'Toplumu hurafeciler değil gerçek din adamları bilgilendirmeli'

Bazı 'din adamlarının' toplumun hassas olduğu konulardaki yorumlarına tepkiler yükselirken, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çıkışının ardından Diyanet de devreye girdi. İlahiyatçılar, İslam adına ahkam kesen bu isimlere karşı Diyanet'in bir an önce adım atması gerektiğini söyleyerek "Toplumu hurafeciler değil gerçek din adamları bilgilendirmeli" diyor

Kaynak : Karar
Haber Giriş : 09 Mart 2018 08:10, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42
'Toplumu hurafeciler değil gerçek din adamları bilgilendirmeli'

İslam adına fetva veren bazı ilahiyatçı ve din adamlarının skandal açıklamalarına siyaset de tepkisiz kalmadı. Kendi görüşlerini din gibi sunup hassas konularda yaptıkları yorumlarla dinin saygınlığına da gölge düşüren kesimlere karşı Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyanet'in devreye girmesini istedi. Erdoğan, AK Parti MYK'da Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'a Diyanet'in harekete geçmesi için talimat verdi. Dünya Kadınlar Günü mesajı yayınlayan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş da kadına yönelik şiddetin İslam'ı refarans alamayacağını söyledi. Erbaş, "Zira şiddete meşruiyet sağlayan, merhameti öteleyen ve kadını rencide eden bütün gelenek, örf ve inanışlar reddedilmelidir" dedi.

İlahiyatçılar ise 'merdivenaltı din anlayışı'nın önüne nasıl geçileğini KARAR'a değerlendirdi. Diyanet İşleri Başkanlığı'nın adım atmakta geç kaldığını belirten ilahiyatçılar, skandal açıklamaların dinden kaynaklandığı şeklindeki yanlış algının düzeltilmesi gerektiğini dile getirdiler.

KADINA ŞİDDETİN İSLAM'DA YERİ YOK

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözlerinin ardından gözlerin çevrildiği Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan da bazı din adamlarının yaptığı tartışmalı açıklamalar için tepki geldi. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısı ile bir mesaj yayınlayan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, "Tasvip edilir hiçbir yanı, yönü ve mazereti bulunmayan kadına dönük şiddet merkezli eylem ve söylemin, rahmet ve esenlik dini olan İslam'dan referans bulması asla mümkün değildir. Zira şiddete meşruiyet sağlayan, merhameti öteleyen ve kadını rencide eden bütün gelenek, örf ve inanışlar reddedilmelidir" dedi. Açıklamasında "İnsanın yeryüzü serüveni aynı özden yaratılan Hz. Adem ve Hz. Havva ile başlamıştır. Dolayısıyla kadın ve erkek arasında yaratılış gayesi, varoluş değeri ve kulluk sorumluluğu açısından hiçbir fark yoktur. Hz. Adem'den itibaren insanlığa rehberlik eden bütün peygamberler ve onların kutlu yolunu takip edenler; kadını erkek üzerinden tanımlayan, ikinci sınıf sayan, değersizleştiren, olumsuz yorumlara konu eden, onun haklarını, onurunu ve iffetini ihlal eden bütün tavır, davranış, düşünce ve yaklaşımlarla mücadele etmiştir" ifadelerini kullandı.

AŞIRI HÜKÜM DİNE DE AYKIRI

Diyanet İşleri eski başkanlarından Prof. Dr. Süleyman Ateş , her platformda sadece gerçek din adamlarının sözlerine yer verilmesi gerektiğini belirterek şunları söyledi: "Kur'an-ı Kerim ne diyorsa din odur. Peygamber Efendimizin sağlam sözleri neyse din odur. Ayrıca, sosyal medyada olsun başka platformlarda olsun, hurafeciler yerine din adamları konuşturulmalı. Hiç kimse birisi hakkında şu cehennemliktir diyemez. Aşırı hükümler ve ahkam kesmek dinimize aykırıdır. Peygamber Efendimiz, 'Kolaylaştırın, müjdeleyin, ürkütmeyin, güçleştirmeyin' diyor. Yani din kolaylıktır. İnsanların yollarını daraltmak için değil, huzura, rahata ve barışa kavuşturmak için gelmiştir."

İSLAM TOPLUMLARININ KADIN ALGISI YANLIŞ

Eski İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı, din adına yapılan skandal açıklamaların İslam'ı yansıtmadığını belirterek şöyle konuştu: "Kadın meselelerinde Diyanet İşleri Başkanlığı'nın geç kaldığını düşünüyorum. Böyle sorumsuz insanlar, sağda solda, gazetelerde, televizyonlarda, sosyal medyada din adına abuk sabuk iddialar ortaya atarken, Diyanet'in bu yasal görevini layıkıyla yapması gerekiyor. Uygulamada neler yapılacağı konusuna gelince, bu konu bugün bir takım sorumsuz insanların öne sürdüğü, sadece onlara ait bir takım iddialardan kaynaklanan bir sorun değil. İslam toplumlarının kadınla ilgili tarihi telakkisi malesef son derece yanlışlarla dolu. Bu, tarihin eski dönemlerinde, esasen dünyada da kadınların aynı şekilde algılandığı çağlarda insanlık için bir problem teşkil etmiyordu. Ama dünya dönüştü ve değişti. İslam toplumları ise oldukları yerde çakılıp kaldı. Din tanımlarımız hala eski çağların dünyasına, hayatına ve zihinlerine uygun bir tanım ise bugün bu sorun yine yaşanacaktır."

TOPLUMSAL PROJE HAZIRLANMALI

Tartışmalara neden olan açıklamaların önüne geçilmesi için toplumun her kesiminden bir platformun oluşturulması gerektiğini söyleyen Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof Dr. Hayri Kırbaşoğlu da şunları kaydetti: "Diyanet'in sıkıntısı şu; Ortaçağ'da yazılan bazı dini kitapların dışına çıkamıyor. Önemli olan zihniyet değişikliğinin yapılması. Yani bilimsel zihniyete dönmedikçe ve eleştirel düşünceye dönmedikçe Diyanet bu işi çözemez. Bunun dışında, her ay çeşitli konularda bir doğru bilgilendirme toplantısı yapabilir. Bir de toplumsal bir proje hazırlanmalı. Dindar olmayanlar dahil, gayri müslim, sağcı, solcu, Alevi, Sünni, Kürt, Türk ve ateistler dahil tüm katmanların yer aldığı bir platform oluşturulmalı. Bu platformda her şey tam bir özgürlük içerisinde tartışılmalı. Buradan çıkan sonuçlar sivil, resmi kurumlar ve Diyanet'le paylaşılmalı."

O SÖZLER İÇİN SORUŞTURMA

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, Sosyal Doku Vakfı Onursal Başkanı Nurettin Yıldız hakkında kadınlara yönelik açıklamaları nedeniyle resen soruşturma başlatıldığı bildirildi. Başsavcılıktan yapılan açıklamada, Yıldız hakkında, "halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçundan resen soruşturma başlatıldığı belirtildi. "7 yaşında çocukla evlenilebilir'' dediği ileri sürülen Yıldız'ın son olarak ''kadınların kocalarından dayak yedikleri için şükretmeleri'' yönündeki ifadeleri tepkilere sebep oldu.

KENAN BUTAKIN

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber