Okul müdür yardımcısını görevden almak, sendika hakkının ihlali midir?

Bir okulda Müdür Yardımcısı olarak görev yapan davacı, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (EĞİTİM-Sen) üyesi ve bu ilçenin temsilcisi olarak faaliyet göstermektedir.

Davacı hakkında sendika tarafından iki farklı tarihte yapılan basın açıklaması ve gösteri yürüyüşlerine katılmaktan disiplin soruşturması başlatılmıştır.

Açılan disiplin soruşturması sonucunda adı geçen Müdür Yardımcılığı görevinden alınmıştır. Ayrıca soruşturma kapsamında izinsiz ve kanunsuz olarak yapılan gösteri, yürüyüş ve basına açıklamasına katılmak nedeniyle bir yıl kademe ilerlemesinin durdurulması cezası almıştır.

Davacı tarafından disiplin cezasına ilişkin idare mahkemesinde açılan iptal davası reddedilmiş, ancak kararın temyiz edilmesi üzerine Danıştay kararı bozmuştur. İdare tarafından kararın düzeltilmesi talep edilmiş ve Danıştay tarafından bu talep kabul edilerek idare mahkemesinin ret kararı onanmıştır.

Davacı, sendika temsilcisi olarak çalıştığı okuldaki yöneticilik görevinden alınarak başka bir göreve atanmasının sendika hakkını ihlal ettiği iddiasıyla konuyu Anayasa Mahkemesine taşımıştır.

Anayasa Mahkemesi Kararında özetle; okul idarecilerinin okullarda eğitimin aksamadan yürütülmesini, öğrenci ve öğretmenlerin derslere zamanında girip mevzuata uygun şekilde eğitim hizmetlerinin yerine getirilmesini gözetmekle görevli ve sorumlu olduklarını, idarecilerin süreklilik arz eden eğitim hizmetinin yürütülmesini koordine ederken sevkli veya izinli olan öğretmenlerin takibini yapmakla ve kanunların tanıdığı imkanların kullanımının suiistimalini öncelikle kendileri engellemekle yükümlü olduklarını, bu bağlamda değerlendirildiğinde; davacının idari görevden alınması ve görev yerinin değiştirilmesinin ikinci bir cezalandırma olduğunun kabul edilemeyeceği, idari görevlerde idarenin diğer atamalara göre takdir hakkının daha geniş olduğu, idarenin tespitleri ve derece mahkemelerinin gerekçeleri dikkate alındığında davacının mevzuata uygun olarak görevden alınmasının sendika hakkına orantısız müdahale oluşturduğunun söylenemeyeceğini ve eğitim hizmetlerinin en iyi şekilde yürütülmesine ilişkin amacı gerçekleştirmek için gerekli görülen önlemler ile sendika hakkı arasında kurulması gereken dengeyi davacı aleyhinde bozduğunun söylenemeyeceği ifade edilmiştir.

Bu gerekçelerden dolayı davacının Anayasa'nın 51 inci maddesinde güvence altına alınan sendika hakkının ihlal edilmediği karar verilmiştir. Karara bir üye katılmamıştır.

Anayasa mahkemesi kararına ulaşmak için TIKLAYINIZ.