Çipras suları ısıtıyor

Doğu Akdeniz'deki doğalgaz çalışmalarında Türkiye'nin egemenlik haklarını yok sayarak ateşe benzin döken Çipras, krizi Ege'ye de yaydı. Karasularını 12 mile çıkarma planını yeniden ısıtıp asırlık 'komşuluk hukukunu' baltalayan Atina'ya Ankara'dan sert cevap geldi: Oldu bittiyi kabul etmeyiz

Kaynak : Karar
Haber Giriş : 10 Kasım 2018 08:20, Son Güncelleme : 10 Kasım 2018 08:13
Çipras suları ısıtıyor

Yunanistan Başbakanı Çipras, uzun süredir sessizliğin hakim olduğu Ege'de suları yeniden ısıtacak adımı atmaya hazırlanıyor. Türkiye'nin 1995'te savaş sebebi olarak açıkladığı Ege'de karasularını 12 mile çıkaracak yasa tasarısını Meclis'e sunacaklarını açıklayan Çipras Kıbrıs gazı için de Türkiye'ye rest çekti. Çipras'a yanıt Milli Savunma Bakanı Akar'dan geldi: Hiçbir oldubittiye izin vermeyiz.

'SADECE TAKTİK DEĞİŞTİRDİM'

Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki sismik araştırma gemisi Barbaros Hayrettin Paşa ve sondaj gemisi Fatih'i taciz eden Yunanistan, suları köpürtmeye devam ediyor. Ege'de ülkesinin karasularını 6 milden 12 mile çıkarma planını yeniden gündeme taşıyan Çipras "Haklarımızı kullanacağız. Sadece taktiği değiştirmeye karar verdim" dedi. Yunanistan Başbakanı, ipleri gerecek yaklaşımını Akdeniz'de de sürdürdü.

TÜRKİYE 'EVET' DEMEDEN OLMAZ

Doğu Akdeniz'deki doğalgaz arama çalışmalarını işaret eden Çipras, Güney Kıbrıs'ın kaynaklarını kullanma hakkına sahip olduklarını söyledi. "Yunanistan bölgede bir enerji haritası oluşturmak için gerekli şartları oluşturdu" dedi. Atina'nın kriz adımlarına karşı Ankara'nın tavizsiz yaklaşımını Milli Savunma Bakanı Akar dile getirdi: Doğu Akdeniz'de Türkiye'nin evet demediği oldu-bitiyi asla kabul etmeyiz.

Yunanistan, Türkiye'nin kırmızıçizgi olarak kabul ettiği ve sert tepki gösterdiği Ege karasuları krizinde tansiyonu yükseltecek bir adım atmaya hazırlanıyor. Başbakan Alexis Çipras uluslararası karasularını 12 mile çıkarmayı planladıklarını söyledi. Çipras, bunun cumhurbaşkanlığı kararnamesi yoluyla değil parlamentoda oylamaya sunulacağını belirtti. Bu konuda strateji değil taktik değişikliğine gittiklerini belirten Çipras, karasularının 12 mile çıkarılması konusunda öncelikli olarak parlamentodaki partileri bilgilendireceğini dile getirdi. Yunanistan'ın başta Türkiye olmak üzere hiçbir komşusunu tehdit etmediğini söyleyen Çipras, "Biz Türkiye ile her zaman diyalog halindeyiz ama egemenlik haklarımızdan taviz vermeyeceğiz" dedi.

Çipras ayrıca yakın zamanda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın daveti üzerine İstanbul'u ziyaret edeceğini de sözlerine ekledi. Türkiye, 1995 yılında yayınladığı bir bildiride Ege'de karasuları sınırının 12 mile çıkarılmasını savaş sebebi sayacağını açıklamıştı.

Bölgede yaşanan tansiyona dikkat çeken Yunanistan Başbakanı Çipras, Güney Kıbrıs'ın doğal kaynaklarını kullanma hakkına sahip olduğunu belirterek "Güney Kıbrıs Rum Culhuriyeti Başbakanı Anastasiadis bu kaynakların tüm Kıbrıslılar için kullanılacağını özellikle vurguladı. Türkiye bunu anlamalı. Yunanistan bölgede yeni bir enerji koridoru oluşturdu. Biz Türkiye'yi dışlamıyoruz ama Türkiye uluslararası hukuka uymalı. Bu diğer ülkelerle ikili ilişkileri ilgilendiren bir durum değil" diye konuştu.

Yunanistan'ın açıklamalarına en sert yanıt Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'dan geldi.

Türkiye'nin, Doğu Akdeniz'de, Ege ve Kıbrıs'ta hak ve menfaatlerinin olduğunu belirten Akar, "Tüm samimiyetimle söylüyorum, biz en önemli, en gizli, en üst düzey toplantılar dahil gerçekten barış, dostluk, iyi komşuluk ilişkilerinden bahsediyoruz" dedi. Akar, şöyle devam etti: "Milletlerimizin, halklarımızın refah, güven içinde olmasını istiyoruz. Bütün komşularımızın toprak, siyasi bütünlüğüne saygılı olduğumuzu defaten söylüyoruz. Bunda da samimiyiz. Tüm bunları açıkladıktan sonra diyoruz ki uluslararası hukuk, ikili antlaşmalar çerçevesinde sahip olduğumuz haklarımızdan iğne ucu kadar vazgeçmeyeceğiz. Geri adım yok. Bu konuda kararlı olduğumuzu herkese duyuruyoruz. Mavi Vatan'daki haklarımızı, menfaatimizi korumak bizim boynumuzun borcu. Bu çerçevede münasebetlerimizi sürdürüyoruz. Ege'de, Doğu Akdeniz'de, Kıbrıs'ta Türkiye'nin içinde olmadığı, Türkiye'nin 'evet' demediği hiçbir oldubittiyi gerçekleştiremezsiniz. Bize kabul ettiremezsiniz, arkanızda kim olursa olsun. Haklarımızdan vazgeçmeyiz, geçmeyeceğiz." Akar, konuyu yakından takip ettiklerini, gerekli tedbirleri aldıklarını da sözlerine ekledi.

LOZAN'DAKİ DENGEYİ YUNANİSTAN BOZDU

Türkiye ve Yunanistan arasında yaşanan karasuları sorununun temelinde Lozan Barış Antlaşması ile Ege Denizi'nde tesis edilen dengenin zaman içerinde Yunanistan lehine bozulması yatmaktadır. Yunanistan 1936 yılında tek taraflı Lozan'da 3 mil olarak belirlenen karasularını 6 deniz miline çıkarmış, o dönem Türk-Yunan ilişkilerine hakim olan olumlu hava nedeniyle Türkiye, bu karara itiraz etmemiştir. Türkiye de 1964 yılında Kıbrıs sorunu nedeniyle Yunanistan'ın Anadolu kıyılarına yakın adaları silahlandırması sonrasında karasularını 6 deniz miline çıkarmıştır. 1974 Kıbrıs Barış Harekatı'ndan sonra Yunanistan Ege Denizi'nde açık deniz alanı olarak kabul edilen alanların büyük bir kısmını kendi egemenliğine almak için, karasularını 12 deniz miline çıkarma girişiminde bulundu. Türkiye 15 Nisan 1976 tarihinde Yunanistan'ın bu girişimini savaş sebebi (casus belli*) sayacağını dönemin Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil tarafından yazılan bir mektup ile ABD'ye bildirdi. Zaman içerisinde soğuyan mesele; 1982 yılında imzalanan Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi (BMDHS)'nin kıyıdaş ülkelere karasularını 12 deniz miline kadar ilan etme hakkı vermesi ile tekrar gündeme geldi. Yunanistan, 1995 yılında Türkiye'nin taraf olmadığı sözleşmeyi yürürlüğe koydu. Yunan Parlamentosu, 1 Haziran 1995 tarihinde kendi stratejisine uygun olan bir zamanda, Ege'de karasularını 12 deniz miline çıkarma hakkını saklı tuttuğunu ilan etti.

TBMM SAVAŞ SEBEBİ SAYDI

Yunanistan'ın Ege Denizi'nde karasularını 12 deniz miline çıkarması ile Ege Denizi'nin yüzde 40'ını oluşturan Yunan karasuları büyüklüğü yüzde 70'e yükselecek, açık deniz alanının büyüklüğü yüzde 51'den yüzde 19'a düşecektir. Nihayetinde Türkiye'ye Ege Denizi'nin yüzde 10'undan daha az bir alan kalacaktır. Türkiye zorlayıcı diplomasi kapsamında; Yunanistan'ın Ege'nin büyük bir kısmına hakim olmasının önüne geçmek için, 8 Haziran 1995 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) bulunan tüm parti temsilcilerinin ortaklaşa hazırladığı bildiri ile, Yunanistan'ın Ege'de karasularını 6 milin ötesine çıkarması halinde, bu durumun savaş sebebi sayılacağını, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne askeri bakımdan gerekli olanlar da dahil olmak üzere tüm yetkilerin verileceğini beyan etti. 1997 yılında olası bir Türk-Yunan çatışmasının engellenmesi tansiyonun düşürülmesi maksadıyla, ABD'nin girişimiyle Madrid'de yapılan NATO Zirvesi öncesinde her iki taraf bir mutabakat metni imzaladı. Bu metne göre taraflar, barış, güvenlik ve iyi komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesi, birbirlerinin egemenliklerine saygı gösterilmesi, anlaşmazlıkların, ortak rızaya dayanarak, kuvvet kullanımı ve tehdit olmadan, barışçıl yollardan çözülmesi konularında mutabık kaldılar. AB ile ilişkilerin geliştirilmesine matuf olarak Türkiye'nin çağrısı üzerine 2002 yılında Yunanistan ile ikili görüşmeler süreci başladı. Bugüne kadar yapılan toplam 60 görüşmede somut bir ilerleme kaydedilemedi.

SAVAŞ EŞLİĞİNDE GAZ ARAMA

Doğu Akdeniz'de bulunan milyarlarca metreküplük gaz yatakları bölgedeki tansiyonu yeniden yükselten en önemli neden oldu. ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu (USGS), araştırmalarına göre Doğu Akdeniz'de keşfedilmeyi bekleyen 1,7 milyar varil petrol ve 122 trilyon fit küp gaz olabileceğini belirtiyor. Rum yönetimi Kıbrıs açıklarındaki gaz yataklarını Münhasır Ekonomik Bölgeler (MEB) ilan ederek 13 parsele ayırdı. Rum Yönetimi, MEB'de olduğu iddiasıyla 6, 8 ve 10'uncu parsellerde hidrokarbon araştırması yapılması için ruhsat ihalesine çıktı. Türkiye, 6 numaralı sahanın önemli bir bölümünün, Türkiye'nin kıta sahanlığının Birleşmiş Milletler nezdinde kayda geçirilen dış sınırlarının içinde yer aldığını duyurdu. Türkiye hem 6. parselin Türkiye'nin MEB'inde olmasını hem de KKTC'nin haklarını garanti almak için buna karşı çıkıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan bu konuda yaptığı açıklamada Türkiye'nin askeri müdahale dahil tüm seçenekleri kullanmaktan çekinmeyeceğini vurgulamıştı. Türkiye'nin ikazlarına kulaklarını tıkayarak uluslararası firmalarla enerji anlaşmaları imzalayan Rum yönetimi gerilimin yükselmesine neden oluyor. Son olarak İtalya'nın enerji devi Eni, Güney Kıbrıs'ın 'münhasır ekonomik bölgesinde' yer alan 3. blokta doğalgaz aramasına başlayacaktı. Total ve Eni ortaklığı kapsamında geçen yaz sondaj çalışmalarına başlamak üzere Kıbrıs'a giden gemiler olmuştu. Ancak Türk savaş gemilerinin önlemesi sonucu bu çalışmalar yarım kaldı.Türkiye devlet iştiraki olan Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) ise 2012 yılında karada sondaj çalışmalarına başlamıştı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber