Çavuşoğlu: Tüm alanlarda 'sessiz devrim' gerçekleştirildi

Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu: Millete istikamet çizmek, ayar vermek, milletin ufkuna ve ruhuna aykırı kodları onlara dayatmakla hiçbir sonuç elde etmek mümkün değildir. Türkiye, son 15 yıl içinde teknoloji, ulaşım, sağlık alanındaki başarılarının yanı sıra eğitim alanındaki fiziki koşulları da güçlendirmesini bildi. Bunun yanı sıra tüm alanlarda 'sessiz devrim' diye nitelendirdiğimiz birçok hamleyi de gerçekleştirmiş oldu

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 13 Ekim 2017 18:06, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
Çavuşoğlu: Tüm alanlarda 'sessiz devrim' gerçekleştirildi

- Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, "Millete istikamet çizmek, ayar vermek, milletin ufkuna ve ruhuna aykırı kodları onlara dayatmakla hiçbir sonuç elde etmek mümkün değildir." dedi.

Bursa'nın Karacabey ilçesinde İmam Hatip Mezunları ve Mensupları Derneğinin açılış törenine katılan Çavuşoğlu, yaptığı konuşmada, kendisinin de İmam Hatip mezunu olduğunu hatırlattı.

Yunanistan'dan geldikten sonra henüz 11 yaşındayken Biga'da değerli insanların kendisine sahip çıkarak, kol kanat germeleri neticesinde tahsilini tamamladığını anlatan Çavuşoğlu, Türkiye için fayda sarf etmeye çalıştığını söyledi.

Çavuşoğlu, imam hatiplerin esasen ortaya çıkış noktasının tek parti döneminin son yıllarına tekabül ettiğini dile getirerek, "Hakikaten cenazelerin kaldırılması için imamların, hocaların bulunamadığı dönemlerin yaşandığı tartışmalar çerçevesinde, ortaya çıkan bir fikirdir. 1950'li yıllar, akabinde 60'lı yıllarda yeni bir ivme kazanmıştır." diye konuştu.

- "Allah, ona güç ve gayret versin"

Özellikle 60'lı yılların ortasından itibaren milletin gayretkeş, çilekeş, gönül insanlarının, maneviyatı ve mukaddesatı her şeyin üstünde tutan insanların bu okulların hamurunu, harcını kardıklarını; yanlarına barınacakları yurtlarını, mesleki eğitimlerini alabilecekleri camileri inşa ettiklerini dile getiren Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Bu insanlar, o dönemdeki öğrencilere, milletin hizmetine bunu sunmuşlardır. Bu çerçevede inşa edilen, bu ruhla ortaya konan bu okullara gelip yetişen insanlar, bugün artık bu okullara ve bu millete olan vefa borcunu ödüyor. Sayın Cumhurbaşkanımız, bunun en bariz örneğidir. O da bir imam hatiplidir. Bahsettiğimiz yıllardaki hamurun karıldığı, yoğrulduğu süreçten geçerek, bugün bu camiaya, millete, ülkeye olan vefa borcunu ödemek için gecesini gündüzüne katıyor. Allah, ona güç ve gayret versin. Türkiye, son 15 yıl içinde teknoloji, ulaşım, sağlık alanındaki başarılarının yanı sıra eğitim alanındaki fiziki koşulları da güçlendirmesini bildi. Bunun yanı sıra tüm alanlarında 'sessiz devrim' diye nitelendirdiğimiz birçok hamleyi de gerçekleştirmiş oldu. Bu manada özellikle bu okulların yanı sıra diğer meslek okullarının önünü kapayan, ufkunu karartan katsayı problemini ortadan kaldırmış oldu."

Çavuşoğlu, 2012'de kendisinin de içinde bulunduğu dönemde, birçok şeyin havada uçuştuğu, inanılmaz hakaretlere maruz kaldıkları bir ortamda, bazı küçük düşünceler, küçük düşünenlerin kendilerini yollarından almaya kalksalar da başarılı olamadıklarını vurgulayarak, "4+4+4 dediğimiz sistem, kanun değişikliğini gerçekleştirdik. Bugün itibariyle bu okullara olan teveccüh, günden güne artıyor. Bu okullarda nitelikli eğitim, günden güne güçleniyor. Diğer okullarda da gerek Kur'an-ı Kerim, gerek peygamber efendimizin hayatını anlatan Siyer-i Nebi dersleri okutulmaya başlandı.'' ifadelerini kullandı.

- "Milletin ruhuna aykırı kodlar"

Türkiye'nin bir şey kaybetmediğini, ülkede hiçbir şeyin değişmediğini anlatan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Hiç kimseye hiç kimse musallat olmadı. Ama ne oldu? Devletle millet barıştı. Milletle toplumsal yaşam içindeki barış hakim oldu. Dolayısıyla millete istikamet çizmek, ayar vermek milletin ufkuna ve ruhuna aykırı kodları onlara dayatmakla hiçbir sonuç elde etmek mümkün değildir. Dolayısıyla millet bir şekilde tavrını ve ne yapmak istediğini ortaya koydu. Şimdi bundan sonra bize düşen gerçekten de son 15 yıldan aldığımız güçle büyüyebileceğimizi, güçlenebileceğimizi, empoze edilen değil kendisi rol alan, iddia ve tezlerini bölgesinde geçerli kılabilecek o mefhumu geliştirmek, güçlendirmektir."

- "Neden geri kaldık?"

Çavuşoğlu, 2. Dünya Savaşı'nın 1948 yılında bittiğini hatırlatarak, şunları kaydetti:

"Biz 1920'li yılların başında savaştan çıktık. Kurtuluş Savaşı ile beraber bu ülke, millet adeta küllerinden doğarak Anadolu'yu kendisine vatan kılmaya devam etti. Biz Almanya'dan 28 yıl önce yeni bir devlet yeni bir vizyon ortaya koymaya başladık. Hal böyle olunca bizden 28 yıl sonra bütün insan kaynağını yitirmiş hatta ülkemizden de insan kaynağı olarak aldığı insanımızla onun emeğiyle yola çıkan Almanya ki yeraltı zenginlikleri bakımından değerlendirdiğimizde çok da bizden farklı bir yeri yoktur, şu anda bizden fersah fersah ötede. Sanayisiyle, teknolojiyle, üretim kapasitesiyle her bakımdan. Peki şimdi bu soruyu bizim dönüp kendimize sormamız gerekiyor. Biz Almanya'dan 20-25 yıl önce başladımız bu süreçte geldiğimiz bu noktayı gördüğümüz zaman 'Neden geri kaldık, neden aynı kapasiteyi temin edemedik?' deyip düşünmeyecek miyiz? Düşünmediğimiz, bunun muhakemesini yapmadığımız takdirde bilin ki aynı yanlışları yapmaya devam edeceğiz.''

Aynı şeylerin Güney Kore için de söylenebileceğini, onların da kendilerinden 40 yıl sonra başlamalarına karşın geldikleri noktanın ortada olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Peki biz niye yapamadık? Ne oldu da yapamadık, neden başaramadık? Bir kere üzerimizde egemenlik kuran ulaslararası sistem bunu yapmamıza mani oldu bu bir. İkinci, milletimizi özgüven kaybına uğratarak, 'silik ve yapamaz, edemez' diyerek öz güvenini ortadan kaldırdılar ve kendi içine kapattılar. Son olarak bizi, bin yılı aşkın köklü ve derin tarihimizden kopararak adeta hafızamızı resetlediler. El Cezeri'lerden tutun da Farabi'lere kadar, İbni Sina'lardan tutun da Kuşçubaşılarına kadar hepsi çok önemli buluşlar, icatlar gerçekleştirdiler ve bunları o günkü şartlar çerçevesinde ortaya koydular. Ama arada bir kopukluk yaşandı ve o kopukluktan sonra hafıza kaybına uğradık."

- "Hayal ettiğimiz noktaya hep birlikte ulaşacağız"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendilerine 2023 hedefini koyduğunu anımsatan Çavuşoğlu, 2023'ün sadece cumhuriyetin 100. kuruluş yıl dönümü olmadığını vurgulayarak, konuşmasını şöyle tamamladı:

"2023 dediğimiz şey, onun öncesinde Balkan coğrafyasından tutun da Ortadoğu coğrafyasında yaşananların yeniden hatırlanması ve biz millet olarak bunları hatırladıktan sonra aynı delikten ikinci kez sokulmamamız için gerekli önlemlerin, tedbirlerin alınması, milli birliğin, beraberliğin temini ve hazırlıklı hale gelmek olmalıdır. Şimdi öğrencisiyle, velisiyle, sanayicisiyle, turizmcisiyle, özetle bütün toplumsal katmanlarıyla, hangi meslekten ya da hangi gruptan olursa olsun, hangi inançtan, hangi renkten olursa olsun hepimiz bir araya gelerek, güçlenerek, birlik olarak içinden geçtiğimiz bu süreçten Türkiye'nin güçlü olarak çıkmasını sağlayacak, Allah'ın izniyle bu hayal ettiğimiz noktaya hep birlikte ulaşacağız diyorum."

Çavuşoğlu, daha sonra derneğin açılışını gerçekleştirdi.

Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, "Türkiye, 'vekalet savaşları' suretiyle yeni bir türbülansın içine sokulmak isteniyor. Güneyden, başka bölgelerden kuşatılmak isteniyoruz. Ne olursa olsun Türkiye, bütün bu kuşatmayı yaracak millete de ferasete de ruha da sahiptir." dedi.

Çavuşoğlu, Karacabey ilçesinde, 15 Temmuz Şehitleri ve Demokrasi Meydanı'nın açılış töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye ile ilgili yapılmak istenen ameliyat ve operasyonun 15 Temmuz 2016'dan önce başladığını söyledi.

Türkiye'nin kendi ayaklarının üzerinde durduğu, emeklediği yerden dizlerinin üstüne doğrulduğu, kendi tez ve iddialarını ortaya koymaya başladığı, savunma sanayisinde önemli adımlar attığı andan itibaren uluslararası sisteme karşı bir meydan okumayla ortaya çıktığını anlatan Çavuşoğlu, "Bu uluslararası sistem, Türkiye'yi her defasında hizaya getirecek bir yolu bulmuştu. Bazen darbeler, bazen ekonomik krizlerle ülkeye diz çökertmeyi başarmıştı." diye konuştu.

Birilerinin, karşısında dikte edilenleri elinin tersiyle itip güçlenmeye, kudretlenmeye başlayan Türkiye'yi gördükçe çıldırdığını dile getiren Çavuşoğlu, "Her hamlemiz, gelişim projemiz, Türkiye'nin her büyüme hafsalası onları çıldırttı." ifadelerini kullandı.

- Vekalet savaşları

Çavuşoğlu, ülkenin bütün organlarına ve hücrelerine kadar girmiş, unutulmaya bırakılmış, zamanı geldiğinde de uyandırılarak ülkeyi felç etmek üzere devreye alınan bir güruhun milletin üzerine uçakla, tankla, topla, tüfekle mermi yağdırdığını hatırlatarak, şöyle devam etti:

"Millet, her şeye rağmen çıplak bedenleriyle 'Namusum, mukaddesatım ve vatanım' diyerek, buna geçit vermedi. Bu millet, eli öpülesi bir millettir. 15 Temmuz, tarihimizin nirengi noktalarından biridir. Şehitlerimizi ve gazilerimizi, milletin ortaya koyduğu o büyük direnişi asla unutmayacağız. Bizim unutmadığımız gibi unutmayan birileri daha var. Bu girişimin arkasında olan, ellerinde tuttukları kuklalarla perde gerisinden onları yönetenlerin asla vazgeçmeyeceğini bileceğiz. Türkiye, 'vekalet savaşları' suretiyle yeni bir türbülansın içine sokulmak isteniyor. Güneyden, başka bölgelerden kuşatılmak isteniyoruz. Ne olursa olsun Türkiye, bütün bu kuşatmayı yaracak millete de ferasete de ruha da sahiptir."

- "Türkiye'yi kuşatanlara omuz vermek, siyasetçiye yakışmaz"

Türkiye güçlenirken ülkedeki iş birlikçilerin ülkeye saldırmak isteyenlerle beraber hareket ettiğini görmenin üzücü bir durum olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, şunları dile getirdi:

"Bugün FETÖ, DHKP-C, PKK ağzıyla ortaya çıkıp konuşan siyasiler yok mu? Var. Bugün hala 15 Temmuz'da 250 şehidin ruhuna azap edecek şekilde, 'Bu, bir tiyatro oyunudur' diyenler yok mu? Var. Bunu bir tarafta FETÖ'cüler, bir tarafta ana muhalefet partisi diyor. Daha önceki akşam 'Bu, bir tiyatrodur' dedi ve aynı gün müebbet hapis cezasıyla yargı tarafından cezalandırılan insanları görmezden gelerek bunu yaptı. Böyle bir aymazlık, düşmanlık olabilir mi? Neler yaşandığının farkında olmayan, idrak yoksunu insanlar nasıl yaşıyor bu ülkede, anlamak mümkün değil. ByLock görüşmelerinde bu teröristlerin kendi aralarında hangi CHP'li ile ne tür girişimler içinde bulunduğunu hep görüyoruz. Mecliste ve değişik platformlarda, 'Bunun siyaset ayağı ne olacak?' diye tutturdular.

Israrla söyledik ki biz 30 Mart'tan, 7 Haziran'dan, 1 Kasım'dan önce teşkilatlarımızda var idiyse temizledik. 'Siz ne yaptınız?' diye sorduk. Milletvekilleriniz, basının önünde 'Biz 30 mart'tan önce FETÖ ile kol kola girdik' dediler ve istifa ettiler. Birgül Ayman Güler'di bu, sizin milletvekilinizdi. Bank Asya'nın etrafında dolanan Mahmut Tanal'ı, barışçı arkadaşları gördük. Sezgin Tanrıkulu'nun İHA'larla teröristlerin tepesine bindiği günde aynı FETÖ'nün, PKK'nın ağzıyla 'Ne yapıyorsunuz' diye soru sorduğunu gördük."

Çavuşoğlu, CHP'nin milletin gözünün içine baka baka bu ihanete ortak olduğunu vurgulayarak, "Türkiye'yi kuşatıp felç etmeye çalışanlara omuz vermek, içimizdekilere, hele de siyasetçiye, ana muhalefet partisine hiç yakışmaz." dedi.

- "Uyanık olmak, tarih okumaları yapmak zorundayız"

Vekaleten Türkiye ile savaşanların net bir şekilde ortaya çıkmaya başladığını ifade eden Çavuşoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

"Belçika'da PKK'yı terör örgütü listesinden çıkaran bir mahkeme kararı ortaya çıktı. Almanya, Avrupa sokaklarında terör örgütü mensuplarının posterlerini taşınarak, hatta cumhurbaşkanımızın şakağına silah dayayan posterler taşınarak meydan okunuyor. Bunlar, kendi putunu yiyen müşriklere benzediler. 'İnsan hakları', 'özgürlük', 'teröre karşıyız' dediler ama ne zaman ki durum ortaya çıktı; 'Benim terörüm, senin terörün' diye muamele yaptılar. Biz uyanık olmak, tarih okumaları yapmak zorundayız. Bugün bölgemizi anlamak istiyorsak mutlaka 1914'teki 1. Dünya Savaşı sonrasında ortaya çıkan neticelere bakmak gerekiyor. Bu savaştan sonra Ortadoğu coğrafyasında, bu bölgede neler yaşandıysa bugün aynıları yaşatılmak isteniyor bu ülkeye. Bir insan, aynı delikten iki kere sokulmaz. Biz sokulmayacağız."

Çavuşoğlu, daha sonra Karacabey Belediye Başkanı Ali Özkan, AK Parti Bursa milletvekilleri Efkan Ala ve Zekeriya Birkan ile açılış kurdelesini kesti.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber