Okul müdürü, 5442 sayılı Kanuna göre mi yoksa yönetici atama yönetmeliğine göre mi atanır?

Okul yöneticisi, 5442 sayılı İl İdaresi Kanunun 8. maddesi hükümleri mi, yoksa 652 sayılı KHK'nın 37/8. maddesi gereğince çıkartılan Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumlarına Yönetici Görevlendirme Yönetmeliğimi esas alınacaktır?

Kaynak : Memurlar.Net - Özel
Haber Giriş : 18 Şubat 2020 10:36, Son Güncelleme : 15 Ağustos 2021 19:01
Okul müdürü, 5442 sayılı Kanuna göre mi yoksa yönetici atama yönetmeliğine göre mi atanır?

Bu sorunun cevabı açılan bir dava sonucunda Afyonkarahisar İdare Mahkemesince cevaplandırılmıştır.

Afyonkarahisar İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından ilan edilen, 2019 yılı Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumlarına Yeniden Yönetici Görevlendirme Takvimine istinaden Afyonkarahisar Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğüne yeniden değerlendirme kapsamında tek tercihte bulunarak başvuruda bulunan bir okul müdürünün tercihi ve yönetici atama yönetmeliğine göre yapılan puanlamaya göre puan sıralamasında 1. sırada olmasına rağmen Halk Eğitim Merkezine müdür olarak atanması gerekirken Valilikçe 5442 sayılı Kanuna dayanarak 82. sıradaki bir başkası atanmıştır.

Bu işlem üzerine dava açılmış olup Valilik tarafından; "Halk Eğitim Merkezi ve Akşam Sanat Okulu Müdürlüğü görevine 5442 sayılı Kanun ve 652 sayılı KHK'nın 37/8. maddesi gereğince aynı yerde görevine devam eden M.D'nin okul müdürü olarak atamasının yapıldığı, bu okul müdürlüğünün önemli ve hassas olduğu ve bu .nedenle genç, dinamik, başarılı ve liyakatli biri tarafından yürütülmesi gerektiği, ataması yapılan kişinin de bu özelliklere sahip olduğu, takdir yetkisi çerçevesinde atama işlemi yapıldığı ve dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu belirtilerek davanın reddi gerektiği" savunması yapılmıştır.

Afyonkarahisar İdare Mahkemesinin 2019/334 E., 2019/808 K. sayılı ve 19.12.2019 tarihli kararında aşağıdaki değerlenmelerde bulunmuştur;

5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 8. maddesinde; "Yetiştirme ve ikmal kaynaklan Bakanlıklar veya tüzel kişiliği haiz genel müdürlüklere bağlı olup il genel teşkilatı içinde birden fazla istihdam yerleri bulunan meslek, fen ve uzmanlık kadrolarına dahil görevlerden:

A) İlçe idare şube başkanı sıfatını haiz olanlarla il merkezinde Devlet gelir, giderlerinin ve mallarının tahakkuk, tahsil, ödeme ve idaresiyle ilgili ikinci derecedeki müdürler, şube şefleri ve kontrol memurları, nakit muhasipleriyle, lise, orta ve o derecelerdeki okul müdür ve öğretmenleri, hastaneler mütehassıs hekimleri, Bakanlıklar veya tüzel kişiliği haiz genel müdürlükler tarafından tayin edilirler.

B) Bunun dışında kalan bütün memurlar Bakanlıklar veya tüzel kişiliği haiz genel müdürlükler tarafından valilik emrine tayin edilerek il idare şube başkanının inhası üzerine valiler tarafından istihdam yerleri tesbit olunur;

C) Yukarıdaki fıkralarda yazılı bütün memurların lüzumu halinde il içinde nakil ve tahvilleri mensup olduğu il idare şube başkanlarının inhası üzerine valiler tarafından icra edilmekle beraber mensup oldukları Bakanlıklar veya genel müdürlüklere sebepleriyle bildirilir. Yukarıda (A, B) fıkraları dışında kalan il merkez teşkilatına bağlı memurlar ilgili idare şube başkanının inhası ile valiler tarafından tayin, nakil ve tahvil olunurlar. Tayin, nakil ve tahviller için gereken yolluk ödenekleri bütçe yılı başında ilgili Bakanlık veya genel müdürlüklerce valiler emrine gönderilir" hükmü düzenlenmiştir.

Öte yandan; 652 sayılı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 37. maddesinin 8. fıkrasında; "Okul ve Kurum Müdürleri, İl Milli Eğitim Müdürünün teklifi üzerine, Müdür Başyardımcısı ve Yardımcıları ise Okul veya Kurum Müdürünün inhası ve İl Milli Eğitim Müdürünün teklifi üzerine Vali tarafından dört yıllığına görevlendirilir. Bu görevlendirmelerin süre tamamlanmadan sonlandırılması, süresi dolanların yeniden görevlendirilmesi ile bu fıkranın uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir. Bu fıkra kapsamındaki görevlendirmeler özlük hakları, atama ve terfi yönünden kazanılmış hak doğurmaz" hükmüne yer verilmiştir.

Anılan Kanun Hükmünde Kararname gereğinde çıkarılan ve 21/06/2018 tarihli 30455 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumlarına Yönetici Görevlendirme Yönetmeliğinin "Amaç" başlıklı 1. maddesinde; "Bu Yönetmeliğin amacı, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı eğitim kurumlan yöneticiliklerini ikinci görev olarak yürüteceklerin görevlendirilmelerine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir." hükmü,

"Kapsam" başlıklı 2. maddesinde; "Bu Yönetmelik, 25/8/2011 tarihli ve 652 sayılı (Değişik ibare:RG-9/2/2019-30681) Özel Barınma Hizmeti Veren Kurumlar ve Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 37 nci maddesinin dokuzuncu fıkrası kapsamındakiler hariç olmak üzere, Milli Eğitim Bakanlığına bağlı eğitim kurumlarında ikinci görev kapsamında görevlendirilecek müdür ve müdür yardımcılarını kapsar" hükmü,

"Müdürlüğe yeniden görevlendirme" başlıklı 27. maddesi 1. ve 4. fıkrasında ise; "(1) Bulundukları eğitim kurumunda aynı unvanda dört yıllık görev süresini dolduran müdürlerin aynı ya da farklı eğitim kurumlarına, bulundukları eğitim kurumunda aynı unvanda sekiz yıllık görev süresini dolduran müdürlerin ise farklı eğitim kurumlarına müdür olarak yeniden görevlendirilmelerinde, Ek-1'de yer alan Fonu üzerinden yapılacak değerlendirmeye göre belirlenen puanlar dikkate alınır.

(4) Müdür olarak yeniden görevlendirilmek isteyen adaylar, bu maddenin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarına göre belirlenen puanlar üzerinden puan üstünlüğüne göre tercihleri de dikkate alınarak il milli eğitim müdürünün teklifi üzerine valinin onayı ile yeniden müdür olarak görevlendirilir" hükmü düzenlenmiştir.

Yukarıda yer alan düzenlemelere göre; 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu gereğince lise ve ortaokul müdür ve öğretmenlerinin lüzumu halinde il içinde nakil ve yer değiştirmelerinin il idare şube başkanlarının inhası üzerine valiler tarafından yapılabileceği açık olmakla birlikte;

Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumlarına Yönetici Görevlendirme Yönetmeliğinin Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı eğitim kurumları yöneticiliklerini ikinci görev olarak yürüteceklerin görevlendirilmeleri düzenleyerek bu kurumlarda ikinci görev kapsamında görevlendirilecek müdür ve müdür yardımcılarını kapsadığı ve bu Yönetmelikle; Bakanlığa bağlı eğitim kurumlarında ilk defa veya yeniden yönetici görevlendirilmelerine ilişkin hususlarda özel bir düzenleme getirildiği, eğitim kurumunda müdür olarak görev yapanların yeniden görevlendirilmeleri için, Yönetmeliğin ekinde yer alan Form üzerinden yapılacak değerlendirmeye göre puanının belirleneceği ve puan üstünlüğüne göre tercihleri de dikkate alınarak il milli eğitim müdürünün teklifi ve Vali'nin onayı ile yeniden müdür olarak görevlendirileceği anlaşılmaktadır.

Dava dosyasının incelenmesinden; davacının, Afyonkarahisar İli, Merkez, Anafartalar Anadolu Lisesi'nde müdür olarak görev yaptığı, Milli Eğitim Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü tarafından eğitim kurumlarına gönderilen 28/02/2019 tarih ve 4420848 sayılı yazı ile "2019 yılı Milli Eğitim Bakanlığı Eğitim Kurumlarına Yeniden Yönetici Görevlendirme Takvimi" açıklandığı, bu kapsamda Afyonkarahisar İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından 08/03/2019 tarihinde müdürlükleri boşalacak eğitim kurulularının ilan edildiği ve bu kurumların arasında Afyonkarahisar Halk Eğitim Merkezi ve Akşam Sanat Okulu'nun da bulunduğu, Yönetmelik kapsamında İl Milli Eğitim Müdürlüğü bünyesinde oluşturulan Değerlendirme Komisyonu tarafından düzenlenen ve 05/04/2019 tarihinde ilan edilen Ek-1 Formuna göre davacının 24,60 puanla listenin 1. sırasında yer aldığı, söz konusu takvim çerçevesinde münhal kadrolara yapılacak başvuruların elektronik ortamda alınmaya başlamasıyla birlikte davacı tarafından 03/05/2019 tarihinde tek tercih olarak Halk Eğitim Merkezi ve Akşam Sanat Okulu Müdürlüğü için başvuru yapıldığı, söz konusu başvurunun anılan münhal kadroya 5442 sayılı Kanun kapsamında atama yapıldığından bahisle 10/05/2019 tarihinde iptal edilmesi üzerine, bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Hukuk devletinin unsurlarından biri olan "hukuki güvenlik ilkesi"; yalnızca hukuk düzeninin değil, aynı zamanda belirli sınırlar içinde bütün devlet davranışlarının önceden öngörülebilir olması anlamını taşıyıp, sadece bireylerin devlet faaliyetlerine duyduğu güveni değil, aynı zamanda olaya ilişkin mevzuatın uygulanacağına duyulan güveni de içerir. Diğer bir ifadeyle ilgilinin hukuki durumunun süreceğine olan güvenin sarsılmaması anlamına gelir.

Olayda; Değerlendirme Komisyonu tarafından düzenlenen formda listenin 1. sırasında yer alan davacının, bu husustaki özel düzenleme olan Yönetmeliğin uygulanması yönünde haklı bir beklenti içine girerek tek tercih olarak Afyonkarahisar Halk Eğitim Merkezi ve Akşam Sanat Okulu Müdürlüğü görevi için yaptığı başvurusu hakkında bu düzenlemeye göre bir değerlendirilme yapılması gerekirken, anılan listenin 82. sırasında yer alan M.D.'nin genel düzenleme olan 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu uyarınca ve takdir hakkı kapsamında atamasının yapıldığı, ancak idareye tanınan takdir yetkisinin kullanımının mutlak ve sınırsız olmayıp, kamu yararı ve hizmet gerekleriyle sınırlı olduğu ve bu açıdan yargı denetimine tabi bulunduğu, uyuşmazlıkta davacının hangi objektif ve somut gerekçe ile başvurusunun iptal edilerek atanmadığının idare tarafından ortaya konulmaksızın salt takdir yetkisi kullanılarak tesis edildiği anlaşılan dava konusu idari işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.

Diğer taraftan; davalı idare tarafından, davacının tercih ettiği göreve atanan ve bu görevde önceki müdür konumunda bulunan M.D.'nin başarılı bir yönetici olduğu ve bu görev için liyakat sahibi olduğu ileri sürülmüş ise de; bu hususa ilişkin dava dosyasındaki bilgi ve belgeler incelendiğinde, davacının 23 yıldan bu yana yöneticilik görevini sürdürdüğü, görevindeki başarılarına ilişkin bilgi ve belgeleri dava dilekçesine eklediği ve bu hususa ilişkin davalı idare tarafından bir değerlendirme yapılmadığının görüldüğü, ayrıca bu yöndeki bir savunmanın, ataması yapılmayarak icrasına başlanılmayan bir görev için davacının önceki yönetici ile kıyaslanması sonucunu doğuracağı ve dolayısıyla davacının muhtemel başarıları veya başarısızlıkları hakkında erken bir kanaate varılması anlamına geleceği kuşkusuzdur.

Bu durumda; davacı başvurusunun iptalini gerektirecek somut bir neden ortaya konulmaksızın, salt takdir yetkisi kullanılarak anılan göreve 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu uyarınca atama yapıldığından bahisle davacı başvurusunun iptaline ilişkin olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Afyonkarahisar İdare Mahkemesinin 2019/334 E., 2019/808 K. sayılı ve 19.12.2019 tarihli kararı için tıklayınız.

Ahmet KANDEMİR

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber