Bakan Soylu: Dirisinin de ölüsünün de peşindeyiz

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: - "Bu sabah, Nazım'ın (polis memuru Nazım Tuncer) etkisiz hale getirip sonra şehit olduğu iki teröristten birinin leşini kahraman jandarmamız aradı buldu, gömüldüğü yerden çıkardı. Ne söylerlerse söylesinler, bu teröristlerin dirisinin de ölüsünün de peşindeyiz"

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 23 Aralık 2018 20:24, Son Güncelleme : 23 Aralık 2018 21:34
Bakan Soylu: Dirisinin de ölüsünün de peşindeyiz

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Geçmişte, geleceğe dair büyük umutları, büyük hayalleri olmayan bir Türkiye'de yaşıyorduk. Bugün, ihracatını 170 milyar dolara yaslamış, savunma sanayi üretimini ayağa kaldırmış, her şehrinde üniversite, ülkenin üçte ikisinde de havaalanı ve modern şehir hastaneleri olan bir Türkiye'de yaşıyoruz." dedi.

Bakan Soylu, İzmit'teki Hasan Gemici Spor Salonu'nda düzenlenen AK Parti Kocaeli İl Gençlik Kolları 6. Danışma Meclisi Toplantısı'na katıldı.

Toplantıda konuşan Soylu, üreten, iddiası ve fırsatları olan, fırsatlarını yönetebilen bir ülkede genç yaşta siyaset yapan gençlere gıpta ettiğini söyledi.

Gençlere ve Kocaelililere, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın selamlarını ileten Soylu, şöyle devam etti:

"Bizim gençliğimizde, çocukluğumuzda, ülkeyi yönetenler, hakim zümre 'Çocuk yapmayın.' derlerdi. Nüfus planlaması kampanyaları yaparlardı. Oysa siz 'En az üç çocuk.' diyen, kalabalık olmaktan korkmayan, bu ülkeyi güçlü görmek isteyen bir liderin yanında siyaset yapıyorsunuz. Göçmenlerden korkan değil, onlara kucak açan, döviz operasyonlarıyla teslim alınmayan, dünyanın en büyük projelerine talip olan, 'Biz yaparız.' demeye alışmış bir Türkiye'de yaşıyorsunuz. Kendi silahını, tüfeğini, tankını, helikopterini, insansız hava aracını yapan, 'Arabamı, uçağımı nasıl yaparım?' diye hesap yapan bir ülkede siyaset yapıyorsunuz. Kendi potansiyelini gören ve dünyanın en büyük havalimanını yapan, elini Çin'e uzatıp, Uzak Doğu'yu, Avrupa'ya bağlamak için Marmaray'ı, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü, tüp geçitleri inşa eden, Türk Akım'la dünya enerji piyasasında söz sahibi olan bir Türkiye'de siyaset yapıyorsunuz. Batı'yı, Avrupa'yı elbette önemseyen ama dünyanın bu kadar küçük olmadığını da bilen, fırsatlarını, ilişkilerini özgürce yöneten, kendi güvenliği için gerekli gördüğü adımları kimseye sormadan atabilen bir Türkiye'de siyaset yapıyorsunuz.

Oysa biz 'Ülkemizin makus talihi.', 'Biz yapamayız.', 'Ne de olsa yerli malı.' gibi laflara alıştırılmıştık. Biz dünyanın her köşesine yardım eden değil, dünyanın her köşesinden borç isteyen bir ülkeye alıştırılmıştık. IMF'nin niyet mektuplarına alıştırılmıştık. Milletin her şeyi, sağlık hizmetini, hatta emekli maaşını bile kuyruklarda saatlerce bekleyerek aldığı bir hayata alıştırılmıştık. Parasını verip satın aldığımız silahların tetiğine basmak için bile izin almak zorunda olduğumuz, 'Kullanamazsın.' dediklerinde kullanamadığımız, birtakım tasarılarla sürekli tehdit edildiğimiz bir Türkiye tablosuna alıştırılmıştık. Biraz başımızı kaldırırsak, özümüze dönersek, altyapımıza birilerinin hoşuna gitmeyen yatırımları yaparsak, her 10 yılda bir darbelerle, muhtıralarla uyarılmaya alıştırılmıştık. Dünyada sadece 2-3 ülke varmış gibi yaşardık. Kendimizi de ancak Yunanistan ile kıyaslar, ona göre yaşardık. Orta Doğu'daki tarihi kardeşliğimize, Kafkaslar'daki soydaşlarımıza, Afrika'daki ülkelere zinhar el uzatamazdık. Türk-Kürt, Alevi-Sünni, laik-dindar diye sürekli aramıza fitne sokarlardı, bir şey yapamazdık, 'Biz biriz.' diyemezdik. Millet, iktidarı kendi oyuyla kendi evladına verirdi, onlar gazete manşetleriyle olmazsa vesayet kurumlarıyla olmazsa darbe anayasalarıyla o da olmazsa darbelerle muhtıralarla geri almaya çalışırlardı. Terörün, anarşinin kumandası birilerinin ellerindeydi. Ne zaman Türkiye biraz kalkınmaya başlasa karanlık cinayetler, faili meçhuller, terör eylemleri patlak verirdi. Her şehirde üniversite yoktu. Ülkenin ancak üçte birinde havaalanı vardı. Sadece gidiş geliş yollara otoban derlerdi de bu altyapıyla ekonominin kalkınacağı günü beklerdik."

Geçmişte, geleceğe dair büyük umutları, büyük hayalleri olmayan bir Türkiye'de yaşadıklarını ifade eden Soylu, bugün ihracatını 170 milyar dolara yaslamış, savunma sanayi üretimini ayağa kaldırmış, her şehrinde üniversite, ülkenin üçte ikisinde de havaalanı ve modern şehir hastaneleri olan bir Türkiye'de yaşanıldığını vurguladı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, kişi başına 25 bin dolar milli gelir hedefi olan, yollarını üçe katlamış ve ekonomisi buradan güç alan, küresel terör örgütleriyle eş zamanlı mücadele eden ama en küçük bir sarsıntı yaşamayan, ölümden kaçan milyonlarca insana kucak açmış ama sarsılmamış, dünyanın en çok yardım yapan ülkesi olan bir Türkiye tablosunda yaşanıldığının altını çizdi.

Bugünlere kolay gelinmediğine işaret eden Soylu, "Türkiye bugün benim yaşadığım Türkiye'den, sizin yaşadığınız güçlü, umut dolu, muktedir bir Türkiye tablosuna gelebilmişse, bu netice, AK Parti kadrolarının alın terinin, liderinin dirayetinin ve mücadelesinin eseridir. Allah sizlerden de sizleri bu çatı altında toplayan Genel Başkanımız, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'dan da ona destek veren aziz milletimizden de razı olsun." diye konuştu.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Diyarbakır'daki polislere yönelik terör saldırısına ilişkin, "Bu sabah, Nazım'ın (polis memuru Nazım Tuncer) etkisiz hale getirip sonra şehit olduğu iki teröristten birinin leşini kahraman jandarmamız aradı buldu, gömüldüğü yerden çıkardı. Ne söylerlerse söylesinler, bu teröristlerin dirisinin de ölüsünün de peşindeyiz." dedi.

İzmit'teki Hasan Gemici Spor Salonu'nda düzenlenen AK Parti Gençlik Kolları 6. Danışma Meclisi Toplantısı'nda konuşan Soylu, Türkiye'nin savunma sanayisinde ve terörle mücadelede katettiği mesafeyi anlattı.

Geleceğe büyük bir inançla baktıklarını belirten Soylu, bunu siyasetle milletin iradesiyle beraber yaptıklarını kaydetti.

Soylu, bir taraftan terörle mücadeleyi sürdürürken, bir taraftan da kendi milli hamlelerini ortaya koymaya çalıştıklarını dile getirerek, bunun yanında bütün dünyanın sırtını döndüğü 3,6 milyon Suriyeliye ev sahipliği yapmaya çalıştıklarını söyledi.

Bu milleti ve ekonomisini terörle terbiye etmeye çalışanlara karşı bu milletin topyekun mücadele verdiğine işaret eden Soylu, "Geçen gün Tunceli'de orada bir mağarada kıstırdılar teröristleri ve tam 9 gün boyunca o mağaranın önünden ayrılmadılar ve sesle çağırdılar. Dediler ki 'Çıkın dışarı.' çıkmadılar. İçeri girmeye çalıştılar, içeriden silahla mukavemet ettiler. Ondan sonra da gereğini mağaranın ağzını kapatıp, hem karadan hem de havadan imha ederek oradaki teröristlerin her birini etkisiz hale getirdiler." diye konuştu.

Bakan Soylu, geçen gün Diyarbakır Hani'de çok uzun zamandan beri peşinde oldukları bir teröristle tesadüfi bir şekilde karşılaşan polis memuru Nazım Tuncer'in şehit olduğunu anımsatarak, "Bu sabah, Nazım'ın etkisiz hale getirip sonra şehit olduğu iki teröristten birisinin leşini kahraman jandarmamız aradı buldu, gömüldüğü yerden çıkardı. Ne söylerlerse söylesinler, bu teröristlerin dirisinin de ölüsünün de peşindeyiz." ifadelerini kullandı.

- "Şimdi o çocuklarımız okullarında okuyorlar"

Terörle mücadeleye bir taraftan lojistiğini, bir taraftan finansmanını, bir taraftan onlara destek olan sözde sivil toplum örgütlerini ve terörün siyasi kolu olan partilerin her birini aynı anlamda değerlendirerek devam ettiklerini altını çizen Soylu, "Neymiş? Belediyeler görevden alınmayacakmış. Hangi belediyeler? Devletin parasını, Hazine'nin parasını Kandil'e aktaran, onu oradan silah olarak evlatlarımıza ve ülkemizin birliğine çeviren bu belediyeler görevden alınmayacakmış. Onlar millete hizmet ediyorlarmış. Hiçbir yere hizmet ettikleri yok." dedi.

Bakan Soylu, Ağrı'da belediyeyi devraldıklarında bir belediye aracının üzerinde 400 haciz olduğuna dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Neden? Çünkü borçlar ödenmeyecek, yapılan işlerin paraları ödenmeyecek, paralar dağa gidecekti. Bütün bunların yanı sıra festival düzenleyecekler, 12, 13, 14 yaşında çocukları, genç kızlarımızı alacaklar, o festivalde kandıracaklar, analarının dizinin dibinde durması gereken evlatlarımızı alıp dağa götürecekler. Kime? Kandil'e getirecekler, Murat Karayılan'a, Cemil Bayık'a getirecekler. O 14 yaşındaki kızlarımızı alacaklar onlara meze gibi sunacaklar, taciz ettirecekler, tecavüz ettirecekler, ondan sonra da annelerinin yanına dönmelerine müsaade etmeyecekler. Ey cici Avrupa, sevsinler sizi. Kadın haklarından bahseden, çocuk haklarından bahseden Avrupa, bütün bunları önünüze koyduk, hem de ispatlarıyla ve delilleriyle beraber önünüze koyduk gıkınız çıkmadı, bir tek söz söyleyemediniz. Tayyip Erdoğan'ın oluşturduğu politika, ortaya koyduğu siyaset ve gerçekleştirdiği irade ve kararlılık, şimdi orada yaşayan gençlerimizi dağa götürmeye çalışanlara karşı büyük bir engel koydu ve şimdi o çocuklarımız Allah'a hamdolsun ki okullarında okuyorlar."

Terör örgütüne katılımın şu anda son 30 yılın en düşük seviyesinde olduğuna dikkati çeken Soylu, "Yetmez, başka bir şey daha, yeni bir politika ortaya koyduk. Koyduğumuz politika şu; terör örgütüne katılanların ailelerine gidiyoruz, onları oradan alıp adalete teslim etmek için aileleriyle beraber onları ikna etmeye, onları o durumdan kurtarmaya çalışıyoruz. Allah'a hamdolsun, bugüne kadar tam 400 terörist teslim oldu, 157'si aileleriyle birebir iknayla teslim oldu. Neredeyse bunun yarısı kadar ancak terör örgütüne terörist katıldı. Başarımız büyüktür, ortaya koyduğumuz irade büyüktür ama bunda milletimizin ortaya koyduğu irade ve kararlılık en üst noktadadır." değerlendirmesinde bulundu.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın son yıllarda ortaya koyduğu dış politika hamlelerini tarihin bambaşka bir perspektifle ele alacağını vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Çünkü 16-17 yıldır gerçekleştirdiği tecrübe, bilgi, birikim, kimin ne olduğunu kimin hangi hamleyi yapabileceğini en iyi kendi zihninde, kendi bilgisinde ve kendi görgüsünde ortaya koymuş ve bugün geldiği noktada attığı adımlar, gerçekleştirdiği süreçler bütün bunların en önemli delili olarak ortada durmaktadır. Şimdi önümüzde Fırat'ın doğusu da var, Fırat'ın batısı da var. Önümüzde terör örgütleriyle mücadele de var. Hiç kimse endişe etmesin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin gücü Fırat'ın doğusunu da Fırat'ın batısını da bütün terör örgütlerinden, Kandil'in de her noktasını terör örgütlerinden temizleyebilecek güce, kudrete sahiptir."

Konuşmasının son bölümünde yerel seçime ilişkin gençlere tavsiyelerde bulunan Soylu, AK Parti Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan adayı Tahir Büyükakın'ın, İbrahim Karaosman'dan alacağı bayrağı daha da yukarılara taşıyarak, kente büyük hizmetler yapacağını söyledi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, konuşmasının ardından il ve ilçe gençlik kolları başkanlarına plaketi verdi, gençlerle fotoğraf çektirdi.

Programa, AK Parti Gençlik Kolları Genel Başkanı Ahmet Büyükgümüş, AK Parti Kocaeli İl Başkanı Abdullah Eryarsoy, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Zekeriya Özak, AK Parti Kocaeli Gençlik Kolları Başkanı Emre Kahraman, milletvekilleri, belediye başkanları ve AK Parti'nin gençlik kolları üyeleri katıldı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber