Başkanlık Politika Kurullarında, 'Tarım' neden yok?

Cumhurbaşkanlığı Politika Kurulları 2018 Ekim ayında kuruldu. Ancak kurulan bu dokuz kurul arasında "Tarım" yok. Tarımın, "Sağlık ve Gıda Kurulu" içerisinde değerlendirildiği görülüyor ancak bu kurulun üyeleri arasında da ziraatçı yok. Ayrıca bitkisel üretimiyle, hayvancılığıyla, araştırmaları kuruluşlarıyla, çiftçisi ile... koca tarım camiası tek başına bir kurul olmayı hak etmiyor mu?

Ülkemizde tarımla uğraşanların oranı %40'a yakın.

Tarım, gıdanın hammaddesini oluşturduğu için insanın cebiyle ve midesiyle direk bağlantılı. Bu nedenle de herkesin gündeminde özel bir öneme sahip.

Günümüzde teknolojik olarak ileri derece de gelişmiş olan ülkeler, gelişme sürecinin başlangıcında tarımla atağa kalmış ve bu tarımsal ivmeyi teknolojiye taşımışlardır.

Tarımsal olarak gelişmiş ve sistemini oturtmuş ülkeler incelendiğinde görülecektir ki, öncelikle sistemin içinde yer alan paydaşların, sorumluların hepsi kendi payına düşen görevi ve sorumluluğu gereğine uygun olarak süreklilik arz eder bir şekilde yerine getirmektedirler. Gelişmiş tarım sistemleri içerisinde bütün paydaşlar ve sorumlular uzmanlık ve branş öncelikli çalışmakta, her birim kendi sınırları dahilinde hareket etmekte, kimse kimsenin sınırını aşmamakta, yetkisine müdahale etmemekte, kimse kimsenin ayağına basmamakta, destekleyici, kuşatıcı ve tamamlayıcı olmaktadır.

Tarımda tabela olarak var olan kurum ve kuruluşlarda işlevsizliği ve düzensizliği önleyecek söz sahibi bir yapıya ihtiyaç vardır

Ülkemiz tarımının yapısı işlevsel olarak sorunlu olsa da tarımdaki her konu başlığına uygun kurum ve kuruluşumuz mevcuttur. Bunların işletilmesi, içlerinin doldurulması, çalışma kapasitesinin dengelenmesi, belli bir düzen ve nizam dahilinde verimli bir şekilde çalıştırılması konusunda sorun vardır. Tarımda tabela olarak var olan kurum ve kuruluşlarda işlevsizliğe ve düzensizliğe sebep olan engelleri kaldıracak söz sahibi bir yapıya ihtiyaç vardır.

Örneğin, Tarım Bakanlığında Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü var. Ancak gündemleri irdelendiğinde görülmektedir ki, "araştırma" konusunda belli bir oranda varlar, "tarımsal politika" üretmede yeterince yoklar. Bu durumda da tarımsal politika üretmede boşluklar oluşabilmekte ve bu boşluğu da başkaları doldurmaya yeltenmektedir. Bu da beraberinde yetki karmaşasını, verimsizliği ve düzensizliği getirmektedir. Aynı şekilde bu durumun alana yansıması üretimi ve kaliteyi olumsuz etkilemektedir. Bunu yanında tarımda mevcut olan birçok tarımsal birliklerin, derneklerin ve kooperatiflerin varlığı fazlasıyla yeterli ancak bu kuruluşlardaki yetki ve sorumluluk karmaşasının tarıma yansıması ve resmi kuruluşların bıraktığı boşlukları kendilerince doldurmaya kalkışmaları, düzensizlik üzerine düzensizlik getirmektedir. Bu düzensizliğin ve kusurun ucu soframıza kadar uzanabilmektedir.

Başkanlık Politika Kurulları arasında "tarım" ayrı bir başlık olarak olmalıdır

Kendi içinde tadilatını yapamayan ve tekamülünü gerçekleştiremeyen hatta sorunlarını gerçekçi bir şekilde tespit edemeyen kurum ve kuruluşlar hiyerarşik yapının en güçlü yerinden destek umarlar. Aslında bu durum liyakatsizliğe işaret etse de, çok sayıda şubeden oluşan geniş yapılı teşkilatlarda çeşitli nedenlerle zaman zaman esneme ve genleşmeden dolayı hantallaşma ve durağanlaşma olabilmektedir. Ancak bu durumun süreklilik kazanmaması için yerinde ve zamanında müdahale edecek devamlı bir yapıya ihtiyaç vardır. Günün koşullarına ve ülkenin sistemine göre böyle bir yapının mevcudiyeti için en uygun olanı ise Başkanlık Politika kurullarıdır. Bu kurulların arasında "tarım" ayrı bir başlık olarak var olmalıdır. İşlevsel olarak sıraladığımız ve tadilat gerektiren tüm konuları gündemine alamasa da, belirli bir izlenebilirlik ve tamamlayıcılık açısından tarımcılardan oluşan aktif bir tarım kurulunun olması ihtiyaçtır.

M. Murat GÜN