AYM'den, bombalı saldırıda yaralanan şoför ve oğlu için 'ihlal' kararı

Kuşadası'nda 2005 yılında Cemal Uçar yönetimindeki minibüste, terör örgütü PKK tarafından yerleştirilen uzaktan kumandalı düzenek ile C-4 tipi patlayıcının patlatılması sonucu 2'si yabancı uyruklu olmak üzere toplam 5 kişi öldü. Minibüs kullanılamayacak hale gelirken, Uçar ve araç içinde para toplayarak babasına yardımcı olan oğlu İbrahim Uçar (15) yaralandı.

Baba Uçar, olay nedeniyle yaşadığı stres ve psikolojik travma sonucu 2 aya kadar uzayabilecek düzeyde rahatsızlık geçirdiğine dair adli tıp raporu alırken, oğlunda da yüzde 49 oranında maluliyet meydana geldi. Zararın giderilmesi için Aydın Valiliği'ne yaptığı başvuru sonucunda Uçar'a ilçe halkı tarafından yeni araç alınması, ayrıca baba ve oğula toplam 8 bin 360 lira tutarında manevi tazminat ödenmesi teklif edildi. Teklifi kabul etmeyen Uçar dava açtı; ancak mahkeme manevi tazminata ilişkin taleplerini reddetti.

Cemal Uçar ve İbrahim Uçar, 3 Haziran 2015 tarihinde Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulundu.

YENİDEN YARGILAMA YAPILACAK

Başvuruyu 26 Eylül'de görüşen AYM, Anayasa'nın 36'ıncı maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki 'mahkemeye erişim hakkının' ihlal edildiğine karar verdi. Kararın bir örneği ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Aydın 1'inci İdare Mahkemesi'ne gönderildi.

Gerekçeli kararda manevi tazminat istemiyle açılan davada idare hukukunun genel hükümleri kapsamında inceleme yapılarak, bir karar verilmesi yoluyla başvurucuların mahkemeye erişimine olanak sağlanması gerektiğine dikkat çekildi.

Kararda, "Açtığı davasını tazminat hukukunun genel hükümlerine göre inceletme imkanından mahrum kalan başvurucuların mahkemeye erişim haklarına müdahalede bulunulduğu açıktır. Yukarıda belirtilen ilkeler ışığından yapılan incelemede başvurucuların manevi tazminat isteminin reddedilmesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine yönelik iddiaları hakkında yukarıda değinilen içtihatlardan farklı karar verilmesini gerektiren bir durum bulunmamaktadır" denildi.