Tıbbi Aromatik Bitkilerde neredeyiz?

Tıbbi aromatik bitkiler, tarımı kurtarabilir mi? Üretim ve pazarlama sistemi oturmuş mu? Eczacılar ve hekimler, koruyucu hekimlikte ve sağlıklı yaşamda tıbbi aromatik bitkilerden faydalanıyor mu? "Tıbbi Aromatik Bitkiler Borsası" oluşturulmalı mı?

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 02 Aralık 2019 09:46, Son Güncelleme : 02 Aralık 2019 09:47
Tıbbi Aromatik Bitkilerde neredeyiz?

Tıbbi aromatik bitkilerin önemi ve kullanım alanı

Tıbbi aromatik bitkilerin dünyada bilinirliği ve önemi artmaktadır. Bu bitkiler, tıpkı "organik tarım" ürünlerinin diğer tarım ürünlerine kıyasla daha fazla tercih edilmesi gibi "ilaç, gıda, kozmetik ve tarım" olmak üzere pek çok alanda kullanımı yaygınlaşmaktadır.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü, tıbbi ve aromatik bitkileri; insanları hastalıklardan koruyan, sağlıklarını devam ettiren ve rahatsızlıklarını gideren ilaçları sağlayan bitkiler olarak tanımlamaktadır.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre Afrika ve Asya'da nüfusun %80'i sağlık amacıyla bitkilere dayalı ilaçları kullanmaktadır. Gelişmiş ülkelerde kullanılan ilaçların ise %25-40'ı bitkisel etken madde içermektedir. Dünya çapında tıbbi ve aromatik bitkiler pazarı hızla büyümekte olup günümüzde 110 milyar dolarlık bir pazar payına sahiptir.

Ülkemizde, tıbbi aromatik bitkilerde; ıslah, üretim, kullanım ve pazarlama alanlarında henüz ciddi bir sistemleşme olmadığı halde bile; 2018 verilerine göre ihracatımız 300 milyon doları aşmış durumdadır.

İzmir Ticaret Borsası tarafından hazırlanan raporda, yurt içinde aktarlarda satılan bitki sayısının 200 civarında olduğu tahmin edilmektedir.

Tıbbi aromatik bitkilerden ilaç ürünleri olarak, "antibiyotik, antioksidan, herbal çay, keyf verici bitki" olarak, tarımsal alanda "gıda, insektisit, bitkilerde tozlaşmayı kolaylaştırıcı " olarak ayrıca hayvancılıkta "beslenme ve bağışıklık sistemine" olumlu katkısı nedeniyle "yem" olarak faydalanıldığı bilinmektedir.

Tıbbi aromatik bitkilerin durumu, sorunlar ve öneriler

Türkiye, tıbbi aromatik bitki bakımından zengin bir doğal floraya sahiptir. Son yapılan tespitlerle, 1000'nin üzerinde tıbbi ve aromatik bitki türünün halk hekimliğinde kullanıldığı tahmin edilmektedir. Önemli olan bu çeşitliğin ve zenginliğin ekonomiye kazandırılmasıdır.

- Ülkemizde tıbbi aromatik bitkilerin teşhisi, uygun şekilde toplanması ve kültüre alınıp üretilmesi konusunda istenen başarının ortaya konduğunu söylemek mümkün değildir.

- Flora taramaları, yeni bitki teşhisleri ile içeriklerinin belirlenerek kayıt altına alınması konusunda çalışmalarımız maalesef yeterli düzeyde değildir. Bu sorunun temelinde yatan en önemli sebeplerden biri ise Fen Fakültelerinin yanlış yapılandırılmış olmasıdır. Fen fakülteleri temel bilimlerde orjinal bilgiler üretip uygulamalı bilimlere altyapı hazırlaması gerekirken tam tersine Eğitim fakülteleriyle rekabet eden ve piyasaya öğretmen yetiştiren kurumlar haline gelmiştir.

- Ülkemizde tıbbi aromatik bitkiler alanında görev alması gereken meslek grupları ziraat ve orman mühendisleri, eczacılar ve doktorlardır.

- Bir ülke düşünün ki sahip olduğu tıbbi ve aromatik bitki zenginliğinden yararlanmak istiyor fakat ziraat ve orman mühendislerinin % 80-90'ı bu bitkiler hakkında hemen hemen hiç bir birikime sahip değildir. Bunun önüne geçmek için öncelikle Orman Fakültelerimizin lisans programlarına mutlaka tıbbi aromatik bitkiler ile ilgili dersler konulmalıdır.

- Tıbbi aromatik bitkilerin tarla şartlarında yetiştirilmesinden ve mera alanlarından/doğal floradan toplanmasından ziraat mühendisleri sorumludur. Ziraat mühendislerimizin lisans düzeyinde tıbbi ve aromatik bitkiler dersi okuyanlarının oranı %10-20 civarındadır. Bu durum ülkemizin tıbbi ve aromatik bitkilerden yeterli düzeyde faydalanmasının önündeki en büyük engellerden birisidir.

- Tarım Bakanlığı, tıbbi aromatik bitkiler üzerine yaptığı çalışmaların büyük bir kısmını bu konularda yetersiz birikime sahip elemanlarla yürütmekte ısrar ettiği için istenen başarıya bir türlü ulaşamamaktadır.

- Bu alandaki ıslah çalışmalarının birçoğu, genetik bilimini inkar edercesine, yanlış ıslah yöntemleriyle yürütülmekte ve ülkenin kaynakları hiçbir çıktısı olmayacak projelere aktarılarak israf edilmektedir. Bunun için tıbbi ve aromatik bitkiler konusunda, genetik biliminde, araştırma deneme ve ıslah yöntemlerinde yeterli birikime sahip olan uzmanların yönetiminde bu çalışmalar yürütülmeli ve çıktılar üreticiye mutlaka ulaştırılmalıdır. Bu teşkilatlarda birikimli elemanların çoğunlukla uzmanlık alanlarıyla hiçbir ilgisi olmayan alanlarda görevlendirildiği görülmektedir.

- Gelişmiş ülkelerde, özellikle eczacılar ve hekimler, "koruyucu hekimlikte ve sağlıklı yaşamda" başta herbal çaylar vb olmak üzere, doğal kaynaklardan önemli ölçüde faydalandıkları bilinmektedir. Ülkemizde ise tek yönlü eğitim almış ve alternatif uygulamalar konusunda aşırı derecede tutucu davranan eczacı ve hekimlerimiz, bırakın alternatif uygulamaların bilimsel alt yapılarını oluşturmayı tam tersine kendilerine fakültede öğretilen "ortodoks tıp" sisteminin dışında başka sistemlerin varlığını bile kabul etmemektedirler. Bu durum ülkemiz için çok önemli olan "alternatif tıp" uygulamalarının gelişmesinin önünde bir engel oluşturmakadır. Aynı durum tıbbi aromatik bitkiler konusunda da geçerli olup, yanlış/eksik eğitimden kaynaklı olarak eczacı ve hekimlerimizin bu bitkilere karşı olan tavırları bu bitkilerin daha yüksek oranlarda değerlendirilmesinin önünde bir engel oluşturmaktadır. Ve bu durumda da maalesef ülkemizde bu konunun tedavi amaçlı kısmı ehliyetsiz ellerde heba olmaktadır.

Tıbbi aromatik bitkilerin üretim ve pazarlamasının önündeki engeller ve çözümler

- Tıbbi aromatik bitkilerin kültürü/yetiştiriciliği diğer bitkilere kıyasla daha fazla hassasiyet ve bilgi birikimi gerektirdiği için bu bitkilerin üretimini yapacak olan çiftçilerin veya işletmelerin bu konuda yeterli birikime sahip olması gerekmektedir. Örneğin hangi bölgelerde hangi bitkilerin ve hangi kalitede yetiştirilebileceği bilinmeli ve bölgeler için doğru bitkilerin seçimi yapılarak işe başlanmalıdır. Bu alanda popülist yaklaşımların yerini gerçekçi yaklaşımlar almalı ve "havza bazlı" toplu üretim alanları oluşturulmalıdır.

- Yetiştiricilik konusunda yeterli bilgiden yoksun bir şekilde, yüksek verim ve kalite potansiyeline sahip üretim materyali kullanmadan ve yanlış bölgelerde, dağınık bir şekilde yapılan üretimden elde edilen ürünlerin pazar bulma şansı zayıftır.

- Tıbbi aromatik bitkilerin üretimi ve pazarlamasının yeni gelişen bir sektör olması, özellikle ülkemizde küçük ölçekli çiftçilerin ilgilendiği alan olması, pazar bulma sorununu beraberinde getirmektedir. Bu sorunların aşılabilmesi için ilk etapta devletin ve ilgili bakanlıkların özellikle dış pazar bulma konusunda üreticilere destek vermesi gerekmektedir.

- Ürünlerin gerek iç piyasada ve gerekse dış piyasaya daha yüksek değerde satılabilmesi için etkili maddeleri çıkarılmış veya etkili maddelerin bileşenleri saflaştırılmış halde pazarlanması gereklidir.

- Bu alanda pazarlama ve piyasa fiyatlarının normal şekle gelmesi için ülkemizde "Tıbbi Aromatik Bitkiler Borsası'nın" oluşturulması gerekmektedir.

- Tıbbi aromatik bitkilerin değer fiyatlardan satılabilmesi için olmazsa olmaz en önemli şart "standart ürün" elde edilmesidir. Standart ürün ise başta homojen üretim materyallerinin geliştirilmesi ve geliştirilen bu üretim materyallerinin üreticilere uygun yöntemlerle çoğaltılıp ulaştırılması ile gerçekleştirilebilir. Bunun için Tarım Bakanlığına bağlı TİGEM'in bazı işletmelerinde tıbbi aromatik bitkilerin tohumlarının üretimi gerçekleştirilebilir ve buralardan çiftçilere ulaştırılabilir. Fide ve fidan üretimi ise Orman Genel Müdürlüğü'nün belirli fidanlıklarında yapılabilir.

Sonuç; Tüm bu değerlendirmeler sonucunda ülkemizin sahip olduğu "genetik kaynak" zenginliği ve "mikroklima" avantajları dikkate alındığında ülkemizin tıbbi aromatik bitkilerin dünya pazarındaki payından yüksek oranda faydalanmasının önündeki engel; Tarımın diğer alanlarında olduğu gibi bu alanda da, bütünlük içerisinde; tarımsal eğitimin, tarımsal üretimin ve pazarlamanın sonuca götürecek şekilde sistemleştirilememiş olmasıdır.

Tıbbi aromatik bitkiler tek başına tarımımızı belki kurtaramaz ama bilime, ekonomimize ve sağlığımıza ciddi katkılar sağlayabilir.

M. Murat GÜN

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber