Kesin listeler öncesi Erdoğan ile Bahçeli bir araya gelecek

Cumhur İttifakı'nı oluşturan partilerin liderleri Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, aday listelerinin Yüksek Seçim Kurulu'na verileceği 19 Şubat'tan önce bir kez daha bir araya gelerek, ittifakın durumunu, işbirliğini gözden geçirecekler. Bu görüşmede alınacak kararlarla ittifakın genişlemesi söz konusu olabilir; ittifak kapsamına yeni bazı iller eklenebilir. İki lider ayrıca kampanya sürecine ilişkin bazı detayları da konuşacak

Kaynak : Habertürk
Haber Giriş : 04 Şubat 2019 18:18, Son Güncelleme : 04 Şubat 2019 18:20
Kesin listeler öncesi Erdoğan ile Bahçeli bir araya gelecek

Partilerin seçim psikolojisinin yönetilmesi, söylem birliği gibi gündem maddeleri var. CHP ve İyi Parti'nin oluşturduğu ittifakın özellikle Adıyaman'da Saadet Partisi ile bazı büyükşehir ve ilçelerde HDP ile genişlemesine karşı izlenecek strateji de önem taşıyor. Bir başka konu başlığı da internet coğrafyası ve dijital kampanya. Her ne kadar yerel seçim de olsa bu seçimin dinamiklerini ve psikolojisini hiçbir parti göz ardı etmiyor. Önceki seçimlerden farklı olarak ittifak kurulan yerlerdeki fiziki coğrafyanın yanı sıra, internet coğrafyasının da iyi planlanması ve iyi yönetilmesi gerekiyor.

BEKA TEHDİDİ

Gelelim beka tehdidi meselesine... Muhalefet her ne kadar aksini söylese de seçimin sonucuna göre AK Parti'nin halk desteğinin düştüğü gerekçesiyle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin tartışmaya açılacağı düşünülüyor ve buna göre pozisyon alınıyor. AK Parti bugüne kadarki seçimlerde 38-49 sarkacında sonuçlar aldı. Bu sarkaçta bir sonuç alınırsa bu başarısızlık sayılmaz ancak Cumhur İttifakı'nın hedefi yüzde 52'nin üzerine çıkmak çünkü son seçimde AK Parti ve MHP ittifakı yüzde 52'nin biraz üzerinde oy almıştı. Muhalefetin bir diğer hedefi Ankara-İstanbul gibi büyükşehirleri kazanarak bunu Cumhur İttifakı için bir başarısızlık kriteri olarak halkın önüne koymak. AK Parti için 1989 ANAP örneği gündeme getiriliyor; Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın arkasındaki geniş halk desteğini tartışmaya açmak için Ankara-İstanbul gibi büyükşehirlerin kazanılması çıtası konulmuş durumda.

AK PARTİ'NİN SINAVI

AK Parti bugüne kadar terör örgütlerine ve vesayet odaklarına karşı mücadele verdi; kampanyalarında bunu kullandı. Şimdi başka bir mücadele alanı var. CHP ve HDP, AK Parti'nin siyasi rakipleri olmasına rağmen, AK Parti'nin siyasi gelişim ve değişim sürecine baktığımızda karşılaştırılabileceği bir başka örnek bulunmuyor. Tam da bu noktada AK Parti'nin teşkilatları ile birlikte, içe dönük bir bütünlük sağlaması gerekiyor. Kurumsal bütünlüğünü korurken değişim/dönüşüm sürecini de iyi yönetmesi gerekiyor. MHP ile ittifak tabanda da benimsenmiş durumda.

TOPLUMUN BEKLENTİLERİ ARTIYOR

Erdoğan karşıtlığı üzerinden meydan okumalar bugüne kadar hep oldu ancak şimdi siyasette de yeni bir durum var ve hem fırsatlar hem de tehditler içeriyor...

Toplum önceki seçimlerde ve referandumda olduğu gibi katı şekilde siyasal tabanlı değil, aynı zamanda ihtiyaç ve talep eksenli ayrışmaya, gruplaşmaya başladı. Bu, HDP gibi partilerde katı ideoloji ve partiye sadakat şeklinde siyasal tabanlı devam ederken, CHP seçmeni parti içi çekişmeler nedeniyle kendisini yorgun hissediyor. İyi Parti ise tepkisel refleksleri konsolide etmeye çalışıyor. Toplumun daha çok ekonomik beklenti ve taleplerinde yaşanan patlamanın da doğru yönetilmesi gerekiyor zira bunun sonu yok. Talep ve beklentiler karşılanırken, üretim ve tasarruf bilincinin yerleştirilmesi, aynı zamanda düşünce, ahlaki davranış ve merkezi hiyerarşik değerler sisteminin de inşa edilmesi gerekiyor.

KÜRT SEÇMEN

Son günlerin en çok tartışılan konusu olan HDP ile işbirliği, seçimin de temel argümanlarından biri olacak. HDP'nin bazı büyükşehirlerde aday çıkarmaması CHP ile ittifak olarak değerlendiriliyor, bunun belediye meclis üyeliklerine de yansıyacağı ifade ediliyor. AK Parti, Kürt seçmene HDP'li seçmen olarak bakmıyor. Tüm partiler, bu ülkede yaşayan Kürt seçmenin oylarına talip ancak Cumhur İttifakı, seçim sürecinde, HDP'nin kendi iradesini değil, terör örgütünün iradesini/talimatlarını yerine getirdiği tezini işleyecek. Terör örgütüyle birlikte bölgede HDP'ye karşı da güçlü bir siyasal mücadele yürütülecek. AK Parti, 24 Haziran tecrübesinden de yola çıkarak, HDP oylarının doğu ve güneydoğuda düşeceğini, metropollerde ise artabileceğini öngörüyor.

KLASİK KAMPANYADAN DİJİTAL DÖNÜŞÜME

Tüm partiler sosyal medya ve dijital dönüşüme kayıtsız kalmıyor ancak AK Parti bu konuyu daha fazla önemseyerek bir kampanya süreci hazırladı. AK Parti'de kurulan birim kampanyayı yönetiyor ve üretilen fikirler ajanslar tarafından uygulanıyor. "Önce Millet, Önce Memleket" sloganıyla başlayan kampanya, "Memleket İşi Gönül İşi" sloganıyla manifestoya dönüştü. Şimdi de "Belediye İşi, Gönül İşi" sloganıyla sadece şehrin sesinin yer aldığı bir film hazırlandı. 31 Ocak-31 Mart arası gün gün planlanırken, dijital platformlar ve sosyal ağlarda günde ortalama 3 ila 9 saat vakit geçiren 52 milyon kullanıcı ve bunların üyesi olduğu gruplar/kümelenmeler dikkate alındı; günlük hatta anlık çalışmalar yapılıyor. AK Parti, dijital bir genel merkez de oluşturdu. 1.5 milyon AK Parti teşkilatı mensubu birbiriyle konuşup, mesajlaşıyor. 1.5 milyon AK Partili aynı zamanda gerçek kişiler olarak sosyal medyada yer alıyor.

Seçimin bir başka konusu da sandık güvenliği ve müşahitler. AK Parti bunun için sahadan/sandıklardan ıslak imzalı tutanakları genel merkeze gönderecek SAS sistemini kurdu; işi şansa bırakmak istemiyor. Diğer partiler de bu konuda çalışıyor; ne kadar etkili olacak göreceğiz...

Bülent Aydemir

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber