Bebek mamasıyla girdiği Türkiye'de 4 fabrika kurdu

Türkiye pazarına 110 yıl önce bebek maması ürünleriyle giren Nestle, üretim yolculuğunu 12 kategoride 800'ün üzerinde ürün ve 50 marka ile sürdürürken, 4 fabrikasıyla 20'yi aşkın ülkeye de ihracat yapıyor.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 11 Şubat 2019 20:40, Son Güncelleme : 11 Şubat 2019 20:47
Bebek mamasıyla girdiği Türkiye'de 4 fabrika kurdu

Türkiye pazarına 110 yıl önce bebek maması ürünleriyle giren Nestle, üretim yolculuğunu 12 kategoride 800'ün üzerinde ürün ve 50 marka ile sürdürürken, 4 fabrikasıyla 20'yi aşkın ülkeye de ihracat yapıyor.

Kuruluş hikayesi, 1866 yılında İsviçre'nin Vevey kasabasında prematüre bir bebeğin anne sütü ile beslenemediğini öğrenen Henri Nestle'nin "farine lactee" adında ilk süt bazlı bebek mamasını geliştirerek bebeğin hayatını kurtarmasıyla başlayan Nestle, kısa sürede Türk tüketicisiyle de tanıştı.

1875 yılında ilk olarak bebek maması ürünleriyle geldiği bu coğrafyada, ilk ofisini 1909 yılında İstanbul Karaköy'de açan Nestle, 1927 yılında da ülkenin ilk çikolata fabrikasını Feriköy'de açarak Cumhuriyet'in ilk sanayi yatırımlarından birine imza attı.

Nestle, Türkiye'deki üretim yolculuğuna bugün 12 kategoride 800'ün üzerinde ürün ve 50 marka ile devam ediyor.

"Antep fıstığını çikolatayla birleştirerek DAMAK'ı ürettik"

Nestle Türkiye Pazarlama ve Kurumsal İletişim Direktörü Zeynep Sungu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Nestle'nin, 152 yıldır "yaşam kalitesini artırmak ve daha sağlıklı bir geleceğe katkıda bulunmak" amacıyla çalıştığını ifade etti.

Firmanın İsviçre'deki kuruluşunun ardından Türkiye serüveninin çok geçmeden başladığını anlatan Sungu, "Cumhuriyet'in ilk sanayi yatırımlarından birine imza atarak ülkenin ilk çikolata fabrikasını 1927 yılında İstanbul Feriköy'de açtık. O günden bu yana da Türkiye'de tüketicilerle kurduğumuz bağ giderek derinleşti ve sektörümüzde pek çok ilke imza attık. 1933 yılında Türkiye'nin çok önemli tarımsal değerlerinden olan Antep fıstığını çikolatayla birleştirerek DAMAK'ı ürettik." diye konuştu.

Bu ürünün dünya genelinde yoğun ilgi gördüğünü dile getiren Sungu, "Türkiye'nin ve dünyanın ilk Antep fıstıklı çikolatası zaman içinde çok büyüdü ve bu topraklardan doğan bu ürün, bugün Amerika'dan Çin'e ve Japonya'ya kadar 12'nin üzerinde pazarda yer alıyor. Bunun yanında 1968'de ilk sürme çikolata Chokella, 1984'te ilk hazır kahve Nescafe, 1986'da ilk çikolatalı toz içecek Nesquik ve 2001'de Nescafe 3ü1 Arada gibi yenilikçi ürünleri pazara sunduk." dedi.

"Yüzde 92 yerel ham madde kullanarak üretimimizi sürdürüyoruz"

Zeynep Sungu, firmanın Türkiye'deki faaliyetlerine de değindi. Türkiye'de 3 bin 800 kişiye doğrudan, 7 bin kişiye ise dolaylı olarak istihdam sağladıklarını belirten Sungu, şunları kaydetti:

"110 yılı aşkın süredir bulunduğumuz Türkiye pazarında bugün de yüzde 92 oranında yerel ham madde kullanarak üretimimizi sürdürüyoruz. Bursa Karacabey'deki 2 fabrikamızda çikolata, gofret, kakaolu fındık kreması, kahve, toz içecekler ve kahvaltılık gevrek ürünlerimizi üretiyor; Kestel ve İnegöl fabrikalarında suyun dolumu ve şişelenmesini gerçekleştiriyoruz. Toplam 4 fabrikamızdan çıkan ürünler 20'yi aşkın ülkeye ihraç ediliyor. Nestle olarak, 1927'de Türkiye'nin ilk çikolata fabrikasıyla başlayan üretim yolculuğumuza bugün 12 kategoride 800'ün üzerinde ürün ve 50 marka ile aktif bir şekilde devam ediyoruz."

"POLO delikli nane şekeri yüzüğüyle evlilik teklifi"

Nestle Türkiye Pazarlama ve Kurumsal İletişim Direktörü Sungu, 100 yılı aşkın bir firma olarak zaman zaman Türkiye'de vatandaşlarla ilginç diyaloglar yaşadıklarını ifade etti.

Türkiye'deki tüketicilerle sürdürülebilir ve samimi bir bağ kurmanın kendileri için çok önemli olduğunu ve bunun için Nestle Türkiye olarak 2016 yılında Tüketici Etkileşim Merkezi'ni (CEC) kurduklarını aktaran Sungu, CEC'in, tüm kanallardan gelen tüketici soru, şikayet, önerilerinin toplandığı ve düzenli sosyal dinlemelerin yapıldığı tek merkez olduğunu söyledi.

Bu merkezin çalışmaları sayesinde tüketicilerle yaşanan bir etkileşimi anlatan Sungu, şunları kaydetti:

"Bunlardan en ilgincini POLO (delikli naneli şekeri) ürünümüz ile yaşadık. POLO sosyal medya ekibimizin, markanın hedef kitlesi olan gençlere sosyal medya üzerinden hızlı ve esprili yanıtlarla dönüş sağlaması üzerine sosyal mecralarda 'POLO Bey' hitabı doğdu. Biz de bu karakteri sevdik ve kendi paylaşımlarımızda ve reklamlarımızda da kullanmaya başladık. Bu yakın ilişki POLO yüzükle evlilik teklifine kadar uzandı. POLO ile özel bir bağı olan bir genç, kız arkadaşına POLO yüzüğüyle evlenme teklifi etmek istediğini bize iletti. Biz de kendisi için bir POLO tek taş tasarlayıp gönderdik. Evlenmeye karar veren mutlu çift, POLO yüzüğü ile poz verdi."

"2020 yılına kadar gerçekleştireceğimiz 42 taahhüdümüz var"

Zeynep Sungu, asırlık bir şirket olmanın zorlukları ve bunun yüklediği sosyal sorumluluklara değinirken, Nestle'nin global kurumsal sosyal sorumluluk yaklaşımının temelini oluşturan "Ortak Değer Yaratma" yaklaşımının, Türkiye'deki tüm çalışmaların da temelini oluşturduğunu söyledi.

Söz konusu yaklaşım kapsamında yaşam kalitesini artırmak ve daha iyi bir geleceğe katkıda bulunmak amacıyla taahhütler ve hedefler belirlediklerini ifade eden Sungu, "Birleşmiş Milletler Küresel Sözleşme (UN Global Compact) ile uyumlu olarak global düzeyde belirlediğimiz 2020 yılına kadar gerçekleştireceğimiz 42 taahhüdümüz var. Bunlar da temel olarak etki ettiğimiz 3 alan olan beslenme, kırsal kalkınma ve su odağında çalışmaları içeriyor. Türkiye'de de çok köklü bir marka olarak aynı sorumlulukla hareket ediyoruz. Beslenme ve kırsal kalkınma ile alanında uzun soluklu ve etkili sosyal sorumluluk projeleri gerçekleştiriyoruz." şeklinde konuştu.

"Türkiye, gerçekten büyük fırsatlar sunan bir ülke"

Nestle Türkiye Pazarlama ve Kurumsal İletişim Direktörü Sungu, TEMA Vakfı ile yürütülen "Fıstığımız Bol Olsun" projesinin sürdürülebilirlik ve kırsal kalkınma odaklı bir diğer değer oluşturan projeleri olduğunu vurgulayarak, şunları söyledi:

"2011 yılında başlayan proje ile Türkiye'nin en önemli tarımsal değerlerinden olan Antep fıstığı üretiminde kalite ve verimi artırmayı, sürdürülebilir bir üretimle bölgedeki ekonomik ve sosyal refaha katkı sağlamayı hedefledik. Projenin ilk 3 yılı kapsayan birinci fazında sürdürülebilir tarım örneklerinin uygulandığı örnek bahçeler oluşturma ve bahçe sahiplerini lider üretici haline getirme hedeflerine odaklandık. İkinci fazda ise yaygınlaştırma ve bölgesel sorunlara çözümler üretmeye yoğunlaştık. 2017 verilerine göre, ilk fazda ele alınan 23 örnek bahçede komşu bahçelere göre yüzde 58 verim artışı sağladık. Hastalık ve zararlı popülasyonları yüzde 80 azaldı. İkinci fazda ele alının 154 bahçede ağaç başına yüzde 52 verim artışı alındı. Bu yıl itibarıyla projenin üçüncü fazına ilişkin çalışmalarımızı başlattık."

Sungu, Nestle firmasının Türkiye'de olmaktan dolayı son derece memnun olduğunu ifade ederek, "Türkiye, Nestle için olmazsa olmaz ülkelerden bir tanesi. Çünkü hem genç nüfusu hem de inanılmaz güzel kaynaklarıyla gerçekten büyük fırsatlar sunan bir ülke." dedi.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber