VHKİ, kamu borç ödemelerinde, kendi kredi kartını kullanırsa, hangi cezayı alır?

Danıştay disiplin soruşturmaları her ne kadar usule uygun olarak yapılsa bile suça karşılık gelen eyleme ceza verilmeden tesis edilen işlemin iptaline karar verdi.

Kaynak : Memurlar.Net
Haber Giriş : 04 Şubat 2019 14:04, Son Güncelleme : 23 Ocak 2019 19:16
VHKİ, kamu borç ödemelerinde, kendi kredi kartını kullanırsa, hangi cezayı alır?

Dava konusu olayda; veri hazırlama ve kontrol işletmeni olarak görev yapan davacının Belediye'ye borçlarını ödemeye gelen bazı mükelleflerin idareye olan borç ödemelerini kendi kredi kartını kullandırmak suretiyle bizzat yaptığı, kendi nakit işlem hacmini çoğaltarak kredi bakiyesini nakde dönüştürtmek suretiyle bir menfaat sağladığı açılan soruşturma sonucunda tespit edilmiştir.

Bu eylem karşılığında davacıya 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/C-c maddesinde belirtilen "Devlete ait resmi belge, araç, gereç ve benzerlerini özel menfaat sağlamak için kullanmak" fiiline karşılık olarak Aylıktan Kesme Cezası verilmiştir.

İdare mahkemesi kararında, söz konusu eylemin 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 125/D-c maddesinde yer alan "Görevi ile ilgili olarak her ne şekilde olursa olsun çıkar sağlamak" olarak kademe cezasına karşılık geldiğini, ancak davacının lehine olan bu durumun madde ve bent numarasındaki hatayı görmezden gelmiştir.

Danıştay Onikinci Dairesine giden olayla ilgili mahkeme verdiği kararda; suç ve cezaların kanuniliği ilkesinden yola çıkarak, usulüne uygun olarak yapılan soruşturmalarda kanunda karşılığına uygun bir ceza ile cezalandırılma işlemi tesis edilmediği takdirde, her ne kadar idarenin işlem tesis etme noktasında yetkisi de olsa bu tür işlemlerin hukuka uygun olmadığına dikkat çekerek İdare Mahkemesinin red kararını bozmuştur.

T.C

DANIŞTAY

Onikinci Daire

Esas No: 2014/10025

Karar No: 2017/5821

Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : ........

Karşı Taraf (Davalı) : .. Belediye Başkanlığı

Vekili : Av....

İstemin Özeti: Sivas İdare Mahkemesince verilen 10.09.2014 2 tarihli ve E:2014/159, K:2014/1064 sayılı kararın, dilekçede yaz nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi A uyarınca temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir,

Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi : Tufan Baysal Aşkın

Düşüncesi : 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2 maddesinde, iptal davalarında iptali istenilen işlemin yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden hukuki denetiminin yapılacağı hükmü karşısında, uyuşmazlık konusu işlemin konu yönünden hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karat veren Danıştay Onikinci Dairesince işin gereği görüşüldü:

Dava; ... Belediyesi Gelir İdaresinde veri hazırlama ve kontrol işletmeni olarak görev yapan davacının 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/C-(c) maddesi uyarınca 1/30 oranında aylıktan kesme cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işleminin iptali istemiyle açılmıştır.

İdare Mahkemesince, davacının, veri hazırlama ve kontrol işletmeni olarak görev yaptığı ancak vazifesi olmadığı halde davalı Belediye'ye borçlarını ödemeye gelen bazı mükelleflerin idareye olan borç ödemelerini tahsildarına bilgisi ve rızası dışında kendi kredi kartını kullandırmak suretiyle bizzat yaptığı, bu durumun aksinin iddia olunmadığı, bu işlemler için ödenen meblağın da üstünde bir miktar parayı haricen maddi bir menfaat olarak temin ettiği yolunda somut delil yok ise de, gerçekte davacının bu suretle kendi nakit işlem hacmini çoğaltarak kredi bakiyesini nakde dönüştürtmek suretiyle bir menfaat sağladığı, zira aynı hesap dönemi içinde yapılan kredi kartı harcama tutarının anılan unvanda bir kamu görevlisi için cüzi bir meblağın oldukça üzerinde rakamlardan (3.585,00+2.200,00=) oluştuğu, diğer yandan, yürütülen disiplin soruşturması üzerine getirilen teklifte 657 sayılı Kanunun 125/D-(c) maddesinde belirtilen bu eylem 125/C-(c) maddesinde belirtilmiş gibi değerlendirilmiş ise de, anılan eylemin karşılığı olan kademe ilerlemesinin durdurulması cezası yerine tesis olunduğu görülen aylıktan kesme cezasının, davacı lehine olduğunun anlaşıldığı, davacının lehine olan madde ve bent numarasındaki hatanın, neticesi itibariyle sübut bulan eylemin karşılığı olarak daha hafifi verilen aylıktan kesme cezasının iptaline hükmedilerek davacı aleyhine hüküm kurulmasının iptal davasından beklenilen fayda ve neticeyi sağlamayacağından, tesis olunan disiplin cezasında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Davacı tarafından, mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın Suç ve cezalara ilişkin esaslar başlıklı 38, maddesinde, "Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bit ceza verilemez." hükmüne; 128/2, maddesinde, "Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir, Ancak, mali ve sosyal haklara ilişkin toplu sözleşme hükümleri saklıdır." hükmüne yer verilmiştir,

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125/ C-(c) maddesinde, " "Devlete ait resmi belge, araç, gereç ve benzerlerini Özel menfaat sağlamak i için kullanmak" fiili aylıktan kesme cezasını gerektiren fiil ve hallet arasında - sayılmıştır.

Dosyanın incelenmesinden, davacının, Belediye'ye olan borçlarını ödemeye gelen mükelleflerin, borç ödemek için kullanacakları nakit paralarını alarak, söz konusu kişilerin borçlarını kendine ait kredi kartıyla ödediği yolundaki şikayet üzerine başlatılan soruşturma sonucunda, davacıya isnat edilen fiillerin gerçekleştiğinin, hem kredi kartı ödeme cihazı kayıtları ile tahsilat makbuzlarının karşılaştırılmasından, hem de davacının soruşturma sırasında alınan ifadelerden anlaşıldığı, davacının bu fiiliyle, 657 sayılı Kanun'un 125/C-(c) maddesinde belirlenen sucu işlediğinden bahisle verilen disiplin cezası üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Disiplin cezaları, kamu görevlilerinin mevzuata, çalışma düzenine, hizmetin gereklerine aykırı fiillerine karşı düzenlenen idari yaptırımlardır. Kamu hizmetlerinden sürekli uzaklaştırtılabilmek gibi ağır sonuçlara neden olabilen disiplin cezaları, ağırlığı ve önemi sebebiyle Anayasa'nın 38, maddesindeki suç ve cezalara ilişkin kurallara tabi tutulmuşlardır.

Kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi uyarınca, ceza yaptırımına bağlanan her bir filin tanımının yapılması ve kanunun ne tür fiilin suç sayarak yasakladığının hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirtilmesi gerekmektedir. Sözü edilen suç tanımlaması yapıldıktan sonra, suçun karşılığı olan cezanın ve suç sayılan fiili gerçekleştiren kamu görevlisinin hangi disiplin kuralını ihlal ettiğinin açık bir şekilde ortaya konulması da zorunludur. Söz konusu fil, mevzuatta öngörülen tanıma uymuyorsa verilen disiplin cezasının hukuka aykırı olacağı da açıktır.

Bakılan olayda, davacının fiiline tatbik edilen 657 sayılı Kanun'un 125. maddesinin C bendinin (c) alt bendinde, Devlete ait resmi belge, araç, gereç ve benzerlerini özel menfaat sağlamak için kullanmak fiilin aylıktan kesme cezası ile cezalandırılacağı hüküm altına alınmasına rağmen, soruşturma raporunda isnat edilen filin, kredi kartı ile başkalarına ait borçları ödeyerek, o kişilerden borç miktarı kadar nakit para almak suretiyle bir menfaat elde etmek olduğu, bu fiil ile de davacıya uygulanan ceza maddesinde belirtilen tutumun uyuşmadığı görülmektedir,

Yukarıda aktarılan suç ve cezaların kanuniliği ilkesi uyarınca, usulüne uygun soruşturma yapılarak tespit edilen suça konu fiilin, kanunda önceden belirlenmiş karşılığına uygun bir ceza ile cezalandırılmadığı takdirde, tesis edilen işlemde her ne kadar idarenin işlem tesis etme noktasında bir yetkisinden söz etmek mümkünse de, bu işlem konu yönünden hukuka aykırı hale gelecektir.

Bu durumda, dava konusu işlemin hukuka uygun olmaması karşısında, davanın reddi yolunda verilen Mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile Mahkeme kararının bozulmasına, yeniden bir karat verilmek üzere dosyanın İdare Mahkemesine gönderilmesine, bu katarın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 21.11.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber