Müdür, Müdür müdür?

Geçtiğimiz günlerde yayımlanan haberde okul müdürünün öğretmenin çocuğuna hatta bebeğine baktığı, öğretmenin ise derse girdiği haberi yayımlandı. Bu haber bağlamında Maksut Balmuk, müdürlerin rolüne değindi

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 13 Eylül 2019 00:05, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 18:59
Müdür, Müdür müdür?

Dün yayımlanan haberde okul müdürünün öğretmenin çocuğuna hatta bebeğine baktığı, öğretmenin ise derse girdiği haberi yayımlandı. Tıklayınız.

Haber sonrasında gerek sosyal medyadan gerekse buradan onlarca yorum yapıldı. Olumlu ve olumsuz yorumlar var bunlarda. Herkes kendi cephesinden bakıyor doğal olarak. Her ne olursa olsun davranış olumludur ve alkışlanmalıdır. Bırakın bir günü bir saatliğine bile bakmışsa o çocuğa olumludur. Burada önemli olan bir başka konu ananın müdürüne güvenebilmesidir. Hem de evladını teslim edebilecek kadar.

İşte son yıllarda okul yönetimlerinde kaybettiğimiz husus budur. Liyakat olmayınca, insanlara hak ettiğinden fazlası bir şekilde verilince makamlar yozlaşır, kurumlar ise çöker.

Bugün eğitim yönetiminin en önemli sorunlarından biridir empati. Yönetici empati kurabilmelidir. Haberdeki müdür "onun yerinde ben olsam, çocuğumu bırakacak yer bulamasam ne yapardım" empatisini kurabiliyorsa sorun çözülebilir.

Zamane yöneticileri genel anlamda ben yaptım oldu, ben kralım, benim dediğim olur, seni sürerim, seninle uğraşırım, istemiyorsan başka yere git... tarzına döndü.

Bu nedenle müdür müdür müdür? Diyoruz. Müdürün gerçek anlamda müdür olabilmesi için öncelikle insani ardından ise mesleki açıdan makama uygunluğu çok önemlidir.

Daha düne kadar sınıfta olan bir okul yöneticisinin sınıftaki öğretmenin halinden anlamamasının en önemli sebebi kendi halinden anlamayan yöneticilerle çalışmış olması ve mesleği tam anlamıyla özümseyememesidir. Öğretmenlik mesleği fedakarlık mesleğidir doğru ama bu karşılıklı olmak zorundadır. Tek taraflı anlayışın, fedakarlığın anlamı yoktur.

Okul müdürü öğretmenin çocuğuna baktı diye söz söyleyenlere birkaç örnek vereyim.

Öğretmen süt izni kullanmak istiyor idare direniyor. Yok şu saatte kullanırsın yok şöyle olur, yok sınıf/okul öncesi öğretmeni kullanamaz... Kanun açık ve net "D) Kadın memura, çocuğunu emzirmesi için doğum sonrası analık izni süresinin bitim tarihinden itibaren ilk altı ayda günde üç saat, ikinci altı ayda günde bir buçuk saat süt izni verilir. Süt izninin hangi saatler arasında ve günde kaç kez kullanılacağı hususunda, kadın memurun tercihi esastır."

Basa basa söylüyoruz memurun tercihi esastır diye. Kanunun üstünde midir müdür? Okulun, branşın, sınıfın özelliğine göre tabii ki sorunlar yaşanacaktır. Anne kaymakam ise de kural aynıdır, öğretme ise de, cerrah ise de... kanun koyucunun koymadığı ayrımı müdür mü koyacak? İşte müdür müdür olsa bunu sorun yapmaz. Kanunun gereğini yapar kıvırmaya gerek yok. Sınıf boş kalıyorsa tedbiri de bir şekilde alır. Huzur olan okulda bu tür sorunlar kişisel ilişkilerle çözülür. Müdür kendi çocuğu emzirilecek olsa ne yapacağını düşünmeli? Yani empati kurabilmeli.

Başka bir örnek müdür müdür olsa yüksek lisans, doktora yapacak öğretmenine yardımcı olmalı bırakın geliştirsin kendini. Mevzuat emrediyor adeta ama uygulamada sorun yaşatıyor öğretmene.

Yine öğretmenin çocuğu hasta müdür bir geçmiş olsun demeden başlıyor lafa...

İşte müdürün müdür olması için empati şart.

Başka bir örnek verelim: Müdür talimat yazmış öğretmenlere üstelik beyanname şeklinde ve imzalatıyor herkese;

"Amirimden izinsiz işyerinde (okulda) veli, misafir, hemşeri, akraba kabul etmeyeceğim."

"İşyerinde(okulda) asla şaka ve laubali davranışlarda bulunmayacağım. "

"Okulda amirlerim, personel, öğretmen arkadaşlarım ve velilerimle kavga etmeyeceğim ve huzursuzluk çıkarmayacağım. İnsan iletişiminde saygı çerçevesinde hareket edeceğim. Empati kuracağım."

"Okula sarhoş gelmeyeceğim." "Okulda alkol almayacağım."

İşte bunu yazan yazabilen hatta düşünebilen müdür müdür değildir. Hatta öğretmenliği bile sorgulanmalıdır. Üstelik "öğretmene empati kurması için imza attırıyor müdür"

İşte bunlarla uğraşıyor eğitim sistemi ve bu nedenle bir adım ileri gidemiyor. Liyakatin olmadığı yerde etik de olmaz o zaman kurumsal ve mesleksel çöküntü başlar.

Eğitim yöneticiliği görevi öğretmenlere yönelik ikinci görev kapsamında olsa de "bir okul müdürü kadar okuldur" sözünü pas geçmemek gerek. Tabii ki öğretmenleri ve diğer personelleri azımsamıyoruz fakat yönetim; yönlendiriciliğini, kurumdaki organizasyonu iyi yapamıyorsa, kurumda kurum kültürü benimsenmiyor, çalışanların aidiyet duygusu yönetim tarafından sağlanamıyorsa kurumda iş barışı olmayacağı gibi başarı da olmayacak ya da yeterince olmayacaktır.

Maksut BALMUK

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber