Sivillere ateş açan darbeci de inkar etti

Darbe girişimi sırasında, hedef gözeterek birçok vatandaşı yaralayan darbeci eski Yüzbaşı Sinan Canlı, kamera görüntüleri, tanık, müşteki ve sanık beyanlarına rağmen FETÖ'nün talimatına uyarak inkar politikasına gitti.

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 16 Mart 2019 17:48, Son Güncelleme : 16 Mart 2019 18:09
Sivillere ateş açan darbeci de inkar etti

Sultanbeyli ve Mehmetçik Vakfı civarında hedef gözeterek ateş etmesi sonucu birçok vatandaşı yaralayan darbeci eski yüzbaşı Sinan Canlı, kamera görüntüleri, tanık, müşteki ve sanık beyanlarına rağmen FETÖ'nün talimatı doğrultusunda inkar stratejisini izledi.

FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında aktif rol alarak birçok vatandaşın şehit olması veya yaralanmasında talimatları bulunan darbeci sanıklar, yargılandıkları davalarda, elde edilen görüntü, ses kayıtları ile tanıkların teşhis ve anlatımlarına rağmen savunmalarını "inkar politikası" üzerine kurmayı sürdürüyor.

Sultanbeyli ve Mehmet Vakfı civarında darbe girişimini engellemeye çalışan vatandaşlara hedef gözeterek ateş açan darbeci eski yüzbaşı Sinan Canlı da cezaevine girdikten sonra örgüt talimatı çerçevesinde inkar yolunu seçen sanıklardan biri.

15 Temmuz darbe girişimi sırasında Yalova Hava Meydan Komutanlıgında kamp yapmakta olan 178'i hava harp okulu öğrencisi 184 asker, Sabiha Gökçen Havalimanı'na takviye ve İstanbul'da bulunan bir medya kuruluşunu kontrol almakla görevlendirildi.

Darbeci eski kurmay yüzbaşı Sinan Canlı, darbeci üsteğmenler Ali Apaydın ve Aydın Gülşan ile 3 er ve 116 askeri öğrenciyle MAN otobüslerine binerek İstanbul'a intikal etmek üzere Yalova Meydan Komutanlığı'ndan yola çıktı.

Hedef gözeterek ateş açtı

Sultanbeyli ve Mehmetçik Vakfında alınan tedbirler, bircok aracın yolda bekletilmesi ve darbe kalkısmasına tepki gosteren vatandasların bu noktada toplanmaya baslaması nedeniyle Yalova'dan yola çıkan darbeciler burada durmak zorunda kaldı. Kolluk gorevlileri tarafından trafik akısının kesilmesi ve bolgede cok sayıda vatandasın toplanmıs olmasından dolayı daha fazla ilerleyemeyen darbecilere, bolgede toplanan vatandaslar tepki gösterdi.

Sinan Canlı, yolu açmamakta ısrarcı olmaları ve darbecilere tepki göstermeye devam etmeleri üzerine hedef gözeterek vatandaşlara ateş açmaya başladı. Açılan ateş sonucu Osman Nuri Esen ve Aydoğan Onmaz yaralandı.

Darbeciler Sinan Canlı, Aydın Gülşan ve Ali Apaydın, sivil vatandasların bulundugu yere dogru, etkili mesafeden, uzun namlulu silahlarla oldurme kastıyla ve hedef gozeterek ates etmeye devam etti. Açılan bu ateş sonucu müşteki Sedat Özoğul da yaralandı. Özoğul'un "Parabellum" tipi bir merminin isabet etmesi sonucu yaralandıgı, bu merminin MP-5 marka A3 model makineli tabancalara ait olduğu, bu silahların da rutbeli darbeciler Sinan Canlı, Aydın Gülşan ve Ali Apaydın'a verildigi, olaylar esnasında da bu kişiler tarafından kullanıldıgı tespit edildi.

Darbeci Canlı, telefonuyla çekim yapan müşteki Yakup Udun'u da hedef gözetip bacağından vurarak yaraladı.

Yaralanan müştekilerin beyanları

Darbeci Sinan Canlı'nın ayağından vurduğu müşteki Osman Nuri Esen, "Telefonumu almak için araca yöneldiğimde arkamdan ateş etmeye başladılar. Bu sırada arkamdan ates eden askerler 'Aracından uzak dur' diye bagırarak, benim aractan uzaklasmamı istediler. Ancak ben aracımdan cep telefonumu alarak video kaydı yapmaya basladım. Bu sırada yuzbası uniformalı asker sahıs (Sinan Canlı) benim sag ayagıma diz ustunden, elindeki tabancayla ates etmeye basladı. Bir kac el ates ettikten sonra sag ayagıma direk olarak ates etti. Ben yaralanıp yere dusunce elimde bulunan ve o sırada halen video kaydı yapmakta oldugum cep telefonumu alarak otobandan dısarı dogru uzaga attı." şeklinde beyanda bulundu.

Müşteki Yakup Udun, "Yuzbası oldugunu ogrendigim Sinan Canlı kendilerinin Harp Okulundan geldiklerini, goreve gittiklerini, derhal yolun acılmasını istedigini soyledi. Bu sırada Canlı, baska bir vatandasla tartısırken ben tartısan vatandasın ve askerin fotografını cektim. Bunu gören Yuzbası Sinan Canlı isimli asker aniden bana tabancayla ates etti. Kursun sag bacagımın diz kısmına isabet etti. Yaralanınca kendimi yol kenarına attım. Bir ara arkamdan geldigini gordum. Ancak daha sonra panik ortamı olusunca beni takip etmeyi bıraktı." dedi.

Müşteki Aydoğan Onmaz ise vatandaşlara, "Korkmayın bunlar size ateş edemez." diye seslendiğini aktararak, "Bu sırada Sinan Canlı ile karşılaştık. Bu asker bana aracıma binmemi ve insanları etkilemememi soyledi. Beylik tabancasını cıkararak benim kafama dayadı ve küfrederek 'Şimdi seni burada vururum kimse bana bir sey yapamaz.' diye soyledi." ifadelerini kullandı. Canlı'nın kendisini öldürmekle tehdit ettiğini ve birkaç metre geriye giderek mevzilendiğini aktaran Onmaz, "Bu sırada bir baska asker beni hedef gosterdi. Bunun uzerine benim yanımdan uzaklasan Sinan Canlı bana dogru tufegiyle ates etti. Bu sahsın beni hedef alarak ates etmesi sonucu sag bacagımdan yaralandım." diye konuştu.

Bir vatandaşı vurduğunu kabul eden darbeci, diğerlerini inkar etti

Mahkemede, yaralanma olaylarına ilişkin savunma yapan darbeci Sinan Canlı, 3 kişiyi kasten yaraladığını kabul etmeyerek FETÖ'nün inkar stratejisini izledi.

Tuzla Mehmetçik Vakfı yanında araçların durduğunu söyleyen darbeci asker, sadece bir vatandaşı ayağından vurduğunu kabul etti. Darbeci yüzbaşı, o anları şöyle anlattı:

"Üzerime bir kişi geliyordu ve elinde bir şey vardı. Arkasında da 10-15 kişi vardı. Şakağına silah dayadım. Arka tarafı uyarmak için ve elindeki telefonu başka bir şey olarak gördüğüm için vatandaşı ayağından vurdum. Tedirgindim ve bunu yaptım. O gece hep tedirgindim, otobüse taşlar gelince de ateş ettim."

Darbeci askerden "kafalarına sıkın" talimatı

Sultanbeyli Mehmetçik Vakfı bölgesine takviye olarak görevlendirilen 6 polis memuru, "Yapmayın, bu yaptıgınız suctur, hepimiz bu vatanın evlatlarıyız, birbirimizi mi vuracağız? " sözleriyle darbecileri eylemlerinden vazgeçirmeye çalıştı.

Bolgeye takviye guc olarak intikal eden musteki polis memurları ile silahlı catısmaya giren Sinan Canlı önderliğindeki darbeciler hedef gozeterek ve oldurme kastıyla ates etmeye basladı. Darbeci Canlı, kolluk gorevlisi olan musteki Murat Ellibeş'i (meslekten ihraç), yanına yaklasarak uzun namlulu silahıyla karın bolgesine, oldurme kastıyla yakın mesafeden ates ederek yaraladı.

Diğer polisleri derdest ederek yere yatıran darbeciler, silahlara da el koydu. Darbeci Canlı, yere yatırdığı polis memurlarından Mehmet Biliç'i MP-5 dipçiği ile darbetti.

Polisleri yere yatıran ve darbeden sanık Canlı, emrindeki darbecilere de "Kafalarını kaldırdıkları an, kafalarına sıkın" talimatını verdi.

Dosyada yer alan bazı polis ifadeleriyle de olay anlatıldı. Buna göre, Apdil Özcan ifadesinde, "Önde bulunan otobusun sag yan kısmındaki 5-6 kisilik asker grubunun icinden acılan ates sonucu komiser yardımcısı Murat Ellibeş vurularak yere dustu. Bu asker sahısların polis merkezi icerisinde adli islemleri yapılırken bana olay yerinde ilk mudahale eden ve emrinde bulunan askerlerine talimat veren, techizatlarımızı aldıran ve belirttigim tum olayları koordine eden ve Mehmet Biliç'i darbeden asker sahsı tanıdım. Bu kişinin rutbesinin Yuzbası Sinan Canlı oldugunu ogrendim." dedi.

Erdal Yıldırım ise "Olayları koordine eden sahsı tanıdım. Rutbesinin yuzbası, isminin Sinan Canlı oldugunu ogrendim. Beni yere yatırarak belimden zorla silahımı alan da Sinan Canlı idi." beyanında bulundu.

Mehmet Biliç de "Yaklasık 7-8 asker biz gorevli polislerin kafalarına silah dayadıktan sonra yere yatırdı. Baslarımıza silah dayamak suretiyle arkadaslarımın ve benim belimde bulunan tabancamı ve diger arkadaslarımın bellerinde bulunan zati demirbas tabancalarımızı, cep telefonlarımızı, telsizlerimizi, celik yeleklerimizi silah zoruyla aldılar. Yatarken, 'Neden etrafa bakıyorsun.' diye uzun namlulu silah dipcigiyle kafama ve vucudumun cesitli yerlerine vurdular. Tekmeleyerek beni darbettiler. Beni darbeden asker yüzbaşı Sinan Canlı'dır." ifadesini kullandı.

Murat Ellibeş, "Rutbeli personel 'Sizlerle isimiz yok, bizim isimiz yonetimle.' dedi. Bu esnada ellerimi gostererek 'Silahım yok, konusalım' dedim. Bu esnada bir el silah sesi duydum ve bir aracın lastiginin patladıgını gordum. Ikinci silah sesini duydugumda karnımda bir sızı hissettim. Baktıgımda vuruldugumu anladıgım. Iki dizimin ustune coktum ve yerde yuvarlandım. Bu esnada Sinan Canlı beylik tabancasını basıma dayadı, 'Silahını ver.'dedi. Daha sonra ayagıyla beni cevirerek belimdeki silahımı aldı." dedi.

"Kafalarına sıkın" talimatını tedirginlikten verdim yalanı

İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesinde polislerin derdest edilmesine ilişkin savunma yapan darbeci Sinan Canlı, "Yolda polis olduklarını gösteren hiçbir şey yoktu. Silahlarını aldım ve yere yatmalarını söyledim. Bunların hepsini tedirginlikten yaptım." yalanına sarıldı.

Darbe girişimi esnasında tedirginlik dolayısıyla ağzından istemediği kelimelerin çıktığını iddia eden sanık Canlı, "Kafanıza sıkarım" talimatını istemsizce verdiğini savunarak, darbe eylemlerine bilinçli olarak katıldığını inkar etti.

"Üç kişiyi hakladım cümlesini öğrencileri rahatlatmak için kullandım"

Dosya kapsamında ifade veren 36 öğrenci sanık, Sinan Canlı'nın darbe girişimi boyunca ateş açtığını ve otobüse bindiğinde "3 tane haini vurdum." şeklinde beyanda bulunduğunu söyledi.

Mahkemedeki savunmasında bu cümleyi kullandığını kabul eden Canlı, kendisi gibi öğrencilerin de panik olduğunu hissettiğini, öğrencilerin tedirginliklerinin geçmesi için böyle bir cümle kurduğunu öne sürdü. Canlı bu ifadeleri kullanarak vatandaşları yaraladığını bir kez daha inkar etti.

Sosyal medyaya, şoföre bakmaktan bakamamış

Mahkemedeki savunmasında darbe girişiminden haberdar olduğunu inkar eden ve terör saldırısı nedeniyle destek olarak Yalova'dan ayrıldıkları yalanını söyleyen Sinan Canlı, darbe girişiminden de sabah haberdar olduğunu söyledi.

Gece boyunca telefonu yanında olan ve HTS kayıtlarında birçok araması bulunan Canlı, haberlere ve açıklamalara bakamamasını ise şu yalanla açıkladı:

"Şoför öndeki otobüsü kaçırdı. Öndeki aracı kaçırdığımız için şoföre çok kızdım. Komutanımı aradım, güzergahı öğrendim. Şoföre kızgındım ve tedirgindim, gözüm hep şoförün üzerinde olduğundan dolayı sosyal medyaya hiç bakamadım. Bu nedenle haberlere ve açıklamalara bakamadım."

FETÖ'cü olduğunu inkar etti

Darbeci yüzbaşı Sinan Canlı mahkeme huzurunda verdiği savunmalarda sürekli olarak FETÖ'cü olmadığını iddia etti.

FETÖ'cü olduğunu inkar eden Canlı'nın, kurmaylığa örgüt üyeliği sayesinde geçtiği gizli tanık beyanıyla ortaya çıktı. Gizli tanık "SEL" ifadesinde, "Ben Bursa Isıklar Askeri Lisesinde ... yılları arasında gorev yapmıstım. Burası daha once 2008 yılında Kara Kuvvetleri Komutanlıgından Hava Kuvvetleri Komutanlıgına gecmisti. Hava Kuvvetleri Komutanlıgına gectigimde ilk kurucu ekipte gorev alan bes kisilik kurucu tim komutanlarından gorev yaptıgım sure boyunca cok iyi bir sekilde bahsediliyordu. 'Besi bir yerde' diye anılıyordu. Sakirt oldukları yani cemaat mensubu oldukları ima ediliyordu. Zaten bunların hepsi de sonradan kurmay oldu. Bunların isimleri (M. K. E), (Sinan Canlı) , (T.T. ), ( H. A. ),(Y. K.) ve ( E. O.) dir." beyanında bulundu.

Vatandaşları yaraladığı anın görüntüleri ortaya çıktı

Darbeci Canlı'nın kendisini engelleyen bir vatandaşı yaraladığı an cep telefonu kamerası tarafından görüntülendi. Görüntüler Canlı'nın yargılandığı dava dosyasına da girdi.

Kayıtlarda Canlı'nın, toplanan vatandaslara, "Ayrılın vururum." seklinde ifadeler kullandığı ve elindeki tabancayla havaya defalarca ates ettigi, silahını vatandaslara dogrultarak uzerilerine yurudugu, vatandasların "Ayıp ya, yediginiz lokmalar haram." demesi uzerine küfretmesi görülüyor.

Vatandaşların birbirlerini "Asker silah çekiyor." diyerek uyardıkları, aniden yön değiştiren Canlı'nın bir vatandaşa yaklaşarak ateş ettiği, bacağından vurularak yere düşen vatandaşın acı içinde bağırması da görüntü de yer alıyor.

Canlı'nın eylemlerini surdurerek toplanan vatandaslara hitaben surekli "Çabuk cekilin." diye bagırması, silahını dogrultarak vatandaslara, "Vururum bak" seklinde sozler soylemesi de cep telefonu kamerasından görülebiliyor.

Darbeci Sinan Canlı, "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "kasten yaralama" ve "kasten öldürmeye teşebbüs suçlarından 64 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber