Beyaz Deniz'de saklanan gizemli bir ada

Rusya'nın Kuzey Kutup Bölgesinde bulunan Beyaz Deniz, isminin aksine karanlık ve derin suları ile gizemli bir dünya. Kola yarımadasının çevrelediği Beyaz Deniz içerisinde irili ufaklı birçok ada bulunmaktadır. Tarih içerisinde manastırlara, balıkçılara ve maceraperestlere ev sahipliği yapan bu adalar; hem inanç kültürleri hem de doğaya meydan okuyanlar için iyi bir alternatif olarak tanımlanabilir. Beni ise oraya sürükleyen şey; hayatın rastlantısallığı içerisinde " Doğrunun ve yanlışın olmadığı bir dünyayı" keşfetme arzusuydu.

Nasıl Gidilir?

Kola Yarımadasında bulunan Solovetsky Adası'na gidebilmek için en yakın uçak destinasyonu Murmanks. Fakat eğer İstanbul'dan gidecekseniz St. Petersburg güzergahından sonra tren (yaklaşık 20 saat) yolculuğu yapmanızı tavsiye ederim. Ada'ya en yakın kara parçası olan Rabocheostrovsk'den 2-3 saat uzunluğunda bir gemi yolculuğu ( 25 Dolar ) yapmanız gerektiğini de unutmayın.

Nerede Kalınır?

Bu kadar uzak ve gizemli bir yerde kalacak yer bulmak sorun olur sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Öncelikle Ada'nın sahibi olan Manastır size 2 gün ücretsiz konaklama imkanı sunuyor. Bunun haricinde bölgede 15 Euro'dan başlayan birçok otel ve pansiyon olanağı mevcut. Ayrıca kalacak kişilerin her türlü ihtiyacını karşılayacak kamp alanları da mevcut.

Ada'da Ne Yapılır?

Solevetsky Adası, Otoriteler tarafından Rusya'da UNESCO tarafından koruma altına alınan en önemli mekanlardan biri olarak görülmektedir. Ada'da 6 ay gece ve 6 ay gündüz oluyor. Temmuz ayında yapmış olduğum bu yolculuk, bedenim ve algılarım için bir meydan okuma niteliğindeydi. Bu yüzden hiç kaybolmayan bir gündüzün içinde yolculuk yapmaya hazır olmalısınız.

Solovetsky Ada'sında ilk yerleşim 14. yüzyıla dayanmaktadır. Burada Rahipler ve kesişler tarafından kurulan Manastır 20. yüzyıla kadar önemli bir inanç merkezi olmuştur. 1920'li yıllarda Sovyet Liderler Ada'nın uzaklığı ve zor koşullarını göz önünde bulundurarak burayı özellikle siyasal suçluların sürgüne gönderildiği bir hapishaneye dönüştürmüştür. 1990'lı yıllarda ise Manastır tekrar açılmış ve bölge dünyanın birçok yerinden gelen gezginlere ev sahipliği yapmıştır. Ada'da bulunan Manastırın restorasyon çalışmaları 1965 yılında başlamış olsa bile hala devam etmektedir.

Ada, merkezinde bulunan Manastırın dışında birçok farklı mimari esere sahip. Birçok yapı kapalı geçit sistemi ile birbirine bağlıdır. Bu kapalı geçit sistemleri içerisinde gizemli bir yolculuğa çıkmak için mutlaka kendinize yerel bir dost bulmalısınız. Aksi takdirde Ada sizin için sadece turistik bir alana dönüşür. Ada'nın batı tarafında Beyaz Deniz ile yüzleşip kıyılarında enteresan taşlar toplayabilir, kendinizi derin sulara bırakabilirsiniz.

Ada'nın içerisinde yürüyüş yapabileceğiniz ormanlar ve bu ormanların arasında sizler için hazırlanmış dinlenme alanlarını keşfetmenizi tavsiye ederim. Ayrıca bisiklet kiralayarak etrafı gezmek ikinci bir alternatif.

Ne Yenir?

Ada'da bir çok restoran bulunmaktadır. En önemli tavsiyem tabii ki geyik eti. Ayrıca Manastırın bahçesinde satılan poğaçaları ve turtaları mutlaka denemelisiniz.

Son olarak Kola Yarımadasından bir Sami Türküsü belki sizlere orayı daha da yakınlaştırır;