Kadına şiddette tam uyumlu ortak çalışma

İki yılda 52 bin 600 başvuru olduğunu, 113 kadın cinayeti işlendiğini vurgulayan İstanbul Emniyet Müdürü Dr. Mustafa Çalışkan, "Bunun minimuma indirilmesi, tüm resmi ve sivil toplum kuruluşlarının tam bir uyum içerisinde ortak çalışmasıyla sağlanır" dedi

Kaynak : Sabah
Haber Giriş : 31 Ağustos 2019 08:35, Son Güncelleme : 31 Ağustos 2019 08:37
Kadına şiddette tam uyumlu ortak çalışma

Türkiye, Emine Bulut cinayeti sonrası kadına yönelik şiddet ve cinayet olaylarını konuşuyor. Her geçen gün de kadın cinayetlerine bir yenisi ekleniyor. İstanbul Emniyet Müdürü Dr. Mustafa Çalışkan'ın "İstanbul'da 'Kadına Şiddet' ve 'Kadın Cinayeti' vakalarına yönelik, nicel-nitel bir inceleme" başlıklı akademik çalışmasında da çarpıcı bulgulara yer verildi. İstatistik bilgilerin yer aldığı çalışmada İstanbul Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü ve Cinayet Büro Amirliği'nin 2017-2018 yılı verilerinden yararlanıldığı ifade edildi. Kadına şiddet konusunun öneminin toplum tarafından daha net gözlemlenebilmesi için bu araştırmayı yaptığını belirten İstanbul Emniyet Müdürü Dr. Mustafa Çalışkan, polisiye tedbirlerin kadına şiddet konularında sınırlı bir etki yapabileceğini ve tüm kurumların ortak tedbirleriyle sorunların aşılabileceği vurgusunu yaptı.

SUÇU NORMALLEŞTİRME

Çalışkan, BAİBÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi'nde yayımlanan akademik çalışmasında "kadına şiddet" ve "kadın cinayetleri" hakkında Türkiye ve dünya genelindeki araştırmalardan örnekler verdikten sonra "Türkiye'de de yaygın olmakla birlikte, suçluların, işledikleri suçu normalleştirmek adına öne sürdükleri başlıca gerekçeler ise: kadının ayrılık talebi, namus, aldatma-aldatılma, kıskançlık olarak ön plana çıkmaktadır" dedi.

VERİLER TEK BAŞINA YETERSİZ

Gelişmiş ülkeler ve gelişmekte olan ülkelerin kadına yönelik şiddet vakalarıyla ilgili verilerine de araştırmasında yer veren Çalışkan, "Gelişmiş ülkelerde de ortalama olarak % 19 ve % 45 değer aralıklarında kadına şiddet vakalarının görüldüğü bilimsel araştırmalarla ortaya koyulmuş bir gerçekliktir. Gelişmekte olan ülkelerde ise bu oran % 30 ve % 60 değer aralıklarında görülmektedir. Bu durum şiddet vakalarında ekonomik göstergelerin etkili olduğunu ancak, sosyo-ekonomik verilerin vakaların nedenlerini tek başına açıklama aşamasında yetersiz kaldığını ispatlamaktadır" ifadelerini kullandı.

İKİ YILDA 52 BİN 600 BAŞVURU

Çalışkan, İstanbul'da 2017-2018 yılları içerisinde gerçekleşen kadına şiddet vakalarında bir artış olduğunu gözlemlendiğini de belirterek "Kadına şiddet ile alakalı olarak, emniyet birimlerine en fazla intikal eden müracaatlar; tehdit, kasten yaralama, hakaret, tedbir kararına aykırılık, cinsel saldırı, cinsel taciz, cinsel istismar konuları olmuştur" dedi. İstanbul'da sadece iki yıl içerisinde, kadına şiddet konulu müracaatların sayısı 52 bin 600 olduğu, geçmiş birkaç yılın dahil edilmesi halinde ise 100 bin gibi rakamın çıkmasının olası bir durum olacağı bilgisi de araştırmada yer alıyor. İstanbul Emniyet Müdürü Çalışkan, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Personel Şube Müdürlüğü'nden alınan bilgiye göre, İstanbul'da polis sayısının 2017'de 35 bin olduğunu, 2018'de ise 40 bin civarında olduğunu söyledi.

Emine Bulut'un ortaya çıkan ölüm anı videosu Türkiye'yi sarstı! İşte kan donduran o video

BİR POLİSE 8 VAKA DÜŞÜYOR

Çalışkan, akademik çalışmada, 1/12 yıllık izin ve üçlü vardiya çalışma sistemine göre, her gün aktif çalışan polis sayısının ortalama 13 bin civarında olduğu bilgisini de paylaştı. İstanbul'da kadına şiddet vakaları, aktif olarak çalışan polis sayısı ile orantılandığında ortalama olarak 1 polis memuruna, takibi yapılması gereken 8 kadına şiddet konusu düştüğü bilgisinin yer aldığı araştırmayla ilgili Emniyet Müdürü Çalışkan, "Bu oransal durum şunu göstermektedir: Tüm polisler hırsızlık, terör, toplumsal olaylar vb. konularla ilgilenmeyip sadece kadınların korunması amacıyla görevlendirilse dahi güvenlik güçlerinin sayısı bu toplumsal sorunun çözümü aşamasında yeterli olamamaktadır" diye konuştu.

'YALNIZ OLMADIĞINI HİSSETMELİ'

MustafaÇalışkan, araştırmasının sonuç bölümünde şu değerlendirmelere yer veriyor:

* Kadına şiddetin minimum seviyeye indirilmesi, ülkedeki tüm resmi ve sivil toplum kuruluşlarının uzun soluklu süreçte ve tam bir uyum içerisinde ortak çalışmasıyla sağlanabilir.

* Kadına şiddet, sadece kadına değil toplumun tamamına yönelik işlenen bir suçtur. Çünkü bu tür şiddet olayları, aile içerisinde yetişen çocuktan, kadının yakın çevresine, komşularına ve mahallesine kadar sirayet etmekte ve toplumda sosyal organizasyon bozukluklarının ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Kadına şiddet konusunda tüm topluma düşen sorumluluk, adli süreçten, tedavi sürecine ve topluma adapte olma aşamasına kadar her adımda kadına yalnız olmadığını hissettirmektir.

Damla Kaya

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber