedir. Memur yıllık iznini geçirmek için çocuklarıyla birlikte İstanbula gitmiş olsun. Memur tatilini çocuklarıyla birlikte Sarıgazi'deki akrabalarının yanında geçirsin. Burada kendisinin veya çocuklarından birinin hastalanması halinde sıkıntılar kendini göstermektedir. Sarıgazi'deki bir devlet hastanesine gitmek için Yönetmelik gereği, (Memurun mensup olduğu kurumun o yerdeki teşkilatı olmadığını varsayıyoruz) durum o yerin en büyük mülkiye amirine duyurulacaktır. Yani İstanbul Valiliğine gideceksiniz ve sevk işleminizi yaptırarak doktora gideceksiniz. Bu durumda da yaklaşık 2 saatte İstanbul Valiliğine gideceksiniz 2 saatte de geri geleceksiniz. Bu durumun rasyonel olduğunu kim nasıl izah edecektir.
Sonuç olarak bu sorunu çözmek için yapılması gereken ise; 657 sayılı Kanunun 210'uncu maddesinde yer alan; "..... 209 uncu madde ile bu madde hükümleri Maliye ve Sağlık Bakanlıklarının görüşleri alınmak suretiyle Devlet Personel Başkanlığınca hazırlanacak yönetmeliğe göre uygulanır." hükmü gereğince Devlet Personel Başkanlığının bağlı olduğu Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Sayın Mehmet Ali ŞAHİN'in öncelikle bu konuda sorun olup olmadığını ilgili bürokratlardan sorması ve gereken adımı atarak Yönetmelikte basit bir değişikliğe giderek sorunu çözmesidir.
Bu konuda ipucu vermek gerekirse ilgililerin sadece işçilerin eş ve çocukları için nasıl bir sevk işlemi yapıldığına bakmaları yeterli olacaktır. Tabidir ki biz daha rasyonel bir çözüm bekliyoruz.
Ayrıca bu konuda memur sendikalarından da gerekli duyarlılığı göstermelerini umuyoruz. Bu kadar anlattık ama hakikaten biz hayal mi görüyoruz yoksa bu konuda gerçek bir sorun var mı?